Bekaret Tabusu ile İlgili Soru ve Cevaplar
“Her şey doğru yapılırsa ilk ilişkide kanama olmaz mı gerçekten? Bu nasıl oluyor anlatır mısınız?
Evet bize göre her şey doğru yapıldığında ilk ilişkide acı, ağrı ve kanama olmaz, ilişki rahat bir şekilde gerçekleşir. Tabi her şeyin doğru yapılması ne demek, öncelikle onu açıklamak gerekli. Ne yazık ki ülkemizde cinsel eğitim yok, kızlarımız ve erkeklerimiz cinsellik konusunda hiç birşey bilmeden ya da çok sınırlı bilgi ile ilk geceyi yaşıyorlar. Erkekler belki yine biraz daha bilgili ve deneyimli oluyor, ancak artık toplum her şeyi serbestçe yaşıyormuş gibi görünse de kızların evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalarına hala hoş bakılmıyor. Bir de ilk ilişkinin rahat olmaması gerektiğine dair bir beklenti de var, yani kadın acı çekmese, kan gelmese bu defa erkek şüpheye kapılıyor. Yani doğal bir dürtü olan cinsellik kadınlar için toplumca çok zor bir hale getiriliyor. İlk gece ile ilgili olarak kızların kafalarında bazı korkular oluyor. Acı çekmek, ağrı duymak, kanama ya da kanamama, vb. Bu şartlarda sağlıklı bir ilişki zaten beklenemez. Eğer erkek de ilk gece kızın korkularını farketmeyip zorlarsa o zaman durum daha da travmatik olabiliyor. Ancak eğer ilk gece kız ve erkek rahatsa, erkek eşini rahatlır gevetirse, yeterli ön sevişme yapılırsa ve kadının uyarılması tam olursa yani vajinası ıslanırsa penis çok rahat bir şekilde içeri girer, acı, ağrı ve kanama da olmaz. Acıyı, ağrı ve kanamayı yaratan ilişki sırasında kadının kendini kasması erkeğin de zorlamasıdır.
O zaman bugüne kadar inanılan bir gerçek değişiyor diyebilir miyiz?
Zaten aslında yüzyıllardır var olan bir gerçek var, sadece topluma farklı şeyler söyleniyor. Bu konuda tabi ki kadın- doğum uzmanları daha ayrıntılı bilgi sahibidir ve bizim görüşlerimize katılmayabilirler ancak herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki aslında kızlık zarı doğuştan deliktir. Biz toplumca zannediyoruz ki kızlık zarı bir perde gibi vajina ağzını kapatıyor ve ilk ilişkide yırtılacak, delinecek, patlayacak sanılıyor. Hatta ilk ilişkide kızlık zarından patlama sesi geleceğini düşünen ve bu yüzden ilişkiden korkan danışanlarımız da oluyor. Oysa ki kızlık zarının ortasında adet kanının aktığı bir açıklık var, yani orası tamamen kapalı değil, her kadın da adet gördüğüne göre demek ki kızlık zarı toplumun zannettiği gibi bir yapı değil. Zaten internetten kızlık zarı fotoğraflarını aratıp baktığınızda deliğin var olduğunu görürsünüz.
Neden bugüne kadar böyle bir inanış vardı? Kan gelmesi fizyolojik bir olay değil midir?
Kızlık zarının birden fazla çeşidi var. Gerçekten kalın kenarlı kızlık zarlarında bir miktar kanama olabilir, bu nadir görülen bir durumdur, ancak kızlık zarlarının büyük çoğunluğu esnek yapıdadır ve kanama olmaz. Eğer cinsel ilişkide erkeğin penisi kanıyorsa neden kadının vajinası kanasın, bu adaletsiz bir durum. Kanı yaratan beklentiler ve korkulardır.
Günümüzde çoğu kadın kan gelmemesinden şikayetçi bu durumun sebebi de psikolojik midir yani kadınların cinsellik konusunda rahatlamasıyla mı ilişkilidir?
Kan gelmemesi şikayetçi olunacak bir durum değil aslında, ancak toplumda öyle bir beklenti var ki genç kızlarımız daha önce hiçbir cinsel temasta bulunmadığı halde ilk ilişkide kan gelmediğinde kendinden şüphe etmeye başlıyor ve bu onların psikolojisini de bozuyor. Ayrıca ne yazık ki erkeklerimizde de kan görme beklentisi çok fazla.
