2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler
MAKALE #8106 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ocak 2012 | 87,382 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Kişilik teorilerinin, kişilik kavramını kendi yaklaşımları yönünde oluşturdukları yeni kavramlara dayalı olarak açıklamaya çalışırken, kimi zaman birbirlerine muhalefet kimi zaman da birbirlerini doğrulayan görüşler ileri sürdükleri görülmüştür. Daha önce de belirtildiği üzere kişiliği anlama çabaları millattan öncelere kadar dayanmakta ise de, kişiliği teoriye dayalı olarak açıklama gayreti ilk defa Freud ile başlamıştır. Psikoloji dünyasını sarsan, günümüzde hala etkin şekilde kullanılan söz konusu bu teoriler , yeni kişilik teorileri oluşturma çabalarına zemin olmuş, farklı yaklaşımlara sahip araştırmacıların çalışmalarıyla günümüzde sayısı 15’i aşan kişilik teorisine ulaşılmıştır.

Bu doğrultuda, kişilik gelişiminin cinsel evrelerdeki takılmalar sonucu yaşanan çatışmalara bağlı olarak gerçekleştiğini savunan Freud’un aksine Adler, kişiliği aşağılık ve üstünlük duygularına ayrıca yaşam biçimi ve amaçlarına bağlı olarak açıklamış, kalıtımsal özellikleri tamamen reddederek kişiliği öğrenme süreçleriyle açıklayan Davranışçılar dışında, insanların birbirlerinden hem farklı hem de benzer özellikleri olduğunu savunan Özellik teorisyenleri ve kişiliğin belli boyutlarının istatistiksel tekniklerle saptanması yönünde ısrar eden Faktör teorileri her ne kadar birbirlerinden farklı noktalara temas etmişseler de, kişilik gelişiminde ilk çocukluk yıllarının ve ailenin önemli olduğu konusunda hem fikir olmuşlardır.


Ayrıca, kişilik gelişimini etkileyen faktörler konusunda fikir ayrılıkları yaşasalar da, teorilerde vurgulanan bu faktörlerin, belli başlıklar altında toplanabildikleri görülmüştür. Bu noktada kişiliği etkileyen faktörler şunlardır:


1. Biyolojik faktörler


A. Kalıtsal Faktörler


Organizmanın tüm özelliklerinin ve yapısının ortaya çıkışını düzenleyen genler, yalnızca saç ya da göz rengi gibi fiziksel özellikleri değil, zeka ve kişiliği de etkileyebilmektedir (Ateş, 2003; Büyükkaragöz ve ark.,1998; Kulaksızoğlu, 2003; Özbatağ, 1983). Bu yargıya varmayı sağlayan bilimsel çalışmaların, kalıtımın kişilik gelişimi üzerindeki etkisini belirlemek için insan yapısında açığa vurulan ve vurulmayan özellikleri, genotip ve fenotip kavramlarına dayanarak açıklamaya çalıştıkları görülmüştür. Bireyin kalıtımsal yapısını oluşturan tüm genetik donanımı kapsayan genotip, bireyin açığa vurulmuş niteliklerini kapsayan fenotiplerin çeşitlenmesini sağlamaktadır. Böylece bir genotip değişik şekil ve büyüklükte, değişik kişilik ve yetenekte sınırsız sayıda fenotiplerin oluşmasına sebep olabilmektedir (Plotnik, 1986; Büyükkaragöz ve ark., 1998).


Görüldüğü üzere, kişilik gelişiminde kalıtsal faktörler oldukça karmaşık bir etkiye sahip olmakla beraber, kişilik özellikleri yalnızca kalıtsal faktörlere bağlı olarak açıklanamaz. Önemli olan biyolojik-kalıtsal faktörlerle çevresel faktörlerin etkileşiminin sonucu kişiliğin nasıl oluştuğunun incelenmesidir (Özkalp ve ark., 2000).


