Yalnızlık
YALNIZLIK
Yalnızlık, bir insanın kendisini dış dünyadan uzak, kopuk ve ayrı hissetmesidir. Yalnız olmak tek olmak ile aynı anılır. Eğer bu duyguya boşluk duygusu da eklenirse yalnızlık, arkadaş eksikliğinden, bir başkasıyla ilişki eksikliğinden daha öteye giden bir hal alır. Yalnızlıkla birlikte kendisini bir boşlukta hisseden kişi diğer insanlarla ilişki ve iletişim kuramaz, kuramadıkça yalnız kalır, bu döngü bu şekilde devam eder gider. Bazı insanlar isteyerek yalnız kalmayı tercih ederler, bu şekilde mutlu olurlar ve yalnızlıktan keyif alırlar. Bu durum yukarıda sözü edilen yalnızlıktan farklı bir durumdur. Burada sözü edilmek istenen yalnızlık, kişinin kendi isteği dışında yalnız kaldığında ortaya çıkan duygudur. Yalnızlık duyan insan, terk edilme, dışlanma güvensizlik, umutsuzluk ve anlamsızlık duygusu yaşar. Ayrıca kimsenin sevgisine layık olmadığını düşündüğü için değersizlik duygusu da yaşar.
Yalnızlık, her insanın yer, durum ve zamana göre farklı algıladığı, farklı yorumladığı bir kavramdır. Örneğin bir insanın tak başına yaşamayı seçmesi, içinde bulunduğu topluma ya da gruba yabancılaşması, çevresiyle ilişkilerini en aza indirgemesi, kendini anlaşılmamış ve kimsesiz hissetmesi de yalnızlıktır.
Yalnızlık, genç-yaşlı, büyük-küçük, erkek-kadın, güzel-çirkin ayrımı yapmaksızın, herkesin hayatında bir dönem mutlaka yaşadığı bir duygudur. Bu duygu anlık da olabilir, bir saat de yaşanabilir, kısa bir süre yaşanabilir, aylar hatta yıllar da sürebilir.
Yalnızlık duygusunun temelinde yatan duygu korkudur. Ya sevdiğim, değer verdiğim kişi beni sevmezse korkusudur. Bunun temeli bebeklikte atılır. Anne-bebek arasında kurulan güvenli bağ, annem gitti ama gelecek, annemin yerine bir başkası beni yalnız bırakmayacak inancı onu yalnız kalma duygusuyla mutsuz etmek yerine, başka insanlara da güvenebilmeye yönlendirir. Bu sebeple yalnızlık onun dünyasında korkulacak bir şey olmaktan çıkar, birey olma anlamını taşır. Anne ile bebek arasında güvenli bağ kurulmadığında bebek yanından ayrılan annesinin bir daha dönmeyeceğini düşündüğünde ya da kendisine bakım verecek kişiyi yabancı olarak hissettiğinde bu durum onun içine kapanmasına ve kendisini yalnız hissetmesine sebep olacaktır.
Yalnızlık ürkütücü ve baş etmesi zor bir duygudur. Bu sebeple yalnızlık hisseden kişi nu duygudan kurtulmak için aşırı yemek yeme, madde kullanma, depresyon gibi durumlarla karşı karşıya kalır.
İçinde yaşanılan toplum, yalnızlığın anlamını etkiler. Örneğin, yalnızlık batı toplumlarında bireyselleşmeyi çağrıştırdığı için kabul ve onay görürken; doğu toplumlarında acınası bir durum olarak yorumlanabilir.
Kişinin kalabalık içinde kendini yalnız hissetmesi en kötü yalnızlıktır; sevdiği kişinin yanında da kendisini yalnız hissetmesi zor dayanılır bir durumdur. Yalnız hissettirene kızılır, düşman olunur, ondan intikam alınmak istenir. Oysa yalnızlık kişinin içindedir; çevresinde olan ya da olmayan kişilerle ilgili değildir. Yalnızlık hisseden kişi yalnızlığını giderecek bir şeyler arar. Fakat hem kendine güvenmek hem de etrafındakilere güvenmek konusunda o kadar yetersizdir ki adeta kendini dış dünyadan gizler; eve kapanır, sanal alemdeki sohbetlerle kendini iyi hissetmeye çalışır. Kimsenin birbirini tanımadığı, çok yüksek apartmanlarda yaşamak da yalnızlığı pekiştiren bir durumdur. Bu sebeple başkalarıyla ilişki kuramayanlar için insanlar yerine teknik aletlere sarılmak kaçınılmaz bir hale gelir.
Oysa insan, yalnız kalmaya alıştığında değil de hayatını yalnız sürdürmeyi becerebildiği, öğrenebildiği oranda olgunlaşır ve bireyselleşir. Başka insanlarla ilişki kurmak hayata anlam katan ve özgüveni pekiştiren, insanı diğer insanlara güvensizlikten ve yalnızlıktan uzaklaştıran bir şeydir. Ayrıca, yalnız hissetmekten kurtulmak bireye rahatlama getiren, huzur veren bir şeydir. Bu ancak yalnızlık duygusundan kurtulmakla sağlanır. Bunun için de ayrılığa ve yalnızlığa hazır olmak gerekir. Eğer korkunuz yalnız kalmak ise ve etrafınızdakileri korkutma biçiminiz de yalnız bırakmak ya da yalnız bırakmakla tehdit etmekse, kendinizi yalnız hissetmekten ve yalnız kalmaktan alıkoyamayacaksınız demektir.