Bekaret tabusu kadının cinsel hayatını nasıl etkiliyor?
Bekaret bir damla kanla ölçülebilen bir şey değildir. Bekaret aslında kişinin beynindedir. Tabi ki kimse önüne gelenle birlikte olsun, toplum kurallarını hiçe sayarak cinselliği yaşasın demiyoruz, ancak toplumun erkeğe sınırsız cinsel özgürlük sağlarken kadının cinselliğini bastırıp kısıtlaması da ileride kadının evlilik hayatında da cinsellikten hiçbir zaman zevk alamamasına neden olabiliyor.
Bir yanda modernleşme deniliyor fakat diğer yanda bekaret nedeniyle töre cinayetleri devam ediyor. Bu çelişki toplumda neleri beraberinde getiriyor? Hangi sorunlar ortaya çıkıyor?
Ne yazık ki bir damla kan namusu simgelediği için kadınlarımız kan gelmediğinde çok zor durumda kalabiliyorlar. Bunun nedeni de aslında kızlık zarının sosyolojik önemi ile ilgili. Çünkü kızlık zarının bilinen bir fiziksel işlevi yok, ergenliğe kadar vajinayı enfeksiyonlardan koruduğu düşünülüyor, aslında beden için hiçbir işlevi olmayan bir yapının toplumsal olarak kadınları ölüme götürebilecek bir hale gelmesi çok üzücü bir durum. Kaldı ki artık evlilik öncesi kadınlar da bişeyler yaşıyorlar, ancak kızlık zarını korumak için örneğin anal ilişkiyi tercih ediyorlar, bir bakıma toplumdaki bu tabular kızları yaşlan söylemeye ve anal ilişkiye itiyor. O zaman onlara bakire denebilir mi, yine denemez.
Bekaret tabusunun aşılması için ne yapmak gerekiyor?
Bekaret tabusunun aşılması için cinsel eğitim şart. Ailede ve okulda cinsel eğitim olmalı. Kızlar ve erkekler cinsellik ve cinsel organların yapısı konusunda bilgilendirilmeli. Kızlık zarı konusunda kızlardan çok erkekler bilgilendirilmeli. Ayrıca çiftler evlilik öncesi bir cinsel terapiste başvurup ilk gece nasıl davranmaları konusunda bilgi alabilirler ve böylece cinselliğe daha sağlıklı bir başlangıç yaparlar.
İlk ilişki korkusunun altında yatan sebep bekaret takıntısı mıdır? Bu durumu aşmak için neler yapılmalı?
Ülkemizde ilk ilişki korkusunun temel nedenlerinden biri bekaret takıntısıdır. Bunun yanı sıra acı çekme korkusu, vajinanın dar olduğu ve penisin oraya giremeyeceği düşüncesi, çocukluktan itibaren ilk ilişki ile ilgili duyulan olumsuz hikayeler (çok kanama oldu, hastaneye zor yetiştiler, kadın ve erkek birbirine kilitli kaldı, vb.) de ilişkiyi zorlaştırıyor. Bu aşmak için cinsel bilgi şart. Çift mutlaka bir cinsel terapistten cinsel danışmanlık ve rehberlik hizmeti almalı. Çift cinsellik hakkında konuşmalı,i birbirini tanımaya ve rahatlamaya çalışmalı. Cinselliği sevgi dolu ve zevkli bir paylaşım olarak görmeliler.
Kadınlar bekaret nedeniyle ne tür sorularla karşınıza çıkıyorlar? Örnekler verebilir misiniz?
Kadınlar bekaret nedeniyle çok sıkıntı yaşıyorlar. Bekarsa ilk gece korkusu, yırtılma ve kanama korkusu ya da kanamama korkusu yaşıyor. Ya da küçüklüğünde düştüyse, bisiklete bindiyse ya da vajinasıyla ilgili olumsuz bir kaza yaşadı ve çevresindekiler paniğe kapıldıysa bunu unutmuyor ve ya ilk gece kanama olmazsa korkusuna kapılabiliyor. Ayrıca kızlık zarı takıntısı vajinismusun en önemli nedenlerinden biri.
Bekaret erkekler için neden bu kadar önemli?
