2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukta Özgüveni Zedelemeden Disipline Etme Yöntemleri
MAKALE #6660 © Yazan Uzm.Psk.Cem GÜMÜŞ | Yayın Mart 2011 | 6,123 Okuyucu
Disiplin çoğu zaman yanlış algılanır. Sadece tokat, cezalandırma, azarlama, kötü hissettirme, küçümseme gibi yollarla yapılabileceği düşünülür. Disiplin aslında çocuğa yapıcı bir şekilde hareket etmeyi (Diğerlerinin duygularını hesaba katmayı, kendi davranışlarının sorumluluğunu almayı ve hislerini uygun bir şekilde ifade edebilmeyi) öğretmektir.

Aslında disiplin etmenin yöntemi çok basittir. Yapılacak tek bir temel şey vardır. O da olumlu ve uygun her davranış görüldüğünde olumlu bir pekiştireç vermektir (Övmek, gülümsemek, takdir etmek, sarılmak, omuzuna dokunmak vb.). Sevgi ve saygıyı göstermektir. Burada eskiden beri oturmuş bir anlayışın değişmesi gerekir. Yani ebeveynin artık sadece neyin düzeltilmesi gerekiyor diye düşünmeyi bırakıp çocuğun güçlü olan yönlerini görüp olabildiğince pekiştirmeye odaklanması gerekir.
  • Hiç yoktan iyidir kanunu: Bu kanun söz geçirelemeyen, ‘şımarıklığından’ yakınılan çocuklarda yaygın olarak göslenebilir. Örneğin, 4 yaşındaki bir çocuğun alışveriş merkezinde uslu bir şekilde annesini izlediğini, yaramazlık yapmadığını ancak anneninde hiç bu konuda bir olumlu pekiştireç sunmadığını, ilgilenmediğini düşünün. 2 yaşındaki küçük kardeş ise alışverişe dalmış annenin ilgisini çekmek için huysuzlanmaya, problem çıkarmaya, koşturmaya vb. başlar. ‘Hiç yoktan iyidir’ kanunundan hareketle olumsuzda olsa ilgi ilgidir mantığıyla annesinin dikkatini çeker. Eğer dikkat sadece olumsuzluklarda çekilebiliyorsa o zaman olumsuzluklar içine girmek pekiştirilmiş olur anne tarafından. Çocukta bu ihtiyacını bir şekilde karşılamaya çalışır. Bu örnek durumda 4 yaşındaki çocukta zaman zaman problem yaratarak annenin ilgisini çekme çabalarına girebilir. ‘Hiç yoktan iyidir’ kanunu kardeş arası kavgalarıda pekiştirir. Ebeveynler bu kavgaların şiddetlenmesine katkıda bulunurlar. Uslu uslu oynarken kendileriyle hiç ilgilenmeyen annenin ilgisinin kavga yaptıkları zaman kendilerine döndüğünü görürler (‘kavga etmeyi kesin, başımı ağrıtıyorsunuz, uslu durun...’). Çocuğunuzun hiç yoktan iyidir kanununu kullanıp kullanmadığına dikkat edin.
  • Pozitif ödüllendirme sistemi: Olumlu ilgiyle ödüllendirme eski yollara göre çok daha yapıcıdır. Ebeveynler çoğu zaman sadece olumsuz davranışa ilgi gösterir. Çocuklarda bu şekilde aslında açlığını çektikleri ilgiyi elde etmenin tek yolunun yaramazlık yapmak olduğunu öğrenmektedirler. Bunu önlemeye başlayabilmek için öncelikle çocuğunuzla aranızdaki ilişkide yakınlık ve güven konusunda iyileştirmelere gitmenin yollarına bakmanızı tavsiye ederim. Ancak bu şekilde bir sonraki makalede anlatılacak özel yöntemlerin işe yaramasını sağlayabilirsiniz.
    • Yakınlık geliştirmek: Pozitif ödüllendirme sisteminde kullanılacak yöntemlerin işe yaraması için aradaki ilişkinin sıcak olması gerekir. Arada sıcaklık, yakınlık, güven ilişkisi olmalıdır. Bebeklikte bu daha kolaydır çünkü arada ortak yapılan aktiviteler vardır. Her iki tarafta birbiriyle ilgilenmekte, sıcaklığını aktarmaktadır. Zaman geçtikçe çocuğunuzun büyümesiyle birlikte azalmaya başlayan bu yakınlığı tekrar canlandırmak için özel zamanlar yaratılarak ortak faaliyetler yapılması faydalıdır. Ne yazık ki bunu çok az ebeveyn yapmaktadır. Aslında bunu yapabilmek için çok zaman harcamak, büyük fedakarlıklar yapmak gerekmez.
Çocukla şu tür etkileşimlerin çok fazla olması yakınlığı bozar; sürekli yanlış davranışa parmak basıp yönlendirme, suçlama, talepte bulunma ve zorlama tarzı konuşmalar. Birçok ebeveynin çocuklarıyla yaptığı neredeyse tek konuşma türü budur.

