Empati: Bir Başkasının Ayakkabısını Giymek
BİR BAŞKASININ AYAKKABISINI GİYMEK
“ Başkasının ayakkabısının içinde bir mil yürümek”
Empati, gündelik yaşamlarımızda sıklıkla dile getirdiğimiz, belki kullandığımız belki kullandığımızı sandığımız bir kavramdır. Çoğu insanda çocukluktan itibaren empatinin örneklerini sık sık gözlemleyebiliriz. Yetişkinlikte de iletişim tarzlarına bağlı olarak pek çok insan empatiyi kullanır ya da kullanmaya çalışır. Bu yolla sağlıklı iletişimler kurulur, bir takım çatışmalar daha kolay çözülür. Aynı önem terapi ilişkisinde de görülmektedir.Çoğu terapist , danışanı ile arasındaki terapötik ilişkinin temelini empati kurmaya dayandırır, terapide bir araç olarak empatiyi kullanır.
Bu yazıda öncelikle empatinin tanımı yapılacak, daha sonra empati kavramına ilişkin çeşitli bakış açılarına değinilecek, nasıl geliştiği ile ilgili bilgi verilmesinin ardından, sonradan geliştirilip öğrenilebilirliği ile ilgili çeşitli araştırmalara yer verilecektir.
Kuramsal Bilgiler
Sullivan ise empati yerine katılımlı gözlem terimini kullanmıştır. Ona göre bir insanı anlamak için onu gözlemek, sezgiler aracılığıyla yaşamakta olduğu durumu kendi içinde canlandırmak gerekmektedir( Alper,2007).
Kohut’a göre empati değer yargılarından arınmış bir gözlem şeklidir. Dış dünyaya olduğa kadar kendi içsel yaşamına da hassas gözlemi gerektirir. Bir bakıma bilgi toplama ve eldeki verileri derleme eylemidir ; ama hiçbir zaman tek başına terapötik değildir. Ona göre annenin, çocuğun kendilik nesnesi için uygun biçimde işlev görmesi için bir ön koşuldur; ama annenin empatisi doğru ve sevgi dolu olsa da kendilik nesnesi ihtiyaçlarını bu tatmin etmez, önemli olan annenin bunun karşılığında çocuğa verdiği tepkileridir. ( Kohut,2005; akt. Alper,2007)
Kohut ,empatiyi soyut ve klinik olarak ikiye ayırmıştır. Soyut tanımlama da dolaylı içgözlemden bahsetmiştir. Buna göre öncelikle kendi yaşantılarımıza içe bakış ile bakmalıyız sonra benzer durumda başkalarının ne durumda olduğunu anlayabiliriz. Klinik olarak da empatiyi başka bir kişinin iç yaşamını hissedebilme ve düşünebilme kapasitesi olarak görmüştür. Hastanın sadece söylediklerinin içeriğine değil bunları nasıl aktardığı, duygu durumu gibi özelliklerine de bakılmalıdır. Eşduyumla birlikte hastanın narsististik gereksinimlerine ulaşmasına yardımcı olunur. Böylelikle hasta gereksinimlerinin farkında varır, bunlar kabul eder ve benlik saygısının oluşması için kullanır. Bu nedenle Kohut empatinin hastanın gelişimine katkı sağladığını bulmuştur (Gülseren,2001)
Rogers ‘a göre ise empati, terapistin hastasının dünyasını “sanki,” o imiş gibi anlamaktır. Burada sanki duygusunu hiç kaybetmemesi çok önemlidir. Empati terapiler için önkoşul olarak değil de daha çok temel niteliğidir.(Altınbaş ve ark, 2010).Empatiyi terapinin merkezi olarak görmüş, bunun için terapistlerin danışanlarına koşulsuz olumlu bakış ile bakmaları gerektiğini söylemiştir. Terapist danışanlarını etkin olarak dinlemeli, düşünsel ve duygusal olarak geri bildirimlerini duyarlı ve doğru şekilde vermelidir. Bunun sonunda da iyileşme gerçekleşir. Rogers ilk çalışmalarında empatiyi öğrenilebilecek bir beceri olarak görmüş fakat daha sonraki çalışmalarında empatiyi bir beceri olarak değil de varoluş tarzı olarak benimsemiştir (Davis,2005).