Aslında bunu erkeklere sormak lazım. Bekaret el değmemişliği simgeliyor, her erkek evleneceği kadının el değmemiş olmasını istiyor. Ancak burada bir çelişki var. Erkekler evlilik öncesi cinsel ilişki yaşayabiliyorlar, hatta toplum bunu teşvik ediyor ancak daha sonra bakire kızla evlenmek istiyorlar. Burada erkeklerin cinsellikle ilgili korkuları ortaya çıkıyor. Erkeğin başkasıyla cinsel olarak kıyaslanma iler ilgili bir korkusu var (performans, penis boyu, sertleşme ve erken boşalma yönünden), erkeklerin bekerete bu kadar önem vermelerinin nedeni kendi cinsel performansları konusundaki kaygılarıdır.
Büyükşehir erkekleri bekarete eskisi kadar önem vermiyor mu?
Vermiyor gibi görünse de eskiden dah fazla veriyor aslında. Ancak kızlar da cinselliği artık fazlasıyla yaşıyorlar ve o zaman da devreye yalan giriyor ve sağlıksız ilişkiler ortaya çıkıyor.
Erkeklerin bekarete büyük önem vermesi kadınları nasıl etkiliyor?
Aslında kızlık zarı ve bekret meselesi çok çelişkili ve üzerinde saatlerce tartışılabilecek bir konu. Ekeklerin bekrete verdikleri abartılı önem tabi ki kadınları olumsuz etkiliyor. Her insanın ailevi yapısı, kişiliği, cinseliğe bakış açısı farklı. Ancak kişi birini sevmiş ve birşeyler yaşamış olabilir, ya da isteği dışında cinsel bir saldırıya maruz kalmış olabilir, kan gelmemesi kadının bir ayıbı ve üzerinde taşıması gereken bir leke değildir. Kimse sevdiği insanı bir damla kanla yargılayamaz. Ancak kadınlar ne yazık ki bu konuda başları eğik gezmek zorunda kalıyorlar, bu da onları kızlık zarı ameliyatlarına itiyor. Doğuştan erkek de kadın da cinsel istek ve dürtüleri açısından aynıdır, ancak cinselliğin nasıl yaşanacağına toplum karar veriyor, toplum evlenene kadar kadına cinselliği yasaklıyor ancak evlendikten sonra da kadından yatakta mükemmel oması bekleniyor. Cinsel bilgisi ve deneyimi olmayan bir kadın evlilikte de sorun yaşıyor. Bu da bize genelde vajinismus, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, vb. sorunlarla dönüyor.
Evet bize göre her şey doğru yapıldığında ilk ilişkide acı, ağrı ve kanama olmaz, ilişki rahat bir şekilde gerçekleşir. Tabi her şeyin doğru yapılması ne demek, öncelikle onu açıklamak gerekli. Ne yazık ki ülkemizde cinsel eğitim yok, kızlarımız ve erkeklerimiz cinsellik konusunda hiç birşey bilmeden ya da çok sınırlı bilgi ile ilk geceyi yaşıyorlar. Erkekler belki yine biraz daha bilgili ve deneyimli oluyor, ancak artık toplum her şeyi serbestçe yaşıyormuş gibi görünse de kızların evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalarına hala hoş bakılmıyor. Bir de ilk ilişkinin rahat olmaması gerektiğine dair bir beklenti de var, yani kadın acı çekmese, kan gelmese bu defa erkek şüpheye kapılıyor. Yani doğal bir dürtü olan cinsellik kadınlar için toplumca çok zor bir hale getiriliyor. İlk gece ile ilgili olarak kızların kafalarında bazı korkular oluyor. Acı çekmek, ağrı duymak, kanama ya da kanamama, vb. Bu şartlarda sağlıklı bir ilişki zaten beklenemez. Eğer erkek de ilk gece kızın korkularını farketmeyip zorlarsa o zaman durum daha da travmatik olabiliyor. Ancak eğer ilk gece kız ve erkek rahatsa, erkek eşini rahatlır gevetirse, yeterli ön sevişme yapılırsa ve kadının uyarılması tam olursa yani vajinası ıslanırsa penis çok rahat bir şekilde içeri girer, acı, ağrı ve kanama da olmaz. Acıyı, ağrı ve kanamayı yaratan ilişki sırasında kadının kendini kasması erkeğin de zorlamasıdır.
O zaman bugüne kadar inanılan bir gerçek değişiyor diyebilir miyiz?
