2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



2011-2012 Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranı ve Öneriler
MAKALE #8014 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Aralık 2011 | 6,873 Okuyucu
Okul öncesi dönem, çocuğun hayatının temelini oluşturmakta, çocuk bu dönemde temel alışkanlıklarını kazanmakla beraber, fiziksel ve bilişsel yetilerini geliştirmekte, her geçen gün deneyimlerine yenilerini ekleyerek sosyalleşmektedir. Bu dönemde çocuğa sağlanacak tüm olanaklar ve olumlu anne baba desteği, onun hayata en iyi şekilde hazırlanmasını sağlayacaktır.

Geleceğin yetişkinleri olacak çocukların, erken yaşlarda eğitilmeye başlamasının gerekliliği günümüzde birçok ülkede kabul edilmiş önemli gerçeklerden biridir. Okul öncesi alanında yapılan araştırmaların sonuçları şu konuda hem fikirdir. , “İyi bir okul öncesi yaşantısı, çocuğun gelişimine olumlu katkıda bulunur.” Bu demek oluyor ki çocuklarımız ilköğretim dönemi öncesinde okul öncesi kurumlardan yararlanmalıdır. Özellikle vurgulanan iyi bir okul öncesi eğitim olduğuna göre, aile bu konuda bilinçli seçim yapmalı ve güvenebileceği, çocuğunun iyi bir eğitim alacağı konusunda gözü arkada kalmayacağı en iyi kurumu belirlemelidir.

Okul öncesi eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan devlet ya da özel şahıslara ait okul öncesi eğitim kurumları, belirli programlar çerçevesinde 0-6 yaşlar arasındaki çocukların zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal yönden gelişimlerini en iyi şekilde değerlendirmeye ve çocukların evden ilköğretime yumuşak bir geçiş yapmasını sağlamaya çalışmaktadır.

Bilindiği gibi okul öncesi eğitim kurumlarının ulaşmak istediği hedef kitle 0-6 yaşlar arasındaki çocuklardır. Eğitim Sen'in 2011-2012 eğitim-öğretim yılına ilişkin yaptığı araştırmalar, Türkiye'de okulöncesi okullaşma oranının çok düşük seviyelerde olduğu ortaya koymuştur. Araştırmada, 3 ile 5 yaş grubunda okullaşma oranının toplamda yüzde 29.85’dir. 3 ile 5 yaş arasındaki kız çocukları için yüzde 29.43; erkek çocukları için ise yüzde 30.3 seviyesinde olduğu, 4 ile 5 yaş grubuna bakıldığında ise toplamda yüzde 43.1, kız çocukları için yüzde 42.47; erkek çocukları için ise yüzde 43.7 seviyesinde olduğu görülmüştür. Tüm yaşlar bazında ise bu oran % 37 olarak açıklanmıştır.

Bir kıyaslama yapacak olursak Türkiye’de 1994 yılında okulöncesi okullaşma oranı %7 idi, özellikle son 8 yılda okul öncesi kurumlara giden çocuk sayısını artırmak amacıyla yapılan oldukça ciddi atalımlar ve yatırımlarla beraber bu oran ancak yüzde 37’ye çıkmıştır. Yani okullaşma oranı 17 yıl gibi büyük bir zaman diliminde %7’den ancak % 37’ye çıkarılabilmiştir. Buna Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan okul öncesi çocuğa sahip tüm aileleri çocuklarını okula göndermeleri için devlet tarafından ödeme yapıldığı halde varılabilen oran yüzde 37 seviyelerine ulaşmıştır. Oysa bu oran 1990 eğitim öğretim döneminde çeşitli Avrupa ülkelerinde örneğin İsveç’te %63, Almanya’da %87,5 seviyesindeydi.

Güncel sonuçlarımız Türkiye’de her 100 çocuktan 73 tanesinin hala okul öncesi eğitim almadığını ortaya koymakta, devlet ya da özel şahıslara ait okul öncesi eğitim kurumları, ulaşmak istediği hedef kitlenin yaklaşık üçte birine hizmet vermekte üçte ikisine ise hala hizmet ulaştıramamaktadır.

Okul öncesi okullaşma oranı 1980 yıllarında çok daha düşük sevilerdeydi. 1980-1981 yılında okul öncesi okullaşma oranı %1,9, 1981-1982’de %2,2, 1982-1983’te ise yüzdenin önceki yılla aynı olduğu ve 80’li yılların başlarında 5-6 yaş çocuklarının neredeyse hiçbirinin eğitim almadığını söyleyebiliriz. Her 100 çocuktan sadece 2 tanesinin okul öncesi eğitim alması 98’inin alamaması Boğaziçi Üniversitesi’ni bu konuda bir çalışma yapmaya itmiştir.

