2 Yaş Sendromu
2 yaş sendromu, aynı zamanda “korkunç iki” olarak da adlandırılan, ailelerin çocuklarındaki ilk ergenliğe benzer bir çağ yaşadıkları, çocuğun 2-4 yaş arasındaki yaşam dönemidir. Bu yaş dönemi anne - babaların çocuk yetiştirmede en çok zorlandıkları ve yoruldukları dönemdir. Bu dönemin geçiçi olduğunu ve çocuğunun psikososyal gelişimi için gerekli bir dönem olduğunu kabul eden anne babalar, karşılaştıkları davranışlar karşısında daha anlayışlı olurlar.
Peki neler yaşanır bu dönemde ?
2 yaş, çocuğun inatlaşma ve öfke nöbetleri yaşadığı dönemdir. Yemek yerken, yaşıtlarıyla oynarken ve oyuncağını paylaşması beklenirken bu güne dek uyumlu olan çocuğumuzda bile birdenbire yıkıcı olabilecek davranış değişikleri gözlemleriz. Bunlar istenilenin tam tersini yapma, kafasını, ayaklarını yere vurma gibi davranışlarla kendini gösterebilir.
Öncelikle 2 yaş çocuğunun içinde bulunduğu yaşın özerklik dönemi olduğunu bilmeliyiz. Özerklik çocuğun ilk özgür ifadelerini sunabildiği, “bende buradayım” dediği ve girişimlerinin arttığı bir dönemdir. Çocuk bu dönemde psikomotor hareketlerinin yeterliliği karşısında çevresini etkileyebildiğini keşfetmiş ve bağımsızlık için çaba göstermeye başlamıştır. Dolayısıyla kendi istediği kıyafeti giymek istemesi, kendisinin giymeyi istemesi, her istediğinin hemen karşılanmasını arzu etmesi sizi şaşırtmamalıdır. Erikson’ a göre çocuğun girişimleri desteklenmedikçe utanç ve şüphe gelişecek, inatçılık artacaktır. Bu dönemde engellenen çocuklar ergenlik döneminde asi gençler olarak karşımıza çıkıyorlar.
İki yaş çocuğu sinirlenebilir, ağlayabilir, öfke nöbetlerine kapılabilir. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz olabilir. Eğer aileler çocuklarında birdenbire gelişen bu farklı özellikleri nasıl kontrol altına alacaklarını bilirlerse bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmakta kolay olacaktır.
Çocukların öfke davranışları çevresine yada kendisine de yönelik olabilir. Her şeye itiraz edebilir. Bu çocuğun iyi terbiye verilmemiş, iyi yetiştirilmemiş olmasından kaynaklanmaz. Aileler asla kendilerini suçlu hissetmemeliler. Çocuğun bu davranışlarının nereden kaynaklanmış olabileceğini, çocuk böyle davranırken “aslında ne istediği” anlaşılmaya çalışılmalı, düşünerek hareket edilmelidir. Çocukta öfke yaratacak en önemli noktalardan biri, artık kendi anını kendi planlamayı isteyen bir çocuğun engellendiğini hissetmesi olabilir. Örneğin yemek saatinin gelmesi ve oyunundan alı konulması, yıkanma, baskıcı tuvalet eğitimi gibi.
İlk çekişmelerin yaşandığı bu dönemde aileler öncelikle tutarlı olmalı. Anne ve baba aynı konuda aynı tutumlar sergilemeli fakat asla baskıcı yada aşırı koruyucu olmamalıdır. Çocuğa kendi yapabilecekleri konusunda izin verilmeli (örneğin kendi başına yemek yemek, sürahiden suyu kendisi dökmeyi istemek,) işbirliği içinde olunduğunu fark ettirmeli, gereksiz cezalar uygulanmamalıdır. Öfke nöbetleri çoğu zaman görmezden gelinmeli, ilgi başka yönlere aktarılmalıdır. Açıklama yapmak istediğimiz bir konuda çocuğun seviyesine eğilip, göz temasında bulunarak, kabullenici ve sakinleştirici bir tarzda yaklaşılmalıdır. Bunu yapabilmek için, ailelerin, bu durumu geçiçi ve yaşanması gereken bir dönem olarak kabul ederek başlamalıdır.
Karşılaştığınız sıkıntılar sizi umutsuzluğa sürüklerse problemler artar ve ilişkimiz kısır döngüye girer, zorlanırız. Çocuklarımız ilgiyi ve teşvik edilmeyi hak ediyorlar. Lütfen onlarla empati kurarak kaliteli zamanlar geçirelim ve çocuk yetiştirmedeki bilgilerimizi her an tazelemeye çalışalım.