Zaten aslında yüzyıllardır var olan bir gerçek var, sadece topluma farklı şeyler söyleniyor. Bu konuda tabi ki kadın- doğum uzmanları daha ayrıntılı bilgi sahibidir ve bizim görüşlerimize katılmayabilirler ancak herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki aslında kızlık zarı doğuştan deliktir. Biz toplumca zannediyoruz ki kızlık zarı bir perde gibi vajina ağzını kapatıyor ve ilk ilişkide yırtılacak, delinecek, patlayacak sanılıyor. Hatta ilk ilişkide kızlık zarından patlama sesi geleceğini düşünen ve bu yüzden ilişkiden korkan danışanlarımız da oluyor. Oysa ki kızlık zarının ortasında adet kanının aktığı bir açıklık var, yani orası tamamen kapalı değil, her kadın da adet gördüğüne göre demek ki kızlık zarı toplumun zannettiği gibi bir yapı değil. Zaten internetten kızlık zarı fotoğraflarını aratıp baktığınızda deliğin var olduğunu görürsünüz.
Neden bugüne kadar böyle bir inanış vardı? Kan gelmesi fizyolojik bir olay değil midir?
Kızlık zarının birden fazla çeşidi var. Gerçekten kalın kenarlı kızlık zarlarında bir miktar kanama olabilir, bu nadir görülen bir durumdur, ancak kızlık zarlarının büyük çoğunluğu esnek yapıdadır ve kanama olmaz. Eğer cinsel ilişkide erkeğin penisi kanıyorsa neden kadının vajinası kanasın, bu adaletsiz bir durum. Kanı yaratan beklentiler ve korkulardır.
Günümüzde çoğu kadın kan gelmemesinden şikayetçi bu durumun sebebi de psikolojik midir yani kadınların cinsellik konusunda rahatlamasıyla mı ilişkilidir?
Kan gelmemesi şikayetçi olunacak bir durum değil aslında, ancak toplumda öyle bir beklenti var ki genç kızlarımız daha önce hiçbir cinsel temasta bulunmadığı halde ilk ilişkide kan gelmediğinde kendinden şüphe etmeye başlıyor ve bu onların psikolojisini de bozuyor. Ayrıca ne yazık ki erkeklerimizde de kan görme beklentisi çok fazla.
Bekaret tabusu kadının cinsel hayatını nasıl etkiliyor?
Bekaret bir damla kanla ölçülebilen bir şey değildir. Bekaret aslında kişinin beynindedir. Tabi ki kimse önüne gelenle birlikte olsun, toplum kurallarını hiçe sayarak cinselliği yaşasın demiyoruz, ancak toplumun erkeğe sınırsız cinsel özgürlük sağlarken kadının cinselliğini bastırıp kısıtlaması da ileride kadının evlilik hayatında da cinsellikten hiçbir zaman zevk alamamasına neden olabiliyor.
Bir yanda modernleşme deniliyor fakat diğer yanda bekaret nedeniyle töre cinayetleri devam ediyor. Bu çelişki toplumda neleri beraberinde getiriyor? Hangi sorunlar ortaya çıkıyor?
Ne yazık ki bir damla kan namusu simgelediği için kadınlarımız kan gelmediğinde çok zor durumda kalabiliyorlar. Bunun nedeni de aslında kızlık zarının sosyolojik önemi ile ilgili. Çünkü kızlık zarının bilinen bir fiziksel işlevi yok, ergenliğe kadar vajinayı enfeksiyonlardan koruduğu düşünülüyor, aslında beden için hiçbir işlevi olmayan bir yapının toplumsal olarak kadınları ölüme götürebilecek bir hale gelmesi çok üzücü bir durum. Kaldı ki artık evlilik öncesi kadınlar da bişeyler yaşıyorlar, ancak kızlık zarını korumak için örneğin anal ilişkiyi tercih ediyorlar, bir bakıma toplumdaki bu tabular kızları yaşlan söylemeye ve anal ilişkiye itiyor. O zaman onlara bakire denebilir mi, yine denemez.
Bekaret tabusunun aşılması için ne yapmak gerekiyor?
Bekaret tabusunun aşılması için cinsel eğitim şart. Ailede ve okulda cinsel eğitim olmalı. Kızlar ve erkekler cinsellik ve cinsel organların yapısı konusunda bilgilendirilmeli. Kızlık zarı konusunda kızlardan çok erkekler bilgilendirilmeli. Ayrıca çiftler evlilik öncesi bir cinsel terapiste başvurup ilk gece nasıl davranmaları konusunda bilgi alabilirler ve böylece cinselliğe daha sağlıklı bir başlangıç yaparlar.
