2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Obeziteyle Mücadelede Doğru Yaklaşımlar
MAKALE #9400 © Yazan Psk.İlkten ÇETİN | Yayın Ağustos 2012 | 4,603 Okuyucu
OBEZİTEYLE MÜCADELEDE DOĞRU YAKLAŞIMLAR

Aşırı kilolu kişilerde toplum baskısı yüzünden kaynaklanan beden imajı problemleri; depresyon, sosyal fobi, kaygı bozuklukları ve yeme bozukluklarına(özellikle bulimia) sebep olabilir.Aşırı kilolu insanlara karşı oluşan önyargı toplumun her kesiminde oluşabildiği için bu durumu yok saymak oldukça zor, hatta imkansızdır.
Kilonun getirmiş olduğu fiziksel engeller ve doktorların kilonun sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dair açıklamaları dışında çevreden gelen yargılar da baskı yaratır. Aileden, arkadaşlardan gelen eleştiriler, sokaktaki insanların bakışları, kilolu insanlar hakkında oluşan genel inanışlar, örneğin, “Şişman insanların mutlaka duygusal problemleri vardır” gibi, aşırı kilolu insanların baş etmek zorunda kaldığı başlıca durumlardır.
Bu durumlarla karşı karşıya kalmamak için kişi kendini çevresinden soyutlayabilir. Özgüven eksikliği artar. Duygusal ilişkilerde karşı cinse yaklaşmak kaygı verici bir durum haline gelebilir. Cinsel hayatta olumsuz beden imajına bağlı problemler ortaya çıkabilir.

Neden bazı aşırı kilolu insanlar bedenleriyle oldukça barışıkken, bazı kişiler beden imajı problemleri yasarlar?

Bu konuda şu ana kadar çok az bir araştırma yapılmış olmasından dolayı bu soruya kesin bir yanıt vermek doğru olmaz. Yalnız bugüne kadar yapılan araştırmalardan edinilen bilgiye göre çocukluk ve ergenlik döneminde, kiloları ile ilgili fazla eleştiriye maruz kalmayan kişiler daha olumlu bir beden imajı geliştirebiliyorlar.
Örneğin, çocukluk ve ergenlik döneminde ailesi ve çevresi tarafından bedeni ve kilosu ile ilgili eleştiri almayan, yargılanmayan, her alanda desteklenen kişiler yetişkinlik döneminde kilolu olsalar da bedenleri ile daha barışık olabiliyorlar. Oysa ki çocukluk ve ergenlik döneminde ailesi ve arkadaşları tarafından durmadan kilo vermesi konusunda baskı gören, eleştirilen, aşırı kilolu kişiler olumsuz beden imajı geliştirirler.

Eğer bedeni ile barışık olmayan aşırı kilolu kişiler, bu problemin duygusal, sosyal hayatlarını etkilediğini düşünüyorlarsa mutlaka psikolojik destek almaları gerekir. Bir çok aşırı kilolu kişinin kendilerine ve bedenlerine karşı geliştirdikleri öfke, utanç yemek yeme isteğini tetikleyebilir. Kişi yedikçe kilo alır, kilo aldıkça öfke ve pişmanlığı artabilir, öfke ve pişmanlık da daha çok yemeğe itebilir. Bu durum kısır döngü haline gelebilir.

TEDAVİ SÜRECİNDE DOĞRU YAKLAŞIM GÖSTERMEK ÖNEMLİDİR..

Obezitenin, biyolojik, psikolojik, ailevi ve sosyo-kültürel bileşenleri vardır. Atılması gereken ilk adım her zaman, önce bir hekime başvurarak fiziksel rahatsızlıkları tedaviye yönelmektir. Bundan sonra, psikolojik danışman, diyetisyen ve hekimden oluşan sağlık uzmanları bir arada etkili bir tedavi sürdürebilir.

Obezite Tedavisinde Davranışsal Yaklaşım

Obezite programlarında davranışları değiştirmeye yönelik davranışsal terapi tekniği kullanılabilir. Amaç, önceden kazanılmış sağlıksız davranışların yerine yenilerini geliştirmektir. Kişinin davranışlarını kontrol altına almayı öğrenmesi hedeflenir.
Diyet boyunca diyeti bozduğu anlarda veya aşırı yeme isteği uyandığı anlarda duygu ve düşüncelerini not etmesi, hangi durumların ve duyguların bu duyguları tetiklediğini not etmesi kişi için diyet boyunca problem olan noktaların saptanmasını sağlar. Psikolog yardımı ile bu duyguların kökenine inilir, bu duyguları tetikleyen durumlarla baş etme yöntemleri geliştirilir.

Bunun yanı sıra beden imajı ve kilo verme konusunda kişiyi duygusal olarak etkileyen, motivasyonu azaltan olumsuz düşünceler üzerinde çalışılır ve davranışsal boyuta geçirilmesi sağlanır.

Kilo Kontrolü

Başarıya ulaşılıp istenilen kilo verildikten sonra, koruma diyeti sırasında da kişinin psikolojik destek almaya devam etmesi gerekmektedir. Bu dönemde verilen kiloyu geri alma durumunu oluşturacak faktörler üzerinde konuşulmalı, bunlarla baş etmek için davranışsal yöntemler geliştirme üzerinde çalışılmalıdır.

