2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Fizyolojik İhtiyaçlar ve Güvenlik İhtiyaçları Kişiyi Nasıl Güdüler
MAKALE #8249 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ocak 2012 | 24,582 Okuyucu
Fizyolojik İhtiyaçlar

Hiyerarşik sırasında en alt basamağında bulunan ihtiyaçlara “Fizyolojik İhtiyaçlar” denilmektedir. Açlık, susuzluk, dinlenme, uyku, dışkılama, nefes alıp verme, fizyolojik faaliyetler, denge fizyolojik ihtiyaçlardandır. En alt basamakta bulunan bu ihtiyaçlar insan davranışlarının oluşumunda en önemli etkiye sahip güdü kaynaklarıdır. Çünkü doğrudan hayatın idame ettirilmesiyle ilgili ihtiyaçlar olup, en güçlü motivasyon kaynaklarıdır. Örneğin açlık süresi uzadıkça kişinin davranışlarına hakim olan açlık güdüsüdür. Kişi her şeyi bir tarafa bırakarak yiyecek bulmaya çalışır.


Maslow, fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili fikirlerinin, Dengelenme (Homeostasis), Organik hayatın devamını sağlayan İçgüdüsel arzular ve iştah-açlık-gıda tercihi alanlarındaki bilimsel gelişmelerden etkilendiğini belirtmektedir. Buna göre kandaki su-tuz-şeker-protein-mineraller ve oksijen miktarına, asit-baz dengesine, sıcaklık derecesine ve özel açlıklara bağlı olarak tatmin etmek zorunda olduğumuz pek çok fizyolojik ihtiyaç sıralanabilir. İnsan bir bütündür ve fizyolojisinde oluşan herhangi bir değişim, davranışlarını da etkiler. Örneğin; Guatr hastalığı yaşayanların, tiroid hormonu yükselmesine bağlı olarak huzursuzluk, ani öfke patlamaları, depresyon, sıkıntı, kötümserlik, sabırsızlık, uyku problemleri…gibi davranış değişimleri yaşadıkları bilinmektedir. Aynı şekilde şeker hastalarının, şeker yükselmesi ya da düşmesine bağlı olarak davranışları büyük oranda değişmektedir. Madde bağımlılarının da yoksunluk dönemlerinde ki davranışlarının maddeyi aldığı hale göre epey farklılaştığı bilinmektedir. Kısacası fizyolojide yaşanan her değişim, dengenin bozulmasına yol açar ve organizma bozulan dengeyi yeniden sağlayacak olan şeye yönelir. Açsa yemeğe, susuzsa içeceğe, uykuluysa yatağa. Yeme-içme ihtiyacı şeklinde başlık altında toplanan fizyolojik ihtiyaçların hemen yanında, doğrudan hayatın idamesiyle ilgili olmamakla birlikte türün devamını sağlayan cinsellik ve annelik ihtiyaçları bulunur.


Açlık ve susuzluk tatmin edilince daha üst seviyedeki ihtiyaç kendisini hissettirecek ve tatmin edilene dek bu ihtiyaç organizmaya hakim olacaktır. Bu ihtiyaç da tatmin edilirse bir üstteki ihtiyaç güdü kaynağı olmaya başlayacak ve bu şekilde insanın temel ihtiyaçları hiyerarşik bir sıra takip ederek davranışları yönlendirecektir.


Özellikle modern toplumlarda fizyolojik ihtiyaçların tatmini genellikle düzenli olarak anne baba ve sosyal kurumlar (emeklilik, sigorta, iş…) tarafından sağlandığından, kişiyi motive eden ihtiyaçlarda daha yüksek seviyede, Maslow’un deyimiyle daha sosyal ihtiyaçlar olmaktadır. Ama fizyolojik ihtiyaçların tatmini şu veya bu sebeplerle karşılanmamaya başlarsa, fizyolojik ihtiyaçlar yeniden organizmaya hakim olmaya başlar.


Güvenlik İhtiyaçları


Fizyolojik ihtiyaçlar nispeten tatmin edilince bir üst basmaktaki Güvenlik İhtiyaçları ortaya çıkar. Kişi her tür tehlikeden uzaksa dengededir ya da kendisini esenlik içinde hissediyorsa dengededir. Barınma, giyinme, ısınma; güvenli, istikrarlı bir yaşam; dengeli yaşamak için ihtiyaç duyulan her şey; bağlanma, sırtını birine dayama, korunma, himaye edilme; korkusuz, kaygısız, karmaşadan uzak yaşama ihtiyaçları; yapılandırılmış, kestirilebilir, düzenli, sınırları belli, kurallı, kanunların olduğu ve uygulandığı vatanda yaşama ihtiyaçları; kudretli bir koruyucuya duyulan ihtiyaçlar… bu basamakta yer alır.