Son zamanlarda yaygın olan bilişsel davranışçı terapilere göre ise hasta ile terapist arasında işbirliğinin sağlanması için yardımcı bir unsurdur. (Altınbaş ve ark,2010)
Bizim ülkemizde ise bu konuda Üstün Dökmen’in çeşitli çalışmaları vardır. Transaksiyonel analiz kuramının önerdiği ben durumları ile empatinin ilişkisini incelemiştir. Buna göre anababa, yetişkin ve çocuk ben durumları arasından, yetişkin ben durumunun empati kurulabilmesi için kullanılması gerektiğini söylemiştir ( Dökmen, 1994;akt. Alisinanoğlu,2000).
Empatiye biyolojik bakış açısı
Empati kavramı ilk olarak psikolojik kuramlar içerisinde ele alınsa da daha sonra biyolojik yönlerine odaklanan yaklaşımlar da ortaya çıkmıştır. Biyolojik bakış açısı ile ilgili olarak yapılan araştırmalar yaşamın ilk yıllarındaki anne bebek bağlanmasını içeren beyin görüntüleme çalışmaları ve hayvan deneylerini içermektedir. Prefrontal korteks lezyonlarından sonra empatik anlamanın da bozulabildiği bilinmektedir. Ayrıca ayna nöronları olarak bilinen nöronlar empati nöronları olarak görülmüştür. Ayrıca. Pupil boyutu ve deri iletkenliğindeki değişiklikler gibi değişkenlerin de henüz netleşmese empatideki yeri ortaya çıkarılmıştır.(Altınbaş ve ark, 2010)
Doğru empati kurabilme becerisi eğitim yoluyla geliştirilebilmektedir. Bunun için de terapistler, anne babalar, öğretmenler etkili olabilirler. Öğretmenleri ve danışmanları da empatikse daha empatik olma yolunda ilerleme mümkündür. Empati doğuştan kazanılmaz, öğrenilir ve bunu en hızlı öğrenme de empatik ortam içerisinde olmak ile olabilir.Rogers’a göre empati ve tutarlılık bununla ilgili bilişsel veya deneysel bir eğitimden daha etkili olabilmektedir. (Rogers, 1983)
Edith Stein’e göre empati kurma kolaylaştırılabilir, engellenebilir veya kısıtlanabilir ama olması için zorlanamaz. Onun bakış açısıyla empati tesadüfendir, dolaylıdır ve önceden hesaplanamaz. Empatiyi doğrudan ortaya çıkaramayız, kendimizi onu yaşarken buluruz. Biz iyi hazırlanmış ve olgun hale geldiğimizde oluşan bir iletişim sürecidir. Bu açıdan bakıldığında empati öğretilemez görüşü ortaya çıkmaktadır.(Davis,2005).
Davis’e göre empatinin oluşmasına yardım edilebilir ama empati bir yetenek olarak öğretilemez. Empati gelişimine yardımcı olabilmek için de bireylerin kendilerinin farkına olmaları arttırılmalı, dinleme becerileri kazandırılmalı, insanoğlunun çeşitli topluluklardan oluştuğu farkına vardırılmalı, bu farklılıklara saygı ve hoşgörü bilinci kazandırılmalıdır. Bunun için de eğitim önemlidir. (Davis,2005).
Pecukonis(1990) çalışmasında ise duygusal ve bilişsel empati eğitim programının kız çocuklarının empati gelişimine etkisine bakmış, duygusal empati düzeylerinde artış olduğu ama bilişsel empati düzeylerine önemli bir artış olmadığını ortaya çıkarmıştır (Günindi,2008).
Kallipuska ve Tutinen(1991) empati programına katılan 6-7 yaş çocuklarında empatinin arttığını bulmuştur (Günindi,2008).
Ünal(2003) empatik iletişim eğitimini okul öncesi çocuğu olan annelere uygulamıştır ve empatik düzeylerinde anlamlı gelişme olduğu ve tekrar testlerde de etkisinin devam ettiği bulunmuştur (Günindi,2008).
Empatiyle ilgili yapılan araştırmalarda Dökmen’in(1988) deneysel bir çalışmasına göre 20 öğrenci deney 20 öğrenci kontrol grubunda olmak üzere, psikodrama eğitiminin empati üzerine etkisi araştırılmış ve psikodrama sonucunda empatik becerilerinde artış görülmüştür. Buna benzer şekilde Okvuran (1993) yaratıcı dramanın empati üzerinde etkisine bakmak için deney ve kontrol grupları oluşturulmuş ve yaratıcı drama eğitiminin empatik becerilerde anlamlı farklılığa neden olmadığı ortaya çıkarılmıştır (Çetin,2008).
Yılmaz ise (2003) empati eğitim programının ilköğretim öğrencilerinin empatik becerisine etkisini incelemiş ve deney grubuna verilen empati eğitimin empatik becerilerini olumlu yönde etkilediği bulunmuştur (Çetin,2008).
