2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikolojik Açıdan Bağımlılık-Bağımsızlık Davranışı
MAKALE #8392 © Yazan Psk.İlkten ÇETİN | Yayın Şubat 2012 | 13,249 Okuyucu
PSİKOLOJİK AÇIDAN BAĞIMLILIK- BAĞIMSIZLIK DAVRANIŞI

Bağımlılık davranışının gelişimi, fiziksel olarak gebe kalmayla başlar ve bireyin yaşam döngüsü süresince de devam eder. Bağımlılık davranışı, bir bireyin diğer bireylere yada nesnelere karşı geliştirdiği aşırı güvenme davranışıdır. Bağımlılık davranışının beş bileşeni vardır;

1) Fiziksel temas
2) İlgi ve bakım,
3) Yakınlık,
4) Fiziksel yardım
5) Onaylama ve övgü

Bağımlı davranış uyumlu ya da uyumsuz olarak tanımlanabilir. Yeni doğan bir bebek tamamen annesine ya da bakım veren kişilere bağımlıdır. Bu durumda bağımlılık davranışı uyumludur. Çünkü bebeğin hayatta kalması için bu davranış gereklidir. 3’lü yaşlarda sendeleyerek yürümeye, kendi bakımıyla ilgili bazı yapabilirlikleri olmaya başlar. Eğer üç yaşında yeni kardeşi olmuş çocuk, eski bebeklik davranışlarına geri döner, kendini beslemeyi reddeder yada biberonla beslenmekte ısrar ederse uyumsuz bağımlılık davranışını göstermiş olur.

Uyumlu bağımlı davranışın anlaşılabilmesi için verilebilecek diğer örnek genç bir kişinin motor kazsıyla yaralanarak felç olmasıdır. Felç olan genç iyileşebilmesi için erken dönemde fiziksel ve emosyonel olarak tamamen diğer bireylere bağımlıdır. Ancak bu gibi durumlarda birey iyileşmeye başladıktan sonra da diğerlerine bağımlı davranışını sürdürmeye devam ederse, söz konusu davranış bireyin yaşı, fiziksel ve emosyonel durumu ve diğer koşullar göz önüne alındığında davranış uyumsuz olamaya başlar.

Uyumsuz bağımlılık davranışı genellikle psikiyatrik bozukluğu olan bireylerde görülür. Bireyler stres durumlarıyla baş edemediklerinde ve bağımlılık gereksinimlerini karşılamak için alkol, kimyasal madde vb. kullanırlar.

Yaşam tarzları manüplatif davranışlardan oluşan bireyler, sürekli kendi gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik davranışlarda bulunurlar ve diğerlerinin gereksinimlerinin yerine kendi gereksinimlerini karşılamak için genellikle uyumsuzluk olarak tanımlanan bağımlı davranış gösterirler. Bağımsız davranış, bağımlılık davranışından sonra gelişir. Fakat bireyin yaşamı boyunca devam eder. Bağımsız birey

1) Girişimci ve atılgandır
2) Engelleri aşar
3) Israrlı ve inatçıdır,
4) Bir şeyler yapmak ister
5) Birileri tarafından bir şeyler yapılmasını ister.

İnsan bebekleri yaşama bağımlı organizma olarak başlarlar. Bu bağımlılık biraz azalarak genç yetişkinliğe kadar devam eder. Yaşlılıkta bireylerin tekrar bağımlılıkları tekrar artmaya başlar. Yaşam döngüsü boyunca, insanlar çeşitli dengelerde, bağımlılık, bağımsızlık ve karşılıklı bağımlılık döngülerini yaşarlar. Sağlıklı birey her duruma uygun şekilde uyum sağlar.

