2007'den Bugüne 92,888 Tavsiye, 28,332 Uzman ve 20,042 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hayatımızın Bir Parçası Haline Gelen Obezite
MAKALE #6483 © Yazan Dyt.Refiye Yağmur ELMASTAŞ | Yayın Şubat 2011 | 5,083 Okuyucu
Obezite tüm dünyada giderek artan sıklığı, tip II diyabet ve kalp damar hastalıklarının gelişmesinde en önemli risk faktör olması ve birincil ve ikincil sağlık bakım giderlerinde büyük bir yük oluşturması nedeniyle günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Sağlık için olduğu kadar estetik kaygılar nedeniyle de obezite tedavisi tüm dünyada adeta bir sektör haline gelmiştir.

Günümüzde çok sık duyduğumuz, hayatımızın bir parçası haline gelen obezite nedir, nasıl oluşur?

Obezite, vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan ve vücut yağ kitlesinin, yağsız vücut kitlesine oranla artması ile karakterize olan kronik bir hastalıktır. Obezite, başta kardiovasküler ve endokrin sistem olmak üzere vücudun tüm organ ve sistemlerini etkileyerek çeşitli bozukluklara ve hatta ölümlere yol açabilen önemli bir sağlık problemidir.Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul edilen obezitenin, yine aynı örgüt tarafından yürütülen son araştırmalarda kanserle yakın ilgisi olduğu da belirlenmiştir. Son yıllarda birçok endüstri ülkesinde obezite ve fazla kilolu olma sıklığı artmakta ve bu olay birçok popülasyonu üzen bir sorun halini almaktadır. Güney ve Orta Amerika'nın ve Güneydoğu Asya'nın gelişmekte olan ülkelerinde, obezite artan refah düzeyi ve milli gelirin normal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bazı nadir görülen durumlarda ise, örneğin Doğu Avrupa'da, bazı Pasifik adalarında, Avusturalya yerlilerinde ve Amerika'daki bazı Kızılderili kabilelerinde obezite genel bir sorundur. İnsanlığı etkileyen hastalıklardan hiçbiri obezite kadar yaygın olmamıştır. Bu da göstermektedir ki obezite, veba, tüberküloz ve AIDS gibi enfeksiyöz bir etkenden kaynaklanan hastalıklardan farklı olarak yeme alışkanlığı, toksik kimyasallar, yaşam tarzı gibi birçok faktöre bağlı olan bir mekanizma ile gelişmektedir. Bu mekanizmanın ne olduğu ya da obezitenin gerçekten bir hastalık olup olmadığı henüz kesin olarak aydınlatılamamıştır.

Peki obezite ne sıklıkla görülür, sadece refah düzeyi yüksek kişilerde mi görülür yoksa gelir durumu düşük olan kesimi de etkiler mi?

Günümüzde dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde obezite görülme sıklığı artmakta, bu durum sadece yetişkin kadın ve erkekleri değil, çocukları ve gençleri de etkilemektedir. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, bazı kanser türleri, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi hastalıkların oluşmasına, yaşam kalitesinin azalmasına ve ölümlere yol açan obezite, sadece küresel boyutta bir halk sağlığı problemi olmakla kalmayıp, ülke ekonomilerine olumsuz yönde etki eden bir unsur olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Eskiden obezitenin sadece refah düzeyi yüksek, besine kolay ulaşan kesimde görüldüğü düşünülürdü. Ancak günümüzde yapılan çalışmalar göstermiştir ki, obezite tüm kesimlerin sağlık sorunudur. 2 kesim arasındaki fark obeziteye neden olan faktörlerin farklılığıdır. Refah düzeyi düşük kesimin beslenme alışkanlıkları incelendiğinde karbonhidrat ve yağ içeriğinin yüksek olduğu görülmektedir. Dengesiz beslenmeye bağlı olarak obezite geliştiği söylenebilir. Refah düzeyi yüksek kesimde ise fast-food tüketiminin artması ve teknolojinin gelişmesiyle fiziksel aktivitenin azaldığı, buna bağlı olarak obezitenin görüldüğü gözlenmiştir.

