2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aşırı Kontrollü Anne-Baba Tutumunun Çocuğun Genel Gelişimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi
MAKALE #8912 © Yazan Uzm.Psk.Vahap TAŞKENT | Yayın Nisan 2012 | 9,972 Okuyucu
Özet

Bu araştırmada ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarından aşırı kontrollü anne baba tutumunun çocuğun genel gelişimi üzerindeki etkisi Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) ve Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARİ) üzerinden incelenmiştir. Katılımcılar, iki buçuk yaşında çocukları olan evli ve beraber yaşayan anne-babaların oluşturduğu toplam 68 ailedir. PARİ anne ve baba tarıfından doldurulurken, AGTE eğitimli bir uygulamacı ile beraber yalnızca anne ile beraber doldurulmuştur. Sonuçlar aşırı kontrollü anne baba tutumunun çocuğun genel gelişimi üzerinde anlamlı derecede bir etkisi olmadığını göstermektedir. Yorum ve tartışma bölümünde de konuyla ilgili daha önceki literatür araştırılmış ve paralellikler aranmıştır.

Giriş


Toplumun geleceği onu oluşturan bireylerin her yönden sağlıklı bir şekilde yetişmiş olmaları ile ilgilidir. Yeni kuşakların eğitimine ilişkin en son anlayışlar, onların bilgi ve beceri yönünden olduğu kadar sağlıklı bir kişilik geliştirmelerine de öncelik vermektedirler. Sağlıklı bir kişilik yapısında öz-saygı düzeyi önemli belirleyicilerdendir. Yüksek ve düşük öz-saygıya ilişkin kişilik özelliklerinin neler olduğu ve nasıl geliştiği konusunda yapılan araştırmaların bulguları; küçük yaştan itibaren anne-baba' nın bebeğe karşı olan demokratik tutumlarının ve bebeğe küçük özgürlükler sağlamasının (başka bir değişle aşırı kontrollü yaklaşmamanın) çocukta yüksek öz-saygının gelişmesinin yanı sıra, duygusal, ahlaki ve sosyal yönden olumlu bir gelişmeye yol açtığını göstermektedir.

Yapılan çalışmalar bireyin gelişiminde ve kişiliğinin biçimlenmesindeki etkilerinin çocukluk döneminden kaynaklandığını göstermektedir. Bulgular, sosyal beceri, öz bakım davranışları, ince-kaba motor sinirler, bilişsel yetenek, kimlik ve öz-saygı gelişiminde aile ortamının ve ana-baba tutumlarının, incelenen diğer faktörlerden çok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Bachman ve Gecas (1970) yaptıkları araştırmada; öz-saygı ve kimlik gelişimi ile olumlu aile ilişkileri arasında pozitif bir ilişki bulmuşlardır. Çocuğa yönelik "demokratik", "otoriter" ve "ilgisiz" tutumlarının öz-saygı üzerinde etkisine dikkat çekilmektedir. Çocuğun diğer kişiler tarafından nasıl değerlendirildiğini öğrenmesi, ilk olarak bir öz-değer kazanması aile içinde olduğundan, ailenin öz-saygı gelişimindeki yerinin tartışılacak kadar güçlü olduğu vurgulanmaktadır. Çocuğun benlik kavramı, kendisi için önem taşıyan yetişkinlerin ona gösterdikleri tutumların bir yansıması olduğundan, ana babadan gelen aşırı kısıtlayıcı ve itici tutumlar çocuğun kendisini değersiz bulması ile sonuçlanmaktadır. Böyle bir ortamda yetişen çocuğun kendisi ile ilgili olumlu görüşler geliştirmesi ve öz-saygı duygusunu yükseltmesi olanaksızlaşır (Geçtan1978).

YÖNTEM


Örneklem:


Araştırmada başta İstanbul olmak üzere çeşitli illerden iki buçuk yaşında çocuğu olan toplam 68 aile yer almıştır. Bu ailelerden yarısının çucuğu kız iken yarısının çocuğu da erkektir (kız n=34, erkek n=34). Çocukların hepsine anne babası tarafından bakılmaktadır. Kreşe giden veya özel bakıcısı olan hiç bir bebek bulunmamaktadır. Ailelerin seçiminde orta sosyo-ekonomik tabakadan olmalarına dikkat edilmiştir. Bütün ailelerde anne ve baba birlikte ve çocukla yaşamaktadır, seçilen hiç bir ailede boşanma olayının meydana gelmemiş olmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca çocukların hiç biri daha önce bedensel veya ziinsel gelişimini etkileyecek bir hastalık veya problem yaşamamıştır.

