2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Duygu Nedir, Hastalık Nedir: Sapla Saman Aynı Şey Değildir
MAKALE #6353 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2011 | 9,573 Okuyucu
SAPLA SAMAN AYNI ŞEY DEĞİLDİR ( DUYGU NEDİR, HASTALIK NEDİR? )

“Saman saptan olur. Sap da samanla aynı maddedir. Ancak sapla saman aynı şey değildir.”

Dünyada her olay bir “neden – sonuç” ilişkisi ile cereyan eder. Her nedenle onun tipik sonucu ayrılmaz bir bütündür. Bu çerçeveden olmak üzere, olumsuz olaylar olumsuz duygulanımlara; olumlu olanlar da olumlu sonuçlara neden olur. Tıpkı güneşin ısıtması, karın ise üşütmesi; dolunun acıtması, yağmurun da ıslatması misali… Dediğim (ya da demeye çalıştığım) gibi, gerek içimizde / duygu dünyamızda; gerekse dışımızdaki tabiat aleminde geçerli olan bu olgu gayet olağan bir işleyişin ürünüdür.

Aynı şekilde düğün sevinçlere, neşeye; cenaze de acıya, hüzne ve kedere neden olur. Acı, elem ve keder pekala nahoş, istenmeyen bir yaşantı biçimi olabilir. Ama dikkatimizi çeken, hiç istemediğimiz, hoşumuza gitmeyen, “keşke olmasaydı” dediğimiz yaşantılar sırf bize hoş duygular yaşatmıyorlar diye hastalık olarak kabul edilemez. Nitekim edilmez de! (Sağlık taciri şarlatanlar hariç tabi ki). Kış da kimilerine göre olumsuz bir mevsimdir. Soğuk, hastalık, yakacak maliyeti vb. nedenlerle pek istenilmez. Ancak kış mevsimi bir “tabiat bozukluğu” değildir (ilacını bulurlarsa onu da bozukluk sınıfına sokarlar gerçi); bilakis son derece doğal mevsimsel bir süreçtir. Kış belki bazı sorunlara neden olabilir. Asıl kışın olmaması -kuraklık başta olmak üzere- birçok açıdan sağlıksız bir durumdur.



Diğer yandan, duygular olumlu ve olumsuz duygular olmak üzere ikiye ayrılır. Mesela sevgi ve neşe olumlu; nefret ile sıkıntı ise olumsuz bir duygudur. Sevinç olumlu, üzüntü ise olumsuzdur. Olumsuz duygular da en az olumlular kadar sağlıklıdır, gereklidir, normaldir. Ancak olumsuz duygular ile patolojik bir bozulma olan hastalıkların ortak bir noktası vardır. O da, her ikisinin de kişiler için acı, üzüntü ve ızdırap kaynağı olmasıdır. Ancak bu ortak nokta iki farklı yaşantı biçimini bir ve aynı yapmaz. Acı biberin acılığı ile zehirin acılığı aynı olsa bile biri zehirdir, öldürür; diğeri ise lezzet verir, dahası vitamin kaynağıdır. Demek ki iki farklı şeyin benzer olan tadına bakarak hepsini aynı kefeye koymak doğru değil. (Büyüklüğünü saymazsak eşek arısı ile bal arısı da benziyor birbirine… Ama biri ölümü yudumlatıyor, diğeri ise leziz bal yediriyor.)



Ne gariptir ki olumsuz duygular günümüzde bir hastalık olarak görünür hale geldi. Kimse bu duyguları yaşamak istemiyor artık. Onlar istemeseler bile bu duygular onları bir biçimde gelip buluyor gerçi. Bu tabii duygular üvey evlat değil ki. Yaşanacak elbette. Onun için de gelip bulacak tabi ki… Onların isteyip istemediğine bakacak değil haliyle. Ayrılıklar, ölümler, çatışan kişisel çıkarlar ve bilumum olumsuz yaşantılar yeryüzünden kalkmadığı sürece bunların tipik sonuçları olan bu duygular da kalkmayacaktır.

