2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aşırı Terleme (Hiperhidrozis) ve Tedavisi Hakkında Bilmek İstedikleriniz
MAKALE #6252 © Yazan Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ | Yayın Ocak 2011 | 28,712 Okuyucu
HİPERHİDROZİS NEDİR?

Hiperhidrozis latince “Aşırı terleme” anlamına gelir. Terleme “otonom” sinir sistemi tarafından kontrol edilen normal bir vücut işlevidir. Otomatik olarak yönetilen ve tamamen normal olan bu işlev sayesinde, aşırı sıcak ortamlarda, egzersiz sırasında ve sinirli veya gergin olduğumuz stresli durumlarda terleme sayesinde vücut ısısı normal sınırlarda tutulur. Terleme miktarı ve hatta terimizin kokusu, beslenme alışkanlıklarımız, kullandığımız ilaçlar, bazı hastalıklar, vücudumuzdaki hormonal dalgalanmalar ve hatta o anki psikolojik durumumuz ile doğrudan ilişkilidir ve zaman zaman değişiklik gösterebilir. Bazı kişilerde ise bu özellik, (özellikle el ve ayakların aşırı terlemesi) kalıtsal olarak bir sonraki nesile aktarılır. Ter kendi başına kokusuz olsa da, cildimizdeki bakteriler ile karşılaşınca, hoş olmayan bir kokuya neden olabilir. Ne yazık ki ter bezlerinin strese cevap olarak otomatik uyarılma mekanizması, hiperhidrozisli kişilerde aşırı bir şekilde çalışır.

Aşırı el terlemesi (Palmar hiperhidrozis) bu tablonun en sık görülen şeklidir. Okulda ders notu yazmak, birisinin elini sıkmak veya tutmak gibi normal günlük işlevler, bu kişiler için çoğu kez tedirgin edici sosyal bir sorundur ve bu yüzden de el teması gerektiren tüm ortamlardan kendilerini uzak tutmaya çalışırlar. Bir çoğu aynı zamanda aşırı ayak (Plantar hiperhidrozis), koltukaltı (Aksiller hiperhidrozis) terlemesinden veya nadiren de yüz kızarmasından (Facial blushing) şikayetçidirler. Bu aşırı terleme şikayetlerinin, yeri ve şiddeti her hastaya göre değişen çok çeşitli kombinasyonları olmasına rağmen, en sıklıkla görüleni ve rahatsız edici olanı el terlemesidir. Sempatik sinir sisteminin aşırı çalışmasının başka bir sonucu olarak, toplum önünde konuşma, aşırı sevinme veya bir iş mülâkatı sırasında olduğu gibi heyecan artışına neden olan durumlarda baş, boyun ve göğüs üst bölgelerinde ani kızarma ve/veya terleme de nadiren bu tabloya eşlik edebilir.

Toplumdaki erişkin nüfusunun yaklaşık %1 inde bölgesel aşırı terleme ve/veya yüz kızarması görülür. Görülme sıklığı erkek ve kadınlarda eşittir. Bu kişilerin çoğunda şikayetler başlangıçta sosyal yaşamlarını çok fazla kısıtlamayacak şekilde hafif/orta şiddettedir. Bu şikayetler çoğu kez ergenlik çağında başlar ve yetişkinliğe doğru giderek artar, çok ender olarak ta kendiliğinden gerileyerek yok olur. Ortam sıcaklığına bakmaksızın bu kişilerin el ve ayak ayaları, bileklerine kadar her zaman nemli ve/veya soğuktur. Stres veya başka bir uyaran ile birlikte el ve ayak parmağı uçlarından bol miktarda ter damlamaya başlar. Özellikle yaz aylarında eğer yeterince su ve mineral alınmaz ise, bu kişilerde aşırı su ve tuz kaybı (dehidratasyon) belirtileri görülebilir.

TANI

Hastaların şikayetleri ve muayene bulguları çok özgündür ve hastalığın tanısında çok fazla güçlük çekilmez. Ancak, guatr bezinin aşırı çalışması (Hipertiroidizm), şeker hastalığı, geçici tansiyon yükselmeleri ve yüz kızarmalarıyla seyreden bir hormon hastalığı (feokromasitoma) gibi aşırı terlemeye neden olan diğer hastalıklar ayırıcı tanı için herzaman göz önünde bulundurulmalıdır. Bu hastalıklarda terleme sadece el, ayak ve koltuk altlarında sınırlı kalmaz ve çoğunlukla genel vücut terlemesi şeklindedir.