O yüzden ebeveynler çocuklarıyla ortak bir şekilde yapabilecekleri ve zevk alabilecekleri aktiviteler düşünmelidir (Bu örneğin çeşitli yerlere gezi yapmak olabilir, müze, park vb.). Yakınlık kurmak için çocuğun düzeyinde ilişki kurmak gerekir. Ebevynler için bunun en güzel yollarından birisi öykü anlatma zamanı oluşturmaktır. Küçükken kendi başlarından geçen ilginç şeyleri ya da komik sakarlıkları paylaşabilirler. Böylece çocuk da kendi öykülerini paylaşmaya başlayabilir. Ebeveyninin de zeki olmayan şeyler yapabileceğini görür. Bu yakınlığı artırır. Özetle, çocuğun kendine güvenini artıracak şekilde yaklaşmak disiplin yöntemlerini uygulamaya zamin hazırlar.
    • Güven ilişkisi oluşturmak: Her çocuk anne babaya güvenme hissini yaşamalıdır. Çocuk anne babayı adil ve makul görmelidir. Anne baba bir yere gittiğinde haber vermeli, ne zaman geleceğini çocuğa söylemelidir. Bu yüzden verilen sözlerin tutulmasına özen göstermek önemlidir. Çifte ve tutarsız mesajlar verilmemeli, açık ve net olunmalıdır. Rol oynanmamalıdır. Gerektiğinde de özür dilenmelidir. Anne babalar gerektiğinde ‘hayır’ derler, çocuğun isteklerini kabul etmeyip ama aynı zamanda da anlayışlı, eğlenceli olabilirler. Kendi ihtiyaçlarının olduğunu, bazen kendi içinde bunları yaşamak istediğini, yetişkin problemleri hakkında tartışmak istemediğini anlatırlar onlar da anlarlar, saygı gösterirler. Bunlar mümkün olan şeylerdir. Yeter ki bu yönde çaba gösterilsin.
· Davranış hedefleri oluşturmak: Pozitif ödül sisteminin işlemesi için aşağıdaki şekilde bir liste yapılır:
· Çocuğunuzun onayladığınız davranışları
· Çocuğunuzun daha az yapmasını dilediğiniz davranışları
· Çocuğunuzun daha fazla yapmasını istediğiniz davranışları


Örneğin, 7 yaşındaki Mert sessiz ve güzelce oyuncakları ya da akranlarıyla oynuyorsa omuzuna dokunup gülümsenebilir. Huysuzlanırsa hiç tepki verilmez. Bu istenilmeyen listesindedir. Ev işlerine yardım etmesi isteniyorsa ebeveyn çocuğu gün içinde izler. Bunu yaptığı zaman gülümseme ve takdir belirtme ifadeleri kullanarak pekiştirir. Bu pekiştireçlerin neler olabileceği çocuktan çocuğa değişir, bunları kişiye özel olarak bulmak lazım.

Ebeveyn bu süreçte hangi davranışın faydalı olduğunu belirler ve bunu pekiştirir. Faydalı olmadığını belirlediği davranışları ise görmezden gelerek sönmelerini sağlar. Buna dayanmak zaman ve emek ister. Ancak eskiden olduğu gibi tüm o sürekli yakınma ve tehditleri artık yapmak zorunda kalmadığı için aslında ebeveyn daha az yorulmuş olur.

