2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlişki Tarzlarından Biri- Yansıtma
MAKALE #9702 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ekim 2012 | 21,376 Okuyucu
“İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme; duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.”

Psikolojide savunma mekanizmalarından biri olarak kabul edilen yansıtma, kişinin kendisine yakıştıramadığı dürtü, duygu, düşünce ve bunlara ait yaşantıları; çevresindeki insanlara ait birer kusur, eylem olarak algılamasıdır. “Kimse beni sevmiyor., Kimse beni anlamıyor., Beni kıskanıyor., Aptal olduğumu düşünüyor., Bana güvenmiyor., Hep kendini düşünüyor., Beni görmek istemiyor…” Günlük hayatta en sık yaptığımız şeydir yansıtma. Yalnızca savunma mekanizması değil; aynı zamanda bir temas şeklidir, ilişki kurma biçimidir. Bana göre yansıtma, seni sen yapan her şeyi (bilgi, duygu, düşünce, inanç, tutum, değer, beden…) çevrene (insanları, olayları, nesneleri…) atfetmen ve seni sen yapan her şeyle (bilgi, duygu, düşünce, inanç, tutum, değer, beden…) çevreni (insanları, olayları, nesneleri…) anlamlandırman, yorumlamandır. Bunu sürekli yaparız.


Benim şu an yaptığım gibi. Sizin şu an da okumakta olduğunuz yazıyı, ben şu an yazıyorum ve bu yazı beni yansıtacak, bu yazıya kendimi yansıtacağım, duygularımı, düşüncelerimi, tutumlarımı; yani beni şu ana kadar ben yapan her şeyi. Her an yaparız yansıtma. Şiir yazarken, öykü yazarken, resim yaparken, planlarken, tasarlarken. Sanat bir yansıtmadır. En sevdiğim yemeği misafirlerime hazırlamam bir yansıtmadır. Onlar da sever, oysa bilemem. Türkler genelde misafir geleceğinde etli yemekler hazırlamaya çalışır yanlış mıyım? Gelen kişi vejeteryansa büyük hayal kırıklığı yaşar ev sahibi. Ama o seveceklerini düşünerek hazırlamıştı. Ve aniden gelen konuğa hemen yiyecek bir şeyler hazırlanır. Ya açsa ve söyleyemezse. “Kişi herkesi kendi gibi bilir.”

Her an yaparız yansıtma, en küçük aktivitemizde bile. “Ohoo bu yolda trafik çok yoğun, bir daha bu yoldan asla gitmem.” ,“Geçen yolda gördüm bir selam bile vermedi, beni insan yerine koymuyor.” Görmemiş olma ihtimalini düşünmeyiz. Yok yok yüzüme baktı. Boş bakmıştır olasılığını aklımıza getirmeyiz. “Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.” da bir yansıtmadır. Fi tarihinde bir iftiraya uğramıştım. En yakın iki arkadaşımdan biri, suratı asık geçen fakat bir türlü nedenini öğrenemediğim koca günün gecesi patlatmıştı bombayı. Çok üzüldüm, çok kırıldım ve bunun bir iftira olduğunu, öyle bir şeyin olmadığını izah ettim kendisine. İkna oldu ve “Ama bunu sakın eşim duymasın duyarsa seninle görüşmemi istemez” deyince daha da yıkıldım, nefsime çok ağır geldi ve eşin benimle görüşmeni istemeyecek sen de benimle bu sebeple görüşmeyeceksin demek, ben seninle görüşmek istemiyorum deyip kesip attım. Ve bu iftirayı attığını beyan ettiği kişiyle de tüm bağlarımı kesip attım. Yedi yıl sonra bir restoranda karşılaştık iftira atan kişiyle. Yanıma geldi hatır sordu. Ben şaşkındım, hangi yüzle diye düşünüyordum ve sordum bana niçin iftira attın diye. Bu sefer o şaşırdı ne iftirası diye. Anlattım, öyle bir şey söylemediğini iddia etti, bana dair aklından geçenleri söyledi ve ekledi. Keşke beni arayıp doğru olup olmadığını sorsaydın dediğinde ayağımın altından yer kaydı. Evet, bin kere haklıydı, aramamıştım bile, o kadar inanmıştım ki ona yansıttıklarımın gerçek olduğuna, gerçekliğini sorgulama ihtiyacı hissetmemiştim. Sözün özü birinin ne düşündüğünü, onun aklından geçenleri tahmin etmek yansıtmadır. Neden öyle davrandığını biliyorumu yüzde yüz iddia etmek yansıtmadır. Ne hissettiğini söylemek yansıtmadır.

Bir arkadaşımla çocuk parkındaydık, yanımızda onun 2 yaş civarı kızıyla beraber. O an da biri köpeğiyle parka girdi ve Sıla köpeğe bakarak kıpırdamadan kaldı. Arkadaşım korktu dedi hadi gidelim. Sonra Sıla paytak paytak köpeğe doğru koşmaya başladı, arkadaşım telaşla koştu peşinden; ama Sıla hızlıydı yakalayamadı ve Sıla köpeğe cici cici dediğinde, arkadaşım yaklaşamadı, meğer kendi korkarmış köpekten


Doğum gününe giderken aldığımız hediye yansıtmadır. Onun seveceğini düşünerek alırız. Tüm kağıt oyunları yansıtmadır, karşı tarafın ne atacağını tahmin ederiz. Oynamayı bilmem ama filmlerden izlediğim kadarıyla pokerin tamamen yansıtma olduğunu düşünüyorum. Satrançta rakibin hamlesini tahmin etmek de yansıtmadır. Biri uyuduğunda çıt çıkarmamaya özen göstermek de. Seyahate çıkarken bavula ne tarz kıyafetler koyacağımız da. Hep daha önceki deneyimlerimize dayanarak tahminler de bulunuruz. Kız kıza bir tatil yapalım demiştik yıllar evvel, bir arkadaşım babasının asla izin vermeyeceği iddiasıyla babasına söylememişti bile ve ben sormak zorunda kalmıştım babasına, izin çıktığında hala şaka yaptığını sanmıştı babasının. Yani önyargılar yansıtmadır.


Irkçılık, fanatizm yansıtmadır. Karşı taraftan olan ağzıyla kuş tutsa yaranamaz ya, yansıtmadan dolayı. Allah aşkına gerçekten bizim takım yanlış yaptı, oy verdiğim partinin şu tutumlarını onaylamıyorum, muhalefet haklı kaçımız diyoruz? Sürekli yansıtıyoruz.


Kıskançlık yansıtmadır.” Onu benden daha çok beğeniyor “deriz de ben onu benden daha iyi buldum eşimin de aynı şeyi düşündüğünü zannediyorum, ama bu benim zannım demez kıskanırız. Davranışlarımızın ve hissettiklerimizin sorumluluğunu başkasına yüklemek de yansıtmadır. “Senin yüzünden verem olacağım.”, “ Senin yüzünden başım ağrıyor.”, “ Akıl mı bıraktın ben de!”, “ Sen ısrar etmeseydin başıma bunlar gelmezdi.”, “Seni tanıdığım günden beri mutsuzum.”…


Görüldüğü gibi yansıtma günlük hayatta sık kullanılan ilişki şekillerinden biridir. Handikap şudur ki, hiç kimse yaşantılamadığı, hissetmediği, bilmediği bir şeyi yansıtamaz. “Çok bencilsin” diyen biri bencilliğin ne olduğunu bilir, “Kıskanç” diyen kıskanmayı, iş bunu kabul etmekte. Tatmadığımız bir şeyi bilemeyiz.

Yansıtma ilişki şeklini kullanmamak mümkün mü; değil elbette; fakat farkında olarak kullanmak esas olanı. Kendimizin farkında olarak, ne kadarının bize ne kadarının diğerlerine ait olduğunu doğru yorumlayarak, yiğidi hakkını vererek öldürmekle ve saygıyla, farklılıklara saygıyla, hoşgörüyle mümkün. Peki neye dönüp bakacağız, hali hazırda bir şekilde kullandığımız bir ilişki tarzı bu. Yansıtmalarımızın işlevsel olup olmadığına bakacağız ilk olarak. Eğer yansıtmalarımız çevremizdeki bireylerle sağlıklı ilişkiler kurmamıza yarıyor, ihtiyaçlarımızı olumlu şekilde doyuruyor, bizi üretken ve gerçekçi kılıyorsa işlevsel; bireylerle ilişkilerimizi çıkmaza sokuyor, yanlış anlaşılmalara, tartışmalara yol açıyor, ihtiyaçlarımızı olumsuz yollarla doyuruyor, bizi pasif ve sanal kılıyorsa işlevsel değildir.

İşlevsel yansıtmalara örnek olarak şunları verebiliriz:


Eve gelen bir konuğun sırtına rahat edeceğini düşünerek yastık vermek.
Küçükken sahip olamadığı bisikleti çocuğuna almak.
Yakınını kaybeden bir kişinin yanında olmak.
Düğünü olacak olan arkadaşa yardım önermek.
Ödevini yapamayan öğrenciye yardım teklif etmek.
Hasta biri için çorba pişirmek, evini temizlemek.
Yeni dünyaya gelen bebeği ziyarete giderken, bebeğin abi ya da ablasına da hediye almak.
Sıkıntıda olanın sıkıntısına ilaç olmaya çalışmak.

İşlevsel olmayan yansıtmalara örnek olarak şunları verebiliriz:


Hiçbir fikrimi önemsemiyorlar.
Öfkeli olduğumu belli etmemeliyim.
O beni çekemiyor.
Benim için iyi şeyler düşünmediğine eminim.
Beni görmezden geliyor.
Beni anlamıyorsun.
Beni sevmiyor.
Beni sık aramıyor.
Bana saygı duymuyor.
İyiliğimi istemiyor.
O kötü biri.
Ağladığım için zayıf biri olduğumu düşündüğüne eminim.
Herkes beni çirkin buluyor.

Polster’a göre yansıtmaların temelinde birçok gereklilik kipi düşünce yatar. Yukarıdaki cümlelerden bazılarıyla örneklendirecek olursam

Her fikrimi önemsemeli.
Öfkeli olduğumu belli etmemeliyim.
Benim için iyi şeyler düşünmeli ve beni buna emin kılmalı.
Beni görmeli.
Beni anlamalı.
Beni sevmeli.
Beni sık aramalı.
Bana saygı duymalı.
İyiliğimi istemeli.
Ağlamamalıyım, yoksa zayıf olduğum anlaşılır.
Herkes beni güzel bulmalı.

Görüldüğü gibi bu temas biçimini sık kullanan kişiler kendilerini kurban olarak algılar, birçok konuda başkalarını suçlar, sorumluluk almaz, çözümü dahi başkalarından bekler, özgürlüklerini başkalarının ellerine bırakırlar. Peki bu durum onları memnun mu eder? Hayır. Yine rahatsızlık duyan kendileri olur. Hep kurban modunda dolaştığınızı düşünsenize, yaşamdan nasıl keyif alırsınız? Ya da sürekli başkalarını suçladığınızı, sizce çevrenizde kaç arkadaşınız kalır? İşte bu şekilde kendi kuyularını kendi kazarlar, sonrada beni bu hallere düşürdünüz diyerek suçlamaya devam eder, tüm kötü şeylerin sorumlusu olarak çevrelerini görür, çözümü onlardan beklerken yaşadıkları acziyet duygusuyla büsbütün saldırganlaşırlar. Önyargılıdırlar, nasıl olmasınlar, hayat hep acı taraflarını onlara gösterdi, kendi dışında herkes mutlu, şüphecidirler, senin de güvendiğin tüm dağlara kar yağsaydı sen de benim gibi olurdun derler, temkinlidirler ne de olsa tüm dünya ona karşı. Hele ki aile bireylerinin hepsinin ilişki tarzı yansıtmaysa iş, içinden çıkılmaz bir hal alır. Herkes birbirini suçlar, herkes çözümü başkasından bekler, kimse benim bu işte ki katkım nedire bakmaz, kendi sorumluluğunu almaz.


“İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme; duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.”, ne kadar doğru bir cümle ve aksi de doğru elbette “İnsanlar yanlış anladığımı söylediğinde doğru söyleme ihtimalleri olduğunu da düşünmeliyim, duyduğum onun sesi, aklından geçenlerse benim düşüncelerim.”
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlişki Tarzlarından Biri- Yansıtma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Yazıları
► Yansıtma ve Ayna Olabilmek Üzerine... Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
► İdeal İlişki ve İlişki Terapisi Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'İlişki Tarzlarından Biri- Yansıtma' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
◊ Kıyamet Senaryoları Temmuz 2013
◊ Ticari Zeka Haziran 2013
◊ Hey Tuğba Naber? Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:11
Top