Ölçekler:


Araştırmada kullanılan ölçekler Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) ve Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARİ)' dir.

Ankara Gelişim Tarama Envanteri, 0-6 yaş bebek ve çocukların şu andaki gelişimini ve becerilerini annelerden alınan bilgiler doğrultusunda değerlendirmektedir. AGTE, gelişimsel gecikme ve düzensizlik gösterme açısından risk altında olduğu düşünülen bebek ve çocukların erken dönemde tanınması ve gerekli önlemlerin alınabilmesine de olanak sağlar. Envanter, çeşitli yaş gruplarına göre düzenlenen ve annelere sorularak "Evet, Hayır, Bilmiyorum" şeklinde yanıtlanan 154 maddeden oluşmakradır. Sorular gelişimin farklı ancak birbirleriyle ilişkili alanlarını (dil-bilişsel, ince motor, kaba motor. sosyal beceri-öz bakım) temsil edecek biçimde düzenlenmiştir. Sonuçlar 0-6 yaş grubu bebek ve çocukların şu andaki gelişimini yukarıda sözü edilen 4 alt test ve toplam gelişim puanı olarak yansıtmaktadır.

Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği, ebeveynlerin mevcut çocuk yetiştirme tutumlarını anne veya babadan alınabilecek cevaplar doğrultusunda değerlendirmektedir. PARİ, anne veya babaya sorulabilen dörtlü likert tipi ölçek seçeneğiyle cevaplanabilen (4=çok uygun buluyorum, 3=oldukça uygun buluyorum, 2=biraz uygun buluyorum, 1=hiç uygun bulmuyorum) toplam 60 maddeden oluşmaktadır. Madedeler yetiştirme tutumlarının farklı tiplerini (aşırı kontrol=16 madde, arkadaşlık=9 made, ev kadınlığı reddi=13 madde, karı-koca geçimsizliği=6 madde, baskı-disiplin=16 madde) temsil edecek biçimde düzenlenmiştir.

İşlem:


Öncelikle her bir aileyle konuşularak araştırma ile ilgili kısa bir bilgi verilmiş ve katılımları için onay alınmıştır. Daha sonra anneye eğitimli uygulamacılar tarafından AGTE uygulanmıştır. Uygulamalrın ev ortamında, özelliklede çocuğun yanında yapılmasına özen gösterilmiştir. Bu, envanterin bazı sorularının uygulamalı olarak cevaplanmasına olanak sağlamıştır. Örneğin dil-bilişsel gelişimi ölçen "İsmin ne diye sorulunca ismini söyler mi?" sorusuna çocuğa sorularak cevaplanması, uygulamacı tarafından gözlem yapmayı sağlamıştır ve cevapların güvenilirliğini arttırmıştır.

PARİ ise ebeveynlerin kendilerinin okuyup cevaplayabileceği türde sorulardan oluştuğu için anne ve babaya teslim edilmiş ve cevaplamaları istenmiştir. Bir kaç soru uygulamacı tarafından beraberce yapılarak envantere ve sorulara alışılması sağlanmıştır.
Daha sonra veriler toplanıp analize alınmıştır.

Sonuç:


Toplanan verilerden araştırmanın amacı doğrultusunda yalnızca AGTE' den genel gelişim puanı ve PARİ' de çocuk yetiştirme tutumlarından 'aşırı kontrol' ile ilgili olan tutum puanı incelemeye alınmıştır. Araştırmadaki tüm katılımcıların AGTE genel gelişim puan ortalaması 124.49 bulunurken, PARİ aşırı kontrol tutumu puan ortalaması. 40.91 olarak bulunmuştur. Alınan genel gelişim ve aşırı kontrollü tutum puanlarına Pearson Korelasyon Analizi uygulanmıştır ve iki değişken arasında ne tür bir korelasyon olduğuna bakılmıştır. Genel gelişim ve aşırı kontrollü ebeveyn tutumu değişkenleri için Pearson' ın korelasyon katsayısı -,061 olarak hesaplanmıştır. Bu iki değişken arasındaki korelasyon anlamsızdır (r= -,061, sig.= .621, p>.05).

