2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukların Korkuları
MAKALE #6021 © Yazan Psk.Dnş.Onur AKKOCA | Yayın Kasım 2010 | 54,289 Okuyucu
KORKULACAK NE VAR Kİ ...

Çocuklarımızın korkuları vardır. Bu durum anne babaları endişelendirir ve kendilerini kötü hissetmelerine neden olur. Günümüzde anne babaların çocuklarının yetiştirilmelerinde gösterdikleri dikkati de düşününce, bu korkular onların huzursuzluklarını artırır.
“Kızım geceleri yalnız yatmak istemiyor, sürekli, ağlıyor. Canavarların gelip onu alacaklarını söylüyor.” diyor bir anne. O da bu durumdan o kadar sıkılmış ki bir daha eve gelmek istemediğini söylemiş. Bir başkası ise, “oğlum düşünce dizindeki sıyrıktan öleceğini düşündü ve kaygısını azaltamadım, günlerce soru sordu.”diyor. Bir baba yazlıkta çıkan minik bir böceği gören çocuğunu çığlıkları ve bir daha yazlıkta kalmayı reddedişini, hayatlarında yaşadıkları en zor anlardan biri olarak aktarıyor. Çok çaresiz kalıp o zaman git kendine başka bir ev bul gibi çözüm bulduklarını ve bu sonucun durumu nasıl da kötüleştirdiğini söylüyor.

Bu örnekler, her biriniz çocuğunuzla yaşadığı türden çocukluk korkuları ve verdiğiniz tepkilerden bazılarıydı. Bir çoğumuz çocuğumuzun yaşadığı korkulara nasıl tepki vereceğimiz konusunda çaresizlikler yaşarız, uygun yanıtı bulamayız bir türlü. Anne babaların aklına hemen şu sorular gelmeye başlar; biz acaba yanlış bir şey mi yaptık?, En doğru yanıt ne olmalıydı?, Çocuğumun hiç korkuları olmadan yetiştirebilir miyim?
Hemen yanıtlayalım “Hayır” bu çok mümkün olmayan bir durum. Korku, neredeyse herkesin yaşamında var olmuştur. Çocuklar için de korku, gelişimin normal bir parçasıdır ve dile getirilmesi büyümenin olumlu ve sağlıklı bir göstergesidir. Çocuklar bu normal korkular sayesinde çevreleriyle baş etmeyi öğrenirler. Hatta güvenlikleri için korku gereklidir. Cadde de top oynama, sıcak sobaya değme gibi tehlikelerden onları korkuyu öğreterek koruruz.

Korku genellikle sağlıklı bir işleve sahip olsa da, bazı durumlar da yaşamlarını ve uyumlarını sürdürmelerinde engelleyici rolleri de olabilmektedir. Hangi durumun doğal bir gelişim, hangilerinin dikkatle üzerinde durulması gereken bir durum olduğunu bilmek çok önemlidir. İncinmiş bir parmak iyileştirilebilir, ancak incinmiş bir cesaret ömür boyu çocuğunuzun bir yetişkin olduğunda bile peşini bırakmayabilir.

Nedir korku ?

Korku, yaklaşan tehlike nedeniyle ortaya çıkan ve kaçma isteği uyandıran, gerçekte kişiyi koruyan bir duygudur. Fobi ise, belli bir nesneye ya da duruma karşı oluşan anlamsız, aşırı ve sürekli korkudur (Semerci,1999). Öreğin böceklerden korkabilirsiniz, görünce kaçmak ya da üzerinize gelmemesi için önlem almak isteyebilirsiniz. Bu doğal bir korkudur. Ama böcek fobiniz varsa, bu korkunuza engel olamazsınız, size zarar vermeyeceğini bilseniz dahi aşırı tepki vermekten, kaçıp çığlık atmaktan kendinizi alıkoyamazsınız.

Korku ve fobiler, kaygıyla yakından ilişkilidir. Kaygıda, sanki hep kötü bir şey olacakmış gibi nedensiz bir endişe vardır. Evde yalnız kalmak çocuğu kaygılandırabilir. Böyle bir olasılığın olması hatta bazen sadece düşünmesi biler yeterli olabilir.

Çocukların korkuları yaşa göre değişir mi?