Peki neler yaşanır bu dönemde ?
2 yaş, çocuğun inatlaşma ve öfke nöbetleri yaşadığı dönemdir. Yemek yerken, yaşıtlarıyla oynarken ve oyuncağını paylaşması beklenirken bu güne dek uyumlu olan çocuğumuzda bile birdenbire yıkıcı olabilecek davranış değişikleri gözlemleriz. Bunlar istenilenin tam tersini yapma, kafasını, ayaklarını yere vurma gibi davranışlarla kendini gösterebilir.
Öncelikle 2 yaş çocuğunun içinde bulunduğu yaşın özerklik dönemi olduğunu bilmeliyiz. Özerklik çocuğun ilk özgür ifadelerini sunabildiği, “bende buradayım” dediği ve girişimlerinin arttığı bir dönemdir. Çocuk bu dönemde psikomotor hareketlerinin yeterliliği karşısında çevresini etkileyebildiğini keşfetmiş ve bağımsızlık için çaba göstermeye başlamıştır. Dolayısıyla kendi istediği kıyafeti giymek istemesi, kendisinin giymeyi istemesi, her istediğinin hemen karşılanmasını arzu etmesi sizi şaşırtmamalıdır. Erikson’ a göre çocuğun girişimleri desteklenmedikçe utanç ve şüphe gelişecek, inatçılık artacaktır. Bu dönemde engellenen çocuklar ergenlik döneminde asi gençler olarak karşımıza çıkıyorlar.
İki yaş çocuğu sinirlenebilir, ağlayabilir, öfke nöbetlerine kapılabilir. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz olabilir. Eğer aileler çocuklarında birdenbire gelişen bu farklı özellikleri nasıl kontrol altına alacaklarını bilirlerse bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmakta kolay olacaktır.
Çocukların öfke davranışları çevresine yada kendisine de yönelik olabilir. Her şeye itiraz edebilir. Bu çocuğun iyi terbiye verilmemiş, iyi yetiştirilmemiş olmasından kaynaklanmaz. Aileler asla kendilerini suçlu hissetmemeliler. Çocuğun bu davranışlarının nereden kaynaklanmış olabileceğini, çocuk böyle davranırken “aslında ne istediği” anlaşılmaya çalışılmalı, düşünerek hareket edilmelidir. Çocukta öfke yaratacak en önemli noktalardan biri, artık kendi anını kendi planlamayı isteyen bir çocuğun engellendiğini hissetmesi olabilir. Örneğin yemek saatinin gelmesi ve oyunundan alı konulması, yıkanma, baskıcı tuvalet eğitimi gibi.
İlk çekişmelerin yaşandığı bu dönemde aileler öncelikle tutarlı olmalı. Anne ve baba aynı konuda aynı tutumlar sergilemeli fakat asla baskıcı yada aşırı koruyucu olmamalıdır. Çocuğa kendi yapabilecekleri konusunda izin verilmeli (örneğin kendi başına yemek yemek, sürahiden suyu kendisi dökmeyi istemek,) işbirliği içinde olunduğunu fark ettirmeli, gereksiz cezalar uygulanmamalıdır. Öfke nöbetleri çoğu zaman görmezden gelinmeli, ilgi başka yönlere aktarılmalıdır. Açıklama yapmak istediğimiz bir konuda çocuğun seviyesine eğilip, göz temasında bulunarak, kabullenici ve sakinleştirici bir tarzda yaklaşılmalıdır. Bunu yapabilmek için, ailelerin, bu durumu geçiçi ve yaşanması gereken bir dönem olarak kabul ederek başlamalıdır.
Karşılaştığınız sıkıntılar sizi umutsuzluğa sürüklerse problemler artar ve ilişkimiz kısır döngüye girer, zorlanırız. Çocuklarımız ilgiyi ve teşvik edilmeyi hak ediyorlar. Lütfen onlarla empati kurarak kaliteli zamanlar geçirelim ve çocuk yetiştirmedeki bilgilerimizi her an tazelemeye çalışalım.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "2 Yaş Sendromu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
iki yaş sendromu, 2 yaş sendromu, iki yaş sendıromu, 2 yaş sendıromu, korkunç iki, iki yaşında iletişim, çocukta iki yaş, çocukta 2 yaş, çocuklarda 2 yaş, çocuklarda iki yaş, iki yaş çocuğu, 2 yaş çocuğu, 2 yaş çocukları, iki yaş dönemi, iki yaş psikolojisi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
