2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sosyal Sorunlar: Psikolog Gözüyle Pkk Terörü Meselesine Bakış
MAKALE #9379 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ağustos 2012 | 4,769 Okuyucu
SOSYAL SORUNLAR: PSİKOLOG GÖZÜYLE PKK TERÖRÜ MESELESİNE BAKIŞ

PSİKOLOG GÖZÜYLE TERÖR MESELESİNE BAKIŞ

Terör örgütleri tüm ülke askerlerini tek tek imha ederek bitirmek, ancak ondan sonra gayelerine ulaşacaklarını düşünmek gibi imkansız bir hedef gütmezler. Aslında onlar bütünüyle algılarımızı değiştirmek için eylemler yaparlar. Tüm silahlı ya da silahsız eylemleriyle aslında hedefledikleri şey evvela yılgınlığa düşmemiz, sonra da algılarımızın, “Bu iş silahla olmuyor, bari masada çözüm arayalım” noktasına evrilmesini sağlamaktır. Yani görüldüğü üzere terör örgütleri aslında fiziksel gibi görülen tüm eylem ve argümanlarıyla algı değiştirmek, yerine yeni bir algı inşa etmek gibi tamamen psikolojik bir gaye güderler. Çünkü onlar algı değişince pek çok şeyin (lehlerine olarak) değişeceğini, kişilerin algılarına göre tepki verdiklerini bilirler.

Oysa bizler koskoca bir ülke olduğumuz halde psikolojiden büyük ölçüde nasipsizizdir. Uyuşturucudan boşanmaya, intiharlardan ruhsal bunalımlara ve cinnetlere kadar psikososyal nitelikli sorunlar dağ gibi arttığı halde halen etkili bir biçimde psikolojik danışmanlık hizmeti verilmez mesela ülkemizde. Hatta ülkenin bu işleri düzenlemekle sorumlu olan bakanlığı şu iki binli yıllarda bu yerleri kapatmakla falan tehdit eder.

Yine aynı şekilde terör konuşanların hiçbirisi temel psikoloji eğitimi almış kişiler değildir. Herkes siyaset ve güvenlik bilgisi çerçevesinde, özellikle de kendi öznel düşüncelerini nesnel gerçekler sanarak konuşur durur. Sonra da ortaya sürekli daha fazla kafa karışıklığı ve içine düşülen bir yığın çıkmazlar çıkar, başka da bir şey değil!

Hemen hemen her gün ekranlarda, “Terörle mücadele silahlı mı olmalıdır yoksa siyasi mi” tartışmaları yapılır. Ancak hiçbir kimse asıl terörle mücadelenin psikolojik olması gerektiğini düşünmez. Çok nadir olarak bu işin sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik yönleri de var denilir lakin ufak bir detaymış gibi yer verilen bu psikolojik boyut işinin nasıl olacağı üzerinde hiç durulmaz.

Meseleye sadece üç - beş dakikalığına ve bir psikolog gözüyle bakınca, kişisel görüşlerimi ve tespitlerimi psikolojinin temel bilimsel parametreleri üzerine inşa edince ortaya şu tespitler ve öneriler çıkıyor:

1.Terörle mücadelede verdiğimiz tüm mücadele ile terör örgütünün algısını lehimize olacak şekilde inşa edemiyoruz. Burası gömleğin ilk düğmesi, burası yanlış iliklenince gerisi de haliyle yanlış olarak geliyor.

2.Çünkü meselenin özünde yanlış algıyı düzeltmenin, yerine lehimize bir algı inşa etmenin yattığını göremiyoruz. Böylece tüm terörist eylemlerin ve bu eylemlerin ardındaki temel motivasyonun oluşan bu algıya göre şekilleneceğini düşünemiyoruz.

3.Bu hatalı ve aleyhimize oluşan algıyı oluşturan pek çok davranışsal ve yaklaşımsal hata yapıyoruz.