Kişiler, bebeklikten yetişkinlik yıllarına kadar öngörülebilir biçimlerde korku ve fobi yaşarlar. Çocuklar hayatlarının ilk yıllarında gelişimlerine bağlı olarak, kimi kalıtımsal kökenli, kimi mizaç ve aile ortamı kaynaklı etkileşimler sonucu çeşitli korkular yaşarlar.
Ebeveynler özellikle henüz konuşamayan ya da pek iyi konuşamayan küçük çocukların korkularını anlayamazlar, hatta bu çocukların kendileri bile anlayamaz, sadece hissederler. Örneğin, evdeki bibloyu gördüklerinde korku tepkisi verirler, kendini ifade edebilecek kadar büyüdüklerinde dahi neden korktuklarını açıklayamazlar. 3 yaşın altındaki çocukların korkularını anlamak çok zordur. Küçük çocukların neden ve niçin korktuğunu bilmediğimiz zaman, çocuğa bedensel yakınlığımızı hissettirmek çok önemlidir.

Korku genelde bilinmeyenden kaynaklı olduğu için, yaşa göre değişiklik göstermektedir. Bebekler, çevreyi henüz iyi tanımadıklarından her şey onlar için korkutucu olabilir. Ani ses ve ışık değişimleri gibi. 2 – 6 yaş arası korkulara sık rastlanır. Korkular genelde gerçek dışıdır, mantık dışı olma eğilimindedir. Karanlık, cadılar, gök gürültüsü, aileden uzak kalma ya da ailenin tutumuna göre dilenci, öcü, hırsız korkuları vardır. 7 – 12 yaşlarda daha somut şeylerden korkulur. Yaralanmaktan, çığ kasırga gibi doğal olaylardan, köpek ve diğer hayvanlardan, kendine zarar verebilecek diğer insanlardan, filmlerden korkular başlar. En tipik olan da cinler ve hayaletlerdir. Sınavdan kötü not alma, sınıfta kalma gibi okulla ilgili korkular da eklenir bu dönemde. 13 – 18 yaşlarında ise, daha çok soyut ve toplumsal korkular başlar. Gelecek korkusu en sık görülendir. Topluluk içinde yaşanacaklardan, beğenilmemekten, küçük düşmekten ve politik ortamlara dair korkular yaşarlar.

Cinler ve hayaletler genelde ilköğretim 3.,4.,5. sınıf öğrencilerinde çok yaygındır. Karanlık korkusuyla birlikte oluşur. Karanlıkta her şey farklıdır ve karanlıkta kendilerini yalıtılmış ve yalnız hissetmeleri normaldir. Güzel bir gece lambası, tavana yapıştırılmış parlak yıldızlar ya da yastığın yanında bir el feneri yardımcı olabilir. “Tuvalette bir hayalet mi var? Gel bir bakalım! Sözü korkusunu ciddiye aldığınızı gösterir. Canavar, hayaletlerin hiçbir şey yapmadıkları ve görünmedikleri anlaşılınca korku kendiliğinden kaybolur. Ama alay edip gülerseniz bu konu hakkında konuşulmasa bile, çocuğun korkusu kalır.
Öbür taraftan cinler ve canavarlar, çocuğun kılık değiştirmiş “ kötü “ duygularını da temsil edebilir. Çocuklar çoğu zaman kızdıklarında ve öfkelendiklerinde bunun kötü bir şey olduğunu düşünüp, bu duyguları kendilerinden koparmayı denerler. Bu duygular çocuklara tehlikeli yaratıklar olarak geri döner ve çocuğu korkutur. Eğer çocuğunuzun bu “canavarca” duygularla dostluk kurmasına, kendine has olan canavarlarını kontrol etmesine izin verirseniz, çocuğunuz o duygular üzerine kontrol kazanabilir. “ Her insan zaman zaman öfkelenebilir. Senin de gerçekten kızmaya hakkın var.” Diye konuşulmalıdır. Ama en önemlisi de bu canavar ne istiyor, neden burada, bize ne anlatmak istiyor gibi onunla konuşma, hakkında hikayeler, oyunlar üretme baş etmek için kullanılan teknikler arasındadır.

Gelişim süreçleri zaman alır ve ebeveynler sabırlı olmalıdırlar. Buna her zaman değer; çünkü ebeveyninin sevgi ve sabrından emin olan çocuk, emin olmayan ve korkan çocuğa göre kendini daha iyi hisseder ve anne babasına daha az zorluk çıkarır.

Korkuların gelişimde başka neler etkili olur?

Bazı korkular yukarıda sözünü ettiğimiz gibi gelişimin bir parçasıdır. Çoğumuzun korkuları vardır, fakat başkaları bizimle alay ettiğinde, bize bebek denildiğinde, ya da korkulacak bir şey olmadığı söylendiğinde, bu korkular daha da büyür.