Evet, günümüzde hoşumuza gitmeyen her yaşantıyı anında kurtulmamız gereken bir hastalıkmış gibi algılamak moda oldu. Kliniğimizdeki mesaimin tamamına yakınını, gelen her on kişiden sekizine hasta olmadıklarını, yaşadıklarının son derece olağan şeyler olduğunu anlatmakla tüketiyorum. (Bunun bende bir alışkanlığa dönmesinden de endişe etmiyor değilim. Geçenlerde bir hastam daha ben bir şey demeden, “Biliyorum hocam, hastalık değil aslında bu…” dedi, ürktüm birden.) Bu hale gelmemiz sebepsiz değil kuşkusuz. Bu sonuçta, “İste ve başar, güç sende, içindeki devi uyandır, yüreğinin götürdüğü yere git, mutluluğun formülleri, mutlu olmanın püf noktaları…” türü bilimsel temelden uzak; kişisel tecrübe, görüş ve temennilerin bilimsel bilgiymiş gibi sunulduğu kişisel gelişim kitaplarının rolü maalesef ki çok büyük. Diğer önemli bir faktör de yük gemisine çuval yüklemek kadar hızlı işler hale getirilen mevcut sağlık ve hekimlik uygulamaları…

İnsanlar öyle ya da böyle, o sebeple yahut bu nedenle; sonuçta mutluluğa aşırı duyarlı bir hale getirildi günümüzde. Mutluluğa duyarlı olmak demek, bir bakıma mutsuzluğa da duyarlı olmak demektir. Diğer bir ifadeyle mutluluğa duyarlı olmanın tabii neticesi mutsuzluğa da duyarlı hale gelmektir. Bir insan, “Sevgiyi önemsiyorum, sevgisizliği değil…” diyemez. Şayet sevgiyi aşırı önemsiyorsa sevgisizliği de önemsiyordur, buna karşı da en az sevgi kadar duyarlıdır haliyle. (Zaten sevgisizliği önemsediği için sevgiyi bu denli önemsiyordur.)

Çivisi çıkan bu dünyada çiviyi bulabilmek, bulsanız bile takabilmek, sökülen parçaları eski yerine oturtabilmek hiç de kolay değil haliyle. Olsun, yine de ümitsizliğe yenik düşmemek, pes etmemek, bu yönde gayret etmek lazım. Bu yazı, anılan maksada hizmet ederse ne mutlu!

RUH SAĞLIĞI ALANINDA SAP NE, SAMAN NE?

Yoğun ya da hafif hiç fark etmez… Üzüntü bir duygudur; başta üzüntü olmak üzere diğer bir dizi belirti ile karakterize olan hastalığın adı depresyondur.

Şiddetli yahut değil… Sıkıntı bir duygu türüdür; sıkıntının ön planda olduğu, daha başka belirtilerin de eşlik ettiği psikopatolojik yaşantı biçimi ise hastalıktır. Adı da, anksiyetedir.

Korku sevgi gibi, özlem gibi, arzu ya da hislerimiz gibi sağlıklı bir duygu biçimidir. İrrasyonel bir doğası bulunan ve adına “fobi” denilen şey ise patolojidir. Yani, hastalık…

Travma sonrası yaşanılan olumsuz duygu yoğunluklu süreç son derece insanidir. (Başına travma gelsin de strese girme, bu mümkün mü! Stres bence o travmanın içinde saklı ilacıdır). TSSB / Travma Sonrası Stres Bozuklu ise bozukluktur, hastalıktır.

Komşununkilere göre biraz fazla, önceki haline oranla ise daha az; hiç mühim değil. Yaramazlık son derece olağan bir çocukluk davranışıdır. Hiperaktivite ise genellikle dikkat bozukluğunun da eşlik ettiği, zannedildiği kadar yaygın olmayan bir hastalıktır. (Siz her “on” yaramazın sekizine “DEHB” denildiğine bakıp da aldanmayın!)

Dikkat dağınıklığı genellikle harici nedenlerin bir sonucu olabilen, daha çok bir etki – tepki ilişkisi sonucu ortaya çıkan olumsuz reaksiyon biçimidir. Dikkat bozukluğu ise adı üstünde bozukluktur; bozukluk ise hastalığın bir diğer adıdır.

Utangaçlık bir kişilik özelliğidir; sosyal fobi, sosyal anksiyete ise hastalık…

Sinirsel tepkiler de bir tepki biçimidir. Ama sinir hastalığı hastalıktır.

