2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlilikte Aşkı Oluşturma ve Yaşatma Reçetesi (Uygula ve Aşık Ol!)
MAKALE #6648 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Mart 2011 | 8,397 Okuyucu
EVLİLİKTE AŞKI OLUŞTURMA VE YAŞATMA REÇETESİ (UYGULA VE AŞIK OL!)

Aşk iki şekilde oluşur: Birincisi olağan bir süreç sonunda duyulan ve kendiliğinden gerçekleşen bir duygusal çekimle. Bu herkes için her zaman mümkün olan bir oluşum biçimi değildir. Çünkü hayatınızın prensinin yahut prensesinin onca insan içinden tam da size denk gelmesi gibi son derece cömert olasılıkların bir arada buluşmasına bağlıdır ki bu en azından herkes için imkansızlık derecesinde güçtür.

Peki bu az sayıdaki şanslı kişilerin dışındakiler için aşk bir lüks müdür? Onlar sırf karşılarına bağlanabilecekleri uygun bir “duygu nesnesi” çıkmadı diye bir ömür aşksız, sevgisiz (tatsız - tuzsuz) yaşamaya mahkum mudurlar?

Elbette ki hayır!

Aşk belli sayıdaki şanslı kişilerin elindeki bir lüks ve ayrıcalık değildir. Bunun için aşkın bir kısım kişilerin yaşamında kendiliğinden oluşabildiğinin, diğer daha büyük bir kesimin ise bu duyguyu sonradan bir dizi istemli çaba ile oluşturabileceğinin bilinmesi gereklidir.

Peki ama hangi istemli çabalarla? Her istemli çaba doğru çaba demek olmadığına, hatta istemli fakat yanlış çabaların bizi maksadımızın tamamen zıddı olan bir yöne götüreceğine göre neler yapılmalıdır?

Aşkı oluşturacak doğru adımlar:

ROMANTİZM

Romantizmdeki roman kelimesi sakın ola ki sizi, “Biz roman mıyız, değiliz… O halde bizi ilgilendirmiyor…” diye algılamanıza yol açarak itmesin. Bu kavramın temsil ettiği gerçek aşk oluşturucuların en başta gelenleri arasındadır. Romantizm aşkı hem oluşturur hem de geliştirir; geliştirdiği için de sönmesini engeller. Çünkü bir şey bir yandan sürekli gelişiyorken öbür yandan sönmez. Sönmez çünkü bu, eşyanın tabiatına aykırı olur. O halde aslında çoğumuzun zannettiği üzere evliliğin aşkı öldürdüğü savı aşkı öldürenin evlilik kurumu değil bu kurum çatısı altında sergilenen yanlışlar olduğu ortadadır. Bu çatı altında sergilenen yanlışların başında ise nitelikli romantizm eksikliği gelir.

Bu sorunu aşmak için zaman zaman sürprizler yapın, örneğin fona duygusal bir müzik koyun. Birden ışıkları söndürün. Perdeyi hafifçe aralayın ve ortama sokak lambasının loş ışıklarının yansımasını sağlayın (Yakında sokak lambası yoksa şayet Tedaş’a söyleyin, “aşkımız eksik kalacak yoksa…” deyin ve taktırın:)). Eşinizi hiç beklemediği bir anda dansa kaldırın. Açıkçası ben şu Firenk işlerini pek sevmem ama bu dans işi müstesna. Sönmüş ruha işleyen ve onu adeta dirilten bir dokunuş, ruhlardaki soğuk buz kalıplarını çözen sihirli ışık sanki. Burada başlangıçta delice aşık olmasanız da partnerinizin gözünün içine sanki orada kaybolacakmışsınız gibi bakın. Ama bu bakmanın bir şartı olmalıdır: Öyle bön bön değil, hayran hayran olmalıdır bu… Hayran olunduğunu hisseden hayran olmaya başlar.

Kime?

Kendisine hayran olan kişiye tabi. Etten ve kemikten olan hiçbir kimse kendisine hayran olana duyarsız kalamaz. Yani eşler birbirine hayran olma yolunda ilk adımı bu şekilde atabilirler.

Hemen belirteyim ki aşkın altında yatan en temel, en itici duygu hayran olmaktır. Evet insanoğlu öyle ya da böyle, açıktan ya da gizliden ama mutlaka hayran olduğu kişiye ancak aşık olabilir. Parasına – gücüne – şöhretine – fiziğine (bunlar 2000’li yılların itici motivasyonlarıdır), konuşmasına, aklına ve zekasına, karakterine – kişiliğine, duruşuna – değerlerine vs. (bunlar da akıllı kişilerin itici motivasyon unsurlarıdır) vs…

Unutmayın: Evvela hayran olmadığınız bir kişiye kolay kolay aşık da olamazsınız. Ve size hayran olmayan kişiye kolay kolay siz de hayranlık duyamazsınız. O halde sihirli ilke şu:

“Hayran ol, hayranlık duyul ve böylece aşk ateşini demlemeye başla!”