B. Fiziksel Yapı


Fiziksel yapı ile kişilik yapıları ve kişiliğin davranışsal yönü arasında ilişki olduğunu saptayan bazı kişilik teorisyenleri (Ateş, 2003; Özkalp ve ark., 2000; Özbatağ, 1983), cinsiyet, yaş, gelişim hızı, gelişim dönemi (Başaran, 1992) ve bedensel yapının (güzel ya da çirkin olmak, sağlıklı ya da sakat olmak...) kişilik özelliklerini etkilediğini vurgulayarak, cinsiyet rolünün davranışları dolayısıyla da kişiliği etkilediğini; ayrıca toplumun farklı yaş gruplarından beklentilerinin kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu savunmuşlardır (Ateş, 2003; Kulaksızoğlu, 2003; Özbatağ, 1983).


Bu araştırmacılardan biri olan Luthans, yaptığı çalışmalar sonucunda, uzun ya da kısa boylu, şişman ya da zayıf, yakışıklı ya da çirkin, siyah ya da beyaz olmanın diğer bireyler üzerindeki etkisinin farklı olmasından dolayı kişiliğini etkilediğini saptamıştır (Ateş, 2003).


Fiziksel özellikler şu ya da bu kişilik tipini geliştirir gibi bir fikri savunmak yanlış olsa da, fiziksel özelliklerin her birinin kişiliği etkilediğini yadsımak da mümkün değildir. Nitekim sağlıklı ve kuvvetli bir çocuk ile uyuşuk ya da hastalıklı bir çocuğun çevresinde edineceği yer birbirinden farklıdır. Aynı şekilde güzel çocuklar, çevrelerinden iltifat görüp şımartılırken, çirkin çocuklar ihmal edilebilmektedir. Bu da gösteriyor ki, çocuğun bazı fiziksel özellikleri çevresinden gördüğü davranışları büyük oranda etkilemektedir.


2. Çevresel Faktörler


Kişiliğin gelişiminde, döllenmeden itibaren süren çevre etkilerinin, bebeğin doğumuyla beraber etkisini büyük oranda artırdığı bilinmektedir. Söz konusu bu çevre, kabaca aile ve kültür çevresi olarak iki başlık altında toplanabilmektedir. Buna göre:


A. Aile Faktörü


Yeni doğan bebeğin ilk çevresinin anne-baba ve kardeşlerin bulunduğu aile ortamı olduğunu savunan araştırmacıların yanı sıra ilk çevrenin anne karnı olduğunu iddia eden araştırmacılar da yok değildir (Büyükkaragöz ve ark., 1998; Özkalp ve ark., 2000). Bilindiği üzere, tüm kişilik teorileri, bireyin yetiştiği aile ortamını, aile fertleri ile olan ilişkilerini ve aile içi eğitimi kişiliğin yapılanması ve gelişmesinde en önemli etmen olduğu noktasında uzlaşmaktır. Aynı yargıya, farklı açılardan bakarak varan bu teorileri incelediklerinde birbirlerinden temel olarak birbirlerinden şu noktada ayrıldıkları görülmüştür. Buna göre, bazı teoriler aile çevresi gibi diğer çevresel faktörlerin kalıtımsal getirileri reddetmeksizin kişiliği biçimlendirdiğini savunmaktayken diğer teoriler kişilik gelişiminde kalıtımsal özellikleri ön planda tutarak aile etkilerini kabul etmekte ya da kişiliğin biçimlenmesinde kalıtım faktörünü tamamen reddederek aynı yargıda buluşmaktadırlar.


Bebeklik, ilk çocukluk ve temel eğitim dönemlerini aile içinde geçiren bireyin, anne baba ile ilişkileri, kişilik gelişiminde son derece etkilidir (Alıcıgüzel, 1998; Aydın, 1997; Kulaksızoğlu, 2003; Williams,2002; Özkalp ve ark., 2000). Bu yönüyle aile, çocuğun beslenme, bakılma, korunma, sevilme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan bir kurum olmasının ötesinde, çocuğu kişilik gelişimi açısından da yönlendiren en önemli birimdir. Bu durumda anne babalar, kişiliğin yaşamın ilk yıllarında biçimlenmeye başladığını dikkate alarak oluşturdukları tutarlı, dengeli, sevgi ve saygının bulunduğu bir aile ortamında, kişilik gelişiminin sağlam temellerini hazırlayacaklardır (Aksoy & Mağden, 1993; Cüceloğlu, 2000; Kulaksızoğlu, 2003). Böylece aile içinde değişik roller alan birey kendine özgü bir kişilik ve davranış yapısı oluşturacaktır. Bu temel gereksinimleri karşılanmayan çocuklar ise kendilerinde bir eksiklik olduğunu düşünerek kendilerinden utanç duymaya başlayacak ve kişilik gelişimini tamamlayamayacaktırlar (Cüceloğlu, 2000).


