2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Huzurlu İnsan Ne Demek? Kendi Kaderimize Yön Vermede Hiç mi Bizim Payımız Yok?
MAKALE #854 © Yazan Dr.İbrahim BİLGEN | Yayın Mart 2008 | 11,103 Okuyucu
Bugünkü yazımı, okuduğum ilginç bir araştırmadan sonra yazmaya karar verdim. Araştırmayı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Çalışmanın amacı, maddi olarak orta düzeyde yer alan babaların, küçük çocuklarıyla ne kadar nitelikli zaman geçirdiklerini bulmakmış. Her gün babayla çocuk arasında ne kadar iletişim olduğunu izlemek için çalışmaya katılanların yakalarına birer mikrofon takılmış. Bulunan sonuç , bir babanın günde çocuğuyla ne kadar nitelikli zaman geçirdiğiymiş biliyor musunuz? Ben çok şaşırdım doğrusu. Yirmi yedi saniye... Evet doğru okudunuz sadece yirmi yedi saniye. Bu düzeydeki kişiler belki ilerde çok para kazanabilmekteler. Bu babalar yarın bir gün çok para ya da çok mevki sahibi olabilmekteler. Her gün kaybolan seksen altı bin üç yüz yetmiş üç saniye ne olacak. Şöyle diyebilirsiniz, para olmazsa da onların tahsili, geleceği ne olacak. Çok haklısınız, ve eğer bunu dengeli olarak yapıyorsanız sizlere diyecek hiçbir şeyim yok. Sözüm; iç görüsüzce, çalışmaktan başka kendisini bu dünyada var edemeyenlere karşı. Bu kişiler iyi bir babalığın çocuğun her dediğini almaktan geçtiğine inanırlar. Bu kişilerin çocukları için yaptıkları esasında bir taraftan da kendisi için yaptıklarıdır. Bu araştırmada da çalışmaya katılan babaların pek çoğu “evin işleri bitince”, “işin baskısından kurtulunca”, “bankada parası olunca”...... sevgili çocuklarıyla zaman geçirmek için büyük planlar yapmaktadır.Kim bilir, belkide, hepimiz bu dünyada ebediyen kalacağımızı düşünüyoruz. Dengeli şekilde yarını düşünürken hayat, arada sırada kafamızı dışarı çıkarıp şimdiyi de yaşayabilmektir. Sahip olduğumuz tek şey şimdidir. Şimdide yaşamak, her ne yapıyorsak onun sonucundan değil, kendisinden zevk almak demektir. Doğduğumuz andan itibaren, sıklıkla gelecekte bir zamanda her şeyin şimdikinden çok daha iyi olacağı gibi bir fikir geliştirerek zevklerimizi ve mutluluğumuzu ertelemeyi öğreniriz. Eğer bu düşünce, en umutsuz olduğunuz anda aklınıza geliyor ise psikolojik olarak sağlıklısınız demektir.Çünkü bunun adı , adı üstünde “Umut”tur. Ama elinde olanı yaşayamadan hep fazlasını umut etmek ise size, hem şimdiyi yaşamayı, hem stressiz yaşamak diye bir kavramı, hemde doyumlu olmanın huzurunu tatmanızı engelleyecektir.

Hatırlasanıza hayatımız nasıl geçiyor. Liseye geliyoruz. “Şu okuldan kurtulup bana söylenen her şeyi yapmak zorunda kaldığım zaman her şey güzel olacak” diyoruz. Sonra “Bir ÖSS’yi kazansam” sonra” Bir mezun olup , iş bulsam” deriz. Yıllar hızla geçerken, mutluluk ve huzur bulmayı nişanlanana, evlenene, bir ev almak için girişimde bulunana, daha iyi bir işe girene, çocuk sahibi olana, çocuklar okula başlayana, evini satın alana, çocuklar okulu bitirene, kendi emekli olana.... kadar erteler... ve kendine mutlu olma iznini veremeden ölür. Bütün zamanlarını asla bir türlü gelemeyen harika bir geleceği planlayarak geçirir.

Bu tür bir öykü size uyuyor mu? Mutlu olmayı gelecekte bir zamana erteleyen birini tanıyor musunuz? Mutlu olmanın sırrı, en fazla içinde bulunduğunuz anla ilgilenmektir. ,gününü gün eden bir mutluluk olmaz. Benim burada kast ettiğim asla bu değil. Varacağınız noktaya vardığınız zaman değil, yolda ilerlerken de mutlu olabilmeyi başarıyorsanız, siz dünyanın en huzurlu insanısınız demektir.

MUTLU VE HUZURLU BİR PAZAR GÜNÜ GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...
Sağlıcakla Kalın...



KENDİ KADERİMİZE YÖN VERMEDE HİÇ Mİ BİZİM PAYIMIZ YOK?