Aşk çemberini oluşturan romantizm halkasının arka yüzünü de bu ruh coşturucu dansın sonunda eşinizi yemeğe yahut sinemaya götürmek süslesin. Dansla başlayan, sinema ya da yemek ile devam eden bu romantik geceyi kadayıfın üstündeki kaymak misali sımsıkı (ama hakikaten sımsıkı) sarılıp birlikte uyumak tamamlasın. Sarılıp uyuma sürecindeyse hemen horuldamaya geçmektense eşinize baş döndürücü iltifatlar etmeniz menfaatiniz icabıdır.

(Not 1: Mesela ben bunu daha da ileriye götürerek biraz abartırım, eşimle bazen numaradan tartışma mevzusu yaratırım. Bir yerinde bilerek mantıksız bir söz söylerim. Böylece onun mantığının ağır basmasını sağlar, ona beni alt etmenin egosunu - hazzını yaşatırım. Bundan dolayı hiçbir şeyim de eksilmez. Tohum ekmenin zahmetine katlanırsan ürün hasat etmenin keyfini yudumlarsın. Bunu da tavsiye ederim.)

(Not 2: Onu yapma - bunu yapma sonra da bilmiş bir eda ile “evlilik aşkı öldürüyor” diye söylen ortalıkta. Sen kendin öldürüyorsun kardeş, suçu evliliğe atma da dürüst ol. Arabaya binmeyi yeterli gör ama sürüş için gerekli kurallara uyma. Sonra da araba gördüğü ilk duvara toslasın. Ardından da kalk ve araba kaza yaptı de. Araba kaza yapmaz, insanlar yapar kazayı.)

Aşk oluşturucuları böylece romantizm başta olmak üzere hayranlık kokan ilgi ve alaka, özenle seçilmiş iltifat, baş başa yemek - sinema vb özel paylaşımların periyodik olarak hayata geçirilmesi olarak sıralamış olduk. Diğer bir aşk oluşturucu ve koruyucu da masajlardır.

MASAJ

Dokunuşlar aslında zannedildiği gibi bedene ya da tene değil, bizatihi ruhun kendisinedir. O yüzden de insan için çok etkilidir. Zaman zaman doğal masaj yağları kullanarak eşinize masaj yapın. Acele etmeden, tamamen partnerinizin rahatlamasını önceleyerek ve özenle.

Daha çok bebeklerin - çocukların sevilme biçimi şeklinde bilinen ve bununla özdeşleşen okşamalar, hepimizin içinde yaşayan çocuğun ruhunu doyurur; onun geçmişe, bebeklik ve çocukluk yıllarına ilişkin hasretini, özlemini giderir. Güven verir. Dolayısı ile ruhu çocuklar gibi şen ve mutlu eder. Ruhla beraber beden, bedenle birlikte ruh da gevşer, rahatlar.

Masajdaki dokunuşları (bir nevi okşama) bize yıllar içinde çaktırmadan unutturdular. Tamamen ruhtan - duygudan soyutlanmış, sadece sonuca ve bedensel doyuma endeksli, mekanik, son derece hızlı işleyen, bu yüzden de nitelikli doyumda eksiklik yaratan sığ bir ilişki modeli sundular. Böylece pek çok şey gibi onu da ancak masaj salonlarından ve beş yıldızlı otellerin hamam ve saunalarından satın alınabilen lüks bir tüketim malı - hizmeti haline getirdiler.

(Aynı kapital modelin şimdilik satışını yapamadağı tek şey soluduğumuz hava ve ağaçların gölgesi olsa gerek... Gerçi ikincisi için bir çözümü vardır, imkanı el verdiği kadarını tek tek keser, sayfa sayfa gazete haline getirir, şık resim ve haberlerle ambalajlayarak pazarlar. Aynı şekilde sorunlarımız için de çözümü satışa sunar mesela. Onlar için, yaşanıyorsa şayet her an mutlu olmak esastır, bu yoldaki en büyük tehlike ise sorunlarımızdır. Bu sebeple her sorun derhal çözülmelidir. Yani bir yere gidilecekse yollardaki her taş toplanmalıdır. Oysa yolculuk etmek için yoldaki her taşı toplamak gerekmez. Üzerinden yahut yanından geçilerek de devam edilebilir pekala. Yooo, o bunu kabul etmez, mutlaka toplanacak... Sen toplayamazsan -ki toplayamazsın hepsini- sana kepçe ya da greyder kiralar...)

Unutmayın, patatesin cipse, meyvenin meyve suyuna dönüşmesi misali zamanla her şey format değiştirebilir belki ama özünde aynı işlevini korumaya devam eder. Aynı şekilde kreşler eskinin sokak oyunlarının ve harmanlarının, spor ve egzersiz tarlada - bağda - bahçede çalışmanın, masaj da bir zamanların sevgi dolu ve şefkatli dokunuşların yerini aldı. O halde eşlerinizi dokunmasız bırakmayın.

