2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklar Ailelerinden Neler Bekler?
MAKALE #9285 © Yazan Uzm.Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN | Yayın Temmuz 2012 | 12,910 Okuyucu
Çocuklar Ailelerinden Neler Bekler?

-Kendisine Değer Verilemesini

Çocuk ailesinden ‘değerli olma’ ya da ‘değerli olmama’ duygusunu kazanır. Aile içindeki iletişim, çocuğu kendisi hakkında ‘değerliyim’ ya da ‘değersizim’ duygusuna götürür. ‘Değerli olma’ duygusu aile içinde çocuğa kazandırılmazsa çocuk çeşitli davranışlarla bu duyguyu elde etmeye çalışır. ‘Ben değerliyim’ duygusunu aile içinde elde eden birey, kendisini kanıtlamak için abartılı davranışlarda bulunmaya gerek duymaz. Ancak kendisine değer verilmeyen veya ‘değersizlik’ duygusuna kapılan çocuklar değişik davranışlarla tepkilerini ortaya koyarlar. Abartılı tepkilerde bulunarak dikkatlerini bir şekilde kendine yöneltmeye çalışırlar. ‘Değerli olma’ duygusunu gideremeyen çocukların davranışları zamanda çığırından çıkar. Çocuk kendi varlığını ispatlamak için çevresindeki insanlara ve eşyalara zarar verecek davranışlarda bulunabilir. Bütün bu olumsuz davranışların arkasında bireyin ‘kendini değerli görme isteği yatar.

-Güven İçinde Yaşamayı

Çocuk hem fiziki hem duygusal anlamda güvende olmak ister. Fiziki yapısı yaşamını devam ettirmesi için, duygusal yapısı da sağlıklı insan ilişkileri kurması için gereklidir. Çocuğun hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için ailesine güven duyması gereklidir. Çocuk, ailesinin sağlığıyla ilgili ihtiyaçlarını karşılayabileceğine ve duygusal ihtiyaçlarına cevap vereceğine inanmalıdır. ‘Aile içindeki bireylerin emniyette olduğu, dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceği’ duygusu, bu gereksinimin temel nedenidir.
Eğer çocuk evde kendini güven içinde bulmuyorsa, anne ve babasının her zaman yanında olduğunu hissetmiyorsa, ailenin dışında bir yere yönelir. Ailesiyle olan bağlarını koparır. Daha çok arkadaşlarıyla veya kendine yakın bulduğu insanlarla birlikte olmaya çalışır. Bu istek bazen ‘ailenin onaylamadığı davranış kalıplarına sahip insanlarla gidermek’ şeklinde görülebilir. Çocuk, ailesinin benimsemediği davranışlarda bulunan kişilerle arkadaşlık kurabilir. Bu durum hem çocuğun ailesiyle olan ilişkilerinin bozulmasına yol açabilir, hem de çocuğun kişiliğinin istenmeyen doğrultuda gelişmesiyle neticelenebilir.
Çocuklardaki davranış bozukluklarının büyük bir bölümü, çocuğun anne ve babası tarafından sevilmediğini ve dışlandığını düşünmeye başladığı zaman görülür. Kendini güvende hissetmemek her insanı rahatsız eder. Çocuklar da kendi varlığını kanıtlamak ve dikkatleri üzerine toplamak için çeşitli davranışlarda bulunur. Bunun için kendilerine ve çevrelerine zarar verebilir. Anne ve babanın çocuklarıyla ilgilenmesi, bu problemi ortadan kaldıracaktır. Çünkü çocuk, gördüğü ilgiyle sürekli anne ve babasının varlığını yanında hissedecektir.

