2007'den Bugüne 92,300 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sadakatsizliğin Dayanılmaz Ağırlığı
MAKALE #6192 © Yazan Dr.Sevilay ZORLU | Yayın Aralık 2010 | 9,100 Okuyucu
SADAKATSİZLİĞİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

SADAKATSİZLİĞE UĞRAYAN EŞ

’Çok öfkeliyim, öfkemi kontrol edemiyorum. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey geldi başıma. Aldatıldığımı öğrenmemin üzerinden haftalar geçti, sanki her şeyi bugün öğrenmiş gibiyim. Ağlamaktan göz pınarlarım kurudu. Evimde ve iş yerimde hala kapıyı kapatıyor ve ağlamaya devam ediyorum. Neden, neden, neden? Bunu hak edecek ne yaptım doktor hanım? Geceler bir kabus gibi…Sürekli gözümün önüne eşim ve ilişkide olduğu o iğrenç insan geliyor Benden farklı ne özelliği var? .İğreniyorum, midem bulanıyor, kusmak geliyor içimden, uyuyamıyorum. Aralarında geçenleri düşünmemeye çalıştıkça daha çok düşünüyorum. Düşüncelerimi kontrol edemiyorum. Her sabah çıldırmamış olduğuma şaşırarak kalkıyorum yataktan. Hiç bir işe konsantre olamıyorum. Yapmam gerekenleri unutuyor, çevremdekilere son derece soğuk ve kötü davranıyorum. Bazen onu kovmak eve almamak geçiyor içimden. Bazen de elimi tutup bana sarılarak ‘’bu bir rüyaydı, ben yalnız seni sevdim’’demesini bekliyorum. Ona güvenemiyorum artık, yıkıldım adeta. O benim tanıdığım ve sevdiğim aşık olduğum insan değil ki. Biz birbirimizi severek, olmaz diyenlere karşı gelerek mutlu olmak için evlenmiştik, sonumuz bu mu olmalıydı? Benim eşim yapmaz derdim , farklı derdim, gözümle görmesem inanamam derdim. Telefonlarını, kredi kartı dökümlerini, internetteki mesajlarını kontrol ediyorum. Değişen yalnızca o değil, dünya masumiyetini kaybetti. İnsanlara güvenimi, inançlarımı, gelecek umutlarımı ve benliğini kaybeden benim aslında. Yaşamak istemiyorum bazen.’’

SADAKATSİZLİĞİ YAPAN EŞ

’ Başka biriyle beraber olmamın kendi ilişkimin geleceğini böylesi bir tehlikeye sokacağı aklımın ucundan geçmezdi. Ben de diğerleri gibi sıradan bir ilişki yaşar ve bitiririm sanmıştım. Bu ilişkinin evliliğimize böylesine olumsuz bir yansıması olabileceğini hiç düşünmemiştim. Ben eşimi seviyorum ve kaybetmek istemiyorum, çok pişmanım. Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım, berbat ettim. Bunun için gerçekten çok üzgünüm. O yıllardır bana ve çocuklarımıza emek verdi. Böyle bir sadakatsizliği hiçbir zaman hak etmedi. Şimdi bu durumu nasıl düzelteceğimi bilemiyorum. Düzeltmek için yaptığım hiçbir şey işe yaramıyor. O sürekli bu konuda konuşmak istiyor, bense istemiyorum. Çünkü her konuştuğumuzda daha çok üzülüyor ve öfkeleniyor. Konuşmadığımda, onu önemsemediğimi düşünüyor. Yani ne yaparsam yapayım işe yaramıyor. Hep aynı şeyleri konuşup duruyoruz, onun bana olan güvenini kaybetmesini anlıyorum. Bu durum ortaya çıkınca eşimin, çocuklarımın, aile büyüklerimin, iş çevremin güvenini ve saygısını kaybettim. Dünya sanki üzerime geliyor, hep suçlu psikolojisiyle dolaşıyorum. İnsanlardan kaçıyor, kimseyi görmek istemiyorum. Her suçun bir bedeli var, nereye kadar bedel ödemek zorunda kalacağım?‘’

İnsanoğlunun kalbinde samimi olmak ve birbirlerini sevmek için duyulan arzu yatar. Evlilik ve olgun aşk ilişkisi bu yakınlık ve sevgiye duyulan gereksinimi karşılar.
Bizim onu sevdiğimiz kadar onun bizi sevdiğine ve asla bizi incitecek bir şey yapmayacağına inanırız.