Uyumlu Bağımlılık

Uyumlu bağımlılık bireye, dışsal ve içsel çevre koşullarında bağımlı davranmaya izin veren davranış olarak tanımlanmaktadır. Freud, oral dönemde yaşamın ilk iki yılı sırasında oluşan – bağımlılık gelişim kavramıyla ilgilenmiştir. Emme davranışı, bebeklerde en büyük haz kaynağını oluşturmaktadır. Ağız bölgesinde algılanan duyuların başlıcaları, açlık, susuzluk, anne memesi ya da onun yerine geçen nesnelerin oluşturduğu ve hoşlanma duygusu yaratan dokunma uyarımları, yutma ve doymaya ilişkin duyulardır. Bu dönemde bebek anneye hem emosyonel hem fiziksel gelişimi için bağlı olduğunu ve bu bağımlılık gereksinimlerinin bakım veren tarafından karşılandığını öğrenir. Hayatta kalma, sadece minimal gereksinimlerin doyurulması ile sağlanabilir. Oral ihtiyaçların yeterince karşılanmaması ya da aşırı oranlarda doyurulması normaldışı kişilik özelliklerinin yerleşmesine neden olabilir. Bunlar ararsında, abartılı iyimserlik, özseverlik, arada bir yaşanan yoğun karamsarlık ve diğer insanlardan çok şey bekleme eğilimi sayılabilir. Oral karakterli kişiler aşırı bağımlıdır ve diğer insanların kendileriyle ilgilenmelerini ve bakımlarını üstlenmelerini isterler. Ararda bir diğer insanlara bir şeyler verseler de aslında bunlar karşılığını alabilme beklentisiyle yapılan davranışlardır. Bu tür insanların kendilerine olan saygıları diğer insanların yargılarına bağlıdır. Haset ve kıskançlık duyguları da oral karakterli kişilerde oldukça sık yaşanır. Oral dönemin başarılı bir biçimde tamamlandığı durumlarda, kişilik özellikleri, aşırı bağımlılık ya da kıskanma duyguları olmaksızın, diğer insanlara verebilme ve onlardan alabilme özelliklerini içerir. Böyle kişiler, kendilerine olduğu gibi diğer insanlara da güvenir ve onlardan destek alabilirler.

Erikson aynı dönemi “güven yada güvensizlik” dönemi olarak adlandırır. Bebek, kendine ve çevreye güvenmeyi “isteme” ile ailesinden bakım verme davranışları, besleme, sokulma/ yaslanma, sevilme gibi şeklinde öğrenir. Eğer ebeveyn gerekli bakımı vermeye devam ederse, bebek güveni öğrenir.
Sullivan bu dönemi önemli olmayı diğerlerinden öğrenme olarak adlandırır. Eğer bağımlılık gereksinimleri bebeklikte karşılanırsa bireyin kendisine ve başkalarına güvenmeyi öğreneceğinden bahsetmiştir. Anne ile kurulan kişilerarası ilişkiler sonunda, bebeğin bağımlılık gereksinimleri karşılanır ve sonunda uyumlu bağımlılık oluşur. Uyumlu bağımlılık gereksinimleri hem bebek hem ebeveynler tarafından karşılanır.

Uyumlu Bağımsızlık

Uyumlu bağımsızlık, uyumsuzluk bağımlılıktan daha sonra öğrenilen bir adımdır. Yürümeye yeni başlamanın başarılması uyumlu bağımsızlıktır. Uyumlu bağımsızlık gelişirken bağımlılık gereksinimleri de aynı zamanda yeterli oranda karşılanmaya devam etmelidir. Birey öğrendiği uyumlu bağımsızlığı tüm yaşam döngüsü boyunca kullanabilir.
Freud’ a göre anal dönemde (18 ay-3 yaş) yürümeye başlanması bağımsız bir davranıştır. Bu dönemde çocuk her ne isterse yardımsız taşıyabilir.
Ebeveynler yeni yürüyen çocuğun üzerine düşmeye başlarlar. Tuvalet denemeleri başlatılır ve çocuk kendisinin ve diğerlerinin davranışları üzerinde kontrol sahibi olan ciddi davranışların farkında olur. Örneğin yeni yürüyen çocuk tuvalete gittiğinde, ebeveynler memnuniyet duyarlar, çocuk bezini ıslattığında ebeveynler bunu onaylamaz.
Ebeveynler bağımlılığı azaltan pekiştirici davranışları da bu dönemde başlatırlar. Aile, çocuk kendini besleme yada tek başına yürüme girişiminde olduğunda gülümser ve bu duruma sevinir. Bu şekilde çocuğun başarım gereksinimi de pekişir. Sonuç olarak artan bağımsız davranış ödüllendirilir ve yeni yürümeye başlayan çocuk uyumlu bağımsızlığı öğrenir. Erikson bu dönemi “otonomiye karşı utanç ve kuşkuculuk” olarak adlandırır. Eğer çocuk bu dönemi başarılı bir şekilde atlatabilirse, uyumlu bağımsızlığın gelişimi başlar.