Araştırmada ebeveynlerin aşırı kontrollü çocuk yetiştirme tutumu ve bunun çocuğun genel gelişimine etkisi bakımından negatif korelasyon katsayısı değeri bulunmuştur fakat çıkan değer anlamlılıktan çok uzaktır. Bu, annelerin kendi aşırı kontrollü tutumlarının çocuklarının zararına olmadığını düşünmelerinden (veya zararlı olmadığını göstermek istemelerinden) kaynaklanıyor olabilir. Dolayısıyla AGTE' deki sorulara çocukları lehine olumlu cevaplar vererek bir bakıma kendi tutumlarınıda doğrulamış oluyorlar. Her annenin ne olursa olsun çocuğunun iyiliğini düşünerek hareket edeceğini de hesaba katarsak yapılmış olabilecek bu davranış daha makul karşılanabilir. Fakat bu davranışın sonuçların güvenirliğini düşürmesi kaçınılmazdır.

Yorum ve Tartışma:


Bu araştırma, anne-babaların çocuklarını yetiştirirken aşırı kontrollü olmalarının genel kanının aksine her zaman çocuğun gelişiminde olumsuz sonuçlar doğurmayacağını göstermiştir. Tabi ki her insana uygun olan tutum kalıplarının farklı farklı olduğunu, birine uygun gelen bir davranışın başkası tarafından olumlu hatta mutlulukla karşılanabileceğini unutmamak gerekir. Ama Modernleşen Türkiye' de demokratik çocuk yetiştirme tutumunun gün geçtikçe daha yüksek sesle olması gereken olarak lanse edildiğini söylemek gerekir. Şendil (2003)' e göre çoğu kez yanlış anlaşılan bir durum, demokratik tutumda herkesin istediğini yapabilmekte özgür olduğudur. Oysaki, insanların bir grup halinde yaşamak zorunda olduğu her durumda, bu ilişkilerin düzenlenmesi için belirli kurallar olması gerekmektedir. Dolayısıyla demokratik tutumu benimseyen anne-babalar mantıklı açıklaması yapılan kurallara sahiptir ve çocuk bu kurallara uyduğu sürece özgürdür.


Yapılan bazı araştırmalarda aşırı kontrol tutumu gösteren annelerin çocuklarıyla genel etkileşimleri sırasında daha az dokunma davranışı gösterdikleri, çocuklarının da annelerinden uzak durma eğiliminde oldukları bildirilmektedir. Anne bebek ilişkisindeki yakınlığın düzenlenmesinde genel bir güçlüğe işaret eden bu bulgunun annede depresyon, azalmış dokunma davranışları, çocukta geri çekilme ve yeme sorunları şeklindeki bir süreç ile ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir (Feldman ve ark. 2004).
Katı gıdalara geçişle birlikte, ebeveynin tutumları çocuğun beslenme alışkanlıklarının gelişmesinde ve beslenme sorunlarının ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Özellikle sert disiplin içeren uygulamalar sonucunda çocuğun üzülmesi ve sinirlenmesi, yeme miktarını etkileyebilir. Yeme sorunları olan çocuğun ebeveyni beslenme sırasında yeme için zorlar veya tehdit ederse bir kısırdöngü oluşur. Hekimler de çocuğun daha fazla beslenmesini önerdiğinde ya da çocuğun yememesi konusunda ebeveyni suçladığında kısırdöngü daha da şiddetlenebilir. Çocuğunun beslenme sorunları dolayısıyla yeterlilik duyguları zarar gören ebeveynlerin kaygılı hale gelmeleri daha sert ve denetleyici tutumlara yol açabilir (Black 1999).