Fizyolojik ihtiyaçlar gibi bu ihtiyaçlarda organizmaya tamamen hakim olabilir ve tüm davranışları güdüleyebilirler; hatta bireyi yalnızca güvenlik arayan ve sadece güvenlik arayan biri haline getirebilirler. Deprem, sel…gibi doğal afetler, savaşlar, yoksulluk buna örnek olarak verilebilir. İnsanın tüm zihni bu ihtiyacı tatmine yönelebilir. Hayalleri, idealleri, değerleri, gelecek planları hep bu ihtiyacın karşılanmasıyla meşgul olabilir; hatta bazen nasılsa yeme, içme gibi fizyolojik ihtiyaçları karşılanıyor diye, fizyolojik ihtiyaçlar güvenlik ihtiyacından daha önemsiz olarak algılanabilir. Bu durumdaki kişi, yalnızca güvenlik için yaşar. Televizyonda her gün çeşitli kanallarda yer alan evlilik programlarında evlenmek için yayına katılan kişilerin ev, araba, maaş, emeklilik, sosyal güvenlik araması…bu konuya dair ihtiyaçlarla güdülenmiş olmalarındandır.

Çoğunlukla sadece bu ihtiyacını tatminle güdülenmiş kişiyi fark etmek çok mümkün olmaz; çünkü toplumsal kurallar bu ihtiyaç içinde hareket ettiğini belli etmeyi ayıp karşılar. Bebek ve çocuklar ise rahatlıkla ve tüm çıplaklığıyla bu ihtiyaçla güdülendiklerini ortaya koyarlar. Güvenlik ihtiyacı tehdit edildiği an da tüm bedenleriyle tepki verirler. Örneğin düştüklerinde canı yanmanın ötesinde yanında annesini istediği için hemen ağlamaya başlarlar ya da hastalandıklarında, bir yerleri aradığında kucağa alınmak, yalnız kalmamak isterler. Korunma, güvende hissetme, desteklenme ihtiyaçları neredeyse tüm davranışlarına hakimdir. Çocuklar tüm bunların dışında günlük yaşam ritimlerindeki ya da çevresindeki insanların yüz ifadelerindeki değişimlerle hatta bu şaka bile olsa kaygıya kapılır, kendilerini güvensiz hissederler. Tutarsızlığa, kararsızlığa, değişkenliğe, kestirilemez olan tüm durumlara toleransları oldukça düşüktür. Sınırları çizilmiş bir ortamı, düzenli, yapılandırılmış bir çevreyi, sınırsız özgürlüğe tercih ederler. Bundan dolayı anne baba arasında yaşanan tartışmalar, kavgalar, ayrılıklar, boşanma, ölüm…güven duygusunun sarsılmasına sebep olur. Ya da maruz kaldıkları fiziksel şiddet, dayak, öfke patlamaları, kendisine yapıştırılan etiketler (şişko, sıska, tembel, koca kafa, sırık…), sert konuşmalar, kaba hareketlerle yapılan yardım davranışları (saçını yolarak tarama, giydirip soyarken kaba davranma canını yakma, yıkarken canını yakma, sert şekilde yatağına yatırma, hırpalama….) çocukta tam bir panik oluşturur. Bu paniğin zemininde terk edilme, ayrılık, ebeveyn sevgisini yitirme, güvenlik ve korunmayı kaybetme endişeleri yatar.


Maslow’a göre, çocuklar ve yetişkinler genellikle emin, düzenli, tahmin edilebilir, kanunların olduğu, yapılandırılmış, kurallı, ilkeli bir dünyada yaşamayı tercih ederler; çünkü böyle bir dünyada her şey önceden hesaplanabilir ve bu dünyada beklenmeyen kötü sürprizlerin ortaya çıkma olasılığı düşüktür. Altından kalkılmayacak, karmaşık tehlikeler ortaya çıkmaz, çıksa bile kendisini koruyacak ebeveynleri, koruyucuları ve toplumsal kurumları (polis, jandarma, güvenlik, sigorta, mahkeme…) vardır.


Modern toplumlarda sağlıklı bireyler önemli ölçüde bu ihtiyaçlarını tatmin etmişlerdir. Barışçı, düzenli, kararlı, tutarlı ve iyi bir toplumda bireyler kendilerini güven içinde hissederler. Karnı doymuş kişi kendisini nasıl aç hissetmezse, emniyeti sağlanmış kişide kendisini tehlikede hissetmez.