Bazı korkuların ortaya çıkmasında ve artarak yaşamını etkiler duruma gelmesinde anne baba ve diğer yetişkinlerin yanlış tutumları söz konusu olmaktadır. Yaramazlık yaparsan seni dilencilere veririm, köpekler ısırır, ağlarsan biz ölürüz gibi sözler çocukların bazı korkular geliştirmesine neden olur. Bunun yanı sıra çocukta var olan korkuların üstüne onu anlamaya çalışmadan gitmek de çocukların korkularının artmasına neden olur. Karanlıktan korkan bir çocuğu karanlıkta kalmaya zorlamak gibi.

Korkuların oluşmasında ve kalıcı hale gelmesinde yetişkinlerinin tutumlarının yanında, yaşanan olaylar da etkili olabilmektedir. Özellikle hayvanlara yönelik fobiler ve korkular deneyim sonucu oluşurlar. Bir köpek tarafından saldırıya uğrayan çocuk, zarar görmüşse korku geliştirebilir. Deneyim çok kötü ise bir de çevrenin tepkisi çok aşırıysa korku iyice pekişir.

Korkular kendilerini duygular aracılığıyla gösterirler, fakat her korku açıkça görülmeyebilir. Çok çeşitli belirtilerden anlaşılabilen bastırılmış, gizlenmiş korkular da vardır. Yaşanılan korkuya bağlı olarak; gerileme ( kardeşi doğduktan sonra bebeksi konuşma, onun sevilmeme korkusunu gösterir), dışkı kaçırma ( evde yaşanan sorun örneğin anne babanın boşanma korkusu), hiç merak etmeme tavrı ve kendi isteğiyle izole olma (başkalarıyla konuşmaktan korktuğu için içe kapanma), pasiflik ve aşırı uyumluluk ( okulda sürekli sessiz, her söylenileni yapıyor. Çünkü sadece başarılı olunca evde dikkat çekebiliyor), sabırsızlık hareketlilik ve saldırganlık (aşırı hareketlilik ve soytarılıklarla etrafı eğlendirmeye çalışma, anne babanın sınırsız özgürlük tanıyan yetiştirme tarzını, kendi kişiliğini umursamama olarak algılıyor) gibi tepkiler görülebilir.
Korkular konusunda en çok dikkat edilmesi gereken nokta, ikincil kazançların var olup olmadığının kontrol edilmesidir. Korku sayesinde daha çok ilgi, ayrıcalıklar görüyorsa bu korkudan çocuğun kurtulmak için çabalamasını beklemek biraz hayal olmaz mı sizce de! O nedenle korku var diye daha önce yapılmayanlar yine yapılmamalıdır.

Bedenlerine ilişkin de korkuları vardır. Örneğin kan çocukları korkutur. Acının yanı sıra bir şeyler kaybetme, akıp gitme ya da kusurlu olma duygusu uyanır. Bu yüzden yaraları yara bandı ile kapatmak çok yardımcı olur. Tıbbi açıdan gereksiz olsa dahi , kan görünmediği zaman korku da kaybolur.

En yaygın olan korkulardan biri de doktor korkusu özellikle de dişçi korkusudur. Canı bir şekilde acıdığında sizin ona canın acımayacak telkinleriniz işe yaramaz. Kelimelerin seçimi çok önemlidir. Ya sakinleştirir ya da korkusunu artırır. Aşı, iğne demek yerine doktor “şimdi bir sivri sinek ısıracak” diyebilir. Diş doktoru dişi uyuşturacak yerine dişi uykuya yatıracak denilebilir. Çocuğun tanıdığı kelimler seçilerek olumsuz ifadeler kullanılmaması, beynin olumsuz ifadeleri kaydetmemesini sağlar. Özellikle dişçi korkusunu siz de yaşayan biriyseniz, dişler henüz çürümeden çocuğunuzu doktora getirin ki muayenehaneden hoş şeyler duyup çıksın, bir daha gelmek istesin.

Ne zaman ilgilenilmeli ?

Görüldüğü gibi korku hepimizin olduğu gibi çocuğumuzun da yaşamının bir parçası, korku olabilir ancak boyutları çok önemlidir. Eğer çocuğunuz, çocukların genellikle korktuklarından daha fazla şeyden korkuyorsa veya korkularının yoğunluğu okul çalışmalarını aksatıyorsa bu durumla daha dikkatli ilgilenmelisiniz. Böceklerden korktuğu için evden çıkmak istememe okula gitmeyi reddetme gibi.