Şöyle ki:

1.Bir askerimiz şehit olunca en fazla rutin operasyonlar yapıyor, ancak sayısı çift haneli rakamı aşınca önce bir süre gecikiyor, sonra da daha etkili operasyonları gündeme getiriyoruz. Yani askeri ve vatandaş kaybımızı değil, oluşacak muhtemel kamuoyu tepkisini yatıştırmayı önceliyoruz yahut böyle bir algıya neden oluyoruz.

Böylece infial uyandırmayan yani düşük kayıplı eylemler için terör örgütüne farkında olmadan, istemeden, “Devam” mesajı veriyoruz. Sonuç itibariyle askerine sahip çıkamayan, sadece kamuoyu tepkisi için iş yapan, samimiyetsiz, zayıf, kararsız, dirayetsiz, sönük, cesaretsiz bir devlet imajı portresi çiziyoruz. Bu imajın oluşturduğu algı olması gerekenin tam tersine dosta yılgınlık, düşmana ise cesaret aşılıyor.

2.Hiç bir kıvılcıma yangınmış gibi tepki vermiyoruz. Bu kıvılcımın önce yangına dönüşmesine müsaade ediyor, bunda adeta bir sakınca görmüyoruz. Hatta yangına bile çoğu zaman kıvılcımmış gibi yaklaşma eğilimi içinde oluyoruz yahut böyle bir izlenim veriyoruz. En azından onca siyasi tarafsızlığıma, hatta çoğu konuda düşünce olarak bu izlenimi verenlerin safında yer almama rağmen ben bile genellikle böyle bir izlenim alıyorum. Bu durumda, zaten yanlı düşünmeye eğilimli olacakları için bunu terör örgütü mensupları da muhtemelen böyle algılayacaktır. Sonuçta neyin nasıl yapıldığından çok nasıl bir izlenim verildiği önemlidir. Ne demiştik, terörle mücadele gerçekler değil; algılar üzerinden işleyen bir psikolojik savaştır.

3.Terörle mücadeleyi tamamen savunma konsepti üzerine kurmuş durumdayız. Sadece savunma ile futbol müsabakası bile kazanılmazken terör gibi bir mücadele nasıl kazanılabilir!

4.Sürekli terör örgütü gece karanlığından yararlanıp kaçar. Bir kere de biz gece karanlığından yararlanıp da onları imha edebilsek, böylece ruhlarında karanlık fobisi geliştirsek odaklı bir düşünce içine pek girmeyiz. Geceyi terör örgütlerinin doğal dostu ve örtüsü zannediyoruz. O sebeple de şu teknoloji asrında geceyi lehimize çevirme çabası içinde pek olmuyoruz.

5.Duygusal nitelikli ve ilk aşama için aşırı denilebilecek sözel tepkileri çok fazla veriyoruz; böylece kısa süre içinde yüksek bir beklenti oluşturuyoruz. Sonra da bu tepkinin ve oluşan yüksek beklentinin gerektirdiklerini yapamıyor, böylece inandırıcılığımızı ve kararlılığımıza yönelik algıları da aleyhimize olarak bozuyoruz.

6.Terör örgütü üzerinde, “Az bile olsa devamlısı makbuldür” bilimsel ilkesi gereği olarak düzenli ve kesintisiz, haliyle usandıracak, yıldırıp pes ettirecek bir baskı kurmuyor, saman alevi gibi başlayıp sönen mücadele yöntemleriyle karşılık veriyoruz.

Bazen böyle üç - beş günlük baskılar kuruyor, terör örgütü sıkıştı haberleri ayyuka çıkmaya başlar başlamaz bu baskıya derhal son veriyoruz nedense! Oysa bu baskı üç - beş günlük değil, kesintisiz devam eden, böylece düşmana çaresizliği öğreten bir baskı olmalıdır. Böyle yapmıyoruz. Sonunda da, “Bu iş silahla olmuyor mu acaba” noktasına geliyoruz, motivasyonumuzu zaafa uğratıyoruz. Aslında silahla olur, ama buradaki gibi bilimsel temelli bir anlayış üzerine kurulmuş bir silahlı mücadele ile…

7.Terör örgütünün gerçek yüzünü ve asıl hedefini açık, net ve yüksek sesle dile getirmiyoruz. Marksist yapısını pek vurgulamıyor, asıl gayesinin kültürel haklar olmadığını anlamazdan geliyoruz. Çözümün de kınamaktan veya evinize dönüp sıcak çorba için demekten geçmediğini hala anlayamıyoruz.