Aşkın sonradan oluşturulması sadece doğru şeylerin yapılmasıyla değil, yanlışların yapılmaması ile de alakalıdır.

VAR OLANI YOK EDEN YAYGIN AŞK AŞINDIRICILARI ŞUNLARDIR

AYAKÜSTÜ POLEMİKLER

Bu yanlışlardan, daha doğru bir anlatımla aşk aşındırıcılardan bir tanesi ayaküstü polemiklerdir. Eşinizle her şeyi sırf mevzu açıldı diye oracıkta çözüme kavuşturmaya çalışmayın. (Niye her sorunu illa ki ve hemen orada çözmek gibi bir derdimiz var bizim? Bırakalım bazı sorunlar da çözümsüz kalsın. Çözüm ihtiyacı duyulmayan sorunlar zaten sorun olmaz ki. Sorun olma vasfını kaybederler) Baktınız bir polemik doğmak üzere (bunu akıl cihazınızla ve eşinizi tanıma deneyiminizle önceden öngörebilirsiniz) hemen devreye girip “hayatım bu meseleyi sonra konuşalım” diyerek erteleyin. Emin olun ki ertelediğinizdeki görüşme o an yapacağız zamanki konuşmadan daha verimli ve olumlu geçecektir.

SICAĞI SICAĞINA REDDETME

Bir diğer aşk aşındırıcı da bir şey talep edildiğinde keyfice yok demek, kişiyi reddetmektir. “Bir çocuk ilginize en çok, ilgiyi en az hak etti zaman muhtaçtır” hakikatinde olduğu gibi bir kişinin “yok, olmaz, şimdi değil” gibi reddedici tavırlara - sözlere en tahammülsüz olduğu an bir şey talep ettiği andır. Bir şey talep eden kişi bu talebine uygun bir duygu durum içine girmiş, haliyle olumlu yanıt almaya motive olmuş, olumsuz bir yanıta karşı da iyice hassasiyet oluşturmuş, kendini kapatmış demektir. Yani eşiniz sizden öyle yahut böyle bir talepte bulunuyorsa ona oracıkta yok demeyin. Bu tarz talepleri sizi sıkıntıya sokuyorsa ve yok denilmesi icap ediyorsa bu durumu daha sonra bilahare görüşün. Bir şeyi illaki oracıkta ve hemen yapmak gerekmiyor. Her en uygunsuz zamandaki reddediş hareketi mutsuzluk bardağını dolduran bir damladır. Bardak dolunca dışarıya damlayan (düşen) genellikle aşk olur.

CİNSELLİKTE HAŞİNLİK

Cinsellikte arzulamak ve arzulanmak, şehvet, tutku, dahası bunları hissetmek ve hissettirebilmek esastır. Sönük ilişkiler cinselliğin arkasında bulunan ve partnere yönelmiş olan duyguları zayıflatmaktadır. Ayrıca efendice ve ağır çekim film edasında yaşanılan ilişkiler muhatapta fazla arzulanılmadığı hissi yaratabilmekte, bu da aktif partnere geri dönüşleri olumsuz yönde etkilediği için günbegün cinselliğin ruhunda aşınmalara, derken soğuma ve uzaklaşmalara, bu da alınganlıkta artış, tahammül gücünde zayıflama, her şeyi sorun olarak görür bir hale gelme gibi iletişimsel nitelik arz eden sorunlara yol açabilmektedir.

O yüzden her iki eşin de, özellikle de erkek olan partnerin cinsellikte biraz haşin, agresif ve sert olmasında, en azından büyük bir ret görmediği sürece (eşi bundan rahatsızlık duymuyorsa tabi) bu yolun denenmesinde fayda vardır.

Velhasılı, cinselliği 'Kuzuların Sessizliği' filmi gibi değil; 'Ormanların Kralı Aslan' filmi replikleri gibi yaşayın.

Unutmayın:

İştahla yenen bir yemek (velev ki döke - saça bile olsa) bazılarının midesini bulandırabilir ancak bir kişiyi, aşçısının keyfini dört köşe yapar. Dört köşe olan aşçının elinden daha güzel yemekler çıkar, bundan da müşteriler ve lokanta (yani eşler ve aile, aradaki aşk ve sevgi bağı) kazanç sağlar.

Psikolog
İzzet Güllü
MDH

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlilikte Aşkı Oluşturma ve Yaşatma Reçetesi (Uygula ve Aşık Ol!)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     14 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Borderline ve Narsisistik Yapıların Aşkı Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Aşk Acısı Reçetesi Psk.Gizem HÜNERLİ
► Aşık Narsist Psk.Şeyda UNCU
► Çocuklar Aşık Olur mu? Psk.Erol AKDAĞ
► Aşık Olma Korkusu Psk.Aylin GÜNDOĞDU
► Acaba Aşık Mısınız? Psk.Şeyma KAMA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Evlilikte Aşkı Oluşturma ve Yaşatma Reçetesi (Uygula ve Aşık Ol!)' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:39
Top