-
Yakın Olmayı ve Dayanışmayı
Hayat insanların önüne çoğu zaman çeşitli sorunlar getirir. İnsanın yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için bu sorunları çözmesi gerekir. Hayatın ilk basamaklarını yaşayan çocuklar da her basamakta yeni sorunlarla boğuşmak zorunda kalabilir. Çocuk karşılaştığı sorunları ailesiyle birlikte çözebilirse bu sorunlar onun dünyasında yıkıcı olmaz. Eğer aile içinde güven ve dayanışma sağlanamıyorsa, çocuk karşılaştığı her sorunu tek başına çözmek zorunda kalıyorsa, anne ve babasına yakınlık duymayacaktır. Böyle ailelerde aile içi dayanışma bir türlü sağlanamaz.
Çocuk, anne ve babasını kendisine yakın hissetmelidir. Bir sorunu olduğunda öncelikle bunu ailesiyle paylaşmayı düşünmelidir. Bunu sağlayacak olan da tabii ki anne ve babanın çocuğuna karşı tutumudur. Çocuk karşılaştığı sorunları ailesiyle paylaştığı halde onlardan gereken yardımı görmüyorsa, bir süre sonra artık sorunlarını onlarla paylaşmayacaktır. Bu durumda çocuğun aileye bağlılığı her geçen gün azalacaktır. Ailesiyle sıcak ilişkiler kurmayan çocuklar çoğu zaman birçok psikolojik sorun yaşar. Bu durum hem ailenin hem de çocuğun sağlığını bozabilir.
[b]
[/B]-Tebessüm Edilmeyi
Tebessüm, insanların birbirine saygı gösterdiğinin ve birbirinin farkında olduğunun göstergesidir. Onun için çocuklar anne ve babalarından tatlı bir bakış ve gülüş bekler. Gülücükler çocuğu rahatlatır, kendilerine olan güvenini arttırır. Candan bir tebessüm, çocuklarda dostça duygulara yol açan sihirli bir anahtardır. Ebeveynin içinden gelen bir tebessümü, çocuğuna ‘Senden hoşlanıyorum’, ‘Sen gülümsenmeye değersin’ mesajlarını yollar. Herkes gibi çocuklar da tebessümün içten olup olmadığını rahatlıkla ayırt edebilir. Dudakların iki yana açılmasından öte gitmeyen tebessüm olumlu bir sonuç doğurmadığı gibi, insan ilişkilerinde kesintiler yaşatır. Anne ve babalar çocuklarına isteklerini tebessümle ilettikleri taktirde çoğu zaman istedikleri sonucu alacaktır. Tebessümün çocuk eğitimine katkısını hiç kimse inkar edemez…

-
İlgi Görmeyi
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, altı milyon aile üzerinde bir araştırma yapmıştır. Araştırmaya 5-12 yaş grubu çocuğu bulunan aileler katılmış ve bu araştırmaya göre anneler ders çalışma ve yemek yeme gibi faaliyetler dışında çocuğuna özel olarak vakit ayırıp ayırmadıklarıyla ilgili olarak, %7 si ‘hiç’, % 44 ü ‘bazen’, %49’u ‘ her zaman ‘ cevabını vermiştir. Çocuk sayısı arttıkça annenin çocukla ilgilenme oranının azaldığı gözlenmiştir.
Çocuğun yaşamında anne kadar babanın da etkisi bulunmaktadır. Annelerin yarısı, babanın çocuğu ile her zaman ilgilenmediğini söylüyor. Her 10 anneden 6’sının, kocalarının çocukla olan ilişkisinden memnun olduğu görülüyor.
Çocuklarımızın en büyük ihtiyaçlarından biri de ‘ilgi’dir. İlk çocukluk döneminde çocuk, anne ve babası ile daha uzun süre birliktedir. Okula başlayan çocukların anne ve babalarıyla birlikte oldukları süre azalır. Anne ve babayla daha az beraber olan çocuk, kendisine olan ilginin azaldığını düşünür. Okuldan eve döndüğünde hep anne babasından sıcak davranışlar bekler. Beklediği ilgiyi anne ve babadan görmeyen çocuk, okul hayatında sorunlar yaşar. Sorunlar çoğaldıkça çocukla anne ve baba arasındaki olumsuz tavırlar artar.

- İsmiyle Hitap Edilmeyi
İnsanlara değer verdiğimizin bir göstergesi de onlara isimleriyle hitap etmektir. Her insanın kendi ismine karşı bir sevgisi vardır. Kendi ismini ‘kendi kimliği’ olarak görür. Kendisine söylenmese de taşıdığı isme yönelik bir eleştiri bile insanları üzer. Herkes kendi ismiyle bir bütündür. Çocuklarımıza hitaplarımız da onların ismiyle olmalıdır. Onun ismini az kullanmamız veya onlara başka isimler takmamız ‘bizim nazarımızda onun önemsiz biri olduğunu’ düşünmesine neden olur.

