2007'den Bugüne 92,297 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kalp Damar Hastalıklarının Tanısında Kullanılan Metodlar
MAKALE #743 © Yazan Dr.Farşid FARŞİDFAR | Yayın Şubat 2008 | 102,103 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Son yıllarda artan kalp ve damar hastalıkları çağımızın büyük bir problemi haline gelmiştir. Tıbbın her alanında olduğu gibi tanısal yöntemlerinde de inanılmaz bir hızla bir çok ilerleme meydana gelmiştir. Kalp damar hastalıkları daha çocuk yaşlarda başlandığı halde belirtileri 40'lı ve 50'li yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Yenilen yiyecekler, şeker hastalığı, hipertansiyon, stres, sigara içmek, aile faktörü (genetik yapı) ve diğerleri hepsi elele verip bu sürecin kısalmasını yardımcı olmaktadır. Bütün bu aşamalardan sonra meydana gelen kalp damarlarındaki tıkanıklık kalp krizi dediğimiz tabloyu meydana getirmektedir. Tıkanık belirli bir kritik seviyeyi ( damar çapının %50'sinden fazlasını) aşıp tam tıkanmaya doğru gitmesi ile insanlarda herkesin bildiği sol taraf göğüsün de ağrı yakınmasını meydana getirmektedir. Bu aşamada hasta özellikle yol yürürken veya rampa çıkarken göğüsün de sıkışma ve yanma meydana gelmektedir. İstirahat ile azalan ağrı hareket ile şiddeti artar. Zamanla damar içindeki darlık arttıkça kişinin yürüme mesafesi azalır. Örneğin önceleri 500 metrede ağrı meydana gelirken zamanla bu mesafe 10 metreye kadar inebilmektedir. Tıkanıklık çok ilerlediği takdirde en son aşamada istirahatte bile ağrı gelemeye başlar ki bu süreç çok yaklaşmış olan kalp krizinin ön habercisidir.

Bu sürecin başladığını erken safhalarda tanısını koyabilmek için Kardyolojide bir çok tanısal yöntem bulunmaktadır.

1-Efor testi: basit bir test olduğu halde tanısal hassasiyeti düşüktür. %75-95 doğruluk payı vardır.

2-Talyum testi(sintigrafi): Halk arasında ilaçlı efor testide denilmektedir. Bu testte hastanın kalp hızı ister eforla ister ilaçla belli bir seviyeye gelince radyoaktif madde damar yolundan verilir ve gama kamera denilen bir kamera ile kalp filmi çekilir. Bu testin hassasiyeti basit efor testine göre daha yüksektir.

3-Bilgisayarlıtomografi ile koroner anjiografi işlemi: Bu teknik son yıllarda geliştirmiştir. Hasta aynen tomografi filmini çekmek için BT makinasına girer ve kalp hızı belli bir aşamada olduğunda radyoaktif ilaç verilir. Bilgisayar yardımı ile tüm kalp damarlarının resmi bu işlem sonunda çekilmektedir.

4-Konvansiyonel Anjiografi: Halk arasında anjio adıyla en çok bilinen işlem. Bu işlemde hasta bir gece öncesinden midesi boş olsun diye aç bırakılır.

Şimdi yukarıdaki yöntemleri daha ayrıntılı tanımaya çalışalım.

Efor testi:bu testte otomatik olarak hareket eden bir yürüme bandı vardır.hastanın kalbie aynen EKG çekilir gibi elektrodlar yapıştırlır. Hasta yürüme bandının üzerine çıkar ve efor aletini çalıştırırız. Hasta en alt hız kademeden bandın üzerinde yürümeye başlar.her üç dakikada bir bandın eğimi ve hızı otomatik artmaktadır. Bunun sonucunda kalp hızı artmaktadır. Kalp hızı artınca kalp damarlarında eğer bir daralma varsa kalp hızı ve kalbin iş gücü artınca doğal olarak istenildiği miktarda kan kalbe ulaşmamaktadır ve kalp kansız kalınca ağrı oluşmaktadır. Ne kadar hastadaki damar tıkanıklığı fazla ise testin hassasiyeti de artmaktadır. Testin sonunda hasta 4 dakika dinlendirilir. Bütün bu işlemlerden sonra hastanın EKG’sinde oluşan değişiklik ayrıca hastanın ağrı duyup duymaması ve tansiyonundaki değişiklikler göz önüne alınınca test pozitif veya negatif olarak değerlendirilir. Pozitif olması damar tıkanıklığı lehine bir yorumdur negatif olması ise tersi anlamına geliyor.

Sintigrafi incelemesi: yukarıda da anlatıldığı gibi bu test iki şeklide yapılır ya eforlu veya ilaçla. Hastanın kalp hızı ister efor ile ister ilaçla arttırmaya çalışılır ve yukarıdaki mekanizma ile aynı doğrultuda hastanın kalbi zorlayarak kansız bırakılmaya çalışılır. Kalbin hızı belli bir seviyeye gelince damardan talyum veya teknesiyum adlı radyoaktif maddeler verilir. En sık sorulan sorulardan biri bu radiyoaktif maddenin bir zararı olup olmadığıdır ki yanıt olarak zararlı olmadığıdır. Aslında verilen dozun de bu etkide katkısı vardır. Testin sonunda iki defa hastanın filmi çekilir biri hastanın istirahatte ki kalbin filmi ikincisi ise kalbin maksimum efor sırasında ki filmi. Bu nedenle bu test çok uzun sürmektedir. Bu iki filmin karşılaştırılması sonrası eforlu ve istirahat filmin arasındaki farklara bakılır. Bu testte aslında direk damarın tıkanıklığına değil de damar tıkanıklığın kalp üzerindeki yarattığı izlerle bakılarak değerlendirme yapılır.

Koroner CT anjiografi: bu tetkik son yıllarda gelişmiş bir tetkiktir. Yukarıda da kısmen anlatıldığı gibi hasta bildiğimiz Bilgisayarlı Tomografi makinasına girer ve aynı zamanda (bu arada kalp hızı çok yavaşlatılır) damardan opak madde veya radyokontrast madde denilen bir ilaç verilir. Bu ilaç vücuda girdiği zaman nerde toplanırsa yaydığı ışın neticesinde röntgen cihazı o bölgeyi daha net gösterir. Bu tetkikte verilen ilaç kalp damarlarında dağılınca BT makinası o bölgenin filmini çeker bu sayede eğer kalp damarlarında darlık varsa ilaç o bölgeden geçerken dar görülecektir. Bu tetkik henüz emekleme aşamasını tamamlamamıştır. Bu alanda hala ciddi deneyim ve tecrübeye ihtiyac duyulmaktadır.

Konvansiyonel Anjiografi:bu tetkik herkesin bildiği ancak hakkında çok şey duyulduğu halde bilinen bilgilerin çoğunlukla yanlış olduğu bir kalp filmidir. Başta şunu söylüyebilirim ki bilinen anjiografi bir tanısal filmidir kesinlikle tedavi amacı ile çekilmemektedir. Anjiografi için hasta bir gece öncesinden aç bırakılır, kasık tıraşı yaptırılır ve eğer Coumadin(warfarin) gibi ilaçlar kullanıyorsa birkaç öncesinden kesilir. İşlemden önce eğer hastanın stres ve gerginliği varsa sakinleştirici ilaçlar verilir. Hastadan ayrıca her hangi bir ilaca allerjisi olup olmadığı sorulur özellikle daha önceden opak madde alerjisi olup olmadığı ayrıntısıyla sorulur(hasta daha önceden çekilen bir tomografi veya MR filmi sırasında yaşanılan alerjik olaydan hatırlayabilir). İşlem kasıktan yapılan bir lokal anestezi iğnesi ile başlar ardından kasığa sheat denen bir özel kanül yerleştirilir. Sheat aslında damar ile dışarısı ile bağlantı sağlayabilen bir kanaldır. Kan sheatten çıkamaz ancak dışardan damarın içine doğru değişik cihazlar sokulabilir. Bu işlem bittikten sonra kateter denen ince bir hortum sheatten içeriye doğru itilir ta ki kalbe ulaşana kadar. Kalbi besleyen damarların başlangıçları aorta denen vücudun en kalın damarının hemen başlama yerindedir. Kateter aortaya varınca dizaynı gereği otomatik olarak ucu direkt o kalp damarlarının başlama yerine oturur. Kalpte 3 ana damar vardır. 2 adet sol tarafta bir adet ise sağ taraftadır. Sol taraftaki damarların adları LAD ve CX damarlarıdır. Sağ taraftaki ise RCA denen damardır. İlk çekim sol taraftaki damarların görüntülenmesi ile başlar. Kateter sol damarlara oturunca dışardan kateterin içinden opak madde(rayoaktif madde) verilir. Opak madde damara girince eğer damarda tıkanıklık varsa madde o bölgeden geçinde dar görülecektir. Darlığın derecesi ne kadar ciddi ise darlık yeri opak madde geçerken çok çok ince görünecektir. Hasta eğer daha önceden kriz geçirmişse tıkanıklığın ilerisine opak madde geçemiyecektir. Sol damarlardan sonra sağ damarın filmi çekilir. En son aşamada ise kateter kalbin içine sokulur ve yine basınçla opak madde verilir. Bu işlemde de kalbin çalışması ve daha önceden kriz geçirip geçirmediği kapaklarda yetersizlik olup olmadığı anlaşılır. Bu işlem ile birlikte anjiografi bitmiş olur. Yapılan yorum neticesinde hasta için 4 sonuç çıkmaktadır:

a-Damarlar normal olup her hangi bir tedaviye gereksinim duyulmamaktadır
b-Hastanın damar tıkanıklığı çok ciddi değildir ilaç tedavisi yeterlidir.
c-Hastanın bir veya iki damarında daralma vardır, ayrıca daralmalar Stent ve Balon yerleştirme işlemlerine müsaittirler
d-Damarların tıkanıklıklar çok ciddidir ve ayrıca bu darlıklar balon ve stent yerleştirmek için uygun değildirler bu nedenle açık kalp operasyonu(by-pass) gereklidir.

Bu sonuçların hangisi hastaya uygun olduğu ancak ve ancak anjio sonrası söylenebilmektedir.

Bu makalede hastaların kardiyolojide en sık karşılaştıkları damar tıkanıklı olayının tanısında hangi laboratuar testlerinin yapıldığını ve yapılış biçimi ile ilgili kısaca bilgi vermeye çalıştım. Daha sonraki makalelerde kardiyolojideki diğer sık karşılaşılan sorunları değinmeye çalışacağız.

Saygılarımla
Dr.Farşid Farşidfar
Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kalp Damar Hastalıklarının Tanısında Kullanılan Metodlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Farşid FARŞİDFAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Farşid FARŞİDFAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Farşid FARŞİDFAR Fotoğraf
Dr.Farşid FARŞİDFAR
Yurtdışı
Doktor "Kalp Hastalıkları - Kardiyoloji"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Farşid FARŞİDFAR'ın Makaleleri
► Kalp Yetmezliğinde Tedavi ve Kalp Nakli Prof.Op.Dr. Neyyir Tuncay EREN
► Beyin Damar Hastalıkları Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
► Anevrizmalar (Beyin Damar Baloncukları) Prof.Dr.Hasan Çağlar UĞUR
► Varisler ve Diğer Toplar Damar Hastalıkları Prof.Op.Dr. Neyyir Tuncay EREN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Kalp Damar Hastalıklarının Tanısında Kullanılan Metodlar' başlığıyla benzeşen toplam 69 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kimler Kalp Hastası Olur? Haziran 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:59
Top