1982-1986 yılları arasında çocuğu aile ortamından ayırmadan, anneyi desteklemek ve anneyi çocuk eğitiminde etkili kılmak amacıyla “Anne- Çocuk Eğitim Programı” adı altında boylamsal bir çalışma yürütmüştür. Okul öncesi eğitimi alamayan çocukların hedef kitle olarak belirlendiği (şu an yazarken bile çok komik geldi bu cümle; çünkü elini sallasan okul öncesi eğitim almayan çocuğa çarpma olasılığının %98 olması, ne bileyim trajikomik bir durum işte.) çalışma, ilk olarak 1982-1986 yılları arasında; Zihinsel Eğitim Programı, Anne Destek Programı ve Aile Planlaması adlı üç alt programa bölünerek 25 hafta süreyle anne ve çocuklara uygulamıştır.

Ev merkezli bir eğitim programı olarak yürütülen programdan daha önce okul öncesi eğitim hizmeti almamış 5-6 yaş arasında çocuklar ve anneleri yararlanmıştır. Özellikle anneye okul öncesi eğitimi konusunda destek verilmekte olup amaç, okula gidemeyen çocuğun eğitim ihtiyacının ev ortamında karşılanmasını sağlamaktır.
Bu programı genel olarak incelediğimde çocuğa yönelik Zihinsel Eğitim Programının çocuğu okula hazırlayıcı, okuma yazma öncesi becerileri içeren (sıralama, sınıflama, el-göz koordinasyonu, kavram öğretimi, dil etkinlikleri, matematik öncesi etkinlikler) 25 çalışma formu ve 8 hikaye kitabından oluştuğunu, annede tutum ve davranış değişikliği oluşturmaya yönelik olan, Anne Destek Programı ve Aile Planlaması alt bölümlerinin ise, anneleri çocuk gelişimi ve eğitimi konularında bilgilendirmeleri yanı sıra annenin kendisini duygusal olarak güvende hissetmesini, öz saygısının gelişmesini, aile planlaması ve üreme sağlığı konularında bilgilenmesinin amaçlandığını gördüm.
Programa katılan çocuklar 1991-1992 döneminde ilkokulu bitirmiş ve okul başarılarının iyi olduğu, okula devam etme kararı aldıkları görülmüştür. Halen Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından uygulanmakta olan bu program, özellikle sosyal-ekonomik şartlar açısından olumsuz koşullarda yaşayan okul öncesi yaşlardaki çocukların yaşamlarındaki risk faktörlerini azaltmak için onların tüm (bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel) gelişim alanlarını destekleyerek yaşamlarındaki örselenme ile dayanırlılık arasındaki dengeyi dayanırlılığa doğru kaydırmayı amaçlamakta ve çocuğun bir şekilde ilköğretime yumuşak geçiş yapabilmesi için aileyi desteklemektedir.

Çocuğa ilköğretime başlamadan önce ulaşmanın asli amacı, çocuğu her gelişim alanında destekleyerek okula hazırlamaktır. Çünkü alanda yapılan birçok araştırma “Elverişsiz şartlarda büyüyen çocukların okula başladıklarında okulun beklentilerini cevaplayamadıkları, yetersiz kaldıkları, dolayısıyla okulda başarısız olduklarını” ileri sürmektedir. Eğer bu bilgileri sağlıklı ve güvenilir sonuçlar olarak kabul edersek, gerçekten çok ciddi bir mesele ile karşı karşıya kaldığımızı fark ederiz. Çünkü çocuk ilköğretime başlamadan evvel, okul olgunluğunu kazanmış, sosyalleşmiş ve özgüvenini geliştirmiş olmalıdır.

Özgüven gelişimi okula uyumu kolaylaştıracak en önemli öğelerden biridir. Kendine güvenli çocuklar, özgüven gelişimi yeterli olmayan çocuklara göre, değişen şartlara daha çabuk ve iyi uyum sağlamakta ve okulda daha başarılı olmaktadırlar. Yanı sıra, ailenin bilgi, tutum ve uygulamaları da çocuğun gelişiminde ve okula hazırlanmasında oldukça etkilidir. Ailenin sahip olduğu tutum, çocuğun gelişimine olumlu katkı yapabileceği gibi, olumsuz yönde de etkili olabilmektedir. Bu sebeple anne babalar, çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilinçlenmeli, bilgilenmeli, çocuğunun gelişiminde ve eğitiminde destekleyici olmayı seçmelidirler.

kAYNAKLAR:

www.sendikalhaber.com
http://www.acev.org
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"2011-2012 Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranı ve Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Okul Öncesi Çocuklarda Saldırganlık Psk.Yasemin TÜZEMEN
► Okul Öncesi Dönemde Din Eğitimi Psk.Dnş.Cenk AĞ
► Okul Öncesi Eğitimin Önemi Psk.Dnş.Nuray BAŞTAN AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında '2011-2012 Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranı ve Öneriler' başlığıyla benzeşen toplam 29 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:12
Top