2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,211 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Seksin İyisi Kötüsü Olur mu?
MAKALE #6768 © Yazan Dr.Sevilay ZORLU | Yayın Nisan 2011 | 7,408 Okuyucu
SEKSİN İYİSİ KÖTÜSÜ OLUR MU?

Çoğumuz çocukken duyduğumuz masallar yüzünden, aklımızın bir köşesinde, günlük hayatın sorun ve tekdüzeliklerinden kaçmak, güneşin batışını yakalayıp ondan sonra da mutlu yaşamak fikrini taşırız. Bu hoş bir fantezidir. Seks son yıllarda, gün batımında yapılan o yürüyüşe giden ana yollardan biri olarak tanıtılmıştır.

Erkekler istendiği anda performans gösterebiliyor olmaları gerektiğini öğrenirler.İstekli bir partneri varsa heyecanlanarak ereksiyona geçmeli, iyi bir cinsel deneyim için hazır ve yetkin olmalıdırlar. Heyecanlanmak ya da ereksiyona girmek için bu kadar çaba gerektiğine göre bir bozukluk olmalı? Neden, olması gerektiği gibi kendiliğinden oluvermedi?

Gerçek şu ki, o hiçbir zaman bize öğretildiği gibi işlemek zorunda değildir. Erkekler inandırıldığı kadar basit değillerdir. Farklı tarzları, gereksinimleri ve beğenileri olan karmaşık insanoğludurlar. Bu, diğer alanlarda olduğu kadar sekste de geçerlidir. Seks istediğiniz gibi gitmediğinde, cinsel tepkilerinizi engelleyenin ne olduğunu bulmak için duruma bir göz atmaktansa, olması gerektiğini sandığınız gibi davrandığınız için, kendinizde bozukluk olduğunu düşünebilirsiniz

Modern yaşam birçok açıdan bize yararlar sağlamakla birlikte, birçok olumsuz etki de yapmıştır. Yaşamın hızı sınır noktasına gelinceye kadar yükselmiştir. Yaşam daha telaşlı olmuş, günlük yaşantının baskıları eskisinden çok daha fazlalaşmıştır. Çoğu zaman gergin ve çılgın gibiyizdir; hayatımızın akışına, hızına uymaya çalışırız. Aralarında alkol ve tütünün de olduğu çok çeşitli kimyasal canlandırıcı ve zehirleyicilerle beslenir ve gerilimimizden kurtulmak için tüm bunlardan medet umarız. Ama gerilimler ve endişeler hiçbir yere gitmez ve hayatımızın her alanını etkiler.
ERKEKLER BİR SEKS MAKİNESİ DEĞİLDİR , HER PENİSİN ARDINDA BİR İNSAN VARDIR…

Psikolojik gerilim cinsel fizyolojiyi olumsuz etkiler. Bu durum sizi uyarılmaktan, gergin olmadığınız zamanlarda yaşayabileceğiniz zevkli duyguları tatmaktan alıkoyar ve penisinizin uykusunun gelmesine neden olabilir.

Birçok erkek zaman sınırlaması, partnerleriyle birlikte yaptıkları bitmemiş bir iş, çocuklarıyla ya da işle ilgili bir konu ya da diğer nedenlerle gergin olduklarında seks yaparlar. Bu koşullar altında girişilen seks genelikle pek doyurcu olmayıp bazen hiç işe yaramayabilir. Aslında berbat bir deneyim yaşamanın en iyi yoludur bu.Uyarılmanız, ereksiyona girmeniz ve boşalmanızla ilgili sistemler, kendinizi gergin hissettiğinizde işlemezler. Genel olarak ister gergin ister rahat olun, önemli olan normal halinize oranla daha gergin olup olmadığınızı anlayabilmeniz ve kendinizi rahatlatmak için bir şeyler yapabilmeniz. Boyun ve omuz kaslarında gerginlik, mide ağrısı, avuçların terlemesi, dişlerin ketlenmesi, baş ağrısı, çarpıntı görülebilir. Aslında en önemli sinyaller düşüncelerinizdedir. “ Sertlik devam edecek mi acaba?”, “dayanabilecek miyim?”, “benden hoşlanacak mı?”, “becerebilecek miyim?”

