2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ruh Sağlığımız mı Bu Kadar Bozuk Yoksa Etik ve Hastalık Algımız Mı
MAKALE #7929 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Aralık 2011 | 6,190 Okuyucu
RUH SAĞLIĞIMIZ MI BU KADAR BOZUK YOKSA ETİK VE HASTALIK ALGIMIZ MI

Sağılığımız, özellikle de Ruh Sağlığımız "bilim, unvan, hastalık, tedavi" postu altında acımasızca telef ediliyor!

Bu konudaki sorunları yıllardır onurlu ve dik bir duruşla gündemde tutmaya çalışan, ülkemizin en tanınmış, en saygın bilim insanlarından birisi olan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçukusta bir yazısında diyor ki:

"Archives of Internal Medicine’ de yayınlanan bir araştırma Amerika’ dadoktorların yüzde 84’ ünün ilaç firmaları ile çıkar ilişkileri içinde olduğunu ortaya koydu.

Bu ilişkilerden eşantiyon ilaç ve küçük büyük çeşitli hediyeler almak; yol, konaklama ve diğer tüm masrafları firma tarafından karşılanan kongre davetleri; danışmanlık, eğitim ve seminer adı altında nakit para ödenmesi gibi şeyler kastediliyor.

Bu tür çıkar ilişkileri başka alanlarda “rüşvet” adı altında değerlendiriliyor ve ağır şekilde de cezalandırılıyor: Bir hâkimin bilgi ve görgüsünü artırması için cebinden bir kuruş çıkmadan bir toplantıya götürülmesi, bir polise cep telefonu hediye edilmesi, bir memura çeşitli mesleki harcamalarına karşılık para verilmesi gibi.

Bu tür ilişkiler tıpta ve medyada ise genellikle “eğitim toplantısı” veya “tanıtım” ya da “bilgilendirme” gibi isimler altında çok mâsum hatta olmazsa olmaz bir alış-veriş olarak görülüyor."

Görüyorsunuz, sağlık sahasında aslında çok az şey eskisi gibi! Bozulma, dejenerasyon, ihlaller, daha açık ifadeyle "sağlığımızın gaspı" bir salgın gibi dört yanı sarmış durumda! Bu bozulmadan en çok nasibini almış alanların başında ruh sağlığı alanı geliyor!

RUH SAĞLIĞIMIZ MI BU KADAR BOZUK YOKSA ETİK ANLAYIŞIMIZ VE HASTALIK ALGIMIZ MI

Üzülerek söylemeliyim ki sağlığımız gasp ediliyor!

Ülke ekonomimiz soyuluyor!

Hem sağlığımız hem geleceğimiz çalınıyor!

Zaman eski zaman değil! O yüzden ne unvana ne etikete aldanılmalıdır!

Kuzu postu giymek kurdu kuzu yapar mı!

Unvanlar sadece birer posttur. Bunu kuzu giyerse ne ala! Peki ya kurt giyerse? O zaman ona da mı sırf üzerindeki posta bakarak kuzu diyeceğiz?

Evet unvanlar birer posttur. Önemli olan içindekidir!

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

ANKSİYETE

DEPRESYON

HATTA FOBİ...

Dikkat edin!

Hepsi de (asla anlatıldığı kadar yaygın olmayan, gerçekten patoloji olan hastalık durumları hariç) başa gelen olumsuz yaşam olayları sonrasında içine girilen ruhsal süreçlerdir!

Düşünün:

Post: Sonra demektir
Travmatik: Travma etkisi yaratacak derecede örseleyici yaşantı demektir
Stres Bozukluğu: Bozukluk yani hastalık demektir.

Aslında her şey o kadar açık ki! Adı üzerinde derler ya, aynen öyle! Artık travma sonrasında yaşanılan stres tepkisine bile bozukluk yani hastalık deniliyor!

Niye?

Ama belirtilerin şiddeti fazlaymış! Dün bilgisayarın başında uzun süre oturunca başım çok aşırı şiddetli ağrıdı! Ama beyin hastası olduğumu düşünmedim hiç! Başvursaydım şayet doğru bir hekim de aynı şeyi düşünmezdi sanırım!

Evet…

Travma gibi son derece örseleyici bir yaşantı geçirmiş kişilerin (zaten öyle olduğu için travmatik denilmiş) bu olaya verdikleri son derece doğal tepkilere bile “bozukluk” deniliyor artık! Bu kandırmacayı bilim ambalajı içinde ve unvan kisvesi altında, en çok da şık bir isim takarak yapıyorlar! Burada bir bozukluk elbette ki var ama bu kesinlikle travma sonrası stsres yaşayan kişilerde değil; vahşi kapitalizm sonrasındaki süreçte kısa sürede kuzu postu giymişlerin algılamalarında ve niyetlerinde!

Başa gelen yaşantı travmatik olacak ama insanoğlu bu ağır yaşantıya bile tıpkı düğündeki gibi, bayramdaki gibi tepki verecek! Onlara göre normal olan bu! Bu insanları kim bilim adamı yaptı, bu kapasiteyle nasıl uzman oldular, algılamakta zorluk çekiyorum!

Oysa…

Oysa normal olaylara normal tepkiler vermek ne kadar normal ise anormal yaşantılara anormal tepkiler vermek de o kadar normaldir! Organizma anormal yaşantılara anormal tepkiler verecek aslında uyum sağlamaya çalışır! Uyum sağlama çabası anormal olabilir mi! Dediğim gibi, asıl anormal olanlar bunu böyle okumayı dahi beceremeyenlerdir!

Tıpkı…

Tıpkı cenazede üzülmek ve ağlamak, bir saldırı tehlikesi olunca ortamdan kan ter içinde uzaklaşmak gibi!

Sormak lazım: Tehlike varsa kaçmak, kaçmak varsa hızlı hızlı nefes alıp vermek, kalp atışlarının şiddetlenmesi ve terlemek anormal midir, bozukluk mudur?

Soruyorum: Pc başında sekiz – on saat oturunca ortaya çıkan baş ve göz ağrısına beyin ya da göz hastalığı denilebilir mi?

Soruyorum: Üç gün uykusuz geçirilince gözlemlenen halsizliğe bağışıklık sistemi çökmüş, dolayısı ile hastalık mevcut denilebilir mi?

Dikkat edin:

Yukarıdaki tüm "hastalık" denilen ruhsal yaşantı türleri öncesinde ölüm, sevilen kişi kaybı, deprem, göç, borç, boşanma gibi "olumsuz yaşam olayları" mevcuttur.

Bilerek unutturulan ve hastalığın en temel kriteri olan gerçek şudur:

“Başa gelen olumsuz yaşam olaylarına verilen tepkiler (belirtiler) hastalık değildir”

Oysa hastalık söz konusu olduğunda olmazsa olmaz olan bu en temel kriter bugün bütünüyle ihmal edilmiştir.

Artık sadece birkaç belirtiye bakılır olmuştur.

İşte bunun sakıncası:

Bir kişi düşünün ki kan ter içinde. Çok hızlı nefes alıp veriyor. Adeta ayakta zar zor duruyor, hatta duramıyor. Konuşmakta güçlük çekiyor. Yüzü kıpkırmızı kesilmiş. Titriyor, kasılıyor…

Sizce en az beş - altı belirtisi olan bu kişinin hastalığı nedir?

Hayır!

Belirtilere de, sayısına da, şiddetine de aldanmayın! Bu kişi bir hasta değildir; sadece az önce birinci gelmiş dünyaca ünlü bir atlettir!

Alın size sadece belirtiye bakmanın sonucu!

Gerçek bu!

Lakin artık çalışmayan her makinaya "bozulmuş" muamelesi çekiliyor. Kimse elektriklere, kabloya, temas sorunu var mı yok mu ona bakmıyor. Böylece sağlam makinayı “tamir ediyoruz” adı altında göz göre göre bozuyorlar!

İşin daha da ilginci bunlar değil de sağlık üzerindeki bu tür oyunlara dikkat çekmek, bunun için her türlü riski göze alarak yazılar kaleme almak garipseniyor!

PTSB hastalığı, panik atak nedir, depresyon arttı, bebeklik çağı depresyonu, hamilelikte depresyon, işini kaybedenlerde anksiyete yüksektir gibi adeta "olta ucuna takılmış et" türü yazılar yazmamız talep ediliyor!

İnsanoğlunun algı ve düşünce yapısını kim, nasıl bu hale getirdi böyle, ben de fırsat buldukça buna şaşıyorum!

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ruh Sağlığımız mı Bu Kadar Bozuk Yoksa Etik ve Hastalık Algımız Mı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     12 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Yoksa Tembellik Bir Hastalık mı? Psk.Dnş.Aslı KARTOL
► Çocuk İhmali-İstismarı ve Etik Psk.Gonca BİLGİÇ
► Rehberlik Hizmetlerinde Etik Kurallar Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Ruh Sağlığımız mı Bu Kadar Bozuk Yoksa Etik ve Hastalık Algımız Mı' başlığıyla benzeşen toplam 41 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:34
Top