Anal dönemin anne ve çocuk arasında uyumlu ilişkilerle sürdürülebildiği durumlarda ise, özerk bir insan olarak özgürce seçim yapabilme, bağımsızlığını sürdürebilme, suçluluk duymaksızın girişimde bulunabilme, olaylar karşısında kararsızlığa kapılmadan eyleme geçme ve bu eylemlerin sonuçlarını olduğu gibi kabullenebilme, dik kafalı olmadan ya da aşırı ödünler vermeden diğer insanlarla işbirliği yapabilme yetenekleri kazanılır.
Bir sonraki dönem sırasında (3-6 yaşlar) girişimciliğe karşı suçluluk, bağımsızlık davranışı daha da gelişir. Aynı zamanda çocuklar iletişim yeteneklerini arttırırlar. Çocuk bağımsızlığı, ebeveynlerinden bağımsız yaşar. Kendisi giyinebilir, yıkanabilir ve oyuncaklarını toplayabilir.

Bağımsız davranışın gelişimindeki en önemli dönem çalışkanlığa karşı aşağılık dönemini içeren 6- 12 yaşlardır. Bu dönemde çocuk her şeyi kendi yapmak ister, ön ayak olmak ve engellerin üstesinden gelmek için dikkatlice çalışır. Tüm bunlar bağımsızlığın temelidir ve bağımsızlık davranışını geliştirmede önemlidir. Bu dönem de aileden gelen övgü mükemmel olumlu pekiştirmedir. Övülmek ve diğerlerini yanında hissetmek bu dönemdeki gereksinimdir. Olumlu pekiştirmeyi içeren gereksinimler hem fiziksel hem emosyonel aktivitelerle verilir, bunlarda uyumlu bağımsız davranışını yansıtırlar.
Erikson bu dönemlerde bağımsızlık davranışı ile ilgilenmiştir. Yaşamın son dönemi bütünlüğe karşı umutsuzluk, 65’li yaşlarda başlayan dönem uyumlu bağımsızlığın sürdürülmesinde önemli bir dönemdir. Yaşlanan birey genellikle fiziksel bağımlılık düzeyinin artması ile yüz yüze kalır. Aynı zamanda yaşlı bireyin emosyonel bağımsızlık durumu kaybettiği değerli kişiler nedeniyle tehdit edilir. Yaşlanan bireye bu kayıplarla baş etme girişiminde bulunur. Yaşlı bireylere bu zor dönemlerinde yapılacak olumlu pekiştirme samimi methetme gibi ödüllerle hem uyumlu bağımlı hem de uyumlu bağımsız davranışlarını destekleyebilir.

Gelişimi destekleyen, bakan büyüten aile tarafından çocuğa cesaret verme, çocukta bağımsızlık davranışını geliştirir. Ebeveyn, bu iskeleti oluşturmayı çocuğun araştırmasına izin verme ve cesaret verme ile yapabilir. Çocuk otonomi duygusunu geliştirirken gereksinim duyabileceği emin bir bağımlılık figürüne, modeline ihtiyaç duyar. Bağımsızlık davranışının gelişimi çocukluk ve adölesan dönemine uzanır. Fakat bireyin gelişimi tüm yaşam döngüsü içinde tamamlanmaktadır.

Karşılıklı Bağımlılık


Karşılıklı bağımlılık erken yaşam döngüsünde başlayan bağımlı bağımsız davranışlara bağlıdır. Fakat tam karşılıklı bağımlılık davranışı gelişimi genç yetişkinliğe kadar tamamlanamaz. Karşılıklı bağımlı davranış, basit uyaran- yanıt davranışından daha yüksek düzeyde bir davranıştır. Çünkü karşılıklı bağımlı davranış, bireyin problem çözme yeteneklerini iyi bir düzeyde kullanmasını gerektirir. İlkokul yılları sırasında karşılıklı bağımlılık davranışı öğrenilir. Çocuk hem birlikte çalışmayı hem de yarışmayı öğrenir. Okul yaşlarındaki çocuklar diğer çocuklarla birlikte çalışmayı ve oynamayı öğrenirler. Hedeflere ulaşmak için birlikte çalışırlar ve bunu tespit ederler. Aynı zamanda kendi gruplarından olmayan biriyle karşılıklı yarışırlar bu yaşlardaki çocuklar çeteler ve klüpler kurarlar. İçsel kontrol güçlü, dışsal kontrol azalmıştır.