Koruma dönemindeki psikolojik destek özellikle daha önce defalarca kez kilo alıp veren kişiler için büyük önem taşır.

Kilo vermeye karar vermek uzun ve zorlu bir yola çıkmak için atılan ilk adımdır. Bu yolda kimi zaman hızlı ilerlenir, kimi zaman duraklanır, kimi zamansa geri adım atılan durumlar gelişebilir. Tüm bunlar, bu sürecin normal sayılabilecek aşamalarıdır. Kişiler, bu süreç içerisinde takıldıkları yerde savaşıp ilerleme kaydedeceği gibi ilk takıldıkları anda vazgeçebilirler de. Kişiye uygun beslenme ve egzersiz programının hazırlanmasının yanı sıra kişinin duygusal ihtiyaçlarının da karşılanması kilo verme maratonunda kişiye direnç ve istikrar kazandıracaktır. Kişinin sadece yeme alışkanlıklarını değiştirmekten çok yaşam biçiminin değiştirilmesi amaçlanmalı ve ona göre bir yaklaşımda bulunulması gerekir.

Kilo Kaybının Sosyal ve Psikolojik Etkileri

Yemek yemek özellikle de aşırı kilolu insanlarda genelde fiziksel ihtiyaçtan çok duygusal ihtiyaçlardan kaynaklanabilir. Diyet suresince bu duygusal ihtiyaçlara cevap verilememesi pek çok sorun yaratabilir. 1970 öncesi yapılan araştırmalarda diyet yapan aşırı kilolu insanlarda diyet süresince depresyon, kaygı, sinirlilik hali olduğu ortaya konulmuştur.

En son yapılan araştırmalarda psikolojik destek ve davranışsal terapinin diyet programları süresince gerek duygu durum, gerek motivasyon açısından oldukça etkili olduğu sonucu bulunmuştur.

Kilo verildikten sonra ve özellikle de verilen kilo uzun bir süre geri alınmamışsa kişinin hayat kalitesinin artması ile birlikte duygu durumu da olumlu yönde etkilenir. Duygu durumundaki olumlu gelişim günlük iliksilerine de yansır ve hayattan alınan doyum artar. Eğer, verilen kilo geri alınırsa kişi öfke, utanç, umutsuzluk duygusuna kapılabilir. Çevresi tarafından “iradesiz, kontrolsüz” olarak nitelendirileceği endişesi yaşar ve çoğu zaman da bu endişeler yersiz çıkmaz. Kişi asla başaramayacağını düşünebilir. Kilo verme programına bir daha geri dönmeyebilir ya da diyet yaptığını ‘belki yine başaramam’, ya da kilo verip tekrar alırım korkusu ile çevresinden gizler.

Kilo vermenin psikolojik olarak olumsuz etkiler yaratacağı bir grup yok değildir. Çocukluk ya da ergenlik döneminde cinsel tacize uğramış kadınlarda daha önce de bahsedildiği üzere kilo vücudu koruma görevi üstlenir. Kilonun kaybedilmesi halinde vücudun savunmasız kalacağı düşüncesi gelişebilir ve kilo verme olumsuz bir psikoloji yaratabilir. Kilonun vücudu kalkan gibi koruma görevi bilinçaltında geliştiği için kişi bu durumun farkında olmayabilir. Dolayısıyla diyet programı ile ayni anda psikolojik destek verilmesi cinsel taciz problemi olan kadınlarda bu sorunu yüzeye çıkartacak ve bu sorunun çözüme kavuşmasına yardımcı olacaktır.

Kilo verme programlarındaki temel amaç kişinin kilo vermesidir. Yalnız, her kilo verme programı amacına ulaşacak ya da istenilen hedefe varılacak durumu söz konusu değildir. İstenilen kiloya inen kişiler olabildiği gibi beklenilenin çok altında kilo verenler, veremeyenler, verdiği kiloyu hemen geri alanlar olabilir. Böyle durumlarda kişiye diyet yapması konusunda baskı uygulanması daha olumsuz bir sonuç verecek ve kişiyi diyet yapma fikrinden iyice uzaklaştıracaktır.

Ne yazık ki diyete başlayan bir kişinin program süresince ne derece başarılı olabileceği önceden kestirilemez. Dolayısıyla, beslenme uzmanının diyet programına başlamadan kişiyi önce kilo vermenin zorluğu, uzun zaman alabileceği, bedensel hareketliliğin arttırılması gerektiği, yeme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiği konularında bilgilendirmesi gerekir.

Ayrıca beslenme uzmanları, psikolojik desteğin kilo verme sürecinde yaşanılan zorlukların çözüme kavuşması için oldukça gerekli olduğunu vurgulamalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Obeziteyle Mücadelede Doğru Yaklaşımlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlkten ÇETİN Fotoğraf
Psk.İlkten ÇETİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi259 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İlkten ÇETİN'in Makaleleri
► Sosyal Kaygıyla İlgili Kuramsal Yaklaşımlar Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Obeziteyle Mücadelede Doğru Yaklaşımlar' başlığıyla benzeşen toplam 64 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendine Sevgili Misin? Şubat 2022
► Bilişsel Çarpıtmalar (Düşünce Hataları) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:57
Top