TEDAVİ

Hiperhidrozis tedavisinde, özellikle şikayetleri az veya orta şiddetli olan kişiler için cerrahi dışı birkaç tedavi seçeneği vardır. Ama bu tür tedaviler başlanmadan önce, aşırı terlemenin bir hormon bozukluğu veya başka bir hastalıktan kaynaklanmadığından emin olunmalıdır. Hiperhidrozis için uygulanan başlıca 3 tedavi yöntemi vardır:
  • Cilt ve ağız yoluyla kullanılan ilaçlar
  • Bölgesel Botulinum toksini (Botox)® enjeksiyonu
  • Cerrahi tedavi (Sinir iletisinin kesilmesi veya koltukaltı ter bezi çıkarılması)
Cilt ve Ağız Yoluyla Uygulanan İlaçlar

Anti-perspirant (Terleme önleyici) ve De-odorantlar (Koku önleyici):
Aluminyum içeren ve geçici olarak ter bezlerinin boşaltım kanallarını tıkayarak terlemeyi azaltan bazı ter önleyici kremlerin en çok terleyen bölgelere (en etkili sonuç için tercihen akşamları) sürülmesi önerilir. Bu kremler, özellikle koltuk altı bölgelere uygulandıklarında kıl kökü iltihaplanmalarına (hidrozadenit) eğilimi arttırır. Alkol içerikli de-odorantlar ise cilt pH sını aside dönüştürerek bakteri üremesini engellemek yoluyla terin hoş olmayan kokusunun giderilmesinde etkili olurlar ancak ter miktarını azaltmazlar.

Ağız yoluyla alınan ilaçlar: Anti-depresanlar, özellikle strese bağlı aşırı terleyen ve diğer zamanlarda şikayetleri kabul edilebilir olmayan kişiler için önerilebilir. Yine anti-kolinerjik, anti-enflamatuar ve kalsiyum-kanal blokerlerinden oluşan bazı kombinasyonlar, cerrahi tedavi için uygun olmayan veya ameliyattan çeşitli gerekçeler ile çekinen olgulara, cerrahi tedaviye alternatif olarak sunulabilir. Ancak bu ilaçların da ağız kuruluğu, bulanık görme ve idrar yapma zorluğu gibi birçok yan etkisinin olduğu unutulmamalıdır.

Botulinum Toksini (Botox®) Enjeksiyonu

Botox® tedavisi, ter bezlerini uyaran sinir uçlarının bölgesel olarak bloke eder ve hem el hem de koltuk altı terlemesinde etkin bir tedavi yöntemi olarak uygulanabilir. Etkisi kişiden kişiye değişmekle birlikte 2 ila 9 ay (ortalama 4-6 ay) kadar süren bu uygulama yine geçici bir çözüm olup, etkisi kaybolduğu anda enjeksiyonların tekrarlanması gereklidir. Sadece geçici bir çözüm arayışı içerisinde olan olgular için (Evlilik-balayı, yaz tatili veya iş görüşmesi gibi önceden planlanmış etkinlikler) ideal bir tedavi yöntemi olabilir.

Cerrahi Tedavi

Tıbbi tedavi yöntemleri ile tatmin edici bir sonuç alınamayan olgularda kalıcı çözüm sağlayan tek ve en etkili tedavi yöntemi cerrahidir. Temel olarak iki ayrı cerrahi tedavi seçeneği vardır:
  • Koltuk altı ter bezlerinin çıkartılması
  • Sempatik sinir uyarısının kesilmesi
Koltuk altı ter bezlerinin çıkarılması:Sadece koltukaltı bölgesinin aşırı terlemesinden şikayetçi olan hastalara önerilebilecek bir cerrahi tedavi yöntemidir. Ameliyat kesi bölgesinde sonradan oluşabilecek nedbe dokusu bazen omuz hareketlerinin kısıtlanmasına neden olabilir. Bazen bu plastik cerrahi işlem, daha az yara izi bırakacak şekilde, küçük bir cilt kesisinden “lipo-suction” yöntemiyle de uygulanabilir.