Yalnızlık, bir insanın kendisini dış dünyadan uzak, kopuk ve ayrı hissetmesidir. Yalnız olmak tek olmak ile aynı anılır. Eğer bu duyguya boşluk duygusu da eklenirse yalnızlık, arkadaş eksikliğinden, bir başkasıyla ilişki eksikliğinden daha öteye giden bir hal alır. Yalnızlıkla birlikte kendisini bir boşlukta hisseden kişi diğer insanlarla ilişki ve iletişim kuramaz, kuramadıkça yalnız kalır, bu döngü bu şekilde devam eder gider. Bazı insanlar isteyerek yalnız kalmayı tercih ederler, bu şekilde mutlu olurlar ve yalnızlıktan keyif alırlar. Bu durum yukarıda sözü edilen yalnızlıktan farklı bir durumdur. Burada sözü edilmek istenen yalnızlık, kişinin kendi isteği dışında yalnız kaldığında ortaya çıkan duygudur. Yalnızlık duyan insan, terk edilme, dışlanma güvensizlik, umutsuzluk ve anlamsızlık duygusu yaşar. Ayrıca kimsenin sevgisine layık olmadığını düşündüğü için değersizlik duygusu da yaşar.
Yalnızlık, her insanın yer, durum ve zamana göre farklı algıladığı, farklı yorumladığı bir kavramdır. Örneğin bir insanın tak başına yaşamayı seçmesi, içinde bulunduğu topluma ya da gruba yabancılaşması, çevresiyle ilişkilerini en aza indirgemesi, kendini anlaşılmamış ve kimsesiz hissetmesi de yalnızlıktır.
Yalnızlık, genç-yaşlı, büyük-küçük, erkek-kadın, güzel-çirkin ayrımı yapmaksızın, herkesin hayatında bir dönem mutlaka yaşadığı bir duygudur. Bu duygu anlık da olabilir, bir saat de yaşanabilir, kısa bir süre yaşanabilir, aylar hatta yıllar da sürebilir.
Yalnızlık duygusunun temelinde yatan duygu korkudur. Ya sevdiğim, değer verdiğim kişi beni sevmezse korkusudur. Bunun temeli bebeklikte atılır. Anne-bebek arasında kurulan güvenli bağ, annem gitti ama gelecek, annemin yerine bir başkası beni yalnız bırakmayacak inancı onu yalnız kalma duygusuyla mutsuz etmek yerine, başka insanlara da güvenebilmeye yönlendirir. Bu sebeple yalnızlık onun dünyasında korkulacak bir şey olmaktan çıkar, birey olma anlamını taşır. Anne ile bebek arasında güvenli bağ kurulmadığında bebek yanından ayrılan annesinin bir daha dönmeyeceğini düşündüğünde ya da kendisine bakım verecek kişiyi yabancı olarak hissettiğinde bu durum onun içine kapanmasına ve kendisini yalnız hissetmesine sebep olacaktır.
Yalnızlık ürkütücü ve baş etmesi zor bir duygudur. Bu sebeple yalnızlık hisseden kişi nu duygudan kurtulmak için aşırı yemek yeme, madde kullanma, depresyon gibi durumlarla karşı karşıya kalır.
İçinde yaşanılan toplum, yalnızlığın anlamını etkiler. Örneğin, yalnızlık batı toplumlarında bireyselleşmeyi çağrıştırdığı için kabul ve onay görürken; doğu toplumlarında acınası bir durum olarak yorumlanabilir.
Kişinin kalabalık içinde kendini yalnız hissetmesi en kötü yalnızlıktır; sevdiği kişinin yanında da kendisini yalnız hissetmesi zor dayanılır bir durumdur. Yalnız hissettirene kızılır, düşman olunur, ondan intikam alınmak istenir. Oysa yalnızlık kişinin içindedir; çevresinde olan ya da olmayan kişilerle ilgili değildir. Yalnızlık hisseden kişi yalnızlığını giderecek bir şeyler arar. Fakat hem kendine güvenmek hem de etrafındakilere güvenmek konusunda o kadar yetersizdir ki adeta kendini dış dünyadan gizler; eve kapanır, sanal alemdeki sohbetlerle kendini iyi hissetmeye çalışır. Kimsenin birbirini tanımadığı, çok yüksek apartmanlarda yaşamak da yalnızlığı pekiştiren bir durumdur. Bu sebeple başkalarıyla ilişki kuramayanlar için insanlar yerine teknik aletlere sarılmak kaçınılmaz bir hale gelir.
Oysa insan, yalnız kalmaya alıştığında değil de hayatını yalnız sürdürmeyi becerebildiği, öğrenebildiği oranda olgunlaşır ve bireyselleşir. Başka insanlarla ilişki kurmak hayata anlam katan ve özgüveni pekiştiren, insanı diğer insanlara güvensizlikten ve yalnızlıktan uzaklaştıran bir şeydir. Ayrıca, yalnız hissetmekten kurtulmak bireye rahatlama getiren, huzur veren bir şeydir. Bu ancak yalnızlık duygusundan kurtulmakla sağlanır. Bunun için de ayrılığa ve yalnızlığa hazır olmak gerekir. Eğer korkunuz yalnız kalmak ise ve etrafınızdakileri korkutma biçiminiz de yalnız bırakmak ya da yalnız bırakmakla tehdit etmekse, kendinizi yalnız hissetmekten ve yalnız kalmaktan alıkoyamayacaksınız demektir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Yalnızlık" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
17 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
yalnızlık, yalnız hissetme, yalnız hissetmek, kendini yalnız hissetmek, yalnızlık duygusu, yalnızlık hissi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