Bu arada kendi korkularınızı ve çocuğunuzun korkularına karşı tutumunuzu gözden geçirmeyi ihmal etmeyin. Sizde güçlü olan bir korkuyu, hiç paylaşmadığınız halde onda da fark ederseniz şaşırmayın çünkü çocuklar söylenenleri değil, gördüklerini öğrenir.
Kısaca eğer uyumunu olumsuz yönde etkiliyor ve uygulamaya çalıştığınız çözüm yolları etkili olmuyorsa, bir uzmana başvurmanız yararlı olacaktır.

Nasıl yardım edebilirim ?

Çocuklarımızı korkudan uzak tutmanın mümkün olmadığını gördük. Bu önerilere dikkat ederek etkilerini en aza indirmeye çalışabiliriz. Öncelik kendi korkularınızın ve bu korkularla baş etme yollarınızın farkına varmalısınız. Daha sonrada evinizde uygun ortamı hazırlamalısınız.

· Çocuğunuzun korkularını dinleyin. Onları anladığınızı belirtir mesajlar verin. Yaşadıkları onun için gerçektir. Bu nedenle duygularını küçümsemeyin, alay etmeyin, yargılamayın. Bir çok masal ve çocuk kitabı korku ve korkuyu yenme konusunu işler. Masallarda korku “Henzel ve Gretel” deki gibi karanlık ormanlar türünden simgelerle ifade edilir. Ama kahramanlar her zaman bu ormanların karanlığından çıkma yolunu bulurlar. Böylelikle, sorunların nasıl çözüleceğine ve korkularını nasıl yeneceğine dair farklı örnekler bulur. Masallardan yaralanmak iletişiminizi kolaylaştırır.
· Korkular bilgi eksikliğinden kaynaklanır çoğu zaman, ihtiyaç duyduğu bilgiyi verince çok kısa zamanda bu korkularından kurtulduğunu görürsünüz.
· Korkusu hakkında konuşmasını sağlayın. Sizin anlayış ve desteğinizin var olduğunu bilmeye ihtiyaçları vardır.
· Korkusunu tasvir ettirin. Neler yaşadığını anlamaya çalışın ancak çok dramatizede etmeyin. Çocuğunuzla konuşurken onun dilinde konuşun, sadece duymak istediği bilgiyi verin. Laf kalabalığı çocukları kapatır.
· Konuştuktan sonra korkunun nereden kaynaklanabileceğini düşünün. Çok yönlü düşünmeye çalışın, sadece kendinizi ya da başkalarını suçlamak çözüm değildir. Yetişkinlerin mantık yoluyla üstesinden gelip halledebileceği bir çok durum, çocuklara sıkıntı verir, onları korkutur ve tedirgin eder.
· Duygularını haklı kılın. Örneğin köpekten korktuğunu söyleyince, hiç köpekten korkulur mu, demek yerine seni ısırabilir demek onun korkusunu azaltmada etkili olur.
· Korkuyla yaşamak yerine onlarla uğraş verme yolları bulmalarına yardım edin. Onları rahatlamaya çalışın, fakat aşırıya kaçıp özel ilgi göstermeyin veya onlar adına duyguların dizginlemeyin. Bazı olasılıkları bulmalarına yardımcı olun, böylece seçenekleri olduğunu fark edebilirler. Onlara sorabilirsiniz. “Senin şimdi en çok işine yarar, bir gece lambası mı, odanın süsleyeceğimiz yıldızlar mı yoksa benim aklıma gelmeyen senin bulduğunu daha etkili bir şey mi?”. Korktuğunda yatağınıza almak, sen bununla baş edemezsin ben senin yerine hallederim demekle aynı şeydir.
· Küçük adımlarla zor durumlara karşı uğraş vermeye yüreklendirin. Karanlıktan korkuyorsa odasına gece lambası koyun, kapıyı açık bırakın.
· Bazen çocukların korkuları mantıksızdır ve çocuklar bu korkularını açıklayamazlar. Korkuları kaybolana kadar desteğinize vereceğiniz güvene ihtiyaçları olabilir. Bu sizin açınızdan zaman kaybetmek gibi görülebilir ama anne baba olmak bunları gerektirmektedir.
· Çocuklarınızı üstesinden gelemeyecekleri bir takım durumlara zorlamayın. Kendilerini hazır hissettiklerinde yaşamaları için fırsat verin.
· Resim aracılığıyla hem duygularını öğrenirsiniz hem de çözüm bulmada kullanabilirsiniz. Resim malzemeleriniz elinizin altında olsun.
· Çocukların hayal gücü çok güçlüdür. Bu yüzden de iç gözleriyle gördükleri güzel resimler ve hayallerle korkularını yenmelerine yardımcı olabiliriz. Çok kısa cümlelerle başlayarak çocuğunuzun gevşediği ve sizi takip ettiği ortamı sağladıktan sonra hayaller kurarak korkularını anlatmalarını ve bu duyguyla baş etmelerini sağlayabilirsiniz. Size örnek olacak iki oyun” Preuschoff, G. (1998) Çocukların İçindeki Korkuları, Beyaz Yayınları, İstanbul” kitabından alınmıştır.