Ülkemizde obezite Amerikada olduğu kadar ciddi boyutta olmasa da ülke olarak risk altında olduğumuz göz ardı edilmemelidir. Her ülke gibi Türkiye'de obezite ve getirdiği sağlık problemleri ile karşı karşıyadır. Bu nedenle ülkemizde bu konuda çalışmalar yapılmakta ve önleme yolları tartışılmaktadır. 2002-2004 yılları arasında yürütülen Türkiye Hastalık Yükü Çalışmasında fiziksel hareket alışkanlığının yeterli olması durumunda iskemik kalp hastalığına bağlı 31.519, iskemik inmeye bağlı 10.269 ölümün önlenebileceği bildirilmiştir. Önlenebilen hastalık yüküne bakıldığında ise fiziksel hareketliliğin yeterli olması halinde iskemik kalp hastalığına bağlı 300.850 DALY (Sakatlığa bağlı kaybedilen yaşam yılı) önlenebilirken, iskemik inmeye bağlı 101.578 DALY, şeker hastalığına bağlı 37.456 DALY toplamda ise 464.627 DALY önlenebilmekte, bu da tüm hastalık yükünün % 4.3’üne denk gelmektedir. Bakanlığımız tarafından 7 coğrafik bölgeden seçilen 7 ilde 30 yaş üstü 15.468 bireyde yapılan “Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım (SBKK)” çalışmasında bireylerin fiziksel aktivite alışkanlığı da sorgulanmış ve bireylerin sadece %3.5’i düzenli (haftada en az 3 gün, 30 dakika orta şiddette) fiziksel aktivite yaptıklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca, Ulusal Hanehalkı Araştırmasına göre (beş bölge 18 yaş üstü 11.481 bireyde) ise ülkemizde bireylerin %20.32’sinin hareketsiz yaşadığı, %15.99’unun yetersiz düzeyde fiziksel aktivite yaptığı saptanmıştır.

Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) tarafından, 2000-2005 yılları arasında 6 ilde (İstanbul, Konya, Denizli, Gaziantep, Kastamonu ve Kırklareli) 20 yaş üstü 13.878 bireyde yapılan “Türkiye Obezite Profili” çalışmasında bireylerin %30.9’unun BKİ< 25 kg/m2, %39.6’sının (K:%34.5, E:%44.8) BKİ = 25-30 kg/m2 ve %29.5’inin (K:%34.5, E:%21.8) BKİ>30 kg/m2 olduğu bulunmuştur. Bu çalışmadaki 7306 birey bel çevresine (santral obezite) göre değerlendirildiğinde kadınlarda bel çevresi ortalaması 96.83 cm, erkeklerde ise 97.33 cm. olarak tespit edilmiştir.

Obeziteye neler neden olur?

Obezite genellikle yanlış ve aşırı beslenme sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Obezitenin nedenlerine bakıldığında genetik, metabolik, hormonal, hipotalamik (beyindeki hipotalamus bölgesinden kaynakı), psikolojik, sosyo-ekonomik, beslenme ve fiziksel aktivite düzeyi gibi birçok etmen bir arada düşünülmektedir. Genel olarak obeziteye neden olan etmenler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
  • Yaş;ilerleyen yaşlarda obezite görülme sıklığı artar. Nedeni ise bazal metabolizma hızının yaşla birlikte azalmasıdır.
  • Cinsiyet; Kadınlarda obezite görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Nedeni hormonlar ve vücut yağ dağılımındaki farklıklardır
  • Sosyo-kültürel etmenler
  • Eğitim düzeyi ve gelir durumu; Gelişmiş ülkelerde ve gelir düzeyi yüksek bireylerde obezite görülme sıklığı daha düşüktür.
  • Medeni durum; Evlilik sonrası dönemde obezite görülme sıklığı daha fazladır. Nedeni yeni evlenen çiftin hayat biçimlerindeki farklıklardır.)
  • Hormonal ve metabolik etmenler
  • Genetik etmenler
  • Hareket yetersizliği
  • Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
  • Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama; vücudun dengesini bozmakta ve kilo kaybına karşı direnç oluşmaktadır.
  • Sigara kullanım durumu
  • Alkol tüketim durumu
  • Kullanılan bazı ilaçlar; psikiyatrik ilaçlar ve kortizol içeren iştah artışı gibi etkilerle kilo artışına neden olabilir.
Obezitenin neden olduğu diğer hastalıklar nelerdir?