-
Konuştuğunda Dinlenilmeyi
Anne- babalar çocuklarına değer verdiklerini ‘onları dinleyerek’ gösterir. ‘Hadi oradan!’, ‘Sen daha dünkü çocuksun!’, ‘Boyundan büyük işlere kalkışma!’ gibi sözler, çocukla anne baba arasındaki iletişimi bozar. Anne ve babasından bu sözleri duyan çocuk, onların kendisine değer vermediğini düşünmeye başlar. Ebeveynlerinin kendisini sevmediğine ve ailede yerinin olmadığına inanır. Bu durumda aile ilişkileri bozulur ve ailede huzur kalmaz.
Çocuklarımızla olan sevgi bağımız onları dinledikçe kuvvetlenecektir. Kendisini dinlemeyen bir anne babaya sahip olmak hiçbir çocuğun hoşuna gitmez. Çocuk okulda ve arkadaşlarıyla birlikte neler yaşadığını anne babasıyla paylaşmak ister. Onlara yaşadıklarını tek tek anlatır.
Çocukları dinlemek, ‘onların bütün isteklerini karşılamak’ anlamına gelmez. Aslında çoğu zaman çocuğun istediği de bu değildir. Anne babasıyla birlikte olabileceği zaman aralıkları oluşturma isteğindedir. Yaşadıklarını paylaşarak bu zaman diliminin oluşmasını sağlar. Onlara ayırdığımız zaman aralıkları, çocuğun, anne ve babasının kendisine değer verdiğini düşünmesini sağlar. Çocuk: ‘Anne ve babam bana değer veriyor, benim de üzerime düşeni en iyi şekilde yaparak onlara değer verdiğimi göstermem gerekir’ diye düşünür.
Çocuklarımızı dinlemezsek ya onlar kendilerini dinleyecek birilerini bulurlar ya da tüm duygularını kendi iç dünyalarında yaşarlar. Her iki durum da aile ve çocuk açısından tehlikelerle doludur. Çocuğumuzu dinlemediğimiz zaman kendimize verdiğimiz zarardan her zaman daha fazlasını veririz.

-
Takdir ve Teşvik Edilmeyi
İnsan takdir edilmekten büyük mutluluk duyar. Her insan kendisine iltifat edilmesinden hoşlanır. Taktir edilerek ve onaylanarak yetiştirilen çocuklar, sürekli eleştirilen çocuklara göre daha mutlu, daha üretken ve daha itaatkardır. Anne ve babalarına karşı daha saygılı davranır. Kendine güvenleri daha fazladır. Bu nedenle girişimci ve daha cesurdur. Takdir, fiziksel enerjinin açığa çıkmasını sağlar.
Psikolog Dr. Henry Cloud’un yaptığı araştırmaya göre, fiziki olarak yorulmuş çocuklar biraz övüldüklerinde ve takdir edildiklerinde enerjilerinde bir miktar artış görülür, eleştirildiklerinde ve cesaretleri kırıldığında fiziksel enerjilerinde düşüşler başlar. Çocuklarınızın beğenilecek, takdir edilecek yönlerini bulun, kendilerine bunları belli ederek iltifat edin. Yaptıkları her olumlu atılımı kutlayın. Çünkü bütün insanlar övülmek, iltifat edilmek, fark edilmek,sevilmek, sayılmak ve saygınlık kazanmak için çalışır. Kendini iyi hisseden insan iyi işler yapar.
İnsan takdir edildiği zaman sorumluluklarına daha fazla sarılmaktadır. İnsanların en çok hoşuna giden davranış, takdir edilmek ve olumlu telkinler almaktır. Yapılan bir araştırmada, çalışanlara iş yaşamında önemli gördükleri unsurları önem sırasına göre belirtmeleri istendi. Binlerce çalışan, verimlilik açısından en önemli şeyin ‘yaptıkları işin beğenilmesi’ olduğunu belirtti.
Bu araştırma çoğumuzun fark etmediği bir gerçeği ortaya koyuyor; her insan yaptığı işte başarılı olmak istiyor. Başarının göstergesi de yapılan işin sonucunda takdir görmek… Bu nedenle takdir edilmek bir çok insan için büyük önem taşıyor. Bu bilgiler ışığında çocuklarımızın yaptıkları güzel davranışları yok sayamayız. Onlar bir çok şeyi hayatlarında ilk defa yapıyor. Yaptıkları her bir davranışın sonucunda çevrelerini çok dikkatli bir şekilde süzüyorlar. ‘Acaba yaptığım bu davranış nasıl algılanıyor? ‘ diye kendilerine soruyorlar.
Çocuğumuzun yaptığı bir resmi, yazdığı birkaç harfi, oyuncaklarıyla kendi dünyasını hiç incelediniz mi? Yamuk yamuk resimlere, eğri büğrü harflere, sağa sola saçılmış oyuncaklara bakarak ona: ‘Ne kadar güzel yapmışsın!’ dediniz mi? Onun yaptıklarından mutlu olduğunuzu belirttiniz mi? Veya onunla kalıp birlikte bir resim de siz çizdiniz mi? İşte asıl önemli olan davranışlar da bunlar. Çocuklarımızın herhangi bir şeyi deneme cesaretini kırmamalıyız. O bizden aldığı cevaplarla kendine güveni yitirmemeli. Her zaman deneme cesaretini kendinde bulmalı ki hayat yolculuğu başarılarla dolsun. Çocuklarımıza deneme cesareti verecek en etkili anne ve baba davranışının ‘takdir etmek’ olduğunu lütfen unutmayınız.

