Evlilik ve Çocuk
Evlilik, kişilerin yaşamlarında önemli değişikliklerin olmasına yol açan toplumsal bir yapıdır. Çocuk da aynı biçimde ve derecede önemlidir. Bu nedenle, evli çiftlerin çocuk sahibi olmaya karar vermeleri, üzerinde dikkatle düşünülmesi ve irdelenmesi gereken konulardan biri olmaktadır. Özellikle son yıllarda boşanmaların arttığı, yüzlerce çocuğun anne ve babasından biriyle yaşamayı tercih etmek zorunda bırakıldığı, terk edilen ya da sokağa bırakılan çocukların varlığı göz önünde bulundurulduğunda, konunun ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
İnsanlar hayatlarıyla ilgili kararlar alıp, daha sonraları bunların yanlış olduğunu düşünüp bunlarla ilgili bir takım değişiklikler yapabilmektedirler. Birey aldığı eğitimi, yurdunu, kariyerini hatta eşini bile değiştirebilir. Ancak, bunlardan farklı olarak, ebeveynlik daimidir, ebeveyn olunduğunda, çocukla hayat boyu süren, değiştirilemez ve geriye dönülemez bir ilişki söz konusudur. Günümüzde kişiler, çocuk sahibi olma konusunda, eskiye nazaran çok daha özgür olmalarına karşın, bu karar verme süreci hiçbir zaman olmadığı kadar karmaşık hale gelmiştir. Günümüz koşullarında, kişilerin çocuk sahibi olması konusunda çok çeşitli seçim hakları bulunmaktadır. Çoğu insan çocuk sahibi olma konusunda ya da bunun zamanlaması konusunda özgürce karar verebilmektedir. Hamile kalmayı ve doğumu engelleyen tüm fizyolojik etmenlere rağmen çocuk sahibi olabilir ya da hayatlarını çocuksuz sürdürme kararı alabilmektedirler.
Günümüz batı toplumlarında, geçmişe göre daha fazla bekar kalmasına, çocuk sahibi olmama kararı almasına veya sadece bir ya da iki çocuk sahibi olmalarına rağmen, ebeveyn olmak tüm kültürlere ve çağlara özgü bir deneyimdir. Yapılan araştırmalar, genç insanların geleceklerini halen evlilik, balayı ve çocukları içeren aile hayatının geleneksel yönlerini kapsayacak şekilde planladıklarını, buna ek olarak evliliğin halen bir hayat arkadaşına ve duygusal güvene sahip olmaya yönelik bireysel ihtiyaçları karşılamada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Kadınlar da, erkekler de çocukların doğumu hayatlarında bir dönüm noktası olarak kabul etmektedirler. Çünkü kişiler yaşamları boyunca bu rollerinden sıyrılıp vazgeçemezler. Çocuk sahibi olmaya karar vermek çok önemli bir adımdır. Yapılan araştırma sonuçlarından alınan verilere göre, ebeveynlerin çocuk sahibi olmak iç,n belli mitlere sahip olduğu görülmüştür. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
· Bir çocuğun doğması başarısız bir evliliği kurtaracaktır.
· Çocuk, anne babasının kendi çocukluklarında düşündükleri, hissettikleri ve davrandıkları gibi davranacaktır.
· Yaşlılık döneminde çocuklar kendilerine bakacaktır.
· Anne babalar çocuklarından saygı görmeli ve çocukları kendilerine boyun eğmelidir.
· Bir çocuğa sahip olmak demek, anne babanın kendilerini hep sevecek ve en iyi arkadaşları olacak birinin olması anlamına gelmektedir.
· Bir çocuğa sahip olmak demek, anne babanın kendi gerçekleştiremediklerini çocuğunun gerçekleştirmesi için ikinci bir şans demektir.
· Eğer anne babalar doğru teknikleri öğrenirlerse, çocuklarını istedikleri gibi yönlendirebilirler.
· Anneler doğal olarak babalardan daha iyi ebeveyn olurlar.
· Anne babalık içgüdüseldir ve herhangi bir eğitim gerektirmez.
Her anne babanın çocuk sahibi olmayı istemekteki motivasyonları da elbette birbirlerinden farklıdır anca bunlar genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
· Aile adını taşımak
· Çocuk sevgisi
· Yaşlılığı garanti altına alma
· Genlerin karışımını merak etme
· Kendi yapamadıklarını onda gerçekleştirme
· Evliliği kurtarma
· Kendi ebeveyninden torun görme baskısı
· Toplum baskısı
· Kendi devamlılığını sağlama
· Ölüme meydan okuma
· İş gücü sağlama
· Rastlantısal, kazara çocuk sahibi olma
Şeklinde toparlanabilmektedir.
