2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kıskançlık Üzerine
MAKALE #8223 © Yazan Psk.İlkten ÇETİN | Yayın Ocak 2012 | 9,088 Okuyucu
KISKANÇLIK ÜZERİNE

Kıskançlık üzerinde çok konuşulan bir duygudur. İçgüdüsel olup olmadığı, normal olup olmadığı toplumsal olup olmadığı da tartışılan bir duygudur. Bir duygunun doğal ya da içgüdüsel olması için bütün insanlarda var olması gerekir. Örneğin; irkilme, korku, sevgi içgüdüsel tepkilerdir ve her insanda vardır. Oysa kıskançlık her insanda yoktur. Buna göre kıskançlık, toplumsal kaynaklı bir duygudur. İçgüdüsel değildir; tam tersine öğrenilmiştir ve günümüzde yarışmacı bir sistemin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Normal olup olmadığı da kişiye ve ilişkiye verdiği zararın miktarına bağlıdır.
Kıskançlık, özenmek, gıpta etmek, çekememezlik, hasetlik gibi duygularla karıştırılmakta; bir başka ifadeyle, bu kavramlarla eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Toplumlarda yarışmanın kabul görmesi ve ön plana çıkması kavram karmaşasına yol açmakta, özenme duygusunu kıskançlığa çevirmektedir. Örneğin;
Küçük bir çocuk, arkadaşının elindeki oyuncağa;
"keşke benim de böyle bir oyuncağım olsa" diyerek özenir;
"keşke benim de olsa ama ben onun kadar şanslı olmadığım için böyle bir oyuncağa sahip olamayacağım" deyip gıpta eder;
"niye onda var da ben de yok?" diye düşünmeye başladığında çekememezlik ortaya çıkar;
"bu oyuncağı ben ondan daha fazla hakediyorum, bu oyuncağın bende olması lazım, onda değil" dediğinde kıskançlık boy göstermeye başlar;
"bu oyuncağa ben sahip olamıyorsam, bu oyuncağa zarar vereyim, o da sahip olamasın" düşüncesini aklından geçirmeye başladığında da hasetlik kendini gösterir. Bu durumlar yetişikinler için de geçerlidir. Arkadaşının yaşam koşullarını, ekonomik koşullarını, arabasının markasını, kılık-kıyafetini, işyerindeki konumunu takip eden, kıskanan bir sürü yetişkin vardır.
Kıskançlık kişinin sahip olduğunu yitirebileceği durumlarda ve başkalarının sahip olduğuna kendisinin de sahip olması gerektiğini düşündüğünde iki durumda yaşanır. Bazen gelip-geçici, bazen yaşamı alt-üst edici, bazen sebepsiz, bazen de tehdit altındayken, bazen de kaybetme endişesiyle ortaya çıkar. Aslında kıskançlığa neden olan kişinin olayları kendi iç dünyasına göre çarpıtarak algılaması ve yorumlamasıdır.
İlişkilerde yaşanan kıskançlıklarda sahip olduğunu yitirme kaygısıdır. Kadınlar ve erkekler ilişkilerinde kıskançlığı farklı yaşarlar ve farklı biçimde başetme yöntemleri kullanırlar. Kadınlar, daha çok duygusal yakınlaşmaları kıskanırlar ve bu duyguyu kabul ederler; ifade etmeden, alttan alarak, kendi hak ve isteklerinden vazgeçerek başetmeye çalışırlar. Erkekler ise daha çok fiziksel yakınlaşmaları kıskanırlar ve bu duyguyu inkar ederler; tehdit ederek bazen de kaba kuvvet kullanarak başetmeye çalışırlar.
Kıskançlık duygusu kişiyi haset, nefret dolu, kindar ve intikamcı yapar. Hasetlik duygusuna kapılan kişi, enerjisini yaratıcılığa çeviremez ve hasetlik duyduğu kişiyi, nesneyi, durumu ortadan kaldırmaya çalışır. Kıskançlığın ne kadarının normal olup olmadığı konusunda çok net söylemlerin olmamasına rağmen ilişkiye ve karşıdaki kişiye zarar vermeyecek kadar olması normaldir denebilir. Eğer kıskançlıok hem kişinin kendisine hem de karşısındakine fiziksel, duygusal, maddi bir takım zararler vermesine yol açıyosa hastalıklı bir hal almaya başlamış demektir. Kıskançlığın hastalıklı bir hal alması, kişinin geçmişinde yaşadığı olaylarla ve deneyimlerle de ilişkili olabilir. Durumsal olaylar karşısında yaşanan kıskançlıkların geçmesi ya da geçmesinin bir uzman tarafından desteklenmesi sonuç verirken, geçmişten gelen yaşantılara bağlı olarak yaşanan kıskançlıkların ortadan kaldırılması için uzman desteğinin yanı sıra medikal destek de gerekebilir.
Kıskançlık doğuştan gelen içgüdüsel bir duygu değil, sonradan edinilen bir duygudur. Çünkü, her canlının doğasında var olan özenme duygusunu kıskançlığa ya da daha tehlikeli durumlara çeviren toplumsal yapıdır. Temelinde yetersizlik duygusu ve özgüven eksikliği yatar. Kıskançlık duygusu yaşayan kişinin, kendisinin sevilmediğini ve önemsenmediğini düşündüğü için özgüven ve özsaygısı düşüktür. Kendisini yetersiz, değersiz gören ya da kendini yeterli, değerli ve önemli hissetmesi, başkalarının onu değerlendirmesine bağlı olan kişiler, kıskançlık duygusunu yoğun yaşayan kişilerdir. Bu kişiler psikolojik destek aldıklarında, süreç içinde özsaygısını yükseltecek çalışmalar yapılırak kişinin bu duygunun esaretinden kurtulması sağlanır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kıskançlık Üzerine" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     8 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlkten ÇETİN Fotoğraf
Psk.İlkten ÇETİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi259 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İlkten ÇETİN'in Makaleleri
► Kıskançlık Psk.Serap DUYGULU
► Kıskançlık Psk.Gülşah BEŞTAV
► Kıskançlık Psk.Filiz OLCAYTO
► Kıskançlık Psk.Canan SAYIOĞLU
► Kıskançlık Psk.Serap DUYGULU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Kıskançlık Üzerine' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendine Sevgili Misin? Şubat 2022
► Bilişsel Çarpıtmalar (Düşünce Hataları) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:28
Top