Karşılıklı bağımlılık davranışının gelişmesi bunu izleyen iki dönemde de devam eder. Preadölesan ve adölesan sırasında 9 ve 12 yaşlarda ilişki tarzları öğrenilir. Adölesan sonu ve genç yetişkinlikte benlik sistemi stabilize edilir ve bireyin derin kişiler arası ilişkiler oluşturma kapasitesi gelişir.

Adölesan “Ben kimim?” sorusuna yanıt bulmaya çalışır. Aileden fizyolojik bağımsız olma gereksinimi vardır ve adölesan bu bağımsızlığını ailesinin norm ve değerlerini ret ederek dışa vurur. Aynı zamanda adölesan tam olarak akranlarına bağlıdır. Aile, ebeveyn, sevgisi rahatlatıcı şekilde devam ettiği sürece olabildiğince gence bağımsız hüküm ve karar almada izin verilmelidir.

18-40 yaşlar sırasında uyumlu baş etme davranışı bağımlıdan bağımsız pozisyona geçişi içermektedir. Karşılıklı bağımlılık ön plandadır. Bireyler diğerleri ile gerçekçi güven geliştirme ve kendi kimliğinde güvende olma gereksinimindedir. Bu başarıldığında, birey kendini açmayı başarabilir ve diğer insanlarla samimi ilişki geliştirebilir. Bu da bireye bağlı gereksinimleri yapmaya yerine getirmeye izin verir.

İyi uyumlu birey güvenilirdir ve uyumlu karşılıklı bağımlılık davranışı geliştirebilir. İyi uyumlu birey gereksinimi doğrultusunda gelişim ve sevgiyi hem veren hem isteyen figüre sahip olurlar Uyumlu baş etme davranışı sahip olunan figürle bireyin deneyim tiplerine bağlıdır.

Uyumsuz Bağımlılık


Uyumsuz bağımlılık uygunsuz ve gerçekçi olmayan bir baş etme yöntemidir. Davranış, bireyin sağlığıyla ilgili olarak olumsuz sonuçlar getirebilir. Uyumsuz bağımlılık, bebeğin bağımlılık gereksinimleri bir yapıda karşılanmadığında oluşur, bu da bebeğin bir dönemden diğerine gerilemesi anlamına gelmektedir. Bir dönemde çocuğa yapılan destek gereğinden az yada fazla olduğunda, çocuk bağımsız davranışı geliştiremez.
Çocuğun girişkenliğine ilişkin engellemeler yapıldığında ve olumsuz pekiştirmeler olduğunda bağımsız davranışın gelişimi yerine duruma uygun olmayan bağımlılık gelişir.

Uyumsuz Bağımsızlık


Uyumsuz bağımsızlık, ebeynlerin çocuktan içinde bulunduğu döneme uygun düşmeyen, yüksek beklenti durumlarına yanıt vermesini istemeleri ile oluşur. Uyumsuz bağımsız davranış aynı zamanda bireyin sağlık düzeyini sürdürebilmesi ile çatışma durumudur. Bu türlü bir baş etme, uyumlu bağımlı davranış sağlanabilmesi için çocuğun olumsuz pekiştirme almasıyla öğrenilir.

Uyumsuz bağımsız davranışı baş etme yöntemi olarak geliştiren bir kişinin dışsal kontrolü kabul etmesi zorlaşır. Dışsal kontrol gerekli olduğunda birey içsel ve dışsal gereksinimler arasında çatışma yaşar.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikolojik Açıdan Bağımlılık-Bağımsızlık Davranışı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlkten ÇETİN Fotoğraf
Psk.İlkten ÇETİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi259 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İlkten ÇETİN'in Makaleleri
► Psikolojik Açıdan Aldatma Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Psikolojik Açıdan Bağımlılık-Bağımsızlık Davranışı' başlığıyla benzeşen toplam 24 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendine Sevgili Misin? Şubat 2022
► Bilişsel Çarpıtmalar (Düşünce Hataları) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:19
Top