Unutkanlık bazen bir sonuçtur, doğal olarak olağan bir durumdur. Bazen ise hastalıktır.

NE GİBİ?

Konunun doğru ve yeterli düzeyde anlaşılabilmesi için bu “NE GİBİ? “sorusunu soralım ve beden sağlığı alanından da birkaç örnek verelim:

Mesela diyelim ki:

“Baş ağrısı hastalık mıdır?”

Bu sorunun cevabını sadece ağrıya, kişinin çektiği acıya vs. bakarak veremeyiz. Bu ağrı durduk yere ortaya çıkmış ise evet belki bir hastalıktır ya da herhangi bir hastalığın önemli bir belirtisi olabilir. Ancak bahsedilen ağrı on saat bilgisayarın başında oturmanın yahut zihin yorucu bir iş yapmanın akabinde gelişmiş ise bu ağrıyı sırf ağrı oluşu dolayısı ile bir hastalık olarak kabul edemeyiz.

Midedeki şişkinlik durduk yere çıkmış ise şüpheli bir durum olabilir belki… Ama bu durum, çok yemek yemenin bir neticesi ise?

Halsizlik gece 24.00’da yatıp sabah 08.30’da kalktığımızda ortaya çıkıyorsa biraz olsun düşünmek lazım olabilir. Ama bu sonuç, üç gecedir tek bir saat uyumadığınızda ortaya çıkmışsa?




SONUÇ

Yaşadıklarınızı doğru algılamak, akabindeki çok hayati adımları doğru bir şekilde atabilmek için;

1. Yaşadığınız duyguların sadece niteliğine ve şiddetine değil; herhangi bir olayın sonunda gelişip gelişmediğine, en önemlisi de çıkan sonucun bu olayın türü ile benzeşip benzeşmediğine (yani olumlu olay - olumlu duygular, olumsuz olay - olumsuz duygular şeklinde bir çizgi izleyip izlemediğine…)
2. Başınıza gelen psikolojinin hastalık ise tedavisinde; yok olumsuz nitelikli ancak sağlıklı bir süreç ise eski olağan haline dönmesinde sadece yaptıklarınızı hesaba katmayın; zaman faktörünü asla göz ardı etmeyin.
3. Sadece kurtulmak için yaptıklarınıza ya da yapmadıklarınıza yoğunlaşır, ancak “zaman” unsurunu göz ardı ederseniz, “Bak olmadı…, olmuyor işte…, galiba hiç olmayacak…” sonucuna varır, böylece mevcut durumunuzu daha da kötüleştirerek doğal iyileşme süresini kendi elinizle geciktirmiş olursunuz.

Çok önemli. O yüzden -belki de sıkıcı olmak pahasına- tekrar ediyorum:

Kurtulmak istediğiniz ister hastalık isterse olağan ancak olumsuz bir süreç olsun… Sadece ektiğiniz tohumlara değil; ürün alabilmek için gerekli olan zamana da dikkat edin.

“Ektik” diye hemen ürün almayı beklemeyin; “hemen ürün alamıyoruz” diye ekmekten de asla vazgeçmeyin. Ekmeyince de, zamanı gelmeyince de ürün hasat edemezsiniz. Bu kural sadece tarlada, sadece bağ – bahçe işinde geçerli değil. Her yerde, her şeyde geçerli. Bu iki hatadan birine düşerseniz eğer, hiçbir zaman ürün alamazsınız. Alamadığınızda bunun nedeni ne ektiğiniz tohum olur ne de ekilen tarla… Tek neden; sadece tohumu önemsemekle; zamanını ve vaktini ise hiç dikkate almamakla siz, kendiniz olursunuz.

Psk. İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Duygu Nedir, Hastalık Nedir: Sapla Saman Aynı Şey Değildir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     15 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Bağımlılık ve Bağlılık Aynı Şey Değildir Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Hastalık Hastalığı Nedir? Abdullah ÖZER
► Öz Şevkat Nedir Ne Değildir? Psk.Tolga Nasuh ARAN
► Hipnoz Nedir ve Ne Değildir? Psk.Zümrüt ÇETİN
► Psikoterapi Nedir? Ne Değildir? Psk.İlke TARHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Duygu Nedir, Hastalık Nedir: Sapla Saman Aynı Şey Değildir' başlığıyla benzeşen toplam 52 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:00
Top