Pekiştireçlerin mümkün olduğunca davranışın hemen sonrasında verilmesi daha etkilidir. Öyle herşeye ödül vermek gerekmez ancak özellikle başlangıçta ödüllerin sık olması tavsiye edilir. Zamanla ebeveynin onaylayacağı şeyleri yapıyor olmanın kendisi zaten iyi hissettirir.

Ödül sistemi etkili olmalıdır. Yaşına göre bir panoda mutlu yüzler, bozuk para, istediği oyunu seçme hakkı gibi ödüler verilebilir. Burada yaratıcılığınızı devreye sokup bu sistemi oyun havasında da işletebilirsiniz.

· Anlaşma yapma yöntemi: Ödül sistemi ebeveynin kontrolündedir. Yukarıdaki açık ödül sistemi özellikle küçük çocuklarda daha uygun bir yaklaşımdır. Büyüklerde ise anlaşmalar yapılabilir. Anlaşmaların sonunda çocuğun almak istediği bir ödül olur. Burada alınacak ödülün belirlenmesinde çocuğun söz hakkı vardır. Bu anlaşmanın uygun tutum ve iletişim tavırlarıyla yapılması ilk başta model olarak öğretilir ve sonra pekiştirilir. Anlaşmada her iki tarafında tatmin olabileceği bir noktaya ulaşılmaya çalışılır. Her iki taraf içinde makul ve adil bir nokta bulunmalıdır.

Örneğin, diğerlerinin tabağından yemek yemek isteyen çocukla tatlı ödülünde anlaşıp bu davranışı değiştirme karşılığında sonunda tatlı yeme izni vermek gibi. Hiç uyarı yapılmaksızın bir hafta boyunca sofrayı temizleyen çocuğun arkadaşlarıyla kurabiye yapmasına izin verilebilir. Yeni bakıcıyla uyumlu bir şekilde iletişime geçmişse gelecek hafta yastığının altında bir süprizle karşılaşacağı söylenebilir.

Anlaşma, pozitif ödül sistemi ile beraber kullanılır. Anlaşmayı daha çok kullanmaya başlamaya mümkün olduğunca erken yaşta geçilmeye başlanmalıdır. Bu şekilde ergenlikteki problemlerde daha etkili bir şekilde anlaşma sistemini kullanma imkanı olur.

Anlaşma yapma tekniğinde ebeveyn büyük fedakarlıklar göstermez, sonuçta çocuk bir şekilde anlaşmaya uyar. Bazı anlaşmalarda ödülden tatmin olmayıp yakınma hakkı tabi ki vardır. Ancak yinede özellikle yaş küçüldükçe anne babanın anlaşmadaki ödülü belirlemede söz hakkı daha fazla olacaktır. Uzun vadeli bir ödül konulmuşsa (bilgisayar almak gibi) aralarda bunu hatırlatıcı olarak ebeveyn dillendirmelidir. Arada da küçük ödüller vermelidir.

Çocuk gerçekten rahatsız edici ya da kötü davranışlar sergiliyorsa o zaman başka özel yöntemlerle düzeltilmeye çalışılır. Bunları görmezden gelmek uygun değildir. Anlaşmada dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır

-Öfkeli olunan zamanlarda anlaşma yapılmamalıdır
-Genel ve açık olmayan ifadelerden (örneğin, ‘düzenli ol’) uzak durup somut ve açık tanımlar yapılmalıdır (Yatağa gitmeden önce oyuncaklarını kutuya koy)
-Anlaşma yazılı ya da sözel hale getirilebilir (Küçük çocuklar için teyp kaydı ya da panoda resim, büyüklerde planın aşamalarını yazmak. Her yaşta imzalama yapılabilir)
-Yaşına ve düzeyine uygun isteklerde bulunulmalıdır. Yapamayacağı şeyler istenmemeli (2 yaşındaki çocuktan sofrayı hazırlamasını değil tabakları koymasını istemek gibi)
-Ödüle dikkat çekilmelidir, başarısızlığa değil. Örneğin, çocuğun hedefe yönelik olarak odaklanmasını sağlamak gerekir, puan kaybetmemeye değil.

