2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Faniliğin Kaygısı
MAKALE #6963 © Yazan Uzm.Psk.Nilüfer YALINÇETİN | Yayın Mayıs 2011 | 5,525 Okuyucu
Fanilik…. Diğer deyişle ölümlülük… Varolmamanın dayanılmazlığı… Varoluşumuzun birincil kaygısı…Birçoğunuzun, bu sözcüğü okuduktan sonra yazıyı okuma okumama arasında gidip geldiğini tahmin ediyorum. Bizim gerçek anlamını algıladığımızda telaffuz etmeye bile dayanamadığımız bir sözcüktür ölüm…şakayla karışık kullanırız kimi zaman ama bu kullanışlarımızın çoğu öylesinedir gelişigüzeldir. Kaçımız ölüm hakkında düşünmeye başladığımızda kalbimizin daha hızla çarptığını hissetmiyoruz? Kaçımız ölüm korkusu içimizde belirdiği yaşadığımıza dair bir kanıt aramıyoruz?

Nedir bu ölümle çekişmemiz, alıp veremediğimiz. Birisi öldüğünde onun öldüğünü hep dolaylı yollarla anlatma çabalarımız. Vefat etti, kaybettik, sizlere ömür… Vefat etti.. ne kadar zor telaffuz edilebilen bir sözcüktür vefat, ölüme kıyasla. “v” ve “f” harflerinin gereksiz uyumsuzluğu… Ama ısrarla vefat ettiyi kullanırız. Etmek ne demektir. Etmek bir eylemde bulunmak, yapmaktır. Yani bir şeyi ettiğimizi söylememiz için o eylemde bulunmamız onu yapmamız gerekir. Buradaki vefat etmek eylemi de sanki kişinin yaptığı bir şeymiş gibi sanki kişi kendi vefat etti.. Amacımız ölümün kontrol edilebilir olduğunu hissedebilmek midir acaba? Hiç unutmam, lisedeydim ve herkes kendisini, ailesini tanıtıyordu. Sıra bana geldiğinde ben “babam öldü” demiştim. Öğretmenim bana korkulu gözlerle bakmış ve hemen “yani vefat etti” diyerek beni düzeltmişti. O an söylenmemesi gereken bir şey söylediğimi anlamıştım. Sanki ölene saygısızlık ettiğimi hissetmiştim; öldü demek ölen hakkında kötü bir şey söylemekle eşdeğerdi sanki.. Şimdi anlıyorum ki öldü demek, insanın kendi ölümlülüğünü hatırlaması demekmiş…

Birde kaybettik sözcüğüne değinmek istiyorum. “A kişisini kaybettik”. Kaybetmek ne demektir. Kaybetmek, yitirmek demektir. Ama sanki kaybetmek dediğimizde artık bizim hayatımızda olmayan ama hala bir yerlerde varolmaya devam eden bir şeyi anlatmaya çalışmıyor muyuz.? Aslında o yok olmadı hala var sadece biz kaybettik bizim bulabileceğimiz bir yerde değil…

Hala yazıyı okumaya devam edenlere soruyorum ölüm korkumuzla kaçımız yüzleşebiliyoruz? Danışmanlıklarımda yasla ilgili çok olguyla çalıştım ve çalışıyorum. Hepsi de yakınlarının ölmesiyle yüzleşmek zorunda kalarak, insanın ölümlü bir varlık olduğu gerçeğine yakından tanıklık etmiş kişilerdi. Ölümü kabullenebilmeleri için vefat, kaybetme sözcükleriyle savaşırım hep. Ölüm sözcüğünü dile getirmelerini sağlamaya çalışırım. Ama bu sözcüğü söyledikleri an ağlamaklı olurlar. Kaybettim demek acıyı daha hafifletiyor sanki.

Yakınını kaybeden (ölen) biri için ölüm miti bir gerçeğe dönüşür. Sıklıkla duyulan ölümün sessiz gelişi ve yakınlarından birini alışı. Onu aldıysa beni alma ihtimali de vardır. İşte ölümle her yüzleşme kendi ölümlülüğüyle yüzleşmedir bir yerde. Bu yüzdendir ki ölüme çok yaklaştığımızı hissettiğimizde ya da yakınlarımızdan birini kaybettiğimizde ya da ölümü çağrıştıran herhangi bir şey gördüğümüzde hayatın değerini tekrar sorgulayarak, yaşamın tadını çıkarmaya karar verişimiz…

Hep merak etmez miyiz: ölürken insan acı çeker mi? Kaçımız ölüm korkumuzu kabul ediyoruz? Bunu sorguladığımda gördüm ki, çok azımız ölüm korkularımızın farkındayız. Kabul etmeyenler ise ölümle yüzleşmemek için türlü bahaneler öne sürerler, onu yadsırlar: işkoliklik de bir tür ölümden kaçış değil midir?

Kimimiz bu korkumuzun farkındayız, kimimiz değiliz. Ama hepimiz ölüm gerçeğiyle baş etmek için farklı savunmalar kullanıyoruz. Bazen kullandığımız savunmalar o kadar kemikleşiyor ve kalınlaşıyor ki psikolojik sıkıntılar ortaya çıkabiliyor: yaygın kaygı bozukluğu obsesif kompulsif bozukluk olarak tanımlanan (halk arasında takıntı hastalığı) agorafobi, hipokondri (halk arasında hastalık hastası) ve depresyon.

Neden korkuyoruz bu kadar? Ölüm aslında bir bilinmezlik bizim için. Sonunun ne olduğu nereye gittiğimizin bilinmezliği ve bu bilinmezliğin getirdiği yoğun kaygı, tedirginlik ve korku. Ölüm bir değişimdir aslında, ama nasıl değiştiğinin belirsizliği. İnsan olarak bizlerin en katlanamadığı şey değil midir belirsizlik. Hep bir şeyleri seçmek isteriz, hep bir şeyleri bilmek. Hayatımızda her şey, üzücüde olsa belirgin olmalıdır ki ona göre savunma kalkanlarımızı hazırlayalım. Tek amacımız hayat üzerinde kontrolümüzü sağlayabilmektir.

Peki nedir benim bu yazıyı yazmamdaki amaç? Neden bu kadar kaçındığımız bir konuyu seçmiş olabilirim? Acaba bende bu yolla mı onunla baş edebiliyorum…

Psikolog Nilüfer YALINÇETİN
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Faniliğin Kaygısı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Nilüfer YALINÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Nilüfer YALINÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nilüfer YALINÇETİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Nilüfer YALINÇETİN
Balıkesir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi88 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nilüfer YALINÇETİN'in Yazıları
► Sınav Kaygısı Kimin Kaygısı Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Faniliğin Kaygısı' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çikolatakolik miyim? Mayıs 2015
► Aşk Korkutur! Nisan 2015
► Mükemmelliyetçilik Kasım 2011
◊ Yarım Kalanlar Ocak 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:42
Top