Obezite başta diyabet ve kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok sistemi etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Etkilediği sistem ve görülen hastalıklar olarak incelersek;
  • Kalp-damar sistemi: yüksek tansiyon, koroner kalp hastalığı, damar sertliği, kalp krizi atakları gibi
  • Solunum sistemi: solunum güçlüğü, uyku apnesi , uyku kalitesinde düşüş gibi
  • Sindirim sistemi hastalıkları: reflü, mide fıtığı, safta taşları, karaciğer yaplanması ve siroz, kolorektal kanser
  • Metabolik sistem: dislipidemi( kolesterol sorunları) insülin direnci, tip 2 diyabet gibi
  • Hormon sistemi: hormon bozuklukları, meme kanseri, polikistik over sendromu
  • Hareket sistemi: Sinir sıkışması, eklem ve kas ağrıları, osteoartrit gibi
  • Böbrekler ve üreme sistemi: Proteinüri(idrarla protein atılması), endometrial kanser, prostat kanseri gibi
Obezitenin tedavisi mümkün müdür? Tedavisi nasıl yapılır?

Ağırlık kaybı obeziteye bağlı sorunları azaltır, sağlığı düzenler ve yaşam süresi ile ilgili beklentileri artırır. Bu konu diğer taraftan sağlıkla ilgili harcamalarda da ekonomik katkı sağlar. Obezitenin mekanizması tam olarak çözülemediği için tedavi de sıklıkla yetersiz kalmaktadır. Ağırlık kaybedenlerin ancak %5’i kaybettikleri ağırlıklarını koruyabilmekte, kaybedilen ağırlığın büyük bir kısmı ise tekrar alınmaktadır.

Obezite tedavisi, diyet, egzersiz, davranışsal değişliklikler, ilaçlar ve cerrahi yöntemlerle ve genellikle de birden fazla yöntemin birlikte kullanılması ile tedavi edilir. Ancak halen tedavisi zor bir hastalıktır. En güvenli ve etkin tedavi yaklaşımı yaşam tarzı ve davranışsal değişliklikler olsa da, bunların uygulamaya konması pek de kolay değildir. Obezite nadiren geçici olup kronik bir hastalık gibi ele alınmalıdır ve bu nedenle de tedavisi uzun dönemlidir. Ciddi kalori kısıtlamasıyla önemli derecede ağırlık sağlanabilse de, kazanılan davranış değişlikliklerini koruma çabaları olmazsa, kaybedilen yağlar geri kazanılır. Yeme alışkanlıkları ve aktivitedeki kalıcı yaşam biçimi değişiklikleri, kalıcı ağırlık ile sonuçlanır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hayatımızın Bir Parçası Haline Gelen Obezite" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Refiye Yağmur ELMASTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Refiye Yağmur ELMASTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Refiye Yağmur ELMASTAŞ'ın Yazıları
► Bitkilerle Gelen Sağlık Dyt.Burçin ÇELİKEZER
► Kefirle Gelen Sağlık Dyt.Atilla ZEYREK
► Suyla Gelen Sağlık Dyt.Sevgi Gökçen ERKÜN
► Besinlerden Gelen Sağlık Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ
► Posa ile Gelen Sağlık Dyt.Reyhan YÖRÜMEZ
► 'keyiften' Gelen İçecek 'kefir' Dyt.Mesude EVİRGEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,042 uzman makalesi arasında 'Hayatımızın Bir Parçası Haline Gelen Obezite' başlığıyla benzeşen toplam 65 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:10
Top