2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocukluk Dönemine Özgü Korkular ve Fobiler
MAKALE #7718 © Yazan Psk.Elvin AKI | Yayın Kasım 2011 | 7,670 Okuyucu
Genel olarak ilk aklımıza gelen korkular arasında yalnız kalma korkusu, karanlık korkusu, yabancı korkusu, okul korkusu ve anneden ayrılma korkusu sayılabileceği gibi listeye farklı nitelikte korkularda eklenebilir.

Öncelikle korkunun gelişim sürecinin bir parçası olduğunu, insanlar için doğal ve gerekli bir duygu olduğunu, kişinin kendisini tehlikeden korumasında önemli ve işlevsel bir rol oynadığını, her gelişim dönemine ve yaşa uygun nitelikte gelişimsel korkuların olabileceğini, çocuğun gelişimin tanımlamasıyla, yok olacağını ya da değişeceğini belirtmek gerekir. Bu nedenle belirli korkular, belirli yaş dönemi için normal sayılmaktadır. Örneğin; bebeklik döneminde yüksek ses ve fiziksel desteğin aniden yitirilmesi ile ilgili yaşanan korku ve ya beş yaş dönemindeki çocuğun cadı, canavar gibi birtakım hayali figürlerle ilgili geliştirdiği korku, ruhsal gelişim açısından beklenebilir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken belirli yaş dönemlerinde görülmesi muhtemel gelişimsel korkuların, gelişim süreci ile birlikte bir süre sonra kaybolmasının gerekliliğidir. Örneğin; 15 yaşındaki bireyin canavar gibi hayali figürden korkmaya halen devam etmesinin gelişim döneminin normali olarak kabul edilemeyeceği gibi.


Korku ve Fobi Arasındaki Farklar


Korku ve fobi birbiri ile karıştırılabilen iki farklı duygudur. Fobi; belli bir nesne ya da duruma karşı oluşan anlamsız, aşırı ve sürekli bir korkudur. Örneğin fobisi olan birey, bir durumla karşılaşmasa da, zarar görmeyeceğini bilse de, karşılaşma olasılığı bile kişide yoğun bir kaygı yaratır. Ayrıca fobi uzunca bir süre devam eder ve herhangi bir yaş dönemine özgü değildir.


Bir korkunun fobi olarak adlandırılabilmesi için; çocuğun yaşadığı korkunun, durumun verileriyle orantısız şekilde büyük olması, (örneğin parkta oynarken çocuğun salıncaktan düşmesi üzerine kendisinin de salıncağa hiç binememesi gibi ) çocuğun açıklamalarla ikna olmaması, çocuğun isteminin dışında aşırı derecede korkması, korkulan durumdan bilinçli olarak sakınması gerekmektedir.


Çocukluk Dönemi Korkularımız


Korkunun en çok sayıda ortaya çıktığı dönem 2-6 yaş aralığındadır. Bu durum bu yaş aralığında çocukların zihinsel gelişim açısından gerçek ile gerçek olmayan ayrımı net olarak yapamamalarından kaynaklanır. Bu nedenle korkuları genellikle hayalet vb. varlık içeriklidir. Ancak okul çağı döneminde çocuklar artan zihinsel yetenekleri ile birlikte daha geniş bir toplumsal repertuarın sonucu olarak daha büyük bir heyecansal olgunluk gösterirler. Çocuk okula başlamasıyla birlikte içinde yaşadığı dünya ile hayal dünyasını birbirinden ayırt etmeye ve artık hayalinin ürünü olan korkularından sıyrılmaya başlar. Bunun sonucu olarak da yaşadıkları korkular değişim geçirirler. Yanı çocukların gerçeği algılamalarındaki değişimlerin ardışıklığı ile çocukların korkularının gelişiminde var olduğu düşünülen ardışık paralellik göstermektedir. Örneğin; yatma zamanı korkularının daha küçük yaşlarda ortaya çıkması büyük çocukların (10-12 yaş) gerçek ile ilgili algılarının küçüklerinkinden daha az düşsel olduğu görüşüyle tutarlılık göstermektedir.


Çocuk için yeni olan ve bilinmeyen her şey korku verir. 2-3 yaş çocukları yüksek seslerden, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesten, gök gürültüsünden korkarlar. 3-4 yaşlarında bu korkulara annenin desteğini kaybetme, yalnızlık, yangın, kaza vb. olaylardan korkma eklenir. Bu yaş çocuğu için somut olayların yanı sıra hayal edilen şeyler de korku kaynağı olmaya başlar. Bunun nedeni çocuğun gelişmekte olan hayal gücüdür. Bu nedenle zeki ve üstün yetenekli olan çocukların korkuları daha çok ve çeşitlidir. 4 yaş civarında çocuğun korkularında yavaş yavaş azalma görülür.


5-6 yaşlarındaki bir çocuk masalların etkisi ile imgeleme dayanan nesnelerden korkar. Bu yaş çocuğunun çevre ile etkileşimi ve deneyimi artmıştır. Böylece tehlikeli olayları, durumları ve toplumun değer yargılarını öğrenmiştir. Hangi davranışlarının başkaları tarafından kabul edilmeyeceğini ya da onaylanmayacağını tahmin edebilir. Bu nedenle çocuk zaman zaman davranışlarının başkaları tarafından beğenilmeyeceği korkusunu taşır.