İlk ilişki korkusunun altında yatan sebep bekaret takıntısı mıdır? Bu durumu aşmak için neler yapılmalı?
Ülkemizde ilk ilişki korkusunun temel nedenlerinden biri bekaret takıntısıdır. Bunun yanı sıra acı çekme korkusu, vajinanın dar olduğu ve penisin oraya giremeyeceği düşüncesi, çocukluktan itibaren ilk ilişki ile ilgili duyulan olumsuz hikayeler (çok kanama oldu, hastaneye zor yetiştiler, kadın ve erkek birbirine kilitli kaldı, vb.) de ilişkiyi zorlaştırıyor. Bu aşmak için cinsel bilgi şart. Çift mutlaka bir cinsel terapistten cinsel danışmanlık ve rehberlik hizmeti almalı. Çift cinsellik hakkında konuşmalı,i birbirini tanımaya ve rahatlamaya çalışmalı. Cinselliği sevgi dolu ve zevkli bir paylaşım olarak görmeliler.
Kadınlar bekaret nedeniyle ne tür sorularla karşınıza çıkıyorlar? Örnekler verebilir misiniz?
Kadınlar bekaret nedeniyle çok sıkıntı yaşıyorlar. Bekarsa ilk gece korkusu, yırtılma ve kanama korkusu ya da kanamama korkusu yaşıyor. Ya da küçüklüğünde düştüyse, bisiklete bindiyse ya da vajinasıyla ilgili olumsuz bir kaza yaşadı ve çevresindekiler paniğe kapıldıysa bunu unutmuyor ve ya ilk gece kanama olmazsa korkusuna kapılabiliyor. Ayrıca kızlık zarı takıntısı vajinismusun en önemli nedenlerinden biri.
Bekaret erkekler için neden bu kadar önemli?
Aslında bunu erkeklere sormak lazım. Bekaret el değmemişliği simgeliyor, her erkek evleneceği kadının el değmemiş olmasını istiyor. Ancak burada bir çelişki var. Erkekler evlilik öncesi cinsel ilişki yaşayabiliyorlar, hatta toplum bunu teşvik ediyor ancak daha sonra bakire kızla evlenmek istiyorlar. Burada erkeklerin cinsellikle ilgili korkuları ortaya çıkıyor. Erkeğin başkasıyla cinsel olarak kıyaslanma iler ilgili bir korkusu var (performans, penis boyu, sertleşme ve erken boşalma yönünden), erkeklerin bekerete bu kadar önem vermelerinin nedeni kendi cinsel performansları konusundaki kaygılarıdır.
Büyükşehir erkekleri bekarete eskisi kadar önem vermiyor mu?
Vermiyor gibi görünse de eskiden dah fazla veriyor aslında. Ancak kızlar da cinselliği artık fazlasıyla yaşıyorlar ve o zaman da devreye yalan giriyor ve sağlıksız ilişkiler ortaya çıkıyor.
Erkeklerin bekarete büyük önem vermesi kadınları nasıl etkiliyor?
Aslında kızlık zarı ve bekret meselesi çok çelişkili ve üzerinde saatlerce tartışılabilecek bir konu. Ekeklerin bekrete verdikleri abartılı önem tabi ki kadınları olumsuz etkiliyor. Her insanın ailevi yapısı, kişiliği, cinseliğe bakış açısı farklı. Ancak kişi birini sevmiş ve birşeyler yaşamış olabilir, ya da isteği dışında cinsel bir saldırıya maruz kalmış olabilir, kan gelmemesi kadının bir ayıbı ve üzerinde taşıması gereken bir leke değildir. Kimse sevdiği insanı bir damla kanla yargılayamaz. Ancak kadınlar ne yazık ki bu konuda başları eğik gezmek zorunda kalıyorlar, bu da onları kızlık zarı ameliyatlarına itiyor. Doğuştan erkek de kadın da cinsel istek ve dürtüleri açısından aynıdır, ancak cinselliğin nasıl yaşanacağına toplum karar veriyor, toplum evlenene kadar kadına cinselliği yasaklıyor ancak evlendikten sonra da kadından yatakta mükemmel oması bekleniyor. Cinsel bilgisi ve deneyimi olmayan bir kadın evlilikte de sorun yaşıyor. Bu da bize genelde vajinismus, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, vb. sorunlarla dönüyor.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bekaret Tabusu ile İlgili Soru ve Cevaplar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gülüm BACANAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gülüm BACANAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