Günümüzde bilinçli eşler, ebeveyn olma yolunun tüm olumlu ve olumsuz yönlerini dikkatlice değerlendirmektedirler. Bu olumlu ve olumsuz özellikler, şu şekilde sıralanabilir:
Olumlu yönleri;
· Sıcaklık ve sevgi alış verişi
· Çocukların hayata kattığı teşvik ve zevki deneyimleme
· Toplumda sorumluluk sahibi olgun bir birey olarak kabul görme
· Çocuğun gelişimini izleme ve hayata anlam katan öğrenme fırsatlarını yaşama
· Kendi ölümünden sonra adını yaşatacak biri olması
· Çocukların büyümesine yardımcı olurken başarı ve yaratıcılık duygusuna ulaşma
· Daha az bencil olmayı ve özveride bulunmayı öğrenme
· Ebeveynin işine yardım eden ve kendi gelirlerini aile kaynaklarına katan evlat sahibi olma
Olumsuz yönleri;
· Özgürlüğün kısıtlanması
· Ekonomik baskı
· Çocukların sağlığı, güvenliği ve iyi olmaları konusunda duyulan endişeler
· Annenin çalışma olanaklarının engellenmesi
· Çocukları, savaş, suç ve kirlilikle dolu bir dünyaya getiriyor olma tehlikesi
· Eş ile geçirilen zamanın azalması
· Mahremiyetin kaybolması
· Anne babanın herhangi bir hatası olmadığı halde çocukların kötü yetişeceğinden korkma. Bunların tümünün değerlendiriliyor olması ve kişilerin yaşadıkları, elbette ki çatışmadır ve öncelikle bu çatışmaların iyi anlaşılması gerekmektedir. Çatışmaların, ancak kaynağı bulunur ise sonuca ulaştırılabilir ve çözümlenebilmektedir. Ebeveynliğe geçiş artık bir bunalım dönemi olarak görülmese de, kişiler için bir uyum süreci olduğu tartışılmazdır. Çünkü aileye katılan yenidoğanla birlikte, aile yaşam döngüsünde başa çıkması güç değişiklikler meydana gelmektedir. Bu nedenle, ebeveyn olmanın olumlu ve olumsuz yönleri yeterince değerlendirildiğinde, ebeveynler tarafından yenidoğanla kurulan ilişki daha nitelikli ve etkili olmaktadır. Tüm bunlar göz ününde bulundurulduğunda, çocuk sahibi olurken plan yapmanın ne kadar önemli olduğu, bir kez daha gündeme gelmektedir.
Faydalanılan Kaynaklar
GÜNGÜRMÜŞ ÖZKARDEŞ, Oya, ‘’Evlilik Ve Çocuk’’, (Ed.) Haluk Yavuzer, Evlilik Okulu, Remzi Kitapevi, İstanbul.
KILIÇARSLAN, Ayşegül, ‘’Ebeveynliğe Geçiş’’, (Ed.) Haluk Yavuzer, Evlilik Okulu, Remzi Kitapevi, İstanbul.
İnsanlar hayatlarıyla ilgili kararlar alıp, daha sonraları bunların yanlış olduğunu düşünüp bunlarla ilgili bir takım değişiklikler yapabilmektedirler. Birey aldığı eğitimi, yurdunu, kariyerini hatta eşini bile değiştirebilir. Ancak, bunlardan farklı olarak, ebeveynlik daimidir, ebeveyn olunduğunda, çocukla hayat boyu süren, değiştirilemez ve geriye dönülemez bir ilişki söz konusudur. Günümüzde kişiler, çocuk sahibi olma konusunda, eskiye nazaran çok daha özgür olmalarına karşın, bu karar verme süreci hiçbir zaman olmadığı kadar karmaşık hale gelmiştir. Günümüz koşullarında, kişilerin çocuk sahibi olması konusunda çok çeşitli seçim hakları bulunmaktadır. Çoğu insan çocuk sahibi olma konusunda ya da bunun zamanlaması konusunda özgürce karar verebilmektedir. Hamile kalmayı ve doğumu engelleyen tüm fizyolojik etmenlere rağmen çocuk sahibi olabilir ya da hayatlarını çocuksuz sürdürme kararı alabilmektedirler.
Günümüz batı toplumlarında, geçmişe göre daha fazla bekar kalmasına, çocuk sahibi olmama kararı almasına veya sadece bir ya da iki çocuk sahibi olmalarına rağmen, ebeveyn olmak tüm kültürlere ve çağlara özgü bir deneyimdir. Yapılan araştırmalar, genç insanların geleceklerini halen evlilik, balayı ve çocukları içeren aile hayatının geleneksel yönlerini kapsayacak şekilde planladıklarını, buna ek olarak evliliğin halen bir hayat arkadaşına ve duygusal güvene sahip olmaya yönelik bireysel ihtiyaçları karşılamada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Kadınlar da, erkekler de çocukların doğumu hayatlarında bir dönüm noktası olarak kabul etmektedirler. Çünkü kişiler yaşamları boyunca bu rollerinden sıyrılıp vazgeçemezler. Çocuk sahibi olmaya karar vermek çok önemli bir adımdır. Yapılan araştırma sonuçlarından alınan verilere göre, ebeveynlerin çocuk sahibi olmak iç,n belli mitlere sahip olduğu görülmüştür. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
· Bir çocuğun doğması başarısız bir evliliği kurtaracaktır.