Cinsel bir ortamda, sayılan fiziksel belirtilerin bazılarını yaşadınız mı? Ya da kendinize benzer soruları sordunuz mu? Kısa sürüyorsa sorun yok. Ancak bu düşünceler kafanızın içinde dolanıp duruyorsa, o zaman rahatlama konusunda daha çok bilgi edinerek seksten daha fazla zevk alma şansınız var. Cinsel olmayan durumlarda yaşadıklarınızı düşünebilirsiniz. Diş koltuğuna oturup diş doktorunuzu beklerken kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Vücudunuz geriliyor mu? Nefesinizi tutuyor musunuz? Koltuğun kenarlarına yapışıyor musunuz? Ağrı kesici enjeksiyon yapılmasına rağmen canınızın yanacağından endişe duyuyor musunuz? Ya da patronunuz yaptığınız bir hata yüzünden sizi odasına çağırdığında neler hissettiğinizi düşünün. Bir projeyi belirli bir tarihte bitirmek zorunda olduğunuzda ve kalan zaman içinde çok çalışmak zorunda olduğunuzu bildiğiniz zaman ne hissedersiniz?

Bir de kaygı ve endişelerden uzak olduğunuz durumları aklınıza getirin. Bir pazar günü geç kalkıp, o gün yapacak hiçbir işiniz olmadığını bildiğiniz bir zaman. Tatilde deniz kıyısında uzanırken. Bir cinsel deneyimden sonra. Vücudunuz ve aklınız böyle durumlarda nasıl oluyor?

DOYURUCU CİNSELLİK İÇİN NELER GEREKLİDİR?

Böylesi davranışı destekleyen veya ona engel olanlarla ilgili daha iyi fikir edinebiliriz. Bu konuda iki temel yapıtaşı, heyecanlanma ve görece olarak açık bir sinir sistemidir. Uyarılmayı (arzu, iştah, isteksizlik) tanımlamak kolay değildir. Ereksiyona girmekle aynı anlamı taşımaz. Heyecanlanma ve ereksiyon ayrı sistemlerdir.Genellikle birlikte meydana gelirler ;uyarıldığınızı hissedersiniz ve ereksiyon ardından gelir ama bu her zaman böyle değildir. Bunları düşünce düzeyinde birbirinden ayırmanız önemlidir.

Uyarılma duygularla ilgilidir. Birine dokunma ve sevişme isteğidir. Genellikle sevgiliye yönelme,ona doğru sürüklenme biçiminde yaşanır; belirli bir sevgilinin olmadığı bir arzu ve sürüklenme biçiminde daha soyut olarak da yakın olma, onunla birleşme isteği ‘’penisimde ve her yerde ılık bir karıncalanma duygusu’’, ‘’bütünüyle onunla olma isteği ‘’; “sanki kanım dans ediyor ve kalbimin atışını duyabiliyorum’’; “bütün kanım benzersiz bir biçimde canlanıyor.’’

Sizin heyecanlanma deneyimleriniz bu örneklere benzeyebilir veya benzemeyebilir. Önemli olan heyecanlandığınızı size anlatan özel duygular nelerdir? Erkekler genellikle cinsel olarak uyarılmadıklarında uyarıldıklarını sanırlar. Aldığımız eğitim yüzünden, seksle ilgilenip ilgilenmediğimizi anlamak için kendi duygularımıza değil, koşullara bakarız. Bize seksi olduğu öğretilen bir durum içinde olduğunuzu düşünelim; örneğin, sizinle birlikte olmak istediğini ima eden seksi bir kadınla birliktesiniz. Gerçekten ne hissettiğinizi sorgulamaksızın uyarılmanız gerektiğini düşünebilirsiniz.
Bu kültürel körlüğe rağmen, daha iyi bir seks yaşantısı istiyorsanız ,ilgilerinizi araştırmalısınız. Cinsel deneyime girmeden önce kendinize uyarılıp uyarılmadığınızı ya da heyecanlanma potansiyelinizin olup olmadığını sorun. Yanıt olumsuzsa seksin dışında başka bir şey yapsanız daha iyi olur.Yoksa seksten zevk almama ya da işlevlerinizi iyi bir biçimde gösterememe riskini almış olacaksınız.
İyi seksin ikinci yapı taşı, heyecanınızı vücudunuza yansıtacak deneyiminizi dolu dolu yaşamanıza izin verecek berrak bir sinir sistemidir. Diyelim ki bir erkek kendisini genellikle uyaran bir şeye, örneğin partnerinin bacaklarına bakıyor. Eğer sinir sistemi örneğin, işte olmuş bir olayla ilgili kaygılar tarafından engellenmişse, partnerin bacaklarını görmek ona hiç de çekici gelmez, üstelik bacakları algılaması onda hiçbir etki yaratmaz.Bu örnek,engellenmiş bir sinir sisteminin heyecanlanmayı nasıl önlediğini açıklıyor.