Empatiye yönelik olarak yapılan eğitimlere bakıldığında çoğu çalışmada bir etkisinin olduğu görülmektedir.Bireyler empati konusunda kendini geliştirebilir ve yetiştirebilirler ve böylece daha iletişim kazalarını önleyebilir ve daha kaliteli ilişkiler kurabilirler.
KAYNAKÇA
Alisinanoğlu,F.; Köksal, A.(2000). Gençlerin ben durumları (ego state) ve empatik becerilerinin incelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18: 11-16.
Alper, D. (2007). Psikolojik danışmanlar ve sınıf öğretmenlerinin duygusal zeka düzeyleri- iletişim ve empati becerilerinin karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, İzmir : Dokuz Eylül Üniversitesi.
Altınbaş, K.; Gülöksüz, S.; Özçetinkaya, S. ; Oral, E.T. (2010). Empatinin biyolojik yönleri, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar,2(1): 15-25.
Çetin, C.N. (2008). İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin empatik beceri düzeylerinin ana baba tutumları ve özsaygı ile ilişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi.
Davis, C.M. (2005). Empati nedir, empati öğretilebilir mi. ( çev., Sezer ve Damar ) Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(9): 77-88.
Gülseren,Ş.(2001). Eşduyum( Empati) : Tanımı ve kullanımı üzerine bir gözden geçirme, Türk Psikiyatri Dergisi, 12(2): 133-145.
Günindi, N. (2008). Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi.
Önder, A. ; Gülay, H.(2007). Annelerin kabul red düzeyi ile çocuklarının empati becerisi arasındaki ilişkinin incelenmesi, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(22): 23-30.
Rogers, C.R.; “Empatik olmak değeri anlaşılmamış bir varoluş şeklidir”. Çev.
Akkoyunlu,F. , Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,
1983, 16:103-124. Bu yazı, Psikolog Büşra Güneş ve Psikolog İlkten Çetin tarafından hazırlanmıştır
“ Başkasının ayakkabısının içinde bir mil yürümek”
Empati, gündelik yaşamlarımızda sıklıkla dile getirdiğimiz, belki kullandığımız belki kullandığımızı sandığımız bir kavramdır. Çoğu insanda çocukluktan itibaren empatinin örneklerini sık sık gözlemleyebiliriz. Yetişkinlikte de iletişim tarzlarına bağlı olarak pek çok insan empatiyi kullanır ya da kullanmaya çalışır. Bu yolla sağlıklı iletişimler kurulur, bir takım çatışmalar daha kolay çözülür. Aynı önem terapi ilişkisinde de görülmektedir.Çoğu terapist , danışanı ile arasındaki terapötik ilişkinin temelini empati kurmaya dayandırır, terapide bir araç olarak empatiyi kullanır.
Bu yazıda öncelikle empatinin tanımı yapılacak, daha sonra empati kavramına ilişkin çeşitli bakış açılarına değinilecek, nasıl geliştiği ile ilgili bilgi verilmesinin ardından, sonradan geliştirilip öğrenilebilirliği ile ilgili çeşitli araştırmalara yer verilecektir.
Kuramsal Bilgiler
- Empati nedir?
- Empatiye psikolojik bakış açısı
Sullivan ise empati yerine katılımlı gözlem terimini kullanmıştır. Ona göre bir insanı anlamak için onu gözlemek, sezgiler aracılığıyla yaşamakta olduğu durumu kendi içinde canlandırmak gerekmektedir( Alper,2007).