Aşık olma yaşantımız doğal akışını tamamlayınca dünyanın gerçeklerine döner benmerkezci olmaya başlarız.

Erkek ve kadın kendi arzularını ifade eder. Bu arzular birbirlerinden farklıdır. Erkek seks arzular kadın yorgundur. Erkek yeni bir araba almak ister kadın “saçma” der. “Senin ailene üç gittik benim aileme iki gittik, futbolu benden çok seviyorsun…”

Yavaş yavaş aradaki teklifsizlik illüzyonu kaybolur. Bireysel arzular, duygular, düşünceler ve davranış şekilleri öne çıkmaya başlar.

Onlar biz olmak pahasına ben olmaktan vazgeçtiklerini fark ederlerse aşk biter. Bu noktada onlar ya kendilerini çeker, duygusal ya da fiilen boşanırlar ve yeni bir aşık olma yaşantısının arayışına koyulurlar ya da aşık olma tutkusunun canlılığı olmaksızın birbirlerini sevmek için zor bir çabaya girişirler. .

Bir evlilikte bazen birinizin biraz sağa, diğerinizin de biraz sola dönmek istemesi kaçınılmazdır.Bazen de tamamen karşıt yönlerde hareket etmek istersiniz.Kimi zaman da kafa kafaya çarpışırsınız.Aranızdaki farklılıklara karşı gösterdiğiniz tepkiler anlaşmazlıklara neden olabilir.Birinizden biri,bir biçimde incindiği ya da farklı şeyler istediğiniz ve giderek gerginleştiğiniz zaman , biriniz ya da her ikinizde öfkelenmeye başlarsınız

Sakatsizlik;mevcut birliktelik dışında üçüncü kişi ya da kişilerle yaşanan,duygusal veya fiziksel bir ilişki sonucu mevcut birlikteliğin beklentilerinin ya da standartlarının çiğnenmesi demektir.Sadakatsizlik sonucu kaçınılmaz olarak ortaya çıkan yalanlar ya da dürüstlük sınırları dışında kalan davranışlar aldatmadır.Sadakatsizlik bir seçim,aldatma ise bu seçimin kaçınılmaz bir sürecidir.

Sadakatsizliğe kabul edilebilir iyi bir neden bulmak neredeyse imkansızdır.

SADAKATSİZLİĞE NEDEN OLAN TEMALAR VARDIR;

· Biten ilişki
İçinde bulunduğu ilişkiye bağlılığını kaybetmiştir söyleyemediklerini dolaylı olarak dile getirmiştir
· Ortalama ilişki
Mevcut ilişkisi ne tamamen kopup gidecek kadar kötü ne de kalacak kadar iyidir. Hem eşinin hem de sevgilisinin taşıdığı farklı özelliklere ihtiyacı vardır. Sevgili konumundaki kişinin kendini değersiz hissetmesi, ilişkiden beklentilerinin artması sonucunda ya yasak ilişki ortaya çıkar ya da biter.
· İntikam amacıyla yaşanan ilişki
Misilleme yaparak acı çektiren kişiye acı çektirmek amaçlanır
· Kendini yeniden fark ettirmek amacıyla
Evlilik içinde ihmal edildiğinin mesajını vererek eşin bu konudaki körlüğünü ve sağırlığını ortadan kaldırmak hedeflenir
· Yakın ilişkilerden korkmaya bağlı
Bir yandan yakın ilişkilere gereksinim duyarken diğer yandan kendini ilişkiye bırakmaktan kontrollerini kaybetmekten korkarak geri kaçarlar ve kendilerine yeni sevgili edinirler.
· Fırsatçılık ve deneysel amaçlı
Cinsel deneyimi sınırlı kişilerin bir başka kişiyle yapılan sekse yönelik merakları ya da cinsel deneyimi fazla olup “onunla seks nasıl olur?” şeklinde meraktan kaynaklanır.