Ta yukarıda (5 yaş ve yukarısı için)
Uçabildiğini hayal et. Ta yukarıya, tertemiz havanın üzerine uçuyorsun. Gökte çok zarif ve kolayca uçuyorsun. Şehrin üstünden uçtun gittin bile, güneş ışıklarını yayıyor ve eğer hoşuna giderse, seni yumuşak bir sis gibi saran bir bulutun içinden uçabilirsin. Mutlu ve sakin bir şekilde uçuyorsun… ve istersen yeniden bulutların içinden dalıp, geçip yere inebilirsin. Güvende olabileceğin ve en iyi inişe geçebileceğin yeri kendin seçebilirsin.
Güç veren hayvan (8 yaş ve yukarı)
Arkana uzan ve kendini rahat bırak; her soluk alışında sana yaşam gücü veren nefesine dikkat et. Kızılderililer hayvanları kardeşleri olarak görürler. Hayvanlar insanlara yardımcı olurlar ve güç verirler. Belki sende ihtiyacın olduğunda seni korumaya ve sana yardım etmeye gelen güçlü bir hayvanı hayal etmekten hoşlanırsın. Gözlerini kapattığında sevimli bir hayvan görebilirsin. Belki başlangıçta biraz silik göreceksin, ama zamanla gittikçe belirginleşecektir: O senin güç veren hayvanın. Onu sevebilir ve ondan ne istediğini söyleyebilirsin. ( Çocuğunuzu dikkatli gözleyin, korktuğunu ya da isteksizleştiğini görürseniz hayvanı istediği zaman gönderebileceğini söyleyin. 3 den geriye sayara gözlerini açtırın.)
· Korku düşüncelerde duygularda ve bedende yaşanır. Çocuklarımızın korkularıyla bedensel olarak da baş etmelerine yardım edebiliriz. Sakinleşmeye yardım için nefes alırken; cesaret, nefes verirken; bana gel gibi.
Yine aynı kitaptan bir örnek :
Ağaç alıştırması
Çocuk, kökleri (ayakları) toprağa sağlam bağlanmış, çok güçlü bir ağaç olduğunu hayal eder. Fırtına çıkar ve ağacı yumuşakça sallar: Nefes alırken öne, verirken geriye. Fırtına şiddetlenir, ama ağaç sapasağlam yerinde durur ve yalnızca öne arkaya sallanır.

Çocuklarımızın yaşadıkları korkulara ilişkin bu makalede bulacağınız pratik yol göstericileri, kullanıma hazır reçeteler olarak algılamayınız. Çocuklarınızla birlikte korkularını yenmeye yönelik kendi doğrularınızı bulmaya ve adımları bilinçli olarak yaşamanız için sizleri cesaretlendirmek istiyorum. Ancak bu şekilde bulduğunuz çözümler sorun çözücü olabilir. Bunu yaparken çocuklarınızdan çok şey öğrenebilirsiniz. Ben onlardan çok şey öğrendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Yararlanılan kaynaklar :
· Nelsen, j., Lott, l., Glenn, s. (2000) A’dan Z’ye Pozitif Disiplin, Hayat Yayınları, İstanbul
· Mattin, M., Waltman-Greenwood, C. (2000) Çocuğunuzun Okulla İlgili Sorunlarını Çözebilirsiniz, Sistem Yayıncılık, İstanbul
· Preuschoff, G. (1998) Çocukların İçindeki Korkuları, Beyaz Yayınları, İstanbul
· Rogge, J.U. (2001) Çocukların Korkuları Vardır, Rota Yayınları, İstanbul
· Semerci B. (1999) Çocukluk Dönemi Korkuları, Okul Ve Aile Dergisi, Ankara



Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukların Korkuları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Onur AKKOCA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Onur AKKOCA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     10 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Dnş.Onur AKKOCA
İzmir
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Onur AKKOCA'nın Makaleleri
► Çocuklar ve Korkuları Burcu KARAKAŞ
► Çocukta Gece Korkuları Psk.Zehra ORGUN
► Çocukluk Dönemi Korkuları Psk.Dnş.Tuğba ŞENDİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocukların Korkuları' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Pandemi Sürecinde Travma Mayıs 2020
► Eşler Arası İletişim Kasım 2010
► Çocukların Düşleri Kasım 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:50
Top