2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Açlığınız Psikolojik mi Yoksa Fizyolojik mi?
MAKALE #9516 © Yazan Dyt.Begüm KURAN | Yayın Eylül 2012 | 4,730 Okuyucu
YEME DAVRANIŞI FİZYOLOJİK BİR GEREKSİNME Mİ YOKSA PSİKOLOJİK Mİ?

Açlık, vücudumuzun fonksiyonlarının devamlılığı için ihtiyaç duyduğu yakıttır. Hayatta kalabilmemiz için gereken optimum oksijeni sağlamaya çalışır tüm bu aktiviteler için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerji de kişinin aldığı besinlerden karşılanır. Gündelik hayatta yemek yemenin tetikleyicilerini anlayabilmek, müdahale edebilme açısından oldukça önemlidir.


İnsanlar sık sık aç olmadıkları halde yerler. Bunun bir nedeni çoğumuzun, vücudun yemeğe ihtiyacı olduğunda bunu karşılamıyor olmamızdır. Eğer emin değilsek, 20 dakika daha beklemeli ve kendimize ‘Ben aç mıyım?’ diye sormalıyız. Yemek yedikten 3 saatten kısa bir süre geçtiyse ve açlık hissediyorsak bu gerçek açlık değildir. Bir sonraki ana öğün zamanımız gelene kadar kendimize meyvelerle kokteyller yapabiliriz.


Ruh durumumuz değiştikçe yeme alışkanlıklarımız da değişir. Olumsuz ve olumlu her iki duygu hallerimizde de yeme düzenimiz bozulur. Açlığı ‘Fizyolojik Açlık ve Psikolojik Açlık’ olarak iki şekilde sınıflandırırız. Araştırmalar, kişilerdeki açlık sebebinin % 75 oranında duygusal etmenlerden kaynaklandığını gösteriyor. Duygusal açlığın bir diğer karşılığı ise ağız açlığıdır. Psikolojik açlıkta şartlanma söz konusudur. Kişiler bir süre yeme saatlerini belli bir periyodik düzene yayarak yemişlerse, o saat geldiğinde kendini acıkmış hisseder. Bu insanlar sürekli yemelerine rağmen doymazlar. Yeme sebepleri tamamen duygusaldır. Kendine güvensizlik, yedikçe mutlu olanlar için daha fazla mutlu olma arzusu, ekonomik sıkıntılar gibi çeşitli duygular kimilerini yemeğe yönlendirir çünkü yemek oyalayıcıdır, dikkat dağıtıcıdır. Fakat bu geçici bir çözümdür, yedikten sonra yine endişeler, sorunlar hatırlanır. Hatta bunun üzerine fazla yemiş olmanın getirdiği pişmanlık duygusu da eklenir.


Kızgınlık ve öfke sağlıksız yemenin temel sorunudur. Bu hisler huzursuz edicidir ve genellikle açlıkla karıştırılır. Yorgun, bitkin, depresyonda olan kişiler kendini süt ve süt ürünlerine adar. Süt ürünleri antidepresan ilaçlarıyla aynı nörolojik etkiye sahiptirler. Psikolojik olarak acıkmış insanların yöneldikleri yiyecekler genellikle karbonhidratlarca zengin, serotonin (mutluluk verici hormon) uyarıcı içeriği olan, temel besin öğesi olmayan besinlerdir. Mideniz dolu olsa da duygularınızı bastırmak için hala yiyorsanız, daha yemeye devam edeceksiniz demektir. Tam tahıl ürünleri, fasulye ve sebze gibi daha kompleks karbonhidratlar içeren aperatifler ve yemekler seçmek besin içeriği açısından size daha faydalı olur.


İnsanlar yemek için ya da rahatlık için kendilerini avutma eğilimindedir. Duygusal açlıktan uzak durabilmenin en önemli yolu farkında olabilmektir. Buna öncelikle yeme günlüğü tutmakla başlayabilirsiniz. Ne zaman ne yediğinizi, yedikten sonra duygu durumunuzun ne yönde değiştiğini yazın. Duygusal açlık aniden gelir. Eğer midenizde guruldama, kramp, baş dönmesi, baş ağrısı gibi bir takım belirtileriniz yoksa muhtemelen gerçekten aç değilsiniz. O anda yiyecekle ilişkilendirilmeyen başka şeylere yönelin.


Kendi kendinizin terapisti olun, fiziksel aktivitelerde bulunun. Örneğin kitap okuyun, müzik dinleyin, telefonla konuşun, yüzün, bisiklet sürün, yürüyüşe çıkın. Bunun artı bir yanı, duygu durumunuzu kontrol eden özgüven, kendine saygı, kişisel güç duygularını teşvik etmesidir.


Fiziksel açlık ise ihtiyaçtan doğar. Enerjimizi karşılamak için kalori alıyorsak bu fizyolojik açlığın sonucudur. Gerçek açlıkta kan şekerimiz düşmüştür, mide ve bağırsaklarımız boştur. Baş dönmesi, gurultular, mide krampları, bulantılar görülür. Fizyolojik açlık temel besin öğeleriyle giderilir, doyduğunuzda bu his kaybolur.


Açlığınız fizyolojik mi yoksa psikolojik mi? Bunu ayırt edebilmek için kendinizi çok iyi tanımalısınız. Ne zaman ne yiyorsanız yemeden önce hissettiklerinizi gözden geçirip, bir günlüğe not etmeli ve bu yiyeceğe vücudunuzun o anda ihtiyacı olup olmadığını sorgulamalısınız. Neden yediğimizi bilirsek yemek seçiminde kendimize daha faydalı oluruz.


FORM’ DA BİR HAFTA GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE…


Yazının tüm hakları Begüm Kuran Beslenme Danışmanlık Merkezi Yayın Kuruluna aittir. Kısmen veya tamamen kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Açlığınız Psikolojik mi Yoksa Fizyolojik mi?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Begüm KURAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Begüm KURAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Begüm KURAN Fotoğraf
Dyt.Begüm KURAN
Çanakkale (Online hizmet de veriyor)
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Begüm KURAN'ın Yazıları
► Yoksa Ortoreksiya Adayı mıyım? Dyt.Çiğdem ÜRKMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Açlığınız Psikolojik mi Yoksa Fizyolojik mi?' başlığıyla benzeşen toplam 77 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Corona Virus Dosyası Mart 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:28
Top