Bel Bölgesinde Yağlanma ve Beslenme Çözümleri
BEL BÖLGESİNDEKİ YAĞLANMA VE BESLENME ÇÖZÜMLERİ
Bel bölgenizdeki yağlanma sizi görsel açıdan endişelendiriyor olabilir. Ancak daha da kötüsü sağlığınızı olumsuz yönde etkiliyor. Bel bölgesindeki yağlanma organlarınıza da zarar veriyor. Organ çevresini yağların sarmasıyla çalışmalarını engelliyor ve karaciğer yağlanması gibi ciddi hastalıklara zemin hazırlıyor. Bu nedenle görsellikten ziyade sağlığınız için de bu yağlardan kurtulmalısınız.
Vücudumuzdaki hormonların salgılanması dönemsel olarak değiştiğinden vücudumuzdaki yağlanma bölgeleri de değişiklik gösterir. Örneğin kadınlarda östrojen hormonunun salgılanma dönemine göre (menopoz öncesi ve sonrası) yağlanma bölgesi kalça veya bel bölgesi olarak değişiklik gösterir. O nedenle belirli bir yaştan sonra özellikle 40 yaş sonrası beslenmemize ve hatta sadece beslenme ile kalmayıp tüm yaşam stilimize dikkat ederek yaşamalıyız. Tabi ki vücudunuzun bazı yağlara ihtiyacı var. İstediğiniz besini yiyemeyecek veya aç kalacak şekilde beslenmek size sağlığınızı kazandırsa bile işkenceye dönüşmemeli. Ancak ideal kiloya ve bedene ulaşmak için de çaba göstermelisiniz.
İnsanlarda yağ birikimi iki şekilde olur.
Birincisi sadece uyluk, kalça ve karın bölgesinde cilt altında depolanır. Buna subkutan (deri altı) yağ denir. Bu genelde dışardan bakınca sizin de fark edebileceğiniz bir yağlanma şeklidir.
İkincisi daha derinlerde, karın ve pelvis bölgesinde, hayati organların çevresinde (kalp, akciğer, sindirim sistemi, karaciğer vb.) birikir. Buna viseral yağ denir ve dışarıdan bakıldığında fark edilmez. Bu yağlanma tehlikelidir. Zayıf bir insan olup bu şekilde bir yağlanma durumu sizde varsa gizli şişmanlık denilen kısımdasınız demektir.
Vücudumuzda tabi ki yağ olacak ki bu yağlar organlarımızı korumak için yastık görevi görür. Ancak miktar olarak artarsa o zaman sorun haline gelmeye başlar. Örneğin, hipertansiyon, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, bunama ve bazı kanser (meme kanseri ve kolon kanseri de dahil olmak üzere) tiplerinin gelişmesiyle bu bölgedeki yağlanma bağlantılıdır.
Eskiden karaciğer yağlanması alkol kullanımına bağlı olarak kişilerde görülürdü. Şimdi ise obezite arttıkça karaciğerin yanı sıra yağlar için güvenli ancak sizin için güvenli olmayan kalp çevresinde bile yağlanmalar görülmeye başlandı.
Şimdi ne tür bir yağlanmaya sahip olduğunuzu biliyorsunuz. Harekete geçebilirsiniz.
YAĞ DAĞILIMINI ÖLÇMEK
Yağlanmayı en hassas düzeyde ölçen ve gösteren CT veya MRI yöntemleridir. Tabi çok daha basit yöntemler var. Bir mezura alıp ayaktayken ve dik şekilde durarak belinizin ve kalçanızın ölçülerini alın. İdeal bel ölçümü göbek deliği altından yapılmalıdır. Kadınlarda bel ölçüsü 80 cm, erkeklerde ise 94 cm ve altında olmalıdır, eğer kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm’den fazla ise kiloya bağlı olarak sağlık sorunları yaşama olasılığı belirgin şekilde artmaktadır.
Bel bölgesini ölçtükten sonra kalça bölgesini de ölçerek oranın erkeklerde 1,0’dan, kadınlarda 0,8’den fazla olması organ çevresinde yağlanmanın fazla olduğunu gösterir. Bu ölçüm sonucuna göre vücut tipinizi de belirleyebiliriz. Yağlanma kalça bölgesinde fazla ise “ armut tipi”, gövdede fazla ise “elma tipi” yağlanmaya sahipsiniz demektir. İşte burada elma tipi vücuda sahip olanların sağlığına daha çok dikkat etmeleri gerektiğiniz söyleyebiliriz.
NASIL BİR YOL İZLEMELİYİZ?
Karın bölgesindeki yağ oranını yönetmenin dört önemli noktası var.
Egzersiz, ilk basamaktır. Viseral yağ birikimini yavaşlatmada egzersiz oldukça önemlidir. Duke Üniversitesinde yapılan araştırma sonucu haftanın 4 günü 30 dakika yürüyüş gibi dinamik spor yapmak vücut yağ oranını dengelemek için yeterli oluyor. Dinamik sporlar arasında yürüyüşün yanı sıra bisiklete binmek, kürek çekmek hareketlerini kapsayan aletlerde çalışmak da bulunuyor.
Beslenme bir diğer önemli noktadır. Her ne kadar Türkiye’de yaşayan kilolu ve obez kişilerin diyetisyene gittiklerinde ilk yakındıkları ve çözüm aradıkları konu karın bölgesindeki yağlanma olsa da bölgesel olarak sihirli bir deynek yoktur. İyi tarafı ise diyet sırasında kilo vermeye başlanılan ve ilk yağ kaybını görüldüğü yerler karın bölgesidir. Beslenmede bol lifli gıdalarla beslenmek karın bölgesi yağlanmayı engelleyici özelliktedir ancak tam olarak çözüm değildir. Diyet yaparken ilk basamakta bahsettiğimiz gibi egzersizle beraber bu işi ele almak karın bölgesi yağları eritmenin en güzel yoludur.
Özellikle karın bölgesindeki yağlar için detaylı kan tahlili yaptırmak da gerekir. Diyabetin basamakları olan insülin direnci ve hipoglisemi bu bölgede yağ birikimine neden olur. Beslenmeniz de buna göre düzenlenmelidir. Yaptığınız diyet size kilo verdirebilir ancak insülin direnci veya hipogliseminiz varsa ve tedavi edilmeden, beslenmeniz ona göre düzenlenmeden verilen kilolar hemen geri alınır. Böyle bir durum da kesinlikle göz ardı edilmemelidir.
Uykunuzun düzenli olması da yağlanmanın azalmasını sağlar. Yapılan bir çalışmada gecelik uykunun 6-7 saat düzeyinde olması kişilerde 5 yıl içerisinde viseral yağ oranını düşürdüğü görülmüştür. Bu araştırmada 5 saat ve altı, 8 saat ve üstünde uyuyanlarda bu oran artmıştır. Uyku en önemli koşul olmayabilir ancak bu resmin bir parçasıdır.
Stres ise hayatımızda en çok yaşadığımız sorunlardan biridir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların %90 oranında maruz kaldığı bir problemdir. Genelde stresli dönemlerimizde yanlış besinlere yöneliriz. Kocaman bir dilim pasta, bolca makarna, çikolata gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek besinlere yöneliriz. Özelikle kronik strese maruz isek bu çok daha büyük bir problem demektir. En güzel çözümlerinden biri egzersizdir. Yani ikinci önemli noktadır. Egzersiz ile stresinizi kontrol ettiğiniz gibi tokluk hissi de verdiğinden iştah kontrolünüzü de sağlayabilirsiniz.
Son olarak: Karın yağlarından kurtulmak ve sağlıklı yaşamak için mucizevi yöntemleri denemek ve de beklemek size çok zaman kaybettirebilir. Sadece zaman da değil, sağlığınızı da geri döndüremeyeceğiniz şekilde kaybedebilirsiniz. Bu nedenle sihirli diyetinizi beklemek yerine sağlıklı yaşam için bir adım atmalısınız.
DYT. ERİNÇ ATAY
Bel bölgenizdeki yağlanma sizi görsel açıdan endişelendiriyor olabilir. Ancak daha da kötüsü sağlığınızı olumsuz yönde etkiliyor. Bel bölgesindeki yağlanma organlarınıza da zarar veriyor. Organ çevresini yağların sarmasıyla çalışmalarını engelliyor ve karaciğer yağlanması gibi ciddi hastalıklara zemin hazırlıyor. Bu nedenle görsellikten ziyade sağlığınız için de bu yağlardan kurtulmalısınız.
Vücudumuzdaki hormonların salgılanması dönemsel olarak değiştiğinden vücudumuzdaki yağlanma bölgeleri de değişiklik gösterir. Örneğin kadınlarda östrojen hormonunun salgılanma dönemine göre (menopoz öncesi ve sonrası) yağlanma bölgesi kalça veya bel bölgesi olarak değişiklik gösterir. O nedenle belirli bir yaştan sonra özellikle 40 yaş sonrası beslenmemize ve hatta sadece beslenme ile kalmayıp tüm yaşam stilimize dikkat ederek yaşamalıyız. Tabi ki vücudunuzun bazı yağlara ihtiyacı var. İstediğiniz besini yiyemeyecek veya aç kalacak şekilde beslenmek size sağlığınızı kazandırsa bile işkenceye dönüşmemeli. Ancak ideal kiloya ve bedene ulaşmak için de çaba göstermelisiniz.
İnsanlarda yağ birikimi iki şekilde olur.
Birincisi sadece uyluk, kalça ve karın bölgesinde cilt altında depolanır. Buna subkutan (deri altı) yağ denir. Bu genelde dışardan bakınca sizin de fark edebileceğiniz bir yağlanma şeklidir.
İkincisi daha derinlerde, karın ve pelvis bölgesinde, hayati organların çevresinde (kalp, akciğer, sindirim sistemi, karaciğer vb.) birikir. Buna viseral yağ denir ve dışarıdan bakıldığında fark edilmez. Bu yağlanma tehlikelidir. Zayıf bir insan olup bu şekilde bir yağlanma durumu sizde varsa gizli şişmanlık denilen kısımdasınız demektir.
Vücudumuzda tabi ki yağ olacak ki bu yağlar organlarımızı korumak için yastık görevi görür. Ancak miktar olarak artarsa o zaman sorun haline gelmeye başlar. Örneğin, hipertansiyon, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, bunama ve bazı kanser (meme kanseri ve kolon kanseri de dahil olmak üzere) tiplerinin gelişmesiyle bu bölgedeki yağlanma bağlantılıdır.
Eskiden karaciğer yağlanması alkol kullanımına bağlı olarak kişilerde görülürdü. Şimdi ise obezite arttıkça karaciğerin yanı sıra yağlar için güvenli ancak sizin için güvenli olmayan kalp çevresinde bile