Bir de partnerinin bacaklarını seksi bulan ve heyecanlanan bir adam düşünelim. Bu duygunun penisinin durumunu etkilemesi için, penise sinir sistemi yoluyla bir ileti gönderilmesi gerekir. İleti şöyledir; ’’bu duygu harika öyleyse sertleş ‘’Adam partnerine bakmaya devam ettikçe ya da bu uyarı ,yerini dokunma, konuşma fantezi kurma gibi diğer uyarı türlerine bıraktıkça, benzeri iletiler daha çok gönderilmeye ve alınmaya başlar ve bu da bir heyecanlanma ve ereksiyon durumu yaratır.
Oldukça basit ancak küçük bir sorun var Penise giden ileti net olarak gönderilmeli ve alınmalıdır. Sinir sistemi engellenmişse, penise giden iletiler gerektiği gibi alınamaz.
Sinir sistemine ket vurarak cinsel iletilerin ulaşmamasına yol açan bir çok şey vardır. Alkol ve diğer bir çok uyuşturucu, iyi bilinen suçlulardır. Diğerlerinin arasında seksten suçluluk duyma, partnere karşı kızgınlık, diğer konularla uğraşma, yorgunluk ve fiziksel sağlığın bozuk olması gibi sık görülen nedenler bulunmaktadır.

Seks sırasında sinir sistemine en çok ket vuran etken ise sinirsel gerilim ve endişedir. Bu kavramların içine ortalama ve kişinin kabul görmesiyle ya da performansıyla ilgili herhangi bir kuşku yada huzursuzluk girebilir. ’’Beni diğer partnerleri kadar iyi bulacak mı?’’,’ “ona yetecek kadar dayanabilir miyim ?’’ “acaba çocuklar uyanır mı, içeri girer mi ?’’. Bu tür kuşkular güçlü olduğunda tüm sinir sisteminizi öyle bir telaşa verirsiniz ki, penise ve diğer bölgelere cinsel iletilerin gitmesini önlemiş olursunuz. Penisle ilgili olan iletiler ya hiç yerini bulamaz yada çok azı ulaşabilir; ereksiyona geçemeyebilirsiniz ya da penis her zamanki kadar sertleşmeyebilir veya ereksiyonu hızla kaybedebilirsiniz. Endişe ya da kızgınlıkla dolu olduğunda bile işlevlerini gösterebilen erkekler vardır. Bu insanlar anlayamadığımız nedenlerden dolayı diğer erkeklerdeki gereksinimlerden sıyrılmaktadırlar. Ne denli sinirli, sıkkın ya da kızgın olurlarsa olsunlar, işlevlerini görebilmektedirler. Bu duygular sinir sistemlerini değişik biçimde etkilemektedirler: İşlevlerini görmekte, ancak pek bir şey hissetmemektedirler. Biraz yakınlık sevgi eğlence ya da heyecan yaşamaktadırlar.Onlarınki harika bir durumdur, çünkü hemen her zaman için, koşullar ne olursa olsun işlevlerini gösterirler. Ancak yaşadıkları cinsel karşılaşmalardan elde ettiklerini anlamak için birkaçıyla konuşmanız yeterli olacaktır. Ereksiyon boşalma denetimi ve cinsel duygularla, zevkler irade gücüyle yönlendirilemez. Ereksiyona geçmek heyecanlanmak ya da deneyiminizden zevk almak için kendinizi zorlayamazsınız. Bu önemli ve bir çok erkek için kabul edilmesi zor bir noktadır, çünkü aldığımız eğitime ters düşer. Erkekler aklına emir vererek işleri yaptırmayı öğrenmişlerdir. ‘’Telaşlanma, sakin ol!’ “Başarabilirsin, biraz biraz daha zorla!’’ . Bu sistem çoğu zaman işler, ama yalnızca doğrudan doğruya denetim altına alabildiğimiz bölümlerde.