Ayrıca anne-babalar kişilik gelişiminde özdeşim örnekleri olduklarından, çocukların kişilik özelliklerini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedirler (Başar, 1993; Aydın, 1997). Nitekim, sinirli ve sürekli bağırıp çağıran bir babaya sahip çocukların, hayalci, yaşamın zorluklarıyla mücadeleden kaçan kişilik özellikleri geliştirdiği yönündeki araştırma bulgusu bu konuda dikkat çeker nitelikte bulunmuştur (Alıcıgüzel, 1998). Ailede otorite ve güven temsilcisi olan babanın, çocuğuna karşı tutumu, kişilik gelişiminde oldukça önemli olup araştırmalar, babaları tarafından olumsuz davranışlara maruz bırakılan çocukların uyum problemlerine daha yatkın olduğunu, yanı sıra ileri yaşlarda intihar ve suça eğilimler gösterdiklerini saptayarak özellikle babaların, çocuklarının cinsel ve zihinsel gelişimlerinde oldukça önemli bir etkiye sahip olduklarını göstermiştir (Güngör,2001; Ateş, 2003). Bununla birlikte ailedeki diğer bireyler olan kardeşlerin de, kişilik gelişimi üzerinde etkili oldukları bilinmektedir. Hatta çocuğun aile içindeki yerinden ötürü en büyük, ortanca ve en küçük çocukların farklı sosyal deneyimler yaşadıklarını vurgulayan Adler, bu durumun sonucunda çocukların farklı kişilikler geliştirdiklerini iddia etmiştir (Schultz & Schultz, 2002; Adler, 1996).


Ayrıca, aile yapısı ve tutumlarının da kişiliğin temeli olan özsaygının oluşumunda önemli rol oynadığı bilinmektedir (Aydın, 1997; Başar, 1993; Kulaksızoğlu, 2003). Yapılan araştırmalar, demokratik tutuma sahip anne-babaların çocuklarının, tarafsız, akılcı, sosyalleşmiş, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal açıdan dengeli ve mutlu bireyler olduklarını göstermiş olup (Demiröz, 2001; Ateş, 2003; Yavuzer, 1995; Arı & Bayhan & Artan, 1994; Yılmaz, 1999; Arıkan, 2001), çocuğun sağlıklı bir ruhsal gelişim geçirebilmesinin temel koşulu olan “güven duygusu”nun (Altınköprü, 2002; Başar, 1993; Kulaksızoğlu, 2003; Özkalp ve ark., 2000) ancak; güven ve sevgi ortamını sağlayabilen demokratik ailelerde görüldüğünü, yanı sıra bu tür ailelerde büyüyen çocuklar arasındaki bireysel farkların oldukça yüksek düzeyde olduğunu göstermiştir (Cüceloğlu, 2000). Bununla birlikte, aşırı korumacı anne-babalar, çocuğa gereğinden fazla kontrol ve özen gösterdiğinden duygusal kırıklıkları olan, kendi kendini yönetemeyen, sosyal gelişimi zedelenmiş, güvensiz, çekingen, yılgın, beceriksiz, nazlı ve aşırı bağımlı (Yavuzer, 1993; Yavuzer, 1995; Altınköprü, 2002; Alıcıgüzel, 1998; Kulaksızoğlu, 2003; Aral & Köksal, 1994), pasif, tek başına karar veremeyen, girişim yeteneğinden yoksun, sakar, mızmız, dediğim dedik, inatçı, savunmasız, çocuksu, talepkar (Navaro, 1989), bencil, başkalarının haklarına saygı göstermeyen (Arıkan, 2001) kişilikte çocuklar yetiştirirler.