· Çocuk, anne babasının kendi çocukluklarında düşündükleri, hissettikleri ve davrandıkları gibi davranacaktır.
· Yaşlılık döneminde çocuklar kendilerine bakacaktır.
· Anne babalar çocuklarından saygı görmeli ve çocukları kendilerine boyun eğmelidir.
· Bir çocuğa sahip olmak demek, anne babanın kendilerini hep sevecek ve en iyi arkadaşları olacak birinin olması anlamına gelmektedir.
· Bir çocuğa sahip olmak demek, anne babanın kendi gerçekleştiremediklerini çocuğunun gerçekleştirmesi için ikinci bir şans demektir.
· Eğer anne babalar doğru teknikleri öğrenirlerse, çocuklarını istedikleri gibi yönlendirebilirler.
· Anneler doğal olarak babalardan daha iyi ebeveyn olurlar.
· Anne babalık içgüdüseldir ve herhangi bir eğitim gerektirmez.
Her anne babanın çocuk sahibi olmayı istemekteki motivasyonları da elbette birbirlerinden farklıdır anca bunlar genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
· Aile adını taşımak
· Çocuk sevgisi
· Yaşlılığı garanti altına alma
· Genlerin karışımını merak etme
· Kendi yapamadıklarını onda gerçekleştirme
· Evliliği kurtarma
· Kendi ebeveyninden torun görme baskısı
· Toplum baskısı
· Kendi devamlılığını sağlama
· Ölüme meydan okuma
· İş gücü sağlama
· Rastlantısal, kazara çocuk sahibi olma
Şeklinde toparlanabilmektedir.
Günümüzde bilinçli eşler, ebeveyn olma yolunun tüm olumlu ve olumsuz yönlerini dikkatlice değerlendirmektedirler. Bu olumlu ve olumsuz özellikler, şu şekilde sıralanabilir:
Olumlu yönleri;
· Sıcaklık ve sevgi alış verişi
· Çocukların hayata kattığı teşvik ve zevki deneyimleme
· Toplumda sorumluluk sahibi olgun bir birey olarak kabul görme
· Çocuğun gelişimini izleme ve hayata anlam katan öğrenme fırsatlarını yaşama
· Kendi ölümünden sonra adını yaşatacak biri olması
· Çocukların büyümesine yardımcı olurken başarı ve yaratıcılık duygusuna ulaşma
· Daha az bencil olmayı ve özveride bulunmayı öğrenme
· Ebeveynin işine yardım eden ve kendi gelirlerini aile kaynaklarına katan evlat sahibi olma
Olumsuz yönleri;
· Özgürlüğün kısıtlanması
· Ekonomik baskı
· Çocukların sağlığı, güvenliği ve iyi olmaları konusunda duyulan endişeler
· Annenin çalışma olanaklarının engellenmesi
· Çocukları, savaş, suç ve kirlilikle dolu bir dünyaya getiriyor olma tehlikesi
· Eş ile geçirilen zamanın azalması
· Mahremiyetin kaybolması
· Anne babanın herhangi bir hatası olmadığı halde çocukların kötü yetişeceğinden korkma. Bunların tümünün değerlendiriliyor olması ve kişilerin yaşadıkları, elbette ki çatışmadır ve öncelikle bu çatışmaların iyi anlaşılması gerekmektedir. Çatışmaların, ancak kaynağı bulunur ise sonuca ulaştırılabilir ve çözümlenebilmektedir. Ebeveynliğe geçiş artık bir bunalım dönemi olarak görülmese de, kişiler için bir uyum süreci olduğu tartışılmazdır. Çünkü aileye katılan yenidoğanla birlikte, aile yaşam döngüsünde başa çıkması güç değişiklikler meydana gelmektedir. Bu nedenle, ebeveyn olmanın olumlu ve olumsuz yönleri yeterince değerlendirildiğinde, ebeveynler tarafından yenidoğanla kurulan ilişki daha nitelikli ve etkili olmaktadır. Tüm bunlar göz ününde bulundurulduğunda, çocuk sahibi olurken plan yapmanın ne kadar önemli olduğu, bir kez daha gündeme gelmektedir.
Faydalanılan Kaynaklar
GÜNGÜRMÜŞ ÖZKARDEŞ, Oya, ‘’Evlilik Ve Çocuk’’, (Ed.) Haluk Yavuzer, Evlilik Okulu, Remzi Kitapevi, İstanbul.
KILIÇARSLAN, Ayşegül, ‘’Ebeveynliğe Geçiş’’, (Ed.) Haluk Yavuzer, Evlilik Okulu, Remzi Kitapevi, İstanbul.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Evlilik ve Çocuk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Burçak DEMİRKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Burçak DEMİRKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