PEKİ YA SONRASI

Sadakatsizlik sonrası birlikte kalma çabasında en doğru olanı yapmak için bir psikiyatristten profesyonel yardım almak en ideal olanıdır.

Terapistin görevi duruma bakmak ve çiftlerin istedikleri noktaya daha sorunsuz gelmelerini sağlamaktır. Bunun için tek yol boşanma değildir. Çift olarak terapilere katıldıklarında ilişkiler çok daha rahat kollanmakta, ilişki içinde müdahaleler yapmak daha kolay hale gelmektedir. Çift seansları ile ilişki içinde istenmeyen sonuçların yani komplikasyonların düzeltilebilmesi söz konusu olmaktadır.

Bu tür durumların aile bireyleri ile paylaşılmaması tercih edilir. Evlilik içinde durum onarılabilir ancak aile bireyleri işin içine girdiğinde durum biraz daha zorlaşmaktadır. Çocukları da mümkün olduğunca çatışmadan uzak tutmak gerekir.

Evlilik dışı ilişki söz konusu olduğunda , çiftlerin yeni bir ilişki yapısına geçmeleri önemlidir. İlişkiyi aynı şekilde devam ettirdiklerinde bir süre sonra yara tekrar kanayabilir.

Güven üzerine kurulmuş ilişki aldatma sonrasında kaybedilmiştir ve çift tarafından yası tutulacaktır. Sevilen birinin kaybı sonrasındaki yas sürecindeki gibi şaşkınlık, kabullenememe, nedenler arama,öfke, umutsuzluk,çaresizlik, üzüntü, depresyon gibi evreler görülebilir.

Eğer yaşanan sadakatsizlikten kendinizi sorumlu tutarsanız yaşayacağınız duygu suçluluk, eşinizin sizi gözden çıkarıp değersizleştirmesi gibi düşünürseniz yaşayacağınız duygu öfke olacaktır.

Yapılan çalışmalar boşanma nedenleri arasında, sadakatsizliğin ilk üç sıra içinde yer aldığını göstermektedir. İnsanların %86-90’ı sadakatsizliği birlikteliğe yönelik ciddi bir tehdit olarak algılamaktadırlar.

Boşanmış erkeklerin %40’ ı, boşanmış kadınların %44’ ü evlilikleri sırasında eşlerini aldattıklarını söylemişlerdir. Daha önce böyle bir sorun yaşamayan kişiler eşleri kendilerini aldattığı takdirde tereddütsüz ilişkilerini bitireceklerini belirtirken, çiftlerin %60-75’i sadakatsizliğe rağmen evliliklerini devam ettirmektedirler.

Devam eden ilişkilerin bir kısmında sadakatsizlik yalnızca tolere edilebilen bir gerçek olarak kalırken, bir kısmında sadakatsizliğe anlam verme süreci başarıyla sonuçlanıp sadakatsizlik öncesi dönemden daha da sağlıklı bir ilişki durumuna gelebilmektedir.

Uzm.Dr Sevilay ZORLU
Psikiyatrist&Psikoterapist
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sadakatsizliğin Dayanılmaz Ağırlığı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevilay ZORLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevilay ZORLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevilay ZORLU Fotoğraf
Dr.Sevilay ZORLU
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi115 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevilay ZORLU'nun Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Sadakatsizliğin Dayanılmaz Ağırlığı' başlığıyla benzeşen toplam 11 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilikte Cinsel Yaşam Ağustos 2017
► Kaygı mı Korku mu? Mayıs 2016
► Boşanma ve Sonrası Kasım 2015
► Kolay İnciniyor Musunuz? Ağustos 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:36
Top