Çocuğun kendine özgü bir benlik geliştirmesine izin verilmeyen otoriter ailede ise herkesin boyun eğmesi ve itaatkar olması istenerek bu yönde davranmayanlar, değişik yollarla cezalandırılmakta, böylece ailenin isteği yönünde bağımlı bir kişilik geliştiren çocuk, psikolojik ve sosyal açıdan dumura uğrayarak dıştan denetimli kişilik özelliklerini oluşturmaya yönelmektedir (Aydın, 1997; Cüceloğlu, 2000; Altınköprü, 2002; Demiröz, 2001; Kulaksızoğlu, 2003; Başar, 1993; Arıkan, 2001; Yılmaz, 1999). Bunun tam tersi olan gevşek ve aciz tutuma sahip ailelerin çocukları ise, başına buyruk, aşırı davranış serbestliğine sahip ve denetimden uzak olmasından dolayı şımarık, bencil, sorumsuz ve yalnızca kendi istekleri yönünde davranan bir kişilik kazanmaktadır (Altınköprü, 2002; Demiröz, 2001). Yine tutarsız ve ilgisiz ailelerin çocukları da sağlıklı kişilik geliştirememektedirler (Altınköprü, 2002; Başar, 1993; Demiröz, 2001).


Tüm bu bilgilerin ışığında denilebilir ki, uyumlu bir aile içi eğitimiyle aile bireylerinin çocuğa olan tutumlarında tutarlı olmaları yanı sıra ayrıca ona anlayışla, sağduyuyla ve onun gereksinimlerini ve sınırlarını bilerek yaptıkları davranışlarla, çocuk sağlıklı ve dengeli bir kişilik geliştirebilir.


B. Kültürel Faktörler


Kişiliği etkileyen en önemli çevre faktörü aile olmasının yanı sıra, içinde yetişilen kültürün de kişilik gelişiminde etkili olduğunu bildiren araştırmalar (Özkalp ve ark., 2000; Enç, 1984; Kulaksızoğlu, 2003; Ateş, 2003; Özbatağ, 1983), her toplumun kendine özgü bir kişilik yapısı, yaşama biçimi, töre, gelenek, amaç ve tutumları olduğunu, söz konusu bu özelliklerin kişilik gelişimini büyük oranda etkilediğini savunurlar. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar, özellikle bireylerin ilgi ve ideallerinin kültürel yapı tarafından biçimlendirildiğini, kültürel yapıyla birlikte değişip gelişmekte olduğunu ve kültürel faktörlerin biyolojik faktörlerden daha büyük oranda kişilik gelişimini etkilediklerini ileri sürerler (Ayhan, 1995; Ziyalar, 1997; Ateş, 2003; Özbatağ, 1983). Sağlıksız toplumların, sağlıksız kültürel yapı geliştirdiğini iddia eden Cüceloğlu da, bu tür ortamlarda yetişen bireylerin sağlıksız kişilik özellikleri geliştireceklerini ileri sürer (Cüceloğlu, 2000).


3. Diğer Faktörler


Kişilik gelişiminde sayılan tüm bu faktörlerin dışında, sosyal grup ve kurumlar (okul, arkadaş grupları...), kitle iletişim araçları (radyo, televizyon...) ile kitle yayın organları (kitap, gazete, dergi...) da kişilik üzerinde etkili olmaktadır (Ateş, 2003; Özkalp ve ark., 2000; Uğur, 1994). Yanı sıra yapılan araştırmalar bireyin zeka düzeyinin, ekonomik ve sağlık durumunun, geçirdiği yaşantıların (Ziyalar,1997), toplumun sosyo-ekonomik şartlarının (Başaran, 1992), iç salgı bezlerinin işleyiş durumlarının, dürtü, güdü, duygu, düşünce, tutum gibi davranışların, mizaç, benlik ve karakterin ve kendini gerçekleştirme çabalarının kişilik gelişiminde etkili oldukları ileri sürülmektedir (Köknel, 1995; Cole & Morgan, 2001).


KAYNAKÇA


Adler, Alfred. (1996). İnsanı Tanıma Sanatı. (Çev. Kamuran Şipal). İstanbul: Say Yayınları.


Aksoy, Ayşe & Mağden, Duyan (1993). Denetim Odağı ile Benlik Saygısı Arasında Bir İlişkinin İncelenmesi. 9. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.134-137).


Altınköprü, Tuncel (2002). Eğitim Açısından Çocuk Psikolojisi Çocuğun Başarısı Nasıl Sağlanır. İstanbul: Hayat Yayınları.


