2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikolojik Danışma Merkezleri Niçin Kapatılmış? İleri Sürülen Argümanlar ve Cevapları
MAKALE #6201 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Aralık 2010 | 5,463 Okuyucu
"Bu da Oldu! Hem de 2010 Türkiye'sinde!"

Bu da oldu: 2010 Türkiye’sinde fakülte bitiren adama, “Konuşamazsın, halk sağlığı sorunu var” denildi. Yanlış duymadınız, fakülte bitiren kişiye konuşma yasağı geldi. “Ne konuşması, danışmanlık yapılması” yasaklandı demeyin sakın. Danışmanlık etmek konuşmaktan başka nedir! Sıradan konuşmadan tek farkı kimin kimle, ne ve nasıl konuştuğudur. Bu sorunun cevabı şudur:

Konuşan Kimdir?
Psikolog.
Kimle konuşur?
Halktan bir danışanla.
Neyi? Her hangi bir sorunu.
Nasıl? Tamamen bilimsel bilgi ve metotla.

Evet herkes herkesle ağzına geldiği, kafası estiği gibi konuşabilir, ancak psikologun bilimsel bilgi ile konuşması yani danışmanlık yapması yasaklandı.

"O halde fırıncılar da dahiliye uzmanı yanında çalışmalı!"

Konuşmak madem bu denli tehlikeli, önemli bir halk sağlığı sorunu, o yüzden de psikologların psikiyatri uzmanı ile çalışması gerekiyor; gıda da halk sağlığı konusudur, fırıncılar da dahile uzmanlarıyla çalışmalılardır!

“Hekimle çalışmalı” denilen psikologlar yıllardan beri adliyelerde, ceza evlerinde, emniyette, orduda, okullarda hekimden bağımsız çalışabiliyorken iş özel sektöre gelince bu neden sorun oluyor?

“Kapitalizm gölgesini satamayacağı her ağacı keser”. derler. Malum psikiyatri ilaçları hem pahalı hem de çok uzun süre kullanımı gerektiriyor. Yani ilaç firmaları açısından ballı bir alan. Acaba koskoca ruh sağlığı alanı ilaç odaklı çalışan tek bir meslek grubunun tekeline mi bırakılmak isteniyor? Halkın tamamen doğal olan “bilimsel bilgi” ile değil de salt “ilaçla” yardım alması mı isteniyor?

Şu cinnet, cinayet, boşanma, intihar, bunalım gibi insan psikolojisi ile alakalı sorunların tavan yaptığı asırda koruyucu, eğitici, geliştirici, destekleyici ve çözümleyici” işlevi olan, en az medikal tedai kadar önemi bulunan “birinci basamak psikolojik danışmanlık hizmeti neden yasaklanıyor?

Bir hastanın onca uzman varken önce pratisyen hekime gitmesi, sonra uzmana gelmesi teşvik edilirken niçin bu doğru ruh sağlığı alanında işletilmek istenmiyor?

Niçin sorunu olan - olmayan herkes illaki uzman hekimin kapısına yığılmak zorunda bırakılıyor? Daha çok ilaç yazmaları için mi? İlaç giderlerinin bilmem kaç katına çıkması yeterli gelmedi mi? Bu değirmenin suyu nereden geliyor, kime akıtılıyor?

Psikologlar ile hekimler arasına halkın yararı daha yüksek olacağı halde "pratisyen hekim - uzman hekim" çalışma ilişkisine benzeyen iki basamaklı bir mekanizma niçin getirilmek istenmiyor?

...

KAPATILDI

Malum, psikologların tek başlarına psikolojik hizmetler veremeyecekleri, ancak bir psikiyatri hekimi ile birlikte çalışabilecekleri düşüncesiyle merkezleri polis zoruyla kapatıldı.

İDDİALAR ŞUNLAR

"Bir psikolog ancak hekimle çalışabilir" öngörüsü…

Yukarıda da belirttiğim üzere psikologlar emniyette, orduda, ceza evlerinde, adliyelerde, sosyal hizmetler gibi kurumlarda hekimle birlikte mi çalışıyorlar? Buralarda hekimsiz psikolog görevlendiren devletimiz sıra aynı işlevi özelde halkın geneline yönelik olarak sunmaya gelince buna neden karşı çıkmaktadır?

Burada, özel sektörü belli bir mesleğin tekelinde tutma kaygısı mı vardır?

Bu durumda psikologun sunduğu hizmet belli devlet kurumlarına özel, halkın genelinin ise yararlanamadığı ayrıcalıklı bir hizmet olmaz mı? Bu eşitlik hakkının ihlali değil midir?

“Toplum ruh sağlığı” için deniyor…

Uzman olmadıkları halde pratisyen hekimlere tıbbın geneline yönelik olarak medikal tedavi uygulama yetkisi tanınırken, hatta bu hekimler uzman olmadıkları halde acil servis gibi en hayati yerlerde görevlendirilebiliyorlarken aynı şekilde fakülte düzeyinde psikoloji eğitimi alan psikologların danışmanlık hizmeti sunmasına, yani bir kişi ile oturup konuşmasına “halk sağlığı” kaygısı ile karşı çıkılması ne kadar inandırıcıdır?

Psikologların da eli kolu bağlanırsa halka koruyucu, yönlendirici, destekleyici, çözümleyici nitelikli danışmanlık hizmetini kim, ne zaman, nerede verecek?

Aksi halde her soruna medikal / ilaç odaklı yaklaşılması gibi çok vahim bir yanlış doğacaktır ki (zaten böyle vahim bir durum vardır) bu en büyük halk sağlığı sorunu değil midir?

