2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlerde Yeme Bozukluğunu Tetikleyici Etmenlere Bir Bakış
MAKALE #8320 © Yazan Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ | Yayın Şubat 2012 | 4,140 Okuyucu
Günümüzün hızla artan ve ergen sağlığını tehdit eden problemlerinden biri olan yeme bozuklukları; birçok faktörün tetikleyici rol oynaması ile ortaya çıkmaktadır. Özellikle zayıf olmanın güzel unsuru olarak medya ve magazin programlarında sıkça provake edilmesi, yanlış diyet uygulamaları nedeniyle yaşanan başarısız zayıflama öyküleri ve bunlara eşlik eden psikolojik problemler yeme bozukluğu oluşum riskini arttırmaya devam etmektedir.Yanlış diyet uygulamalarının yeme bozukluğu oluşturmak gibi bir sonucu olabilir mi?

Geçen bir yıl süresince 4-5 kez diyet yapma eğiliminde bulunan ve her seferinde hüsran yaşayan bireyler kronik diyetçiler olarak tanımlanabilmektedir. Kronik diyetçiler, sürekli diyette olduklarını ifade ederler ve genellikle toplum içerisinde yemek yemekten kaçınırlar. Tüm dünya ülkelerinde epidemiyoljik olarak şişmanlığın artışı, beraberinde çözüm bulma yarışını getirmiştir. Şişmanlığın ilk tedavi seçeneği olan diyet tedavisinin, birçok çalışmada yetersiz kaldığına dair iddialar mevcuttur. Son yıllarda uzunlamasına yapılan çalışmalar, şişmanlık riskinin artması ile yanlış diyet uygulamalarının güçlü ilişkilerini desteklemektedir. Aşırı yemek yemenin kontrol edilememesi riskinin önlenmesinde, bilişsel kontrolün kullanımı büyük önem taşımaktadır. Kontrolün kaybedilmesi durumu, tıkınırcasına ve aşırı yeme durumlarının artışıyla kişinin psikolojik durumunu zedeleyebilmektedir. Diyet yapan bireylerin metabolik verimliliğinde artış söz konusudur. Bunun anlamı şudur ki; metabolizma daha az enerjiyle çalışma konusunda adaptasyon geliştirir. Bunun sonucunda, belirli bir zaman diliminde kısıtlanmış enerji alımı metabolizmayı değiştirmekle birlikte, ağırlığın korunması daha az enerji ile gerçekleşebilmektedir. Yeme davranış bozukluğu olan bireylerde yapılan çalışmalar; diyet yapma ve yeme bozukluğu arasında açık ilişkiler olduğunu desteklemektedir. Klinik örneklemi kapsayan birçok çalışmada yeme davranış bozukluğu başlamadan önce, yeme bozukluğu olan bireylerin diyet yapmaya başlamış oldukları rapor edilmektedir. Ayrıca bu ilişki toplumsal düzeyde yapılan çalışmalarda da saptanmıştır. Özellikle bireylerin, kendi kendilerine yaptıkları yanlış diyetlerin, yeme davranış bozukluğunu artırdığı ve yeme davranış bozukluğu oluşumuna etki edecek psikolojik eşiğe olan mesafeyi azalttığı belirtilmektedir. Bu veriler, bireysel olarak diyetisyene danışılmadan yapılan diyetlerin ciddi yeme patolojisini arttırdığına işaret etmektedir. Kadınlarda yapılan deneysel çalışmalarda ise; düşük kalorili diyet yapanların, kontrol grubuna kıyasla yeme bozukluğu semptomlarını daha çok gösterdiği saptanmıştır.

Ağırlıkla İlişkili Kaygı ve Takıntılar


Ağırlıkla ilişkili kaygının şimanlıkla olan ilişkisi; depresyon ve anksiyete gibi negatif psikolojik durumların, sağlıksız diyet yapma davranışlarının ve beden memnuniyetsizliğinin bireyleri tıkınırcasına yeme davranışına sürüklediği ve bunun sonucunda da şişmanlık riskinin arttığı şeklinde açıklanmaktadır. Ağırlıkla ilişkili kaygının, özellikle genç yetişkinlerde bireysel diyet yapma eylemini tetiklediği ve yanlış diyet uygulamaları nedeniyle bu bireylerdeki tıkınırcasına yeme davranışı riskinin arttığı bildirilmektedir. Tıkınırcasına yeme davranışı; ağırlık kazanımı ve şişmanlık riskini arttırmaktadır. Ağırlıkla ilişkili takıntı tıkınırcasına yeme ve diğer bozulmuş yeme davranışları (arınma ve kısıtlama gibi) ile ilişkilidir. Yetişkinler arasında yapılan çalışmalara göre, ağırlıkla ilişkili takıntılar, yeme bozukluğu oluşum riskini arttırmaktadır. Sonuçlar; ağırlıkla ilişkili takıntının arına davranışlarını içeren (kendini kusturma gibi) bulimik davranış eğilimini arttırmaktadır. Özellikle, sağlıksız diyet davranışlarının (aç kalma, öğün atlama, aşırı sigara içimi gibi) ağırlık kontrolü amacıyla kullanılması ile ağırlıkla ilişkili takıntılar yakından ilişkilidir.

