2007'den Bugüne 92,300 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İnsan Ruhuna Yaklaşmak Onun Bedenine Yaklaşmaktan Daha Az Riskli Değildir
MAKALE #9695 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ekim 2012 | 4,955 Okuyucu
İNSAN RUHUNA YAKLAŞMAK ONUN BEDENİNE YAKLAŞMAKTAN DAHA AZ RİSKLİ DEĞİLDİR

MEVCUT RUHSAL YARDIM DEĞİRMENİ SU TAŞIYANLARCA DÖNDÜRÜLÜYOR. İÇİNDE SAĞLIĞIMIZ ÖĞÜTÜLÜYOR, HASTALIK UNU ÜRETİLİYOR!

Bireyler gibi milletlerin de genel karakteristik yapıları olduğunu düşünüyorum. Bu genel yapı düşünce biçimlerimizi de belirliyor. Mesela bizler ünlü biri (asker, gazeteci, doktor vs) ceza aldığında, “Haksızlık bu, adam çok başarılı işler yapmış” diye düşünürüz. Oysa başarılı işler yapmak ne suç işlemeye manidir ne de suç işleme ayrıcalığı verir! Bize göre başarılı biri ya suç işlemez yahut işlese bile bu çok önemli olmamalıdır!

Bu tarz düşünce hatalarından meslekler de nasibini alır ülkemizde!

Siz hiç psikiyatri uzmanlarının; kerameti kendinden menkul bir biçimde kendilerini Nlp, kişisel gelişim uzmanı ya da yaşam koçu olarak tanımlayan kişilere karşı çıktıklarını duydunuz mu! Ben duymadım! En azından bu hiç bir zaman; işlerini aldıkları fakülte eğitimi neticesinde ve bilimsel bir anlayışla yapmaları beklenilen psikologlara karşı gösterilen reaksiyon kadar keskin ve bariz olmadı. Unvanı sadece ruh hastalıkları uzmanı değil; aynı zamanda ruh sağlığı uzmanı olan bu kişilerin halk sağlığı konusunda bu türden kişilere karşı da duyarlı olmaları beklenmez miydi?

Hatta bakanlığın tavrı bile bu konuda hep bu yönde olmuştur. Sözgelimi bir psikologun ofis açmasına yahut var olan danışmanlık merkezlerine hışımla karşı çıkılmıştır ancak bu kişilerin benzer çalışmalarına hep toleranslı yaklaşılmıştır.

(İlimizde bile yıllardır bir kekemelik merkezi vardır. Kimin, ne maksatla açtığı bilinmeyen bu merkez fahiş fiyatlarla -biz bu vakalara hastanede adeta beleşe bakarken onlar “15 günde son” reklamlarıyla hasta toplayıp, 1.500 TL gibi ciddi bir ücret almaktadırlar. Bakanlığın biz psikologları hastanelerde etkili çalıştırmaması bu merkezlerin ekmeğine yağ sürmekte, “Hastanelerde terapi verilmiyor, bu iş terapiyle oluyor, onu da biz veriyoruz” reklamlarıyla halkı kandırmalarına yol açmaktadır- konuşma bozukluğu hastası bakmaya devam etmektedir. Oysa konuşma bozukluğunun gerek ortaya çıkışında gerekse komplikasyonlarında psikolojik süreçlerin ciddi rolü vardır ve buraların ruh sağlığı veya psikolojik destek elemanı olmadan işlev görmesi doğru değildir.)

Neden böyle peki?

Birinci nedeni kanaatimce; psikologların psikiyatristlere yakın çalışması, bu iki mesleğin halk tarafından çok sık karıştırılması, bunun ise hekimler için ciddi kayıplara yol açabilecek olma olasılığı. Malum artık hasta ve hastalık olgusu ciddi rant kaynağı. Yani birincil neden; “Hekimler için bir kayba neden olma da ne iş yaparsan yap” mantığı olabilir! Malum, bizim ülkemizde belli meslekler o mesleğin hizmet ettiği kişilerden bile daha öncelikli olabiliyor!

İkinci neden de şu gibime geliyor:

NLP, Kişisel Gelişim, hipnoz, yaşam koçluğu gibi meslekler kulaktan dolma yahut sezgisel bilgilerle veya ampirik verilerle çalışırlar. Birisi bir biçimde bu işi yapar, sonra kişisel gözlemlerini ve deneyimlerini kitap olarak yazar, o kitap bir anda bu tür mesleklerin temel kaynak eseri haline geliverir. Çoğunun psikoloji alanında ciddi akademik eğitimleri bile yoktur.

Dolayısı ile bu tür meslek mensupları başvurdukları ve çoğu insan doğasına / psikolojisine ters olan tekniklerle psikiyatri değirmenine su taşırlar. Değirmenine su getiren uygulamalara kim neden karşı çıksın ki!

Değirmene su taşıma işi nasıl mı oluyor?