Sempatik sinir uyarısının kesilmesi:Bu yöntemin amacı, diğer sempatik sinir aktivitelerini koruyarak, el ve koltukaltı ter bezlerine yönelik sempatik sinir uyarılarını engellemektir. Bu etki en iyi şekilde, kısaca “ETS” olarak bilinen “Endoskopik Torasik Sempatektomi” operasyonu ile sağlanır.

Endoskopik Torasik Sempatektomi (ETS) Operasyonu

ETS, her iki koltukaltı bölgesine eş zamanlı olarak (aynı genel anestezi seansında) uygulanan yaklaşık 1 cm uzunluğundaki bir veya iki cilt kesisinden, bir video-kamera eşliğinde göğüs boşluğuna girilerek gerçekleştirilen bir operasyondur. Bu operasyonda, omurganın her iki tarafında boylu boyunca uzanan sempatik sinir zinciri, aşırı terleyen bölgeye uygun olacak şekilde, bir veya birkaç yerden kesintiye uğratılır. Bu kesinti, sinirin küçük titanyum kelepçeler ile zımbalanması (clipping) veya elektro-koter yardımıyla kesilmesi (sempatikotomi) olmak üzere, iki ayrı yöntemle gerçekleştirilebilir. Bu iki yöntemin birbirine olan üstünlükleri konusunda henüz tatmin edici ortak bir görüş oluşturulamamıştır.

Operasyon süresi, genel anestezi hazırlıkları tamamlandıktan sonra, işlemin yapıldığı taraftaki hava ile dolu akciğerin büzüşme süresine bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, ortalama olarak yaklaşık 20-30 dakikadır. İşlem sırasında yeterli bir görüş alanı sağlamak için, o taraf akciğerin en az yarısının büzüşmesi gereklidir ve bu yüzden bazı olgularda göğüs boşluğu içerisine hava pompalanması gerekebilir. Operasyon sonunda sönmüş olan akciğerler tekrar şişirilir ve göğüs kafesi içerisindeki hava çıkartılır. Birçok olguda işlem, ameliyat sonrası göğüs tüpü (içerideki havayı boşaltmaya yarayan ince plastik boru) konulmadan sonlandırılır. En son olarak cilt kesileri daha sonra dikiş alınmasına gerek olmayacak şekilde kapatılır ve ameliyat sonrası ağrıyı en aza indirmek amacıyla, cilt kesileri etrafı bölgesel olarak uyuşturulur.

Hasta uyandırıldıktan sonra odasına alınır ve kontrol amaçlı akciğer filmi çekilir. Yaklaşık 4-5 saat takip edilen hasta, genel anestezi etkisinin tamamen ortadan kalktığından emin olunduktan ve hafif bir kahvaltı sonrasında aynı gün hastaneden taburcu edilir. Hastaların birçoğu, o geceyi ve ertesi günü evde yarı yatak istirahati ile geçirdikten sonra, ağır fizik güç gerektiren hareketler yapmamak koşuluyla bir sonraki gün işlerine geri dönebilirler.

Cerrahi Tedavinin Başarı Oranı Nedir?

Aşırı terleme ve/veya yüz kızarması nedeniyle sosyal açıdan yaşadıkları uzun süreli sorunlardan sonra, ameliyatın hemen ardından kuru el ve koltukaltı ile uyanmak ve sonraki günlerde yaşam kalitesinde farkedilen ani ve kalıcı değişiklik, çoğu kez hastalar için inanılması zor bir mucize gibidir. Özellikle aşırı el terlemesi için uygulanan ETS ameliyatının başarısı %95 in üzerindedir. Ancak bu başarı, koltukaltı terlemesi için %80-85, yüz kızarması için ise %75 civarındadır.

Bunla birlikte sevindirici olarak, el ve/veya koltukaltı ile birlikte ayak terlemesinden de yakınan olguların yaklaşık yarısında, ETS ameliyatı sonrası ayak terlemelerinde de belirgin bir azalma veya tamamen gerileme olmaktadır. Bunun nedeni ise henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak, ETS ameliyatı birincil olarak ayak terlemesi için geliştirilmediğinden, sadece ayak terlemesinden yakınan hastalara önerilmez.

ETS Operasyonunun İstenmeyen Yan Etkileri Nelerdir?