Kohut’a göre empati değer yargılarından arınmış bir gözlem şeklidir. Dış dünyaya olduğa kadar kendi içsel yaşamına da hassas gözlemi gerektirir. Bir bakıma bilgi toplama ve eldeki verileri derleme eylemidir ; ama hiçbir zaman tek başına terapötik değildir. Ona göre annenin, çocuğun kendilik nesnesi için uygun biçimde işlev görmesi için bir ön koşuldur; ama annenin empatisi doğru ve sevgi dolu olsa da kendilik nesnesi ihtiyaçlarını bu tatmin etmez, önemli olan annenin bunun karşılığında çocuğa verdiği tepkileridir. ( Kohut,2005; akt. Alper,2007)
Kohut ,empatiyi soyut ve klinik olarak ikiye ayırmıştır. Soyut tanımlama da dolaylı içgözlemden bahsetmiştir. Buna göre öncelikle kendi yaşantılarımıza içe bakış ile bakmalıyız sonra benzer durumda başkalarının ne durumda olduğunu anlayabiliriz. Klinik olarak da empatiyi başka bir kişinin iç yaşamını hissedebilme ve düşünebilme kapasitesi olarak görmüştür. Hastanın sadece söylediklerinin içeriğine değil bunları nasıl aktardığı, duygu durumu gibi özelliklerine de bakılmalıdır. Eşduyumla birlikte hastanın narsististik gereksinimlerine ulaşmasına yardımcı olunur. Böylelikle hasta gereksinimlerinin farkında varır, bunlar kabul eder ve benlik saygısının oluşması için kullanır. Bu nedenle Kohut empatinin hastanın gelişimine katkı sağladığını bulmuştur (Gülseren,2001)
Rogers ‘a göre ise empati, terapistin hastasının dünyasını “sanki,” o imiş gibi anlamaktır. Burada sanki duygusunu hiç kaybetmemesi çok önemlidir. Empati terapiler için önkoşul olarak değil de daha çok temel niteliğidir.(Altınbaş ve ark, 2010).Empatiyi terapinin merkezi olarak görmüş, bunun için terapistlerin danışanlarına koşulsuz olumlu bakış ile bakmaları gerektiğini söylemiştir. Terapist danışanlarını etkin olarak dinlemeli, düşünsel ve duygusal olarak geri bildirimlerini duyarlı ve doğru şekilde vermelidir. Bunun sonunda da iyileşme gerçekleşir. Rogers ilk çalışmalarında empatiyi öğrenilebilecek bir beceri olarak görmüş fakat daha sonraki çalışmalarında empatiyi bir beceri olarak değil de varoluş tarzı olarak benimsemiştir (Davis,2005).
Son zamanlarda yaygın olan bilişsel davranışçı terapilere göre ise hasta ile terapist arasında işbirliğinin sağlanması için yardımcı bir unsurdur. (Altınbaş ve ark,2010)
Bizim ülkemizde ise bu konuda Üstün Dökmen’in çeşitli çalışmaları vardır. Transaksiyonel analiz kuramının önerdiği ben durumları ile empatinin ilişkisini incelemiştir. Buna göre anababa, yetişkin ve çocuk ben durumları arasından, yetişkin ben durumunun empati kurulabilmesi için kullanılması gerektiğini söylemiştir ( Dökmen, 1994;akt. Alisinanoğlu,2000).
Empatiye biyolojik bakış açısı
Empati kavramı ilk olarak psikolojik kuramlar içerisinde ele alınsa da daha sonra biyolojik yönlerine odaklanan yaklaşımlar da ortaya çıkmıştır. Biyolojik bakış açısı ile ilgili olarak yapılan araştırmalar yaşamın ilk yıllarındaki anne bebek bağlanmasını içeren beyin görüntüleme çalışmaları ve hayvan deneylerini içermektedir. Prefrontal korteks lezyonlarından sonra empatik anlamanın da bozulabildiği bilinmektedir. Ayrıca ayna nöronları olarak bilinen nöronlar empati nöronları olarak görülmüştür. Ayrıca. Pupil boyutu ve deri iletkenliğindeki değişiklikler gibi değişkenlerin de henüz netleşmese empatideki yeri ortaya çıkarılmıştır.(Altınbaş ve ark, 2010)
- Empatinin gelişimi
- Empatinin geliştirilebilmesiyle ilgili açıklamalar
Doğru empati kurabilme becerisi eğitim yoluyla geliştirilebilmektedir. Bunun için de terapistler, anne babalar, öğretmenler etkili olabilirler. Öğretmenleri ve danışmanları da empatikse daha empatik olma yolunda ilerleme mümkündür. Empati doğuştan kazanılmaz, öğrenilir ve bunu en hızlı öğrenme de empatik ortam içerisinde olmak ile olabilir.Rogers’a göre empati ve tutarlılık bununla ilgili bilişsel veya deneysel bir eğitimden daha etkili olabilmektedir. (Rogers, 1983)
Edith Stein’e göre empati kurma kolaylaştırılabilir, engellenebilir veya kısıtlanabilir ama olması için zorlanamaz. Onun bakış açısıyla empati tesadüfendir, dolaylıdır ve önceden hesaplanamaz. Empatiyi doğrudan ortaya çıkaramayız, kendimizi onu yaşarken buluruz. Biz iyi hazırlanmış ve olgun hale geldiğimizde oluşan bir iletişim sürecidir. Bu açıdan bakıldığında empati öğretilemez görüşü ortaya çıkmaktadır.(Davis,2005).