Maslow’a göre güvenlik ihtiyaçlarını açık şekilde görebilmek için nörotik bireylere, ekonomik ve sosyal bakımdan yoksullara, haksızlığa uğrayanlara veya karışıklığın, iç savaşların, ihtilallerin yaşandığı, otorite ve kanunların kaybolduğu toplumlarda yaşayan bireylere bakmak gerekir. Hatırlarsanız kısa süre önce ölen Kuzey Kore lideri Kim Jong-İl'in hayatını kaybettiğini devlet televizyonu spikeri gözyaşlarına boğularak açıklamıştı. Ölümü sonrası tren istasyonlarında, sokakta, iş yerlerinde, okullarda ve devlet dairelerinde insanlar topluca haftalarca ağladı; çünkü daha önceki diktatör ölünce üzüntüsünü belli etmeyenler ölümle cezalandırılmıştı.


Güvenlik ihtiyacının en açık biçimde izlenebileceği kişiler Obsesif Kompülsif (Takıntı- Zorlantı) Bozukluğu yaşayan kişilerdir; çünkü Obsesif Kompülsif kişi, baş edilmeyen, beklenmedik tehlikelerin ortaya çıkmaması için dünyayı düzene ve dengeye sokmaya çabalar. Ortaya çıkması muhtemel her şeye karşılıklı tedbirli olmak, tüm önlemleri almak, beklenmedik şeylerle karşılaşmamak için her çeşit ritüel, kural, formül ve bunlara bağlı vazgeçilmez şekilde tekrar edilen ayrıntılı düşünce ve davranış kalıplarıyla yaşar, tanıdık olmayan her şeyden uzak dururlar. Başrollerini Jack Nicholson’ın oynadığı , sinemalarda “Benden Bu kadar” As Good As filminde Obsesif Kompülsif bir kişiyi sahnelemiştir. Bu filmde her gün gittiği restoranın garsonunun değişmesinin bile Obsesif Kompülsif kişi nasıl dehşet verici bir tehlike sinyali olarak algılandığı çok güzel şekilde işlenmiştir.


İnsanların çeşitli hak ve güvenceleri olan işlerde çalışmak istemesi de güvenlik ihtiyacındandır, gençlerin yeteneklerine uygun sevebileceği meslekler seçmek yerine, bol para kazanabileceği meslekleri tercih etmesi de. insanlar güvenlik için para biriktirir, geleceklerini güvenli yaşamak için sigortalarını öder, ekstra sağlık ve özel sigortalara yönelir. Bilinmeze karşı bilinenin tercih edilmesi de bundandır. “En kötü tercih bile tercihsizlikten iyidir” de buna dayanmaktadır; çünkü bilinmezlik insanı var olan acıdan daha fazla acıtır. Tanıdık acı, muhtemel acıdan belki mutluluktan bile daha az kaygı vericidir. Bilinenin tercih edilmesi, güvenlik ve istikrar arayışının ifadesidir.


Bilimsel çalışmalar da sadece bilme ve anlama ihtiyacından kaynaklanmaz, aynı zamanda güvenlik ihtiyacıyla güdülenirler. Edison’un ampulü icat etme öyküsünde olduğu gibi. Bunların dışında güvenlik ihtiyacı organizmayı harekete geçirici hakim güdü olarak, yalnız ani tehlike durumlarında görülür. Savaş, hastalık, toplumsal çözülme, kargaşa, terör, ihtilal, suçluların halkın arasında olması… gibi. Düzenin bozulduğu, kanunların işlemediği tüm durumlarda güvenlik, tatmin edilmesi gereken en temel ihtiyaç haline alır. Van depreminde giden yardımların sıra ile dağıtılma çabasına karşı ihtiyaç sahipleri tarafından yağmalanarak alınması da alamazsak tehlikesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca savaş, ihtilal…gibi durumlarda kalan toplumların diktatörlük ve askeri idareyi rahatlıkla kabul etmesinin altında yatan sebep de budur. Savunma sporlarının ortaya çıkışı da güvenlik ihtiyacıyladır. Kısacası kişiye tehdit hissettiren her durum güvenlik ihtiyacıyla güdülenmesine sebep olur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Fizyolojik İhtiyaçlar ve Güvenlik İhtiyaçları Kişiyi Nasıl Güdüler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Öfkenin Fizyolojik Zararları Psk.Zeynep ÖZGÜVEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Fizyolojik İhtiyaçlar ve Güvenlik İhtiyaçları Kişiyi Nasıl Güdüler' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:44
Top