2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikiyatri Hastalarına Çok Hayati Öneriler
MAKALE #7659 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ekim 2011 | 12,601 Okuyucu
PSİKİYATRİ HASTALARINA ÇOK KRİTİK BİLGİLER VE ÖNERİLER

1. Evvela sorunlarınızın adını internet ortamında dolaşan yazı ve makalelere bakarak koymaya çalışmayın. Bunun sanıldığından daha vahim sonuçlarının olduğunu bizzat gördüğüm vakalardan biliyorum. İnternet ortamında dolaşan bilgilerin en azından önemli bir kısmı oltanın ucundaki ete benzer.

Unutmayın: "Oltaya et takanlar bu işi cömertliklerinden değil, balık avlamak için yaparlar" (Mevlana)

2. Psikiyatride şikayetçi olunan her sorun bir hastalık demek değildir. Son dönemde yaşadığınız her belirtiyi bir hastalık olarak görmeye, diğer bir tabirle "hasta" olmaya, kendinizi illaki bir hastalık kategorisine sokmaya bu denli hevesli olmayın.

"Ben 'hastayım' der, ortalıkta 'şu belirtim var, bu şikayetim de...' diyerek adeta eteğiniz tutuşmuş gibi dolaşırsanız şayet size bir teşhis koyacak birileri mutlaka bulunur. Olmadı, uydurulur!

3. İlaç bir tedavi ajanıdır. Unutulmamalıdır ki psikiyatri ilaçları her sıkıntılı anınızda -tıpkı kafa dağıtmak için içilen içki ya da esrar mantığıyla- kullanılmamalıdır. Hiçbir kuşkusuz ki zehir değildir; ancak ilaçların birer şeker tableti olmadığı da unutulmamalıdır. O yüzden bir sorun yaşadığınızda, “Nasıl olsa güvencem var, SSK ödüyor” diyerek bedeninizi gereksiz yere "ilaç çöplüğüne" çevirmeyin.

(Bu konuyla ilgili bir hastamın veciz bir anekdotunu aktarmak istiyorum. Çocuk aynı zamanda danışanım olan babasına, “Baba annemin neyi var, her gün hastanede” diye sormuş. Babası oğluna şöyle cevap vermiş: ”Oğlum annenin bir şeyi yok, SSK’sı var!”)

4. Bir psikiyatri uzmanınca sorunlarınıza herhangi bir “hastalık” teşhisi konulduğunda hekiminize, “Bu işlemi ne kadar sürede yaptığını, bu alanda hastalık teşhisinin üç - beş dakikada nasıl konabildiğini” sorun, bunun cevabını mutlaka isteyin.

5. Bu alandaki sorunlar doku, organ hastalıklarına benzemez. Duygu, düşünce, davranış boyutu ile sosyal kökeni, çevresel ve ailevi, kişisel yönleri de olan, adı üstünde "psikolojik" sorunlardır bunlar… O halde gittiğiniz uzmanın size birebir psikolojik destek yahut terapi almanızı önerip önermediğini mutlaka sorgulayın.

(Çağdaş Batıda tamamen bedensel görünümlü -kanser vb- hastalıklara dahi psikolojik destek verilirken bizde psikiyatrik sorunlarda bile bundan imtina edilmesi, bu alandaki sorunların tamamına organikmiş gibi yaklaşılması ne kadar acı ve düşündürücü, değil mi! Hele hele bir de bunun "toplum yararı adına" denilerek yapılması! Allah'tan bu toplum artık o eski toplum değil!)

Uzmanınızca, “Herkes terapi yapamaz, Terapi yapacak kimse yok ki…” denirse şayet (ki muhtemelen böyle denilecektir. Bu tutumun gerçek nedenini biz psikologlar gayet iyi biliyoruz), “…Yarım yamalak bile olsa eksik bir terapi hiç verilmeyen terapiden daha iyidir. Sorunlarımı çözemese bile en azından beni destekler. Bu ise sadece ilaç almaktan daha iyidir, yan etkisi bari olmaz” deyin, mutlaka bu "bütünleyici / destekleyici / çözümleyici" hizmeti hekiminizden talep edin. Aksi takdirde salt ilaçla tedavi iyileşme yolunda büyük oranda eksik kalacaktır.

6. Psikiyatri ilaçları velev ki tek başına "yüzde yüz etkili olsalar bile" tedavinin zaten yarısıdır. Kaldı ki bu ilaçların etkinliği son yıllarda ciddi oranda tartışılmaktadır. (Psikiyatri ilaçlarındaki etkinlik oranları "% 100" değildir yani, onu demeye çalışıyorum). Bu durumda terapisiz yardım ile tedaviniz önce % 50'lere, bir de ilaçların tartışmalı (düşük) etkinliği sonucu sağaltımınız neticede % 25'ler civarına düşürülmektedir. Aslında siz temelde "% 25'lik bir yardımla ancak % 100 alındığında ortaya çıkacak olan bir sonucu, yani iyileşmeyi bekliyorsunuz" demektir. O yüzden ilaçlar psikiyatride (alanın doğası gereği) tedavi kuşunun bir; terapi de diğer kanadıdır. Tek kanatlı tedavi kuşu sizi iyileşme diyarına kolay kolay uçuramaz. Belki bir süre uçuyormuşsunuz hissini vererek sizi belli bir yükseğe çıkartabilir, evet…. Ancak oradan düşürmek daha da örseleyici olabilir. "O kadar ilaç kullandım, ama bir türlü iyileşemedim… Demek ki iyileşemeyeceğim…” zehirli inancını pekiştirir.

Eksik bırakılan tedavilerin bir diğer vahim sonucu da kişileri, "iyileşmenin önündeki en büyük engel" olan bu negatif algıya ve duyguya sokmasıdır.

ÖNEMLİ

Hemen belirteyim ki bu alandaki sorunların doğası, "Biyo-psiko-sosyal" kökenlidir. Dolayısı ile de yaklaşımların "çok eksenli yani multifaktöriyel" olması gerekir. Bunu bilim söyler! Oysa bu alana yıllardır sanki dahiliyeymiş gibi, tamamen organikmiş gibi yaklaşılmıştır. (Sırf psikiyatri de diğer branşlar gibi tıp'ın içinde diye). Halen de bu en temel hata çoğu hekimce körü körüne savunulmaktadır. Diğer bir anlatımla, çoğunlukla, "psiko ve sosyal" boyutları da olan sorunların sadece "biyolojik" kısmına girişimde bulunulmuştur yıllarca.

7. Hadi üç – beş ayı bırakalım. 1, 2, 3 yıldan bu yana ilaç kullanıyorsanız çok daha fazla dikkat edin.

“Bu nedir böyle… Bu kadar sürede yeni doğan bebekler kreş çağına geldi. Delice aşkla evlenen kaç çift ise evliliklerini çoktan tüketip de boşandı. Bu sürede hantal mahkeme sürecindeki pek çok dava bile karara bağlandı. Özü ve esası kimyevi bir madde ise bu ilaç, etkisi kimyevi ise madem, neden etki etmiyor. Daha neyi bekliyor… Karaciğerimi ya da böbreklerimi iyice iflas ettirmeyi mi” diye sorgulamanızın vakti çoktan gelmiş, hatta geçiyordur bile.

Bunun nedeni muhtemelen tedavinizin ilaca indirgenerek yarım / eksik bırakılmış olmasıdır.

(Önemli: Önce tedavileri ilaca indirgeyip eksik bıraktılar. Eksik tedaviler ile evvela sağaltımların başarı oranını düşürdüler. Sonra da kalktılar; OKB gibi, Panik Atak gibi aslında tedavisi olan hastalıklara bile "kalıcı özür" muamelesi çekmeye, mesela, "Tamamen iyileşme olmaz, ömür boyu ilaç kullanman gerekiyor" demeye başladılar. Son dönemde bir çok hastadan sık sık bunu duymaya başladım. Bu kişiler -sadece yapanları kastediyorum elbette, hepsini tenzih ediyorum- bu çirkinliklerle en fazla para kazanabileceklerini, onun dışında hiç bir şey kazanamayacaklarını, bilakis çoğu şeylerini kaybedeceklerini, kaybettiklerinin yerine ise sahip oldukları parayı koyamayacaklarını ne zaman anlayacaklar!)

(Not: Önce insanların kutsallarını kovdular, hem de en çok olması gereken yerden. Böylece manevi sorumluluk ve korku duygularını söküp attılar yüreklerden. Boşalan yere "parayı" yerleştirdiler. Sonra bastıkları hava ile egoları şişirerek "sıradan" gördükleri kullardan utanmayı abes hale getirdiler. Yetinmediler, "Unvan, eğitim..." diye diye dışardakilerle araya aşılması çok güç olan bir duvar ördüler. Haliyle çıkan sonuç bu oldu. Tabiki daha şimdilik!)

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikiyatri Hastalarına Çok Hayati Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     10 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Psikiyatri ile Savaşmak Psk.İzzet GÜLLÜ
► Psikiyatri Mantığı Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Psikiyatri Hastalarına Çok Hayati Öneriler' başlığıyla benzeşen toplam 33 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:32
Top