Yanlış Diyet Uygulamaları ve Yeme Bozukluğu

Yeme davranış bozukluğu olan bireylerde yapılan çalışmalar; diyet yapma ve yeme bozukluğu arasında açık ilişkiler olduğunu desteklemektedir. Klinik örneklemi kapsayan birçok çalışmada yeme davranış bozukluğu başlamadan önce, yeme bozukluğu olan bireylerin diyet yapmaya başlamış oldukları rapor edilmektedir. Ayrıca bu ilişki toplumsal düzeyde yapılan çalışmalarda da saptanmıştır. Özellikle bireylerin, kendi kendilerine yaptıkları diyetlerin, yeme davranış bozukluğunu arttırdığı ve yeme davranış bozukluğu oluşumuna etki edecek psikolojik eşiğe olan mesafeyi azalttığı belirtilmektedir. Bu veriler, bireysel olarak diyetisyene danışılmadan yapılan diyetlerin ciddi yeme patolojisini arttırdığına işaret etmektedir. Kadınlarda yapılan deneysel çalışmalarda ise; düşük kalorili diyet yapanların (800 kalori), kontrol grubuna kıyasla yeme bozukluğu belirtilerini daha çok gösterdiği saptanmıştır. Kültürümüzde medyanın her konuda fikri olma doğası nedeniyle, ince bedenin güzellik için olmazsa olmazlığının acımasızca provake edilmesi, yeme davranış bozuklukları için potansiyel oluşturur. Kültürel olarak mükemmelliyetçilik; tarih boyunca kadınlarda incelik, erkeklerde ise yağsız ve kaslı olmanın ideal görüntü olarak benimsenmesi şeklinde ilerlemiştir. Yapılan bir çalışmada, 16 ay boyunca magazin dergileri ve gazeteleri okumayan kadınlarda, yeme davranış bozukluğu belirtilerinin azaldığı bildirilmiştir. Mükemmel incelik algısı ile yeme davranış bozukluğu belirtileri arasındaki ilişkiler son derece güçlüdür. İnceliğin ideal olduğu düşüncesi, beden memnuniyetsizliği ve yeme davranış bozuklukları için belirleyicidir.
Buradan anlaşılması gereken şudur ki; gazetelerden, dergilerden, televizyon programlarından ya da bir mankenin veya sanatçının yaptığı diyetten verim almayı beklemek son derece yanlış bir düşüncedir. Diyet kişiye özel bir uygulamadır. Diyetisyenler, kişinin bireysel, fizyolojik, biyokimyasal, sosyal, psikolojik ve kültürel özellikleri bir süzgeçten geçirerek bireysel beslenme modeli oluştururlar.

Beden Memnuniyetsizliği ve Yeme Bozukluğu

Beden memnuniyetsizliği; yeme bozuklularının oluşumunda en güçlü ve tutarlı risk faktörlerinden biridir. Beden memnuniyetsizliğinin, yeme bozukluğu oluşturma riski üç farklı mekanizmayla açıklanmaktadır. İlk mekanizmaya göre; beden memnuniyetsizliğinin, kusursuz inceliğe ulaşmak için diyet yapma deneyimlerini arttırdığı ve başarısız deneyimler sonucunda yeme bozukluğu riskinin artması şeklindedir. İkinci mekanizma; beden memnuniyetsizliğinin negatif psikolojik sorunlara (depresyon ve anksiyete) neden olduğu, bunun sonucunda tıkınırcasına yeme ve arınma davranışları (kendini kusturma gibi) gibi radikal çözümlerin tetiklendiği düşünülmektedir. Son mekanizmada ise; beden memnuniyetsizliğinin yeme bozukluğu gelişimini direkt olarak arttırdığı şeklindedir. Ayrıca, birçok çalışmanın sonucu olarak beden memnuniyetsizliğinin, yeme patolojisi ve bulimik davranışlar için belrileyici olduğunu desteklemektedir.

Yeme bozukluğu tedavisi nasıl olmalıdır?

Yeme bozuklukları tedavisi bilgi, emek, sabır ve tecrübe isteyen bir süreçtir. Bu süreçte hekim, psikolog, hemşire, diyetisyen gibi farklı disiplinlerden oluşan ekipler görev alır. Uygulanacak beslenme programları her hasta için diyetisyen tarafından özel olarak planlanır. Beslenme programı tamamen hastanın tüm özellikleri gözönüne alınarak düzenlenir ve hastaya yeni doğan bir bebeğe gösterilen özenle yaklaşılır. Psikolojik tedavide hastayı yeme bozukluğuna iten etmenlerin belirlenmesi ve bu etmenlerin çözüme ulaştırılması tedavinin başarısı açısından son derece önemlidir.
Sonuç olarak; yeme bozukluklarının oluşmasında birçok etmenin rol oynadığı bir gerçektir. Yanlış diyet uygulamaları ve hatalı beslenme alışkanlıkları, yeme bozukluğunun tetiklenmesinde önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle; küçük yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının çocuklara öğretilmesi ve sürekliliğinin sağlanması, yeme bozukluğu oluşum riskini azaltacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenlerde Yeme Bozukluğunu Tetikleyici Etmenlere Bir Bakış" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ'ın Makaleleri
► Ergenlerde Beslenme Dyt.Nilay KEÇECİ
► Ergenlerde Beslenme Dyt.Müge BAŞER BOZOK
► Çocuk ve Ergenlerde Sağlıklı Beslenme Dyt.E. Damla ÇIRACIOĞLU
► Sorularla Tip 1 Diyabete Bakış Dyt.İdil İMAMOĞLU
► Vitaminlere Genel Bir Bakış Dyt.Turgay KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Ergenlerde Yeme Bozukluğunu Tetikleyici Etmenlere Bir Bakış' başlığıyla benzeşen toplam 97 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Besinlerden Gelen Sağlık Ağustos 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:44
Top