Birçok kişi için, ETS ameliyatı ile elde edilen başarı ve hasta memnuniyeti, bu yöntemin olumsuz etkileri ve risklerinden çok daha ağır basmaktadır. En sık görülen ve bu yüzden de hastaların ayrıntılı olarak bilmesi gereken yan etki “telafi edici” (kompansatuar) aşırı terlemedir. Diğerleri ise görülme sıklığına göre “Gustatory” (Koku veya tat ile uyarılan) aşırı terleme, ameliyat sonrası ağrı ve “Horner Sendromu” olarak sıralanabilir.

Telafi Edici (Kompansatuar) Aşırı Terleme

Hastalığın doğası gereği, ETS operasyonu sonrası tüm hastalar, şiddeti kişiden kişiye değişen ölçüde bu yan etkiye maruz kalırlar. Çünkü bu kişilerde aşırı terlemeye eğilim, artmış sempatik etkinlik sonucudur ve hiçbir zaman tamamen yok edilemez. ETS, sadece aşırı terleyen bölgenin ter bezlerine yönelmiş sinir uyarılarını engeller. Bu yan etki mekanizması basit olarak, “önü aniden kesilmiş bir akarsuyun akış yönünü değişik yerlere doğru çevirerek kendine yeni akış yolları bulması” şeklinde açıklanabilir. Ameliyat sonrası, aşırı terleten toplam sinir uyarısı şiddeti değişmemekte ve yalnızca aşırı terleyen bölgeye giden uyarılar o bölge kavşağında engellenmektedir. Bu yüzden de o kavşağa gelen uyarıların bir bölümü o bölgede bulunan ve birbiriyle bir sinir ağı yolu ile bağlantılı olan başka bölgelere yönlendirilmektedir. Bu kompansatuar aşırı terleme genellikle, sempatik zincirin kesintiye uğratıldığı yerin bir üst veya bir alt bölgesinde (baş-boyun, sırt, göğüs ve göbek çevresi) oluşur.

Sevindirici olarak bu istenmeyen etki, olguların yaklaşık %80 inde hafif derecededir ve hastalar tarafından kolaylıkla tahammül edilmektedir. Ameliyat öncesi terleme bölgesi ve şiddeti ile karşılaştırıldığında, birçok hasta için bu yeni durum genellikle “ehven-i şer” yani “kabul edilebilir” olarak değerlendirilir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, çok fazla ETS deneyimi olan merkezlerde bile bu yan etki yüzünden “keşke ameliyat olmasaydım” diyen hastalar vardır ve bu oran birçok merkezde %5-10 arasındadır. Bununla birlikte, bloke edilen sinir düzeyi ve sayısı arttıkça, bu istenmeyen etkinin görülme sıklığı ve şiddeti artar. O yüzden, sadece el-ayak veya sadece koltukaltı-ayak aşırı terlemesi olanlar, genel olarak bu yan etki açısından en düşük riskli kişiler olarak kabul edilirler.

Son olarak; “Clips” (kelepçeleme) yöntemi ile uygulanan ETS operasyonu sonrasında kompansatuar aşırı terleme komplikasyonu gelişen olgular için bir “avantaj” olarak öne sürülen ve “Bu kelepçeler ikinci bir operasyon ile çıkarıldıklarında, hastaların şikayetleri ilk ameliyat öncesi durumlarına geri döner” saptaması, -yetersiz hasta sayısı nedeniyle- bilimsel kanıta dayalı tıp (evidence based medicine) açısından ve istatistiksel olarak anlamlı çalışmalar şeklinde kalsik kitaplarda henüz yerini almamış ve genel olarak kabul görmemiştir.

Koku/Tad ile Uyarılan (Gustatory) Aşırı Terleme

Bu yan etki bazı kokuların duyulması veya yiyeceklerin yenmesiyle ortaya çıkan aşırı terleme şeklindedir ve diğer yan etkilere oranla göreceli olarak çok daha nadiren (%10 dan daha az) oluşur.

