Bir Psikoloğun Sağlıklı Beslenme Önerileri ve Daha Az Et Yemenin Formülü
- Kesinlikle katı margarin kullanmayın. Zeytinyağını tercih edin. Her yemekte, hatta her çeşit salatada yağ kullanıldığı için, yani organizmanıza her gün sürekli yağ yüklemesi yaptığınızdan bu işe büyük önem verin.
- Sırf vakti geldi diye yemek doğru değil diye düşünüyorum. Sofraya aç oturmaya, sonra da aç kalkmaya dikkat edin. Tam doymadan kalkın ki bu kısmi açlık bir sonraki öğünde acıkmanın, bir sonraki yemeği iştahla yutmanın mayası olsun. İştah ile yenilmiş yemeğin vücuda daha faydalı olduğunu düşünüyorum şahsen. Hatta iştahsız yenilen yemeğin organizma için bir bakıma zehir olduğunu da. (Bu iki tespitim tamamen gözlemlerim neticesinde vardığım şahsi bir görüştür. Bilimsel olarak doğrulanmış bir bilgi değildir.)
- Yemek için küçük tabaklar kullanın. Ekmeği ufacık lokmalar halinde bölün, yemekleri kaşığa az miktarda alın, çok çiğneyin, geç yutun. Böylece az bir yemekle bile doyduğunuzu göreceksiniz. (Diyet yazılarında – önerilerinde bu mühim noktaya fazla vurgu yapılmadığını görüyorum. Oysa suyu baştan kesmek gerekir)
- Her gün mutlaka yarım saat egzersiz yapın. Özellikle parmaklarınızı, bileğinizi, dirseklerinizi, boynunuzu, belinizi, ayak dizlerinizi, ayak bileklerinizi ve ayak parmaklarınızı “farklı şekillerde ve en az yirmişer defa” hareket ettirin.
- Her spor kilo verdirmez. Egzersiz yahut spor yaparken sadece hangi hareketleri yaptığınıza önem vermeyin; bu işin kritik süreyi - eşiği aşmasına önem gösterin. Yani spor bir yere kadar daha çok acıktırır; dolayısı ile de -verdirmek şöyle dursun- kilo bile aldırabilir. Spor yahut egzersiz ancak belli bir eşikten sonra kilo verdirici bir işlev görebilir. (Bu kritik noktanın da hep atlandığını görüyorum. Niye acaba?)
- Her gün mutlaka bol su için. Su içmeyi sevmemek bahaneniz olmasın. Her şeyi başta sevmek zorunda değilsinizdir. Bir süre sevmeden, istemeden için ki kısa bir müddet sonra bu işi isteyerek yapar bir hale gelebilesiniz. Aslında bu her şeyde geçerli olan bir ilkedir.
- Yaz ve kış meyvelerini / sebzelerini mevsimine göre tüketin.
- Dondurulmuş gıdalardan uzak durun. Bunun yerine ceviz, fındık, fıstık türü kuru yemişlerden bolca tüketin.
- Sucuk, salam gibi belli bir karışımla imal edilen ürünlerden mümkün mertebe uzak durun. İlla ki yemek istiyorsanız da bu ürünleri kendi evinizde kendiniz hazırlayın. (5 kilo etten sucuk yapsanız -pek anlamam gerçi ama- bir yıl yeter gibime geliyor. Hem daha temiz ve sağlıklı olur hem de ucuza bile gelir. "Kurtarmaz" demeyin. İşçilik de sizden olsun, ne çıkar. Sonuçta ailenizin sağlığı söz konusu)
- Gelelim dengeli ve düzenli beslenme klişesine… Bunun da yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Dengeli ve düzenli beslenmek belli gıdaları her gün almak demek değildir. Buradaki dengeliden ve düzenliden kasıt belli gıdaları ara sıra da olsa almayı ihmal etmemek olarak anlaşılmalıdır. Yoksa her gıdayı rutine bindirmek, vücudun ona ihtiyacı var mı yok mu buna bakmadan her gün yükleme yapmak (sırf dengeli ve düzenli olsun adına) vücutta sitoğa sebep olur. Kilo eşittir stok demektir esasında. (Diyet işinde bu noktaya da aydınlatıcı rötuşlar yapılmıyor maalesef. Herkes dengeli ve düzenli beslenmeyi kafasına göre algılıyor)
- Unutmayın ki tarih boyunca yaşamış çok az -şanslı- insan dengeli ve düzenli beslenebilmiştir. Savaşlardan, belli salgınlardan uzak kalabilmiş olanlar son derece sağlıklı bir yaşam sürebilmişlerdir. Üstelik ağır yaşam koşulları gereği her gün bizlerden daha fazla enerji vs. tükettikleri, tükettiklerinin yerine koyabilmenin ise şimdiki kadar kolay olmadığı halde. Ben azdan değil; çoktan korkun diyorum.