· Yeniden yönlendirme yöntemi: Çok etkili bir yöntemdir. Yeniden yönlendirmede istenmeyen davranışı bıraktırıp istenen davranışı yapması konusunda çocuk yönlendirilir, klavuz edilir. Çoğu zaman çocuklara ne yapmaması söylenir, ne yapabileceği değil. Hedefe ulaşmak için alternatif bir yol gösterilmez. Bu da çocukta kendi ihtiyaçlarının ebeveyni tarafından önemsenmediği düşüncesinin oluşmasına neden olur. Örneğin kardeşinden oyuncağı zorla almaya çalışan çocuğa ‘öyle yapılmaz, saygılı ol biraz’ demek çocuğun ne yapabileceğini öğretmez. ‘Kardeşinden kamyonunu geri istemek için ellerini değil sözlerini kullan. Kardeşine kamyonunu geri vermesini söyle’ demek daha uygun olur. Bazı durumlarda çocuğa fiziksel olarak müdahale etmek de gerekebilir. Duvarı boyamak istediğinde önüne kağıt koymak gibi. Bu şekilde çocuk limitlerini tanır ve bu limitler dahilinde ihtiyaçlarını karşılar

· Mola vermek: Çocuk eğer çevreye ısrarcı bir şekilde zarar veriyor, kimseyi dinlemiyor, yiyecekleri fırlatıyor, kavga ediyor vb. ise ‘Mert, ... yapmaya devam ediyorsun. Bu yüzden mola vermeye ihtiyacın var. Alarmı 5dk. sonraya ayarladım. Odana git ve alarm çalana kadar orada bekle’ deyip mola verme tekniği uygulanabilir. Bu şekilde sakinleşip daha sonra iletişime geçebilir. Eğer gitmeyi reddederse odaya kadar ona eşlik edilir. Yakınırsa buna aldırılmaz. Süre bittiğinde meseleyi büyütmeden zaman doldu denilir. Negatif davranışını tekrar ederse tekrar mola verilir. Tekrar ederse o zaman daha katı bir şekilde gerekirse 5dk. odaya kilitlenir. Saatlerce odaya kapatılmaz, sadece kısa aralıklar yapılır. Eğer misafirlikte mola verilemeyeceğini düşünüp bunu avantaj olarak kullanmaya çalışırsa olumsuz davranışı evdeki gibi mola verme ile kısıtlanabilir. Yalnız bir yere çekilerek normal süreç uygulanır ve bir oda kullanılır. Burada tutarlı olmanız çok önemlidir. Diğer insanlar farklı muameleler uygulama konusunda görüş bildirirse burada tutarsızlığa izin verilmemelidir. Ebeveynin kendi kuralı neyse odur, çocuk ona uymak zorundadır. Diğerlerinin başka kuralları olabilir. Eğer ciddi düzeyde olumsuz bir şey yaptıysa (tekrar tekrar bir çocuğun elini ısırmak gibi) o zaman hemen eve götürüp tüm gün odada kalması istenebilir. Isırmanın sosyal ilişkileri kötü etkilediği üzerine daha sonra tartışılabilir. O da zaten bunu net bir şekilde görmüş olur! Mola vermeyi uygularken aradaki yakınlık ve güven ilişkisinin zedelenmeyecek şekilde yapılması gerekir. Bu ikisinin yeri ayrıdır, kabul edilmeyen şeyin çocuğun kendisi değil davranışları olduğu mesajı verilmiş olur.