Davis’e göre empatinin oluşmasına yardım edilebilir ama empati bir yetenek olarak öğretilemez. Empati gelişimine yardımcı olabilmek için de bireylerin kendilerinin farkına olmaları arttırılmalı, dinleme becerileri kazandırılmalı, insanoğlunun çeşitli topluluklardan oluştuğu farkına vardırılmalı, bu farklılıklara saygı ve hoşgörü bilinci kazandırılmalıdır. Bunun için de eğitim önemlidir. (Davis,2005).
Pecukonis(1990) çalışmasında ise duygusal ve bilişsel empati eğitim programının kız çocuklarının empati gelişimine etkisine bakmış, duygusal empati düzeylerinde artış olduğu ama bilişsel empati düzeylerine önemli bir artış olmadığını ortaya çıkarmıştır (Günindi,2008).
Kallipuska ve Tutinen(1991) empati programına katılan 6-7 yaş çocuklarında empatinin arttığını bulmuştur (Günindi,2008).
Ünal(2003) empatik iletişim eğitimini okul öncesi çocuğu olan annelere uygulamıştır ve empatik düzeylerinde anlamlı gelişme olduğu ve tekrar testlerde de etkisinin devam ettiği bulunmuştur (Günindi,2008).
Empatiyle ilgili yapılan araştırmalarda Dökmen’in(1988) deneysel bir çalışmasına göre 20 öğrenci deney 20 öğrenci kontrol grubunda olmak üzere, psikodrama eğitiminin empati üzerine etkisi araştırılmış ve psikodrama sonucunda empatik becerilerinde artış görülmüştür. Buna benzer şekilde Okvuran (1993) yaratıcı dramanın empati üzerinde etkisine bakmak için deney ve kontrol grupları oluşturulmuş ve yaratıcı drama eğitiminin empatik becerilerde anlamlı farklılığa neden olmadığı ortaya çıkarılmıştır (Çetin,2008).
Yılmaz ise (2003) empati eğitim programının ilköğretim öğrencilerinin empatik becerisine etkisini incelemiş ve deney grubuna verilen empati eğitimin empatik becerilerini olumlu yönde etkilediği bulunmuştur (Çetin,2008).
Empatiye yönelik olarak yapılan eğitimlere bakıldığında çoğu çalışmada bir etkisinin olduğu görülmektedir.Bireyler empati konusunda kendini geliştirebilir ve yetiştirebilirler ve böylece daha iletişim kazalarını önleyebilir ve daha kaliteli ilişkiler kurabilirler.
KAYNAKÇA
Alisinanoğlu,F.; Köksal, A.(2000). Gençlerin ben durumları (ego state) ve empatik becerilerinin incelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18: 11-16.
Alper, D. (2007). Psikolojik danışmanlar ve sınıf öğretmenlerinin duygusal zeka düzeyleri- iletişim ve empati becerilerinin karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, İzmir : Dokuz Eylül Üniversitesi.
Altınbaş, K.; Gülöksüz, S.; Özçetinkaya, S. ; Oral, E.T. (2010). Empatinin biyolojik yönleri, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar,2(1): 15-25.
Çetin, C.N. (2008). İlköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin empatik beceri düzeylerinin ana baba tutumları ve özsaygı ile ilişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi.
Davis, C.M. (2005). Empati nedir, empati öğretilebilir mi. ( çev., Sezer ve Damar ) Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(9): 77-88.
Gülseren,Ş.(2001). Eşduyum( Empati) : Tanımı ve kullanımı üzerine bir gözden geçirme, Türk Psikiyatri Dergisi, 12(2): 133-145.
Günindi, N. (2008). Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi.
Önder, A. ; Gülay, H.(2007). Annelerin kabul red düzeyi ile çocuklarının empati becerisi arasındaki ilişkinin incelenmesi, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(22): 23-30.
Rogers, C.R.; “Empatik olmak değeri anlaşılmamış bir varoluş şeklidir”. Çev.
Akkoyunlu,F. , Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,
1983, 16:103-124. Bu yazı, Psikolog Büşra Güneş ve Psikolog İlkten Çetin tarafından hazırlanmıştır
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Empati: Bir Başkasının Ayakkabısını Giymek" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
empati, empati gelişimi, empati kazanmak, empati nedir, empatinin gelişmesi, empatinin geliştirilmesi, doğru empati, empati kurabilme, empati kurabilmek, empati yeteneği, duygusal empati, bilişsel empati, empati programı, empatik, empatik iletişim, empati eğitimi, empati eğilimi, empatik olmak, eşduyum, empati kavramı, empati kazanma, psikolojide empati, soyut empati, klinik empati
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.