- Neden mi? Çok basit! Geçen gün açıklandı: Bu fakir ülke % 13’ü obez, % 37’si de aşırı kilolu, yani % 50’si kilo sorunlu, dolayısı ile de her hastalığa yatkın bir hale boşu boşuna gelmedi, getirilmedi. Unutmayın ki akut hastalıkların kısa dönemli karları ile doymayan (bilakis bununla daha da gözleri acıkan) global ilaç şirketleri için artık en karlı hastalık kiloya bağlı olarak gelişen şeker, kalp, yüksek tansiyon, damar problemleri gibi kronik nitelik arz eden hastalıklardır. (Basına ve medyaya mal olmuş bir kısım bilim adamı da bu sektörün içimize soktuğu Truva atlarıdır maalesef ki.)
- Bence yoğurt muhteşem bir ürün. Tıp da öyle söylüyor zaten. Özellikle yoğurdu evinizden eksik etmeyin hiç. Bu ürünü, ayranınızı, tereyağınızı evinizde kendiniz yapın. (Keşke yumurtayı da evde kendimiz yapabilseydik J)
- Yemekten en az 1 saat sonra çay için. (Yemekteki demiri yok ediyormuş diye söyleniyor) Açık olsun. Ve çok sıcak içmeyin.
- Kola vb meşrubat için çok şey söylendi zaten. Malumu tekrardan ilan etmeye gerek yok.
- Et, kendimizi kolay kolay tutamadığımız temel gıda… Çok et yemek hem kilo hem de sağlık bakımından zararlı, malum. Kolesterol hikayesi vs. “Kırmızı et yeme ya da az ye” demekle et yememek mümkün değil. Geçenlerde bunun üzerinde derinlemesine düşündüm. Şunu fark ettiğimi gördüm:
- Bizler eti tek başına yemiyoruz. Eti ağzımıza koyduğumuzda ya ayran içiyoruz ya da salata karıştırıyoruz bu özel lezzetin içine. Böylece saf et lezzetine fazla doyamıyoruz. Doyamayınca kısa sürede canımız tekrar et çekiyor. Hem de daha da fazla. (Ölüdürmeyen darbe güçlendirir derler. Tadına doyulmayan lezzet daha da iştahı artıyır gibime geliyor). Canımız kuvvetle et çekerken buna hayır diyebilmek herkes için, en azından her zaman için pek mümkün olmuyor. Bu nedenle eti saf et olarak yemeyi, yani ağzımıza et aldığınızda bu lezzeti gölgeleyecek, et tadını azaltacak şeyler almamanız gerektiğini, böylece ete his ve damak tadı olarak iyice doymanız gerektiğini düşünüyorum. (Bu da benim şahsi düşüncem elbette. Zaten bilim adına söylenilen çoğu şey de birilerinin düşüncesi değil mi. Kaç gerçek bilimsel olarak yüzde yüz ispatlanmış ki. Öyle olmasaydı bugün öyle dediğine yarın şöyle dermiydi bilim)
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bir Psikoloğun Sağlıklı Beslenme Önerileri ve Daha Az Et Yemenin Formülü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
10 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