Kendiniz hakkında iyi şeyler hissettiğiniz zaman insanların size ne kadar kibar davrandıklarını fark ettiniz mi?Birden bu kadar değişmeleri ilginç değil mi? Halbuki değişen onlar mı? yoksa bizler miyiz? Dünya bizlerin bir yansımasıdır. Kendimizden nefret ettiğimiz zaman herkesten de nefret ederiz. Kendimizi olduğumuz gibi sevdiğimiz zaman dünya da harika bir yer olur. Peki bunlar neremize bağlı. Elbette benlik imgemize. Hani alçak gönüllü, kendisini beğenmiş, aşağılık kompleksi var dediğiniz kişiler vardır ya işte bunlar hep benlik imgesine bağlıdır. Benlik imgesi genetik ufacık faktörleri dışlarsak kişi, doğduğunda kazanılmaz. Anne ve babasının yetiştiriş tarzına göre gelişir. Ama buna en fazla da bizler yön veririz. Ne yapalım hayatımız böyle geçtiyse anne ve babamızı seçme hakkımız yoksa” böyle gelmiş böyle gider mi “ diyeceğiz, hiçmi bir şeylere müdahale edemeyeceğiz.

Benlik imgemiz termostat gibidir. Bazen hayatımızda olur ya, işler yolunda gittiğinde kendi kendimize “işler bu kadar iyi gitmez bunda bir şey var .Her an kötü bir şey olabilir” deriz. Kötü bir şey olduğunda da derin bir oh çeker ve birazda buruk bir şekilde “Ben böyle olacağını biliyordum“ deriz. Sanki çok önemli bir şey bildik.Ne olurdu bu enerjimizi iyi şeyler olacağı şeklinde kullansaydık.Acaba bir şeyler değişirmiydi?. Neden bu kadar felaket meraklısıyız. Çünkü daha korktuğumuz bir şeyin başımıza gelmesini engelliyoruz bu davranışımızla. Bunuda savunma olarak yapıyoruz esasında. Sanki insan, bile bile hata yaptığında bu hata olmuyor? Sonuç sanki farklı mı oluyor? Peki nedir kaçtığımız şey o zaman? Sizler bu arada düşüne durun ama bence, bunun sebebi;

“HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA KORKUSU”....

İşte bu kişiler hiçbir zaman huzurlu olamazlar.Oğlu evlenir, kızı mezun olur...Yıllardır yaşamasının tek anlamı budur. Yıllarca bu anı beklemiştir.Defalarca “Allah bana o günleri gösterecek mi” acaba demiştir. Ve o gün gelmiştir. Beklediği an artık gelmiştir.Ogün en mutlu gündür o kişi için.Ama bu sefer ne düşünür biliyor musunuz? Ailesine nazar değeceğinden veya başlarına kötü bir şey geleceğinden veya çok sayıda şeyden endişe eder. Sanki bana hiç huzur yok mu diyen bu kişiler huzursuzlukları kendileri arıyor, fark etmeden diliyor ve dilekleri de oluyordur. “Ne yapim bu benim huyum değiştiremiyorum ki elimde olsa değiştirirdim herhalde, sanki ben çok mu mutluyum bu halimden” der gibisiniz??? Benim burada söylemek istediğim asla kendinizi kandırmanız yada Polyana’cılık oynamanız değil. Sonuçta büyük değişimler ufak adımlarla başlıyor. Öncelikle bazı şeylerin olacağına bizler inanmalıyız.Bu arada şunu da asla unutmayın. Siz değişmeye çalıştıkça her şey üstünüze üstünüze de gelecektir. Hani vardır ya, biraz para biriktirmeye karar verdiğinizde; arabanız bozulur, buzdolabının motoru yanar ya da kıramayacağınız bir arkadaşınız borç ister vb. Asla değişmeyeceğinizi düşünmeyin, değişirsiniz...Ben ne yapim, ne zaman bir şeylere karar versem, olumsuzluklar benim yakamı bırakmıyor ve ben asla para sahibi olamıyorum, bir kenara para koyamıyorum demeyin siz kararlı ve iyi yolda adımlar atmaya karar verdiğinizde ,olumsuzluklar da yakanızı bırakmayacaktır. Eski modeller sizi, kendi adınıza verdiğiniz bu güzel kararlardan vaz geçirtmek için üstünüze üstünüze gelecektir. En azında düşünmüş olmanız ve kararlı olmanız bile çok güzel bir başlangıç.
Sonuç olarak ,olmanız gereken şeyi, olduğunuz gibi kalarak olamazsınız. Elinizden geldiği kadar bir saniye bile olumlu ve pozitif düşünmeyi unutmayacağınız günlerin hayatınızdan eksik olmaması dileğiyle...
Sağlıcakla Kalın.
NOT: Sabah Gazetesinde yazdığım yazılarımdan alınmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Huzurlu İnsan Ne Demek? Kendi Kaderimize Yön Vermede Hiç mi Bizim Payımız Yok?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.İbrahim BİLGEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.İbrahim BİLGEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim BİLGEN Fotoğraf
Dr.İbrahim BİLGEN
İstanbul
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim BİLGEN'in Makaleleri
► “dedektif Anne Baba” Ne Demek? Dr.İbrahim BİLGEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Huzurlu İnsan Ne Demek? Kendi Kaderimize Yön Vermede Hiç mi Bizim Payımız Yok?' başlığıyla benzeşen toplam 97 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aşk ve Sadakatsizlik Mayıs 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:41
Top