Ameliyat Sonrası Ağrı

ETS, her ne kadar göğüs duvarına uygulanan çok küçük bir veya iki kesiden yapılıyor olsa da, ameliyat sonrası bir miktar ağrıya neden olur. Tipik olarak bu ağrı, kesilerin etrafındaki ciltte veya daha derinde, koltukaltındaki kaburganın etrafında hissedilir ve genellikle 2-3 gün içerisinde kaybolur. Bazen bu ağrı göğüs ön bölümünde bir baskı hissi gibi hissedilir. Hastaların büyük çoğunluğu, birkaç gün içerisinde normal günlük yaşam tarzlarına geri dönerler. Çok nadir olarak ve özellikle göğüs boşluğu küçük olan minyon tipli kişilerde, kaburgalar arası sinir, ameliyat sırasında göğüs boşluğuna giriş noktalarında baskı sonucu zedelenebilir. Bu da o bölgede bazen kalıcı ağrı veya etrafındaki cilt bölgesinde “keçelenme” hissi şeklinde duyu kaybına neden olabilir.

Horner Sendromu

Çok ender olarak (%1 den daha az), sempatik zincirin göğüs boşluğu içerisindeki en üst (C8-T1 düzeyi) düğümcüğünün (Stellar ganglion) istemeyerek hasarlanması sonucu, bir taraf göz kapağının hafif düşmesi, gözbebeğinin küçülmesi ve yüzde terleme kaybı ile kendisini gösteren ve “Horner Sendromu” olarak adlandırılan bir tablo oluşabilir. Görülme sıklığı işlemi yapan cerrahın deneyimi ile çok yakından ilişkili olan bu istenmeyen etki, haftalar veya aylar içerisinde tamamen ortadan kalkabileceği gibi ne yazık ki olguların çoğunda kalıcıdır ve göz kapağının eski haline dönmesi için ek bir plastik cerrahi işlem gerekebilir.

ETS Operasyonunun Genel Riskleri Nelerdir?

ETS ancak özellikli bir “Genel Anestezi” tekniği (Tek akciğer solunumu) ile yapılabilen bir işlemdir ve bu yüzden de genel anestezi ile yapılan tüm cerrahi girişimlerin yanısıra “Tek akciğer solunumu” ile ilişkili her türlü risk, ETS operasyonu için de geçerlidir. Bunlar başlıca; genel anestezi ilaçlarına karşı allerjik reaksiyon, kanama veya ameliyat kesisinin iltihaplanmasıdır. Bazen ameliyat sonrası göğüs boşluğu içerisinde çok az miktarda hava kalabilir (Pnömotoraks) ve bu hava genellikle ek bir boşaltma işlemi gerektirmeden birkaç gün içerisinde vücut tarafından emilir ve ileride kalıcı bir hasar oluşturmaksızın tamamen kaybolur.

Bununla birlikte, ciddi kalp veya akciğer hastalığı, düşük kalp atım hızı (Bradiakardi) veya vücudunun herhangi bir yerinde aktif mikrobik iltihabı olan kişilere bu ameliyatın uygulanması ciddi sakıncalar yaratabilir. Buna ek olarak, daha önceden göğüs travması veya akciğer ameliyatı geçirmiş veya herhangi bir nedenle göğüs içerisinde sıvı birikmiş (Plörezi) kişiler, akciğer ile göğüs boşluğu iç yüzeyi arasında ciddi yapışıklık olasılığı nedeniyle, genellikle iyi bir ETS adayı değildirler.

Op.Dr. Güven OLGAÇ, FEBTCS
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aşırı Terleme (Hiperhidrozis) ve Tedavisi Hakkında Bilmek İstedikleriniz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Güven OLGAÇ Fotoğraf
Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ
Samsun
Doktor "Göğüs Cerrahisi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'ın Makaleleri
► Aşırı Terleme (Hiperhidrozis) Prof.Dr.Kenan Can CEYLAN
► Kürtaj Hakkında Tüm Bilmek İstedikleriniz Prof.Dr.İlker GÜNYELİ
► Aşırı Terleme ve Tedavisi Dr.Esin BARAK
► Aşırı Terleme ve Klipsli Ets Tedavisi ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Bayram Ali ÖZUSLU
► Aşırı Terleme (Hiperhidroz) Op.Dr.Erkan YILDIRIM
► Aşırı Terleme Nedenleri Prof.Dr.Metin ÖZATA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Aşırı Terleme (Hiperhidrozis) ve Tedavisi Hakkında Bilmek İstedikleriniz' başlığıyla benzeşen toplam 69 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:08
Top