-
Güzel Örnekler Görmeyi
Her anne baba, çocuğunu güzel bir şekilde yetiştirmeyi planlar. Onların dürüst, başarılı, girişimci, üretken, saygılı… özelliklere sahip olmaları için ellerinden geleni yapmaya çalışır. Bunun için anne babalar her fırsatta çocuklarına nasihat eder. Ancak çocuklar anne ve babanın söylediklerinden çok onların yaptıklarını gözlemler. Sözlerden çok davranışlardan etkilenir. Anne ve bananın söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyorsa, çocuğun söyledikleri ve davranışları da çoğu zaman birbirini tutmayacaktır.
Çocuk için doğru sözlerden ziyade doğru davranışlarda bulunmak daha önemlidir. Çocuk bütün karakter özelliklerini aile ortamında kazanır. Anne baba ve diğer aile büyüklerinin hal ve hareketleri, çocuk için davranış örnekleridir. Çocuk bir fotoğraf makinesi gibi her davranışı alır ve onu zihnine yerleştirir. Kendi davranışlarını da bu çerçevede düzenler. Anne baba, çocuğunun nasıl olmasını istiyorsa ve ondan beklentileri neyse, öyle yaşamak ve davranmak zorundadır. Anne babanın örnek davranışları da bu çerçevede düzenler. Anne baba, çocuğun nasıl olmasını istiyorsa ve ondan beklentileri neyse, öyle yaşamak ve davranmak zorundadır. Anne babanın örnek davranışları, söz ve uyarılardan her zaman daha etkilidir. Unutmayın, çocuğunuz duyduğunu değil, gördüğünü öğrenir.
Çocuğun zihninde sözlerimizle davranışlarımız arasında tezat olduğu kanısı oluşursa ebeveynine güveni azalacaktır. Çocuğunuz bu kanıyı taşıdığı sürece onun nazarında güvenilmez anne ve baba olmaya devam edersiniz. Bu nedenle çocuklarınızın her şeyden önce örnek davranışlar sergileyen anne ve babalara ihtiyaç vardır. Unutmayın, siz ne iseniz çocuklarınız da büyük bir ihtimalle öyle olacaktır. Onlardan şikayetçi olmaya hakkınız yok. Ancak kendinizi düzelterek onların daha güzel bir insan olmasını sağlamak her zaman elinizde.

-
Kardeşler Arasında Adaletli Davranılması
Hiçbir anne baba bir çocuğunu diğerine göre daha fazla sevmiyordur. Anne babalara; ‘Hangi çocuğunu tercih edersin?’ diye sorulsa hiçbirini diğerine göre üstün tutmayacaktır. Bütün çocuklar, anne ve babanın diğer kardeşlerinden üstün tutamayacağı kadar değerlidir. Anne ve babalar sevgi noktasında bütün çocuklarına yakınlıkta olsalar bile, sevginin ifade ettiği davranışları gösterme noktasında bazen birine diğerine göre daha yakın olabilmekteler. Bazen başarılı, bazen küçük, bazen erkek olan çocuk, diğer kardeşlerine göre üstün tutulabilmektedir. Bu durum kalıcı olmasa bile çocuklar anne ve babanın nazarında hiçbir zaman ikinci plana itilmek istemez. Öyle olduğunu düşündükleri takdirde ya kardeşlerine zarar vermeye başlarlar, ya anne ve babalarına agresif davranabilirler ya da eskiye göre daha içine kapanık olabilirler.
Çocukların, anne ve babalarının kardeşlerini daha çok sevdiğini düşünmesi ve bunun sürmesi aile ilişkilerinin sağlığını bozar. Evet, aynı evdeki çocuklardan tercih edilen kardeşlerine karşı kıskançlık hissini uyarır ve kardeşlerini birbirine karşı düşman haline getirir. Baba ve annenin kardeşler arasında farklı davranışlarda bulunmaları onların bilinçaltında nefret duyguları uyandırır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklar Ailelerinden Neler Bekler?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Hatice ÇETİNKAYA ŞAHİN'in Yazıları
► Cebinizde Neler Var? Psk.Dnş.Nagehan BALCI
► Aile Danışmanlığında Neler Oluyor? Psk.Dnş.Tayfun Kemal KARAYILANLI
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklar Ailelerinden Neler Bekler?' başlığıyla benzeşen toplam 38 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Emdr Nedir? Eylül 2012
► Ergenlikte Ebeveyn Tutumları PDF Temmuz 2012
► Karne ve Ebeveyn Tutumları Haziran 2012
► Ebeveyn Ölümü ve Etkileri ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2012
◊ Projektif Testler Kasım 2013
◊ Çocuklarda Öfke Kontrolü Ağustos 2013
◊ Çocuklarda Korku Temmuz 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:35
Top