“PKK çoğu zaman saklıyor ancak nihayetinde toprak istiyor, biz ise haklı olarak toprağı namus biliyor ve vermiyoruz. Ayrıca demokrasiyi bedelsiz alıp vermenin bir aracı olarak da görmüyoruz. Toprak elbette ki alınabilir ancak bedeli ödenerek! Biz şanlı Türk milleti olarak bunun bedeli neyse ödemeye razıyız” demiyoruz.

Bunu belki lisanı halle muhtelif şekillerde ortaya koyuyoruz ancak sözel olarak gerektiği gibi güçlü bir biçimde ve sıklıkla vurgulamıyoruz bu mesajı. Güçlü söylenmeyen ve sıklıkla vurgulanmayan sözler de ne algı değiştiriyor ne de yeni bir algı oluşturuyor! Oysa terörle mücadele algı üzerinden işleyen bir savaştır.

8.Terör örgütlerinin en büyük ilacı mücadelede uzayan zamandır. Zaman uzadıkça toplumlarda analar ağlamasın feryatları yükselir ki bu siyasi erkin elini kolunu bağlar, böylece terör örgütü elini yüzünü ovuşturarak, “Ha birkaç hamle daha, ha gayret, az kaldı” demeye başlar. Terör uzamışsa devlet bedel ödemekten korkmadıklarını, bunu sonsuza dek yapabileceklerini, çünkü devlet olmanın, en önemlisi de devlet kalmanın bedel istediğini sık sık ve yüksek sesle vurgulamalıdır.

Buradaki amaç düşmanda hakkımızda yerleşen, “Artık dayanamıyoruz, sabrımız kalmadı” şeklindeki algıyı değiştirmek, yerine yılmayacağımız, kayıpların üzücü de olsa bu işin doğasının bir parçası olduğunun farkında olduğumuza dair yeni bir algı inşa etmektir.

9.Kürt sorunu denilen sorunun kültürel, siyasal, ekonomik pek çok boyutu vardır. Ancak terör sorunu apayrı bir sorundur, nihai olarak yegane amacı ise bölücülüktür. Dolayısı ile bazı ileri haklar vermekle bitmesini beklememek gerekir. İstenilen şey sonuç itibariyle toprak olduğu için askeri mücadele kaçınılmazdır. Ancak bunun etkili bir biçimde hayata geçirilmesi gerekir.

Mücadeleyi etkili yapmamak, sonra da mücadele sonuç vermiyor sonucuna varmak yanlıştır. Burada sonuç vermeyen askeri mücadele değil, yanlış veya eksik işleyen askeri mücadeledir. Yanlış askeri mücadele düşmanı besler, doğru olanı ise imha eder, en kötü ihtimalle kımıldayamayacak hale getirir ki bu da dağılmayı hızlandırır.

10.Terör örgütü bağımsızlık rüyası kadar egoya doyum veren bir başka aşmaya geçmiştir. O artık silah gibi kestirme bir yolla dünya arenasında kendisine yer edinmiş, belli siyasi güç odakları tarafından siyasi bir otorite gibi kabul gören, yer yer vergi alan, denetleme yapan, infaz eden, sindiren, otorite kurmuş, uyuşturucunda büyük karlar elde eden bir yapıdır. Bu illegal imkanları ve sağladığı psikolojik doyumu hemen Kürtlere bir sürü hak verildi diye bırakmasını istemek safdillik olacaktır. İşin bu noktası da gözlerden uzak tutulmamalıdır.

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sosyal Sorunlar: Psikolog Gözüyle Pkk Terörü Meselesine Bakış" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Ekran Terörü Psk.Hatice Esra BAKIR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sosyal Sorunlar: Psikolog Gözüyle Pkk Terörü Meselesine Bakış' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:31
Top