Kanaatimce bu şöyle oluyor:

Bu sonradan icat olmuş meslekler en başta duygulara, özellikle de mutluluğa aşırı vurgu yaparlar. “Mutlu ol, mutluluğun sırları, mutluluk üç – beş öneri” diye diye kişileri hayatın akışı gereği gelişebilecek olası mutsuzluklara karşı aşırı duyarlı hale getirirler.

“Çünkü psikolojik açıdan, bir duyguya duyarlı hale gelmek demek onun zıddına da duyarlı olmaya yatkın hale gelmek demektir.”

Yani kişileri mutluluğa aşırı duyarlı hale getirdiniz mi otomatikman mutsuzluğa da duyarlı hale getirdiniz demektir.

Mutsuzluğa aşırı duyarlı hale gelmek demek ise en ufak bir mutsuzluğa aşırı anlam yüklemek, böylece onu zihinsel eylemlerle (yoğunlaşma, sorgulama, hemen değiştirmeye çalışma vb.) besleyerek büyütmek demek olur.

Büyütmek demek ondan daha fazla etkilenmek, daha çok etkilenmek ise o duyguyu nispeten kalıcı hale getirmek demektir. En insani ruh hallerinin adının “semptom” olduğu bu alanda biraz uzayan mutsuzluğun adı da hazırdır:

Kronik! (depresyon veya mutsuzluk)

“Kronik mutsuzluk” ve yol açtığı algı ise hastalık üreten bir bataklıktır.

Şimdi anladınız mı, ne demek istediğimi!

...

Tespitlerime göre bu değirmene su taşıyan diğer kovalardan bazıları ise şunlar:

“Yüreğinin götürdüğü yere git” (Bu telkin ruhlara hayal kırıklıklarından daha fazla etkilenmeleri için ekilen bilinçsiz yahut sinsi bir tohumdur)

“Öyle hissediyorsan öyle yapmalısın” (Oysa psikoloji bilimine göre hisler irrasyonel duygulardır, çoğu zaman gerçeği yansıtmazlar)

“İste ve başar” (Oysa istek bir duygu biçimidir. Başarı; bazen azalabilen bazen de artabilen, yani doğası gereği değişkenlikler arz edebilen bir duygu işi değil; görev, bilinç ve sorumluluk işidir. Bu telkinle kişilere, “İstemediğinde başaramazsın, o zaman bize gelmelisin” mesajı verilir. Bu sebeple istemediği günlerde bile okuluna gidebilen nice kişi sırf istemediği için ders çalışamayacağını düşünür hale getirilir)



Esasında pek çok dejenerasyon isim takmakla başlıyor. Bir şeyi bozmak istediniz mi ona uygun isim takmak en etkili yöntemdir. Psikiyatri sıkıntı, karamsarlık gibi en tabii ruh hallerini bile “semptom”; yukarıda saydığım meslekler de en insani duyguları bile mutlaka teknik yaklaşım şart diyerek etiketliyorlar. Böylece evvela algılarımızı, sonra da ona bağlı olarak yaklaşım biçimlerimizi bozuyorlar. Yaklaşım bozuldu mu kişiler sobada yanan masum bir ateşe bile itfaiye çağırmaya başlıyor.

Bu teknikle bitkisel karışımlar bile bir anda “bitkisel ilaç” denilmek suretiyle ilaç sınıfına giriveriyor. Bir şeyi bu şekilde tanımladığınızda duygular ve algılar hemen o yönde dönüşmeye başlayıveriyor.

Sorduğunuzda, Mesela, “Ama içinde kimyevi bir karışım yok ki” dediğinizde, “Sonuçta iyileştirici işlev görmüyor mu” deniliyor. “O zaman limon da tansiyonu düşürüyor, limona da mı ilaç diyeceğiz” diye sormak icap ediyor ancak soru da cevap gibi bilgiden doğduğu için bu yola da pek başvurulmuyor.

Haliyle bu polemikler yıllar boyu, bir körler ve sağırlar diyalogu şeklinde sürüp gidiyor. Derken bu anlayışlar yaygınlaşıyor, kuralsızlık ve başıbozukluk kural haline geliyor. Kuralsızlığın kural haline gelmesi aymazlıkları huy; başıbozuklukları da sistem haline getiriyor ne yazık ki.

O halde bir alıntı ile yazımı sonlandırayım:

“İnsan ruhuna yaklaşmak onun bedenine yaklaşmaktan daha az riskli değildir! (Prof. Dr. Nevzat Tarhan)

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İnsan Ruhuna Yaklaşmak Onun Bedenine Yaklaşmaktan Daha Az Riskli Değildir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Evimizin Ruhuna İlkbahar Temizliği Psk.Ayşegül DENİZCİ
► Ergenlerde Riskli Davranışlar Psk.Ece Gürani ŞANDA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'İnsan Ruhuna Yaklaşmak Onun Bedenine Yaklaşmaktan Daha Az Riskli Değildir' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:30
Top