· Yumuşatılmış mola verme yöntemi: Yalnız kalmayı tolere edemeyecek küçük çocuklarda bu yöntem uygulanabilir. Burada çocuğun yakınması, tekmelemesi, sinir bozucu konuşmaları vb. sürekli devam ediyorsa, iletişime yanaşmıyorsa bunları duyamayacak şekilde yan odaya geçmek, banyoya gitmek ya da radyo-televizyonun sesini açmak gibi çocuktan gelen rahatsız edici sesleri bastırmak yoluna gidilebilir. Çocuk sakinleştiğinde de hemen

yanına gidip yakınlık kurmak gerekir. Eğer rahatsız edici davranış tekrar başlarsa tekrar mola verilir. Gitmek için önce tehdit etmeden sadece gidilir. Kurallara her zaman sadık kalınmalıdır, bu şekilde kendisini terkedilmiş hissetmez. Burada reddetme yoktur, sadece onun olumsuz davranışlarından etkilenmek istemediğini göstermek vardır. Eğer kendine zarar verici şeyler yaparsa tabi ki her defasında müdahale edilmelidir. ‘Kamyon oynanmak içindir, fırlatmak için değil’ deyip bu davranış tartışılmalıdır. · Çevresel kontrol yöntemi: Çevreyi çocuğun davranış bozukluğu göstermeyecek şekilde kontrol etmektir. Örneğin, evde kırılacak, küçük eşyaları kaldırmak; maç vb. bir yerde otururken çocuğun görebilecek bir pozisyona oturmasını sağlamak (yoksa sıkılıp huysuzlanır), gün sonunda yorucu olmayan aktiviteler yapmak, yiyeceklere özen göstermek vb. Örneğin, çocuk eğer bebek oyuncakları ya da eşyaları kullanma ihtiyacı duyuyorsa biraz göz yummak gerekebilir. Yeni gelen kardeşle ilgili olarak özdeşim kurma, çocukluğundan kopmama ya da güven ihtiyacı nedeniyle yapabilirler bir dönem. Eğer zamanla azalma olmazsa bu davranışlarını azaltma konusu konuşulabilir. Eğer bunun kendisi için bir problem olabileceğini kabul ediyorsa bir uzmandan destek alınabilir. Güven ihtiyacına neden bu kadar önem verdiği araştırılabilir.
  • İletişim kurmayı öğretmek: Olumlu ya da olumsuz tüm duygularını konuşabilir hale getirmek olumsuz davranışları daha başından önlemenin sağlam bir yoludur. Problem belirlenirse çözüm de bulunabilir. Çocuk ebeveynlerine duyduğu öfke nedeniyle suçluluk duyabilir, bunu öğrenirlerse terkedileceğini düşünebilir ve çatışma yaşar. Sevgi ve öfkenin doğal duygular olduğu, birine öfkelenmenin onu sevmemek anlamına gelmediği öğretilmelidir. Bunlar birbirinin zıttı değildir. Diğerlerini incitmeyecek şekilde öfkenin ve ihtiyaçların nasıl ifade edileceğini öğretmek lazım. Duygularını ifade edebilmeli yoksa mevcut problemler kendisini astım, karın ağrısı, cilt rahatsızlıkları gibi semptomlarla gösterebilir. Bu enerjiyi boşaltmanın yolları bulunabilir. Öfkeleriyle yüzleşme becerileri öğretilmeli. Duygular ifade edilmezse problemler anlaşılıp çözülemez. Bu beceri aslında birçok yetişkinin öğrenmesi gereken bir beceridir.
  • Geribildirim verme becerisini öğretmek: Çocuklara öğretilecek en önemli becerilerden birisi duygularını adlandırmayı ve tehdit edici bir tavır takınmadan atılgan ve pozitif bir şekilde kendilerini ifade edebilmeleridir. Geribildirim, bunun öğrenilmesinde iyi bir tekniktir. Bunun için çocuğun sadece sözleri değil duyguları da dinlenilmeye çalışılır ve daha sonra geribildirim verilerek duyulan ve anlaşılan şeyin ifade edilmek istenen şey olup olmadığı teyid edilir. Yani sadece duyulmaz, dinlenilir. Çocuklar duygularının ciddiye alınmasını, dinlenilmeyi ve olaya kendi perspektifinden bakılmasını ister. Bu söylediği herşeye katılacağınız anlamına gelmez. Bu sadece onun dünyasına girip anlamaya çalışma konusunda istekliliği belirtir. Böylece çocuk kendi hisleri ile temasa geçme konusunda teşvik edilmiş olur. Geribildirimin 3 adımı vardır:
    • Dikkatlice dinlemek
    • Çocuğun deneyimlediği şeyi kendi kafanızda canlandırmak
    • Kendi kelimelerinizle, duyguları da içerecek şekilde geribildirim vermek
Papağan gibi sözleri tekrarlamamalıdır. Yanlış olursa düzeltir, doğru olursa anlaşılmış hissetmeyi hemen yaşar. Her halükarda geribildirim yapmaya çalışmak iyi bir şeydir. Çok sert ifadeler kullanırsa (‘aptalın tekiyim’ vb.) hemen düzeltmeye iyi hissettirmeye çalışmamak lazım. ‘Ödevini yapma konusunda bayağı bunalmışsın gibi görünüyor, hepsini birden nasıl ezberleyebileceğini merak ediyorsun’. Bu noktada tavsiyelere daha açık hale gelip problem çözmeye gidebilir. Senden nefret ediyorum tarzı şeyler söylediğinde ebeveyn duygusal olarak kontrolünü kaybetmemeli. ‘bebekle senden daha fazla zaman geçirdiğim için kendini dışlanmış hissediyorsun’. Onu anladığını göstermek yumuşatacaktır.
  • Ben dilini kullanmak: Kendi duygularına ve ihtiyaçlarına odaklanarak iletişim kurmak, suçlayıcı konuşmamaktır (‘Kes şu gürültüyü, ne kadar düşüncesizsin’ dememek). ‘Çok gürültü olduğunda telefondaki kişinin sesini anlamakta güçlük çekiyorum’.
  • Tuvalet eğitimi: Bu alanda bazen problemler yaşanabilmektedir. Tuvalet eğitimi için zamanlamayı iyi yapmak gerekir, fiziksel olgunlaşma gelişmeye başlamalıdır. Genelde 2 yaşından sonra başlamak tavsiye edilir.
1. En iyi başlangıç modelleme ile yapılır, birlikte tuvalete gidip tanıtımlar yapılabilir. ‘Büyük lazımlık’ gösterilir
2. Küçük lazımlık kullanması daha çok kontrol hissi yaşamasını sağlar.
3. Sifon çekme konusu bazılarının hoşuna gider, bazılarını da korkutur. Bireysel farklılıklara göre zorlamamak lazım.
4. Bu dönemde kolayca çıkarıp kendi başına oturabileceği şeyler giydirilmesi faydalı. Ev içinde rahat kıyafetle dolaşsın
5. Ilımlı ve destekleyici bir tutum gereklidir. Arada kaçırması normaldir. Kendisinin çabaladığını anladığını göstermek lazım. Dışkısına vb. çok pis muamalesi yapılmamalı, doğal şeyler olarak yaklaşılmalıdır
6. İşaretlere duyarlı olması öğretilebilir. Karmaşık hareketleri orkestra şefi olarak annenin yönetmesi başlangıçta gerekecektir.
7. Güç savaşına dönmemeli, hiç yoktan iyidir kanununa kaydırılmamalı, bu sorumluluğu öğrenme sürecini kolaylaştırıcı bir tutum içine girilmelidir
8. Gece alt ıslatmamaya başlamak tuvalet eğitimiyle birlikte gelişecek bir şeydir. Aktif olarak yapılabilecek başka bir şey yoktur. Bir süre sonra kuru kalmaya başladıkça artık bez bağlanmaz, böylece bebek olmadığını anlar ve o güvene bağlanmak zorunda kalmaz. Kuru kalınan zamanlara pozitif teşvik yapılabilir. 5 yaşındaki çocukların yüzde 15’inde alt ıslatma görülebilir. Eğer problem 6 yaşında da devam ederse bir uzmana danışanılabilir

Kaynak: 'Experts advise parents'. Ed., Shiff, E., Dell Publishing, 1987
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukta Özgüveni Zedelemeden Disipline Etme Yöntemleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Cem GÜMÜŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Cem GÜMÜŞ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cem GÜMÜŞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Cem GÜMÜŞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Cem GÜMÜŞ'ün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocukta Özgüveni Zedelemeden Disipline Etme Yöntemleri' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:53
Top