“Psikolog çalışıyorsa mutlaka terapi / tedavi yapıyordur. O halde halk sağlığı sorunu var” mantığı…

Bir kere terapi sadece tedavi maksatlı kullanılmaz; çoğunlukla hekim tedavisini destekleyici olarak sunulur. Kaldı ki psikoloji eşittir klinik hizmet demek de değildir. Evet, psikolojik hizmet sadece hasta / tedavi odaklı bir klinik hizmet demek değildir.

Bir psikolog merkezinde pekala, “Spor, adli, trafik, iletişim, sanat, toplum, siyaset psikolojisi” dallarında da hizmet veriyor da olabilir. Psikoloji fizyoterapi gibi salt tıbbi yönü olan, sadece hastaya verilen bir hizmet değildir ki! (Mesleğimizin bu yön hep gözardı ediliyor)

Bunun sağlık bakanlığı ile, toplum ruh sağlığı ile ne gibi bir alakası olabilir?

Dolaylı yoldan olamaz mı peki?

Elbette ki olabilir…

Dolaylı yoldan neyin neyle alakası yoktur ki yaşamda. Sözgelimi gıda da halk sağlığı ile alakalıdır; o halde her fırında, bakkalda, lokantada uzman hekim bulunsun. Aşçılar, fırıncılar, bakkallar satışlarını hekim nezaretinde, onun gözetiminde yapsınlar?

Sayın bakanımız, “On yıl eğitim alan uzmanlara haksızlık ettirmeyeceğiz” dedi.

Herkes işini yaparsa, hekimlerin iş yükü azalırsa, koruyucu ve destekleyici ruh sağlığı hizmetleri daha iyi ve bütüncül bir şekilde yerine getiririlir de toplum ilaç bağımlısı olmaktan kurtarılırsa bu durumda uzman hekimler niye haksızlığa uğramış olsun, bunu anlamak çok güç!

Hekimler tamamen ticari çalışan hiperarketler zinciri sahibi esnaf, psikologlar da aynı sokakta ikinci bir dükkan açacak bakkal olarak mı görülüyor yoksa!

Asıl kaygı halkın korunması ve nitelikli bir hizmetten yararlanması kaygısı olmalıdır! Çünkü Gazali'nin dediği gibi, "Hac yolunda deve hacı içindir, hacı deve için değil."

O halde sadece 6 yıllık fakülte eğitimi almış olan pratisyenlerin her biri uzmanlık sahasına giren alanlarda medikal tedavi yapabilmesi de uzman hekimlere haksızlık kabul edilemez mi?

Yüzeysel bir eğitim aldıkları halde başka uzmanların psikiyatrik ilaç başlayabilmesi de aynı şekilde bu uzman hekimlere haksızlık değil midir ya da?

10 yıllık eğitimin hakkı var da 4 – 5 yıllık fakülte eğitiminin hiç yok mudur?

Hem eğitim, yeterlilik, yetkinlik işi sadece bir süre işimidir? Fakülte eğitiminden çok çok daha kısa bir süre içinde (10, 15 gün vb) bir çok kişiye sertifika yoluyla yeni ve yan uzmanlıklar (diyaliz hekimliği, aile hekimliği vs) verilmiyor mu ülkemizde!

Beden sağlığı alanında bugün bir çok bıranş varken koskoca bir ruh sağlığı yükünün sadece uzman hekimlerin omuzuna yüklenmesi, medikal tedavi dışı yardım yöntemlerinin ise ihmal edilmesi nitelikli sağlık hizmeti bakımından halkın uğradığı daha büyük bir haksızlık değil midir?

Esas olan meslekler değildir, halktır. Meslekler sadece bir araçtır. Araç değil amaç kutsaldır. Yetkililer bir mesleğin "alanda tek ve tekel kalma" kaygılarını değil, toplumun kaygılarını dikkate almak durumundadır. Herşey halkın sağlığı için olmalıdır. Onlar gerek koruyucu gerekse destekleyici psikolojik danışma ve destek hizmetinden mahrum bırakılmamalılardır.

Yoksa hiçbir maliyeti olmayan, bilginin ilaç; dilin de alet ve edevat olduğu "bilgi ve dil" yoluyla çözümden mi korkuluyor? İlla ki ilaçla mı olmalıdır?

Yine söylüyorum: "Kapitalizm gölgesini satamayacağı her ağacı tek tek keser" derler.

Madem terapi yapmak, yani hiç bir alet ve edevat kullanmadan, devlete hiç bir maliyet yüklemeden sadece “bilgi ve dil yoluyla” iletişim kurarak yardımcı olmak çok riskli; öyleyse medikal tedavi, cerrahi müdahale gibi çok daha riskli hizmetleri sadece profesörler sunsun; uzmanlık eğitimi ile bu iş olmaz diyebilir miyiz?

Ruh sağlığı hizmeti sadece hasta insanlara sunulan bir tedavi hizmeti demek değildir. Hekime belki hastaların, ancak bir psikoloğa hem hasta olan hem de sağlıklı insanların "psikolojik danışma ve destek" için ihtiyacı var.

Hele hele de şu asırda.
Psk. İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikolojik Danışma Merkezleri Niçin Kapatılmış? İleri Sürülen Argümanlar ve Cevapları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Psikolojik Danışma Kuramları ÇOK OKUNUYOR Adalet SEVİM
► Psikolojik Danışma Kuramları ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Kadir KEMEÇ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Psikolojik Danışma Merkezleri Niçin Kapatılmış? İleri Sürülen Argümanlar ve Cevapları' başlığıyla benzeşen toplam 45 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:14
Top