Alıcıgüzel, İzzettin (1998). Çağdaş Okulda Eğitim ve Öğretim. İstanbul: Sistem Yayıncılık.


Aral, Neriman & Köksal, Aysel (1994). Çocukların Benlik İmajları Üzerine Bir Araştırma. 10. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.71-81).


Arı, Meziyet & Bayhan, Pınar & Artan, İsmihan (1994). Farklı Ana Baba Tutumlarını 4-11 yaş Grubu Çocuklarda Görülen Problem Durumuna Etkisinin Araştırılması. 10. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.23-38).


Arıkan, Osman (2001). Çocuğunuzun Başarısında Tuzunuz Bulunsun. İstanbul: Arıkan Yayınları.


Ateş, Metin. (20/2/2003). www.merih.net/m2/lid/wmetate


Aydın, Betül (1997). Çocuk ve Ergen Psikolojisi. Marmara Üniversitesi Vakfı Yayınları No.1:İstanbul.


Başar, Figen (1993). Okul Öncesi Dönemde Dayak ve Etkileri. 9. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s. 303-310). Öğretmenlik Mesleğine Giriş Eğitimin Temelleri. Konya: Mikro Basın Yayım Dağıtım.


Başaran, Fatma (1992). Psikososyal Gelişim. 7-11 Yaş Çocukları Üzerinde Yapılan Bir Araştırma. 2. Baskı. Ankara Üniversitesi. Ankara: Psikologlar Derneği Yayınları.


Büyükkaragöz, Savaş & Muşta, Muammer C. & Yılmaz, Hasan & Pilten, Önder (1998).


Cole, Luella & Morgan, John J.B. (2001). Çocuk ve Gençlik Psikolojisi (Çev. Belkıs Halim Vassaf). İstanbul: M.B.E.Yayınları No: 3417.


Cüceloğlu, Doğan (2000). İçimizdeki Çocuk. 26. Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi.


Demiröz, Tuğba (2001). Eğitimde Araştırma Teknikleri. 4-6 Yaş Çocuklarında Karar ve Seçim Yapmaya Aile Tutumlarının Etkisi. Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Yüksek Lisans Programı.


Enç, Mitat (1984). Ruh Sağlığı Bilgisi. 9. Basım. İstanbul: İnkılap Yayınevi


Köknel,Özcan (1995). Kaygıdan Mutluluğa Kişilik. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.


Kulaksızoğlu, Adnan (2003). Farklı Gelişen Çocuklar. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.


Navaro,Leyla (1989). Aşırı Koruyuculuğun Çocuk Üzerindeki etkileri. . 6. YA-PA Okul Öncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (s.121-126).


Özbatağ, Lütfi (1983). Psikolojide İlk Adım. İstanbul: İnkılap ve Aka Kitabevleri.


Özkalp, Enver & Arıcı, Hüsnü & Aydın, Orhan & Bayraktar, Rüveyde & Uzunöz,

Ali & Erkal, Buket (2000). Davranış Bilimlerine Giriş. (Edi. Enver Özkalp). 3. Baskı. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1027

Plotnik, Rod (1986). İntroduction to Psychology. Second Ed. New York: Random House.


Scuhultz, Duane P. & Scuhultz, Sydney Ellen (2002). Modern Psikoloji Tarihi. (Çev. Yasemin Aslay) 2. Basım. İstanbul: Kaknüs Yayınları.


Uğur, M. Müfit (1994). Medikal Psikoloji. İstanbul:Sahaflar Kitap Sarayı


Williams, Lawrence (2002). Çocuğunuzu Keşfedin. (Çev. Miyase Koyuncu). İstanbul: Hayat Yayınları.


Yavuzer, Haluk (1993). Anne Baba ve Çocuk. İstanbul: Remzi Kitabevi.


Yavuzer,Haluk (1995).Çocuk Eğitimi El Kitabı. İstanbul: Remzi Kitabevi.


Ziyalar, Adnan (1997). Adli Psikiyatri Ders Notları. İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     23 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Eş Seçimini Etkileyen Faktörler Dr.Psk.Başak DEMİRİZ
► Anne Baba Tutumlarını Etkileyen Faktörler Psk.Büşra ÇOLAK YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:27
Top