6 yaşta korkularda tekrar artma görülür. Çocuk korkusunu ağlayarak, annesine sarılarak, bir yetişkinle birlikte bulunmak isteyerek, eşyaların arkasına saklanarak ya da sözel olarak açıkça belirtebilir. Çoğu kez iştahsızlık, uykusuzluk, gruba katılmak istememe, inatçılık, içe kapanma vb. davranışların altında yatan temel neden korkudur. Korku anında yüz sararır, nabız ve kalp atışları hızlanır, mide kasılır, kusma olabilir. Bazı çocuklar ise konuşurken kekelemeye başlarlar. Çocuk korkuyu anne-babasını örnek alarak öğrenebilir. Annesinin köpekten korktuğunu gören çocuk, annesi gibi köpekten korkmaya başlar. Ayrıca çocuğa anlatılan korkulu masallar, eğitimde korkunun etkin bir araç olarak kullanılması, çocuğun aşırı derecede korunması, çocuğun geçirmiş olduğu kaza, deprem, sel, kavga, yaralanma, ölüm vb. yaşantılar da çocukta korku başlatabilir ya da mevcut korkuların uzamasına neden olur.


Yapılan araştırmalara göre okul çağındaki çocukların çoğunun bu dönemdeki en yaygın korkularının bedensel zarar, soygunlar, çocuk hırsızları ya da ölüm ve hayvanlar üzer,ne yoğunlaştığı belirlenmiştir. Örneğin; 8 yaşındaki bir kız çocuğunun “bir topun çarpmasından,”, “soyguncular nedeniyle evde yalnız bırakılmaktan”, “havlayarak kendisini kovalayan büyük köpeklerden” korktuğunu iletmiştir.


Bununla birlikte çocukluk dönemimde iki özel fobi de ortaya çıkabilir. Bunlar; “ölüm” ve “okul” fobisidir. Okul fobisi genel olarak okul yaşamının birinci ya da ikinci yıllarında ortaya çıkar ve çocuklar bu dönemde okula gitme ile ilgili ciddi kaygı duyarak okula gelmeyi reddederler. “Sekizinci yıl kaygısı” olarak bilinen ölüm fobisi de çocukların zihinsel gelişim süreçleri ile birlikte “ölümün anlamını” kavramaya başlamaları sonucu olarak ortaya çıkabilir ve bu konuda zihinlerinde var olan belirsizlik çocukları korkutabilir.


Çocukluk döneminde yaşanan korkular ile ilgili olarak çocuğun ebeveynlerinin yaklaşımı büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde ebeveynlerin çocuğun yaşadığı korkunun pekişmesine neden olacak davranış ve tutumlardan uzak durmaları gerekmektedir. Örneğin; ailelerin çocuklarının davranışlarını kontrol altına almak için kullandıkları bazı sözler (“yaramazlık yaparsan seni dilenciye veririm”, “susmazsan doktor amca iğne yapacak” gibi) korkulara neden olabilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların korkuları ile baş etmede yardımcı olmaları; çocuklarının korku ile alay etmemelerini; çocuk tarafından yaşanan korkunun gelişimsel mi yoksa durumsal bir süreçten mi kaynaklandığını öğrenmelerini; olumlu, yatıştırıcı, korkuyu desteklemeyen ve açıklayıcı bir tutum ile yaklaşmaları (karanlıktan korkan çocukla birlikte karanlık ortama girip sonra ışıkta farklı bir şey olmadığını ona göstermek gibi); çocuğuna güvenerek onun yanında olduklarını hissettirmeleri; çocuğun her şeye rağmen korkularının üstesinden gelememesi ve günlük yaşamında işlevselliğinin bozulması durumunda potansiyel yardım alması çocuğun psikososyal gelişimi açısından önem taşımaktadır.


ÖNERİLER


Çocukta korkunun uzamasını ve olumsuz etkilerini önlemek için korkunun nedenleri araştırılmalı ve bu nedenler ortadan kaldırılmalıdır.

Anne-babalar çocukların korkularını yok saymamalı, asla küçümsememeli ve alay etmemelidirler.
Korkuları olan çocuğa sabırlı davranmalı, korkularını yenmesi için zaman tanınmalıdır.
Aşırı koruyucu bir tutum ile çocuğu her şeyden korkar hale getirmemelidir.
Çocuğa "Aman düşersin!", "Sen tek başına karşıya geçemezsin" vb. sözlerle çevrenin tehlikelerle dolu bir yer olduğu duygusu aşılanmamalıdır.
Fiziksel temasın çocuğun korkusunu kontrol altına almasında yardımcı olacağı unutulmamalıdır.
Çocuğun arkadaş grubuna girmesine ve öz güven duygusunu geliştirmesine yardımcı olunmalıdır.
Çocuk korkuları konusunda, konuşmaya hazır olduğu zaman onunla açıkça konuşulmalıdır
Çocuk korktuğu şeye yavaş yavaş alıştırılmalıdır. Örneğin denizden korkan bir çocuğun önce uzaktan denizi ve deniz kenarında oynayan çocukları izlemesine imkân verilmelidir. Daha sonra çocuğun önce deniz kenarında oynaması, sonra ayaklarını ıslatması ve yavaş yavaş denize girmesi sağlanmalıdır.
Çocuklara korkulu masallar anlatılmamalı, korkulu filmler izletilmemelidir.
Korkuyu hafifletmek amacıyla "Erkek adam hiç korkar mı?", "Sen artık kocaman oldun" gibi sözlerden kaçınılmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocukluk Dönemine Özgü Korkular ve Fobiler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Elvin AKI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Elvin AKI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Elvin AKI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Elvin AKI'nın Makaleleri
► Fobiler - Aşırı Korkular Psk.Gözde ÖZÇİÇEK KALA
► Çocukluk Döneminde Korkular Psk.Senem ÖZDEMİR
► Ergenlik Dönemine Genel Bir Bakış Psk.Ayşegül COŞKUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocukluk Dönemine Özgü Korkular ve Fobiler' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Okul Fobisi Eylül 2012
► Çocuk ve Arkadaşlık Mayıs 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:17
Top