2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Terörle Mücadelede Gözden Kaçan Psikolojik Boyutlar
MAKALE #7329 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ağustos 2011 | 5,250 Okuyucu
TERÖRLE MÜCADELEDE GÖZDEN KAÇAN PSİKOLOJİK BOYUTLAR

BU İŞ KANDİLİ BOMBALAMAKLA OLMAZ MI

Evet, bunu söyeleyen kişiler uzman! Halbuki terör eylemlerinde ve terörle mücadelede esas olan düşmanı son ferdine dek yok etmek, tamamen imha etmek değildir. Zaten PKK da yıllardır sürdürdüğü eylemlerini Türk askerini tek tek şehit edip de tamamen tüketmek için yapmıyor. Bu işte önemli olan peşi sıra gelecek etkili darbelerle psikolojik olarak önce ümitsizliğe, ardından bezginliğe ve yılgınlığa düşürmek, en sonunda da muhatabın fiili olarak pes etmesini, üyelerinin tahliye olmasını ve katılımların en aza inmesini sağlamaktır.

Diğer bir anlatımla yapılan eylemler ve onunla mücadele büyük ölçüde fiziksel olsa da aslında hedef bütünüyle psikolojiktir. Zaten terör ve terörle mücadele, hatta yaşamda her şey tamamıyla, en azından bir yönüyle psikolojiktir. Silahı tutan fiziki bir organ olan el ise de ona o komutu veren beyin, beyindeki algı, inanç, düşünce, duygu (ümit, cesaret, korku, ümitsizlik gibi) ve tutumdur çünkü. Terör her adımıyla bu noktalarda değişimi hedefler. Dolayısı ile onunla mücadele bu psikolojik noktaları baz alarak yapılmalıdır.

SÜTE SU KATAN UZMANLAR

Uzman sıfatlı pek çok kişi süte su katan sütçü misali bilimsel esaslara göre yapılması gereken yorumlarının içine ne yazıktır ki kendi öznel algı ve kanaatlerini katmakta, bu durumda ortaya konulan görüşlerin gerçeğe yakınlık hususunda herhangi bir kişininkinden fazlaca bir farkı kalmamaktadır.

Maalesef ki bu temel gerçeği ve ilk paragrafta değindiğim hususu dahi bilmeyen bazı sözde uzmanlar ülke gündemiyle ilgili her gün ekranlarda analizler yapıyor, terörle mücadelede ekmeğini yediği ülkesine destek olmak yerine köstek olma gayreti içinde olabiliyorlar. Hemen belirteyim ki sonucu önemli olan bir sorunda bunu art niyetli yapıp yapmadıklarının fazlaca bir önemi kalmıyor.

AMA TERÖRİSTLER YILGINLIĞA DÜŞMÜYORLAR MI

Yılgınlığa düşürmek sadece yapılan ya da yapılmayan işe bağlı değildir. Bu işin hangi sıklıkla ve ne şekilde yapıldığı da bu sonuçta hayati bir belirleyiciliğe sahiptir. Maalesef ki ülkemizde, yıllardır bu mücadelede (son dönem hariç) PKK örgütü kadar bile psikoloji biliminden yararlanılmış değildir. PKK 30 yıldır eylemlerini az ya da çok ama istikrarlı bir biçimde sürdürmüştür. Zaten bir mücadelede psikolojik açıdan doğru olan yaklaşım da “aralıklı pekiştirme” dediğimiz bir psikolojik ilkeye bağlı olarak devamlı, yani periyodik bir biçimde eylemde / mücadelede bulunmaktır.

İBADETİN BİLE AZ DA OLSA DEVAMLISI MAKBUL


İyileşme işinde bir ilacın içindeki maddenin yüksek ya da düşük etkinliği tek başına yeterli değildir. Doğru olan bir kutu ilacı bir - iki gün içinde içirmek ve sonra kesmek değil; sözkonusu tabletleri belli dozlar halinde günlere yaymak, bu işten hasta şifa bulana dek vazgeçmemektir. Aksi takdirde bir yandan hastalık ilerler diğer yandan bünye boş yere kümyevi madde yükü altına girmiş olur. Bu durumda "ilaç fayda etmiyor" sonucuna varılabilir mi!

Aynı şekilde dinde bile Allah (cc) ibadet konusunda, “Az bile olsa devamlı olanı makbuldür” der. Bu anlayışın bilim dilindeki adı aralıklı pekiştirmedir. Aralıklı pekiştirme sönmeyi önler, etkinliği diri tutar. Sürekli diri tutulan bir etkinlık sonuç getirir. Bu ilkeye uygun hareket etmek muhatabın zihninin ve davranışlarının yönetilmesinde en etkili bilimsel yoldur.

Oysa ülkemiz PKK ile mücadelede periyodik aralıklarla darbe vurma yolunu seçmemiştir. Öyle ki çoğu ayların hatta yılların bu konuda tamamen uykuda geçirildiği bile olmuştur. Dağda sürekli terörist aramak değildir burada kastedilen. Etkili, vurucu adımlarda bulunmaktır.

Mesela PKK militanlarına Kuzey Irak’taki inlerinde "periyodik olarak etkili hava ve kara darbeleri" vurulabilseydi onların yılgınlığa düşüp dağılmaları, en azından katılımların asgariye inmesi pekala mümkün olabilirdi. Bu durumda yoğun bile olsa kısa vadeli operasyonlar yerine zaman yayılmış periyodik darbelerin daha etkili olacağı gerçeği dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.

x SİYASİ OLUŞUMU MUTLAKA SÜRECİN İÇİNDE OLMALI TEZİ

Bir halkın görüşleri illa ki bir siyasi parti çatısı altında dile gelmek / getirilmek zorunda değildir. Herhangi bir halk taleplerini bir siyasi parti olmaksızın da dile getirebilir. Bu durumda Kürt halkının sorunlarından bahsederken bunun olmazsa olmazının etnik milliyetçi (faşist) bir x partisi olduğunu düşünmek, sürekli bu yapı üzerinden demokrasi vurgusu yapmak ya da çözüm arayışlarında bulunmak söz konusu muhataba Kürt halkının tamamının meşru temsilcisiymiş gibi bir imaj yüklenmesine, bu yönde haksız bir algının oluşmasına yol açar ki bu ülkemizin bekası için son derece tehlikeli bir süreç olur. Seçimler de göstermiştir ki ilgili parti halkı temsil yönünde tek başına bir meşruiyete sahip değildir.

İŞİN HEP ATLANAN BOYUTU: MEDYA AYAĞI

Basında bir ilke vardır: Köpeğin adamı ısırması değil, adamın köpeği ısırması haber değeri taşır. Gitmek, gelmek, yemek, içmek gibi cenazede üzülmek de son derece insanidir, dolayısı ile ilkesel olarak haber değeri yoktur. Hal böyleyken, şehit görüntülerinin ekranlarda sık sık yayınlanması, şehitlerin son mektuplarının okunması vs. toplum olarak acıya tolerans gücümüzü zayıflatır. Acıya katlanma gücü zayıflayan toplum ise tabanda yaydığı ortak enerji ile devleti algı olarak sıkıştırır. Lakın terörle mücadelede ise tabiatı gereği zaman ve sabır gerekir. O halde ters çalışan bu makas arasında mücadele nasıl mümkün olacak?

Anlaşılıyor ki bir kısım basın ve medya bu vahim hatası ile, farkında olmadan lakin inatla terörün cinayetlerini kıymetlendirme işlevi görüyor (terör tüm ülke insanını tek tek öldürüp bitirmek için değil bu yönde bir toplumsal algı oluşturmak için terör yapıyor), böylece ülkeye değil teröre hizmet etmiş oluyor. Bu olgu, tıpkı piyasaya sürülen bir malın son değerini sadece malın kalitesinin ve cinsinin değil, müşterilerin istek ve talebinin de belirlemesine benziyor.

LAKİN TEK SUÇLU MEDYA DA DEĞİL

Hiç bir hata tek taraflı yapılmıyor. Bir hatayı çoğu zaman başka bir hata tetikliyor. Basın bu temel hatayı kanaatimce, basına yansımayan, ısrarla gündeme getirilip de kamuoyunun tepkisi uyandırılmayan bir sorunun yetkililerce kolay kolay ele alınmaması klasik anlayışı nedeniyle yapılıyor.

Maalesef ülkemiz bürokrasisinin tipik bir alışkanlığı olan ve bir konuda harekete geçmek için bir kişi ile elli - altmış kişinin mağduriyetinin aynı görülmemesi, mesele basın yoluyla halka ilan olmadan, toplumda aşırı bir hassasiyet oluşmadan gerekli adımların olay kolay atılmaması sakat anlayışı basın ve medya kuruluşlarını bu temel hataya itiyor gibi görülüyor. Böylece basın bir bakıma, yetkilileri hızla harekete geçirme konusunda gerekli olan kamuoyu duyarlılığını oluşturma misyonunu yüklenmiş gibi duruyor.

Şehit cenazeleri ekrana halihazırda olduğu gibi yansımadığında, sadece şehit haberi ve sayısı verilip geçildiğinde yetkililerin bu meseleye yine aynı kararlılıkla eğildiklerine dair kamuoyunda daha güçlü bir güvenin oluşturulması, bunun yetkililerce sağlanabilmesi bu hayati sorunu aşılmasını mümkün kılacaktır.

Evet, halk artık yetkililerin harekete geçmesini oluşan güçlü kamuoyu hassasiyetinin değil, titiz ve soğukkanlı bir sorumluluk anlayışının – zihniyetinin sağladığına yürekten inanabilmelidir ki medya ayağındaki bu temel hatayı besleyen ana damar kesilebilsin.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Terörle Mücadelede Gözden Kaçan Psikolojik Boyutlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Kaçan Kovalanır mı? Psk.Ezgi SÖNMEZ
► Aleksitimi Üzerine Bir Gözden Geçirme Dr.Psk.Dnş.İlker KABA
► Çatışma’ya Bir de (Aslında) Bu Gözden Bakmak Dr.Psk.Dnş.Erdinç ÇAĞLAYAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Terörle Mücadelede Gözden Kaçan Psikolojik Boyutlar' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:51
Top