Yine bize çocuğun gelişimi için anne-baba özelliklede anne tutumunun ne kadar önemli olduğunu gösteren bir araştırma da Duniz ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Duniz ve arkadaşları (1996), fiziksel nedene bağlanamayan büyüme ve gelişme geriliği olan çocukların ebeveynlerinin %70’inde ilk başvuru sırasında DSM-III-R’ye göre bir Eksen-I tanısı olduğunu, çocuk ve ebeveynlerin bir yıl süreyle tedavisinin ardından bu oranın %12’ye gerilediğini belirlemişlerdir. Polan ve arkadaşları (1991a), büyüme geriliği olan çocukların annelerinde duygudurum ve kişilik bozukluklarının, büyüme geriliği olmayan çocukların annelerine göre daha sık görüldüğünü saptamışlardır. Raynor ve Rudolf (1996) da bu annelerin %19’unda ciddi anksiyete ve %8.5’inde klinik depresyon belirtileri olduğunu ortaya koymuşlardır. Büyüme geriliği olan çocukların annelerinde anksiyete düzeyinin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu bildirilmektedir (Kenis 1980). Büyüme geriliği olan çocukların annelerini depresif olarak bulan çalışmalar da vardır (Hufton ve Oates 1977, Gorman ve Leifer 1993).

Benoit ve arkadaşları (1989), büyüme geriliği olan çocukların annelerinde sevilen birinin kaybı ile ilişkili çözülmemiş yas oranını %52 olarak bildirmişlerdir. Yas tepkileri patolojik hal alarak geride kalan çocuklarına yönelik ebeveynlik becerilerini etkileyebilir (Black 2002).

Sonuç olarak yapılan araştırma genel kanının her zaman ve her koşulda geçerli olamayacağını gösterir niteliktedir. İleride araştırmanın daha kapsamlı şekilde incelenebilecek bir konuya sahip olması açısından bu çalışma bir ön araştırma olarak kabul edilebilir.


KAYNAKÇA

Bachman ve Gecas (1970), http://www.sabem.saglik.gov.tr/kaynaklar/3532.pdf
Benoit D, Zeanah CH, Barton ML (1989) Maternal attachment disturbances in failure to thrive. Infant Ment Health J, 10(3): 185
Black MM, Dubowitz H, Hutcheson JJ ve ark. (1995) Arandomized clinical trial of home intervention for children with failure to thrive. Pediatrics, 95(6): 807-814. http://www.turkpsikiyatri.com/C17S1/yemeReddi.pdf
Black MM (1999) Commentary: Feeding Problems: An Ecological perspective. J Pediatr Psychology, 24(3):217-219.
Black D (2002) Bereavement. Child and Adolescent Psychiatry. 4th Edition. Rutter M, Taylor E (Eds), Oxford. Blackwell Publishing,s. 299-308. http://www.turkpsikiyatri.com/C17S1/yemeReddi.pdf
Hufton IW, Oates RK (1977) Nonorganic Failure To Thrive: A Long-Term Follow-up. Pediatrics, 59 (1): 73-77.
Polan HJ, Kaplan MD, Kessler DB ve ark. (1991a) Psychopathology in mothers of children with failure to thrive. Infant Ment Health J, 12(1): 55-64. http://www.turkpsikiyatri.com/C17S1/yemeReddi.pdf
Puckering C, Pickles A, Skuse D ve ark. (1995) Mother-child interaction and the cognitive and behavioural development of fouryear- old children with poor growth. J Child Psychol Psychiatry, 36(4): 573-595. http://www.turkpsikiyatri.com/C17S1/yemeReddi.pdf
Şendil, Gül (2003) Çocuk Ergen ve Anne-Baba: Çocuk Yetiştirme Tutumları, Çantay Kitapevi, İstanbul


Vahap Taşkent
Uzm. Klinik Psikolog

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aşırı Kontrollü Anne-Baba Tutumunun Çocuğun Genel Gelişimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vahap TAŞKENT'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vahap TAŞKENT'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Vahap TAŞKENT Fotoğraf
Uzm.Psk.Vahap TAŞKENT
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi21 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Vahap TAŞKENT'in Makaleleri
► Çocuğun Anne Baba Arasındaki Cinsel İlişkiyi Görmesi ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Aşırı Kontrollü Anne-Baba Tutumunun Çocuğun Genel Gelişimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Neden Psikanaliz? Nisan 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:16
Top