Bunun sonucu sonuçlar iyi de olsa, kötü de olsa, uyarılma ereksiyon, boşalma ve duygusal sistemler bu yoldan denetim altına alınamaz. Bütün bunlar emir almaz Gerçekte bunları belirli biçimde davranmaya zorlamak çoğunlukla, tam tersini yapmalarına neden olmaktadır. Bu konuda kuşkularınız varsa deneyebilirsiniz. İstediğiniz bir an, heyecanlanmaya, ereksiyona girmeye, güzel duygularla dolmaya ya da ereksiyonu sürdürmeye çalışın. Yalvarın, korkutun tatlı tatlı konuşun ya da istediğiniz tür emri verin; olumsuz düşünmeye daha açık olduğunuzu fark edebilirsiniz. Bu durumda daha iyi seks yapmak için elinizden ne gelebilir? Çok basit bir biçimde, heyecanlanma, ereksiyona girme ya da güzel duyular yaşamaya elverişli olduğunuz koşulları ortaya çıkarmanız gerekecektir. ‘Koşul’ sözcüğüyle anlatılmak istenen sizin için cinsel olarak herhangi bir fark yaratan herhangi bir şeydir. Bu, sizin fiziksel ve duygusal durumunuzla, partnerinizle ilgili düşüncelerinizle, ondan beklentilerinizle, istediğiniz uyarı türüyle, bulunduğunuz ortamla ya da bunların dışında herhangi bir şeyle ilgili olabilir. Cinsel bir ortam içinde sizi daha gevşemiş, daha rahat, daha kendinden emin, daha cinsel deneyime açık kılan herhangi bir şey koşul olarak adlandırılabilir. Tüm bu koşulları, sinir sisteminizi gereksiz tortulardan temizleyerek cinsel iletilerin rahatça ulaştırılmasını sağlayan ve sonuçta size doyurucu bir seks yaşantısı sunan etkenler olarak da tanımlayabiliriz.

Makinelerin bile en iyi biçimde çalışmalarını sağlayan koşulara ve gerekliliklere sahip olduğunu bazen rahatlıkla gözardı ederiz. Örneğin, o çok değerli arabalarımız benzin, yağ, hizmet, uygun yol koşulları gibi gerekliliklere sahiptir. Ancak onların bu gereksinimlerine kendimizinkilerden daha hoşgörülüyüzdür sanki. Deposu boşken çalışmadığında arabamıza aptal, kötü ya da beceriksiz gibi sıfatlar yakıştırmayız. Benzin gerektiği gerçeğini kabul eder ve bu gerekliliği yerine getiririz. Ancak konu bize geldiğinde farklı bir dizi standardı gündeme getiririz ve olması gerektiğini düşündüğümüz biçimde davranmadığımızda, koşulların gereksinimlerimizi karşılayıp karşılamadığını düşünmeksizin kendimizi yetersiz, kötü ya da beceriksiz olarak nitelendiririz.

ERKEKTE CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI (CİB) NELERDİR?

Her cinsel yakınlaşmanın cinsel birleşme ile sonuçlanması gerekmez. cinselliğin temel amacının doyum olduğu düşünülecek olursa, aslında cinsel birleşme, cinsel döngünün tamamlanmasına, yani sona ermesine neden olur. Tamamlanmış bir cinsel aktivitenin gerçekleşebilmesi için öncelikle cinsel yönden bir ilgi ve istek, bunu izleyen uyarılma ve uyarılmanın ulaştığı doruk nokta olarak kabul edilen orgazm gibi evreler olması beklenir.Erkeklerde orgazm sonrası,Çözülme (rezolüsyon) olarak bilinen bu aşamanın süresi çoğu kez erkeğin yaşı ile orantılıdır.Yaş artıkça bu süre de doğal olarak uzamaktadır.Kadınların cinsel döngülerinde böyle bir aşamaya gereksinimleri yoktur ve bu nedenle kadınlar ardarda birden çok sayıda orgazm olurlar.
Cinsel işlev bozuklukları, tamamlanmış bir cinsel aktivitenin geçtiği bu evrelerden birinde ya da birkaçında ortaya çıkan inatçı ve tekrarlayıcı bozuklukları tanımlamak için kullanılır:

A) CİNSEL İLGİ VE İSTEK BOZUKLUKLARI
,
*Cinsel isteksizlik
*Cinsel tiksinti bozukluğu
B)UYARILMA BOZUKLUKLARI
*Erektil disfonksiyon (Sertleşme kaybı)
C)ORGAZM BOZUKLUKLARI
*Orgazm olamama (inhibe erkek orgazmı)
*Erken boşalma (prematür ejakülasyon)
*Geç boşalma (retarde ejakülasyon)
D) CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLUKLARI
*Disparoni(ağrılı cinsel ilişki)
SEKS TERAPİLERİ
CİB altta yatan organik bir nedene, cerrahi bir girişime, kullanılan bir ilaca ve eşlik eden ruhsal bir hastalığa bağlı olarak gelişmişse, tedavi öncelikle altta yatan etkene yönelik olarak yapılır.
Burada unutulmaması gereken önemli nokta; “cinsel işlev bozukluğunun çoğu kez tek bir nedene bağlı olmadığıdır”. Her organik olayın psikolojik bileşenlerinin olacağı göz önünde bulundurularak, sorun bütüncül olarak ele alınmalıdır.
Erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde bugün etkili olarak kullanılabilen ve önemli bir yan etkisi olmayan güçlü ilaçlar vardır. Psikolojik kökenli CİB'in tedavisinde CİNSEL TERAPİLER oldukça başarılıdır.
İlaçlarla “hızlı tamir” erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde yeterli olabilir mi? “Her erkeğin önünde bir penis vardır’’ ilkesi üzerine kurulan: “fizyolojik ‘işlevlerin hızlı tamiri’’ veya ‘’restorasyonu‘’doğrultusundaki arayışlar; “HASTALIK YOK HASTA VARDIR’’kavramını göz ardı ederek, sihirli ilacın tüm olguların gereksinmelerine aynı etkinlikte yanıt vereceğini varsaymakta (paket - standart tedavi) ve kökeninde veya alevlenmesinde rol oynayan psikolojik ve kişiler arası çatışmaları görmezlikten gelebilmektedir.
Kökeninde %75-90 organik etken bulunsa bile organik kökenli olduğu düşünülen pek çok olgu hiçbir medikal tedavi uygulanmadan yalnızca CİNSEL TERAPİLER ile tedavi edilebilmektedir. Bundan çıkarılacak sonuçlar; mevcut sorunun nedeni yalnızca saptanan organik neden değildir Sorunun kökeninde organik ve psikolojik etkenler birlikte rol oynamaktadır.Kökeninde organik nedenler bulunsa da her organik nedene psikolojik komponentler eşlik eder.Başka bir deyişle ‘’ PENİS KİMİN PENİSİDİR?’’ yani penisin arkasındaki kişinin performans kaygısı, yetersizlik duygusu,erk ve erkeklik kaybı gibi korkuları ilaçla giderilebilecek midir?

Fizyolojik fonksiyonların “hızlı tamiri” veya “restorasyonu” sırasında olgularının eşleri gözardı edilmektedir. Başka bir deyişle, SERTLEŞTİRİLMİŞ VE İRİLEŞTİRİLMİŞ PENİS HANGİ İLİŞKİDE KULLANILACAKTIR? Eşlerinde cinsel işlev bozukluğu görülme oranları %60 civarında, butün çiftlerde tedavi - müdahale gerektirecek düzeyde, evlilik içi çatışma görülme oranı %40’ dır. çünkü, evlilik yaşamı cinsel yaşamdan, cinsel yaşam ise evlilik yaşamından izole düşünülemez.

Mevcut cinsel sorun / sorunlarla birlikte yaşama sonucu kurulan psikolojik dengenin erkek lehine hızlı biçimde bozulması, mevcut ilişkinin dinamiklerini olumsuz etkileyebilir. Erkeğe yalnızca sertleşmesini geri vermek yeterli olmayacaktır. Oluşan sertleşmelerin anlamlı ve bir ilişki bütünü içinde kullanılabilmesi gerekir. Bunun için cinsel terapiler, evlilik terapileri, bireysel terapiler ile kullanıma hızla giren medikal tedavi yöntemlerinin iyi bir entegrasyonu gerekmektedir. CİB'in tedavisiyle uğraşan değişik disiplinlerden profesyonellerin de daha iyi bir işbirliği içinde olmaları gerekmektedir.

CİNSEL TERAPİST KİMDİR VE STANDART BİR UYGULAMA VAR MIDIR?

Cinsel terapiler olarak bilinen yaklaşımın özünde cinsel işlev bozuklukluğunun türüne özgül olarak geliştirilmiş bazı özel tekniklerin kullanılması söz konusudur.Ancak bu,cinsel terapilerin çeşitli özgül tekniklerin çeşitli cinsel işlev bozukluklarında kullanılmasından öteye gitmeyen yaklaşımlar olduğu anlamına gelmez. Aksi halde bu tür terapileri terapistler aracılığı ile değil bilgisayarlar ve el kitapları aracılığı ile yürütmek mümkün olabilir ve böylelikle terapi daha ekonomik bir biçime dönüştürülebilir. Birey ve çiftlerin gereksinmelerine uygun olarak terapi sürecinde düzenlemeler yapılabilir. Çünkü cinsel işlev bozukluğunun türü aynı da olsa, sorunun seyri bireyden bireye ve çiftten - çifte farklılıklar gösterecektir. Hastalık yok hasta vardır ilkesi benimsenmelidir.
İnsanın cinsel yaşamı diğer yaşam alanlarından ayrı veya izole olarak da düşünülemez. Cinsel uyum genel uyumun bir parçası olmaktadır. O halde cinsel alandaki bir sorun, yaşamın diğer alanlarını (iş,sosyal, özel yaşam alanları gibi), yaşam alanlarındaki çeşitli sorunlar ve özellikle evlilik içi sorunlar ise bireyin cinsel yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle cinsel terapi uygulaması yapacak terapistlerin bireysel psikoterapi ve evlilik terapileri alanlarında deneyimli olmaları gerekir.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI İLE İLGİLİ ETİK DIŞI UYGULAMALAR

Yeterli bilgi ve deneyimi olmayan kişiler ve hatta terapistlerin cinsel işlev bozuklukları olgularını tedavi etmeye çalışmaları gelmektedir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılan yöntemler basit görünmekle birlikte, eğitim almamış, yeterli bilgi ve deneyimi olmayan kişilerin uygulaması tedavide sorunlara yol açmakta dolayısıyla sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanmakta ve hastaların tedavi olabilme olasılıklarını azaltmaktadır.
Terapist öncelikle kendi meslek grubunun temel etik kurallarına uymalıdır. Yeterli öykü olmadan ya da gerekli araştırmaları ihmal ederek tanı koymak hastanın zarar görmesine yol açtığından etik bir ihlal sayılır.Uygulanacak tedavinin seçiminden psikiyatristiniz sorumlu olmakla birlikte hastayı olası tüm tedavi çeşit ve olanakları konusunda aydınlatmalı ve onun da fikrini almalıdır. Tedaviden önce söz konusu cinsel sorunun yapısı, uygulayacağı tedavinin özellikleri ve kuralları, cinsel terapinin etkinliği konusunda hastaya bilgi vermelidir.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Seksin İyisi Kötüsü Olur mu?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevilay ZORLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevilay ZORLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevilay ZORLU Fotoğraf
Dr.Sevilay ZORLU
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi115 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevilay ZORLU'nun Makaleleri
► Dıabet Neden Olur? Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Polikistik Over Nedir? Neden Olur? Doç.Op.Dr.Ayla ÜÇKUYU
► Kürtajdan Sonra Kanama Olur mu? Op.Dr.Kutlugül YÜKSEL
► Kimler Kalp Hastası Olur? Dr.Farşid FARŞİDFAR
► Miyom Nedir? Tedavisi Nasıl Olur? Doç.Op.Dr.Nermin KÖŞÜŞ
► Hıçkırık Neden Olur? Nasıl Geçer? ÇOK OKUNUYOR Dr.Sevin KARALAR
► “pilor Stenozu” Nedir, Neden Olur? ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Emir İMANİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Seksin İyisi Kötüsü Olur mu?' başlığıyla benzeşen toplam 70 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilikte Cinsel Yaşam Ağustos 2017
► Kaygı mı Korku mu? Mayıs 2016
► Boşanma ve Sonrası Kasım 2015
► Kolay İnciniyor Musunuz? Ağustos 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:39
Top