2007'den Bugüne 92,753 Tavsiye, 28,304 Uzman ve 20,056 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikososyal Bir Olgu Olarak Göç: Nedenleri, Sonuçları ve Öneriler
MAKALE #8062 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2012 | 6,028 Okuyucu
ŞEHİRLEŞME DE GÖÇ DE GENELDE BATIYA DOĞRU OLUR

Enteresandır, şehirleşme mevcut yerleşim yerlerinin hep Batı yönüne
doğru olur. Göçler de aynı şekilde doğudan batıya doğru bir eğilim gösterir. Bazı istisnaları olsa da göçler köylerden şehirlere, şehirlerden metropollere şeklinde genel bir seyir izler.

GÖÇ BİR SOSYAL HADİSEDİR VE NEDENLERİ VARDIR


Göç bir sosyal hadisedir ve hiç bir sosyal olay durup dururken
gerçekleşmez. Bir yerden başka yere, genellikle de halihazırda yaşanılan yerden / yurttan yaşanılmak istenilen yere / yurda insan transferi diyebileceğimiz göç olgusu da aynı şekilde durduk yere
gerçekleşmez. Bu olguyu hazırlayan insan ve çevre, iç ve dış kaynaklı bazı şartlar söz konusudur.

GÖÇ ESASINDA EŞYANIN TABİATINA AYKIRI BİR HAREKETTİR


Eşyanın tabiatı gereği insanoğlu doğduğu, özellikle de ilk çocukluk yıllarını geçirdiği, bazı sosyal ilişki ağları kurduğu, eş, dost ve akraba dayanışması içinde bulunduğu doğal yaşam yerini kolay kolay terk etmek istemez. İnsan ruhu bu yönde bir doğal eğilime sahiptir. İşte insan bu doğal eğilime rağmen göç eder. Bunun için ise çok daha önemli nedenleri olmalıdır. Psikolojik olarak daha güvenli, daha sıcak, daha uygun olan bu doğal psikososyal koşulları
kişiler daha çok zorlayıcı ekonomik sorunlar nedeniyle veya bazı
zorunluluklar dolayısı ile terk ederler.

HER GÖÇ OLGUSU FARKLI DİNAMİKLERLE GERÇEKLEŞİR


Dünyanın her bölgesinde söz konusu olabilen göçün zulüm ve baskı,
salgın hastalıklar, kıtlık, kuraklık gibi kendine has dinamikleri (değişken nedenleri) olabilmekle beraber ülkemizdeki göç yaşantısının daha çok ekonomik nedenli, iş bulma, hayatı kazanma gibi daha çok maddi sorunlar nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir. Büyük ölçüde
ekonomik nedenlerle gerçekleşen göç hareketi ekonomik olarak daha gelişmiş
illerimize yönelmiş, kısa sürede bu bölgelerimizdeki nüfusun artmasına, buna bağlı olarak da insan ve sosyal odaklı bir dizi sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.

YALNIZLIK VE İÇİNE DÜŞÜLEN GÜVEN YİTİMİ


Yukarıda değinildiği üzere doğal ve alışılmış, uyum düzenekleri
kurulmuş yaşam yerlerinin terk edilmesi, kendisi gibi sorunlarının da büyük olduğu yeni yerleşim yerlerine gelinmesi demek olan göç yaşantısı sonucu kişilerin iç dünyalarında kısa süre içinde baskın hale gelen, bir çok duyguyu ve davranışı belirleyebilecek bir potansiyel kazanan duygu yalnızlık ve bunun beslediği güven yitimidir. Kişiler yeni geldikleri yaşam yerinde kendilerini onca kalabalığa rağmen yalnız ve güvensiz hissederler. Trafiğin daha hızlı akması, binaların daha yüksek ve görkemli olması, insanların birbirine son derece yabancı bir biçimde sağa sola koşuşturması bu duygu ateşinin alevlerini kısa sürede yangına çevirir. Bu duygu müstakil bir sonuç olarak kalmaz, kişilerin kendilerine olan güvenlerinde değişken oranlarda yitime de yol açar. Gerek içine düşülen yalnızlık hissi gerekse özgüven kaybı bu kişilerin davranışlarını daha çok kaçınma ve yaklaşma olmak üzere iki yönde belirler.

YAKINA AŞIRI BAĞLILIK, YABANCIDAN AŞIRI UZAK DURMA EĞİLİMLERİNİ ARTIRIR


Bu iki temel duygunun anlatılan nedenlerle daha baskın bir hale
gelerek ön plana geçmesiyle bazı davranışları belirlemeye başlar. Bu davranışlar daha çok "yaklaşma ve kaçınma" şeklinde görülür. Kişiler az çok tanıdıkları, yakından veya uzaktan hemşeri ya da akraba oldukları kişilere gereğinden fazla güvenme ihtiyacı içine girerler. Bu duygusal
ihtiyaç davranışları gereğinden fazla güvenme anlamına gelebilecek bazı riskli ve suistimale açık davranışlarına yöneltir. Böylece ortaya, "Güvendik hata ettik, dost kazığı, sırtını dönmeyeceksin" tabirleriyle dile getirilen yığınla hayal kırıklığı çıkabilir.

GEÇİCİ DOĞAL DUYGU DURUMLAR BAZI SORUNLARI FİLİZLENDİREBİLİR


Yine sözü edilen duygular hiç tanışık olunmayan kişilerden aşırı
tedirgin bir biçimde uzak durma, genellikle de kabuğa çekilme davranışlarına neden olabilir. Bu aşırı güvensizlik ve kabuğa çekilme davranışları bazı fırsatların kaçırılmasına, yeni gelinen yerden kısa sürede soğumaya, eskiye özlem duymaya, hatta zaman zaman duygu durum sorunlarına, özellikle de aile içi problemlere yol açabilir.

HEMŞERİLİK BAĞLARI İLŞKİLERİ KAPALI DEVREYE DÖNÜŞTÜRÜR


Kişiler aynı sosyal ve kültürel geçmiş havuzunda yıkandıkları için
belli davranış kalıplarını az çok yordayabildikleri, dolayısı ile hiç tanımadıkları kişilere göre daha güvenilir buldukları hemşerileriyle yakın bağlar kurmak için arayışlara girişebilirler. "Şu bakkal da sizin oralı, iki sokak ötede sizin oralı bir manav var" türü bilgilerin yönlendirmesiyle kısa sürede bu kişilerle irtibata geçebilirler. İrtibata geçilen bu kişilerden haliyle daha fazla hemşeriye ulaşılır. Özelikle erkekler hemşerilik bağı içinde
bulundukları kişilerle görünüş itibariyle yeni ancak özünde eski gelenekçi öğelerle örülü bir ilişki ağı içine girerler. Böylece her ne kadar yaşam yeri değişmiş olsa da yaşanılanlar büyük ölçüde aynı kalmaya, eski adet ve gelenekler aynı hızla yaşatılmaya devam eder. Bu süreç kendi içinde kümeleşmelere, bir çok alt kültür gruplarının
oluşmasına yol açar. Bu sonuç, diğer kültür kümelerine karşı ön yargıların ve bazı olumlu yahut olumsuz duyguların oluşmasına da neden olur.

VAZGEÇİLEMEYEN GELENEKÇİ YAN İLE MODERN YANLARI ÇATIŞABİLİR


Yeni yaşam yerinde eski geleneksel öğelerin olanca hızıyla hüküm
sürdüğü bu ailelerde yetişen çocuklar büyük bir kültürel şok ve adaptasyon sorunu yaşayabilirler. Bazı konularda geleneksel davranışlar, bazı konularda çevredekilere benzer davranışlar
sergileyebilirler. Bu gelensel tipli ve gelenek dışı davranış değişkenliği iç dünyalarında bir dizi çatışma ve buhranlara kapı arayabilir. Sözgelimi modern görünmek istedikleri halde başlarını kapatabilirler. Makyaj kullanma, şık giyinme ihtiyacı duydukları halde
evinden haftada en fazla bir kere dışarıya çıkmak zorunda kalabilirler. En azından bazı konulardaki hızlı kültürel dönüşüm aile içi baskıların aniden artmasına, geleneklerin kaybolmaya başlaması riskinin tetiklediği bir katı baskıya yol açabilir.

Yetişkinler yeni yerde eskiyle uyumlu yaşayabilmeyi büyük ölçüde
başarabilirler. Lakin
aile ortamında ebeveynlerle çocuklar arasında "kuşak çatışması" dediğimiz sorunların daha fazla yaşanması söz konusu olabilir. Aileler çocuklarına, bozucu etkinin daha az bulunduğu geçmiş dönemlerde etkili olabilmiş çocuk yetiştirme formülleriyle yaklaşabilirler. Bu eski usül yeniyi görmüş kuşağın bünyesi tarafından kısa sürede reddedilebilir. Bu sürecin sonunda aileler büyük bir çaresizliğin içine düşebilir. Bu ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan aile içi sorunlar / çatışmalar göç etmiş ailelerin çocuklarını sokaktaki suç şebekelerine daha açık ve eğilimli bir hale getirebilir.

ÇÖZÜM NE OLABİLİR


Bu aslında doğal bir süreçtir, bir biçimde yaşanacaktır. Ancak bu
süreç bazı uygulamalarla daha da hızlandırılabilir. Böylece pek çok ailenin bu çalkantılı geçiş sürecini daha kolay aşması, daha az bedelle atlatabilmesi sağlanabilir.

Bunun için her mahalleye rutin bir biçimde
psikolojik eğitim programlarının uygulandığı, bunun düzenli bir müfredat halinde sürdürüldüğü bazı danışmanlık merkezleri açılabilir.

Okuma yazma seferberliğine benzer biçimde her mahallede "uyum
seferberliği" adı altında psikoloji içerikli eğitim programları açılabilir.

Bu konularda bilgi, öngörü ve farkındalık kazandırabilecek kitapçık ve
dökümanlar hazırlanabilir, bunlar göç etmiş gelmiş ailere ücretsiz olarak dağıtılabilir.

Sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların bu aileleri sık sık
ziyaret etmesi, sorunları sıcağı sıcağına ve yerinde görmesi, ailere yerinde bireysel ve ailevi danışmanlık hizmeti sunması sağlanabilir. Böylece bu ailelere yalnız olmadıkları, devletlerinin her türlü yolla
sahip çıktığı duygusu verilebilir. Bu duygu güvensizlik ve özgüven yitimine de panzehir olabilir.

Psikolog

İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikososyal Bir Olgu Olarak Göç: Nedenleri, Sonuçları ve Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► İntihar: Nedenleri, Belirtileri, Riskleri ve Öneriler ÇOK OKUNUYOR Psk.Doğan Demirkan ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,056 uzman makalesi arasında 'Psikososyal Bir Olgu Olarak Göç: Nedenleri, Sonuçları ve Öneriler' başlığıyla benzeşen toplam 39 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


20:13
Top