2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hastaların Kaç Tanesi Gerçekten Hasta?
MAKALE #7699 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ekim 2011 | 5,407 Okuyucu
Hastaların Kaç Tanesi Gerçekten Hasta?

Hastanemizdeki bir uzman doktor sohbet ederken, “Bugün 80 hasta baktım, vallahi de billahi de 10 tanesi gerçek manada hasta değildi” demişti. Bunu o gün için kulağımla duymuştum. Verdiği tepkiden bunun o güne has bir istisna olmadığı anlaşılıyor. Zaten sorduğumda bunun her zaman için böyle olduğunu ifade etmişti.

Bunu bir veri kabul edip zaman zaman bazı doktorlara sorarım, “Hocam, çok hasta bakıyorsunuz, yoruluyorsunuz, gerçekten bu kadar kişinin hepsi de hasta mı” diye. Aldığım cevaplar hep yukarıda bahsettiğim doktorumuzu doğrular nitelikte olur. Zaten bunu diğer sağlıkçı arkadaşlar da gözlüyorlar, anlatıyorlar.

Gözlem yapmayı seviyorum. Aynı zamanda hastanede çalıştığım için zaman zaman bakıyorum hastane içine, poliklinik önlerine. Kahkaha atan, espri yapan, havadan sudan konuşan, merdivenleri bir atlet gibi inip çıkan yığınla “hastayla” dolu hastaneler.

Hasta kişiler bu denli rahat olabilir mi, hastalık varsa bu sözkonusu kişilerin her halinden az ya da çok belli olmaz mı, bunu bilemiyorum!

Bir başka doktor abi de sohbet esnasında, “Hastaneler sevgilisiyle buluşmak isteyen bazı kişilerin buluşma bahanesi ve yeri oldu" demişti. Doğrulamak için bunu da bazı kişilere sordum! Bu güne kadar, “Ne alakası var” diyen kimseyi duymadım!

Aynı şekilde, "Okulu bitirmiş evinde oturan bir kısım genç kızlar, hatta evli olan ancak aile içi ilişkileri mazbut olan, sosyal aktivite olanağı bulunmayan bazı kadınlar evden çıkabilmek için anne ve babasına, kayınvalidesine ya da kocasına doktora gitmek istediğini söylüyor. Bu teklif daha meşru bulunuyor, daha kolay kabul görüyor” cevabını aldım çoğu kişiden.

Psikiyatride bakılan günlük 100 kişinin yüzünün de hastalık teşhisi aldığını, lakin 10 - 15 tanesinin gerçek manada hasta olduğunu lakin tamamına yakınının teşhis ve ilaç aldığını mesleğim gereği, işin içinde olduğum için zaten iyi biliyorum.

Bir işe yüzeysel bakıp basmakalıp almayı ve bunun adına kolayca “modernizm” demeyi seven bir milletiz. Bugünlerde basında, “Devlet memurları kanunu tümden kalkacak, yeni bir statüye geçilecek” beyanları dolaşıyor. Çünkü çağdaş Batı gibi olacakmışız!

Peki çağdaş Batı’da memurların maaşı da yüksek, bizdekini de o seviyeye getirsek ya? Yine Batı'da çalışanların / memurların hafta sonu tatili genel izinlerinde hesaba katılmaz ama bizde zaten hakları olan bu günler yıllık izinlere dahildir". Yoo, bunlar şart değildir Batı gibi olmak için. Batı’nın işimize gelenlerini almak kafidir!

1900′lerde çuval sayan, paket yükleyen işçileri daha fazla motive edebilmek için getirilen performans sisteminin (ne kadar çok çuval yüklemek, o kadar fazla para almak), “Ne kadar çok hasta o kadar para” şeklinde tıpa tıp sağlığa uyarlanması tam bir "feraset tutulmasıdır" esasında! Evet, kuşkusuz iyiniyetle hayata geçirilmiştir ancak mevcut uygulama için denilebilecek söz maalesef ki budur!

Bu sistem, "Hastaya çimento torbası, doktora da liman işçisi" muamelesi çekmektir bir bakıma.

Halbuki çok çuval yüklemenin fazlaca bir zararı olmayabilir, olsa bile bu zarar sadece çuval taşıyan işçiyedir. Dışarıda milyonlarcası bulunan bir işçinin ne kıymeti var ki denilebilir birilerince. Nitekim de öyle denilmiş olmalı zamanında! Ama çok hasta bakmak hızlı hasta bakmaktır, bunun zararı ise gerekli gereksiz tahlil istemek ve lüzumsuz ilaç yazmak olacağı için herkesedir. İkisi aynı şey olabilir mi!

Nitekim, “Sağlık giderlerimiz şu kadar arttı” diye övünüyoruz sık sık. Bunu gelişmişlik ölçüsü olarak alıyor, "halkın memnuniyeti" diye yorumluyoruz. Halk memnun tamam da “Hak” memnun mu bu işten, soran yoktur!

Oysa aynı halkın önemli bir bölümü değerlerinin ve aile kurumunun altını oyan "aile içi bol tecavüz sahneli" bir çok diziden de memnundur!

Eskiden -sıra çoktu ya da azdı- ilimizde toplam 3 hastane vardı ve fazlasıyla yetiyordu. Şimdi irili ufaklı 15 civarı hastane var, hepsi tıka basa "hastayla" dolu.

Ne oldu, hastalıklar mı patladı böyle?

ÖNEMLİ BİR ÖNERİ!

Bu halk her cürümü / kabahati / günahı işleyebilir ama farkına vardığında, bunun için de açıkça söylendiğinde “kul hakkından” az çok korkar.

Bu gerçek nedeniyle genel eğilimi hep, “Ne şiş yansın ne kebap” şeklinde olan Diyanetin artık meydana çıkması, en azından bizler kadar olsun elini taşın altına sokması, “Gereksiz tahlil istemenin, lüzumsuz ve fazladan ilaç yazmanın, ilaçsız tedavisi olan sorunlara mutlaka ilaç vermenin devleti zarara soktuğunu, tüm bunların ise tüyü bitmemiş yetimin hakkını çaldığı için kamu hakkı gaspına girdiğini, bu sebeple kul hakkı günahı olduğunu” açıkça deklare etmesi, söylemesi gerekir.

Aynı şekilde hasta olmadan hastaneye gitmenin, bir takım tetkik, ilaç vb. giderlere sebep olmanın da bal gibi kul hakkı yemek olduğunun açıkça deşifre edilmesi lazımdır.

Belki, “İnsanlar zaten bunu bilmiyor mu ki” denilebilir. İnsanlar bizzat duymadıkça, somut olarak ifade edilmedikçe bu olguyu savunma mekanizmalarıyla farklı şekilde, genellikle de işlerine geldiği yönde görme ve yorumlama eğiliminde olabiliyorlar.

Psikolojik olarak, “Bazıları devleti dolandırıyor" demekle, yani bu şekilde yuvarlak ve afaki konuşmakla, “Kardeşim şunu şunu yapan devleti soyuror demektir; bu büyük bir vebaldir” demek aynı etkiyi yapmaz.

MERAKEDİYORUM

Hep meraketmişimdir:

Tedavi = ilaç demek midir? Hayır! O halde herhangi bir klinikte hastalara dağıtılan bir kitapçık gördünüz mü hiç?

Rehberlik eden, “Hastalık şunlar - şunlardır.” diyen, “Şu belirtiler için şu hayat tarzınızı şöyle değiştirin, hemen ilaca sarılmayın, şu egzersizleri yapın, geçmez ise 1 ay sonra hastaneye gelin” gibi bilgilerin – önerilerin yer aldığı bir rehber çalışma dağıtıldığını hiç duydunuz mu sahi?

Niye duymadınız?

Neden?

Bu da halk sağlığı hizmeti sayılmaz mı?

İlaç gibi bilgi de şifa değil midir?

Bunun hayata geçirilebilmesi için illa ki "global kitap şirketlerinin" olması ve kapı önlerinde hekimlere markaj uygulaması, kulis yapması mı lazımdır?

Tedaviyi sadece ilaç,
Doktoru adeta bir liman işçisi,
Batılı olmayı da işimize geleni almak olarak görmek...

Bu güzel ülkemizin ne kadar da güzel olmayan karakteri var böyle, görüyorsunuz değil mi!

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hastaların Kaç Tanesi Gerçekten Hasta?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Gerçekten Depresyonda Mısınız? Psk.Gülsen SÜSLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Hastaların Kaç Tanesi Gerçekten Hasta?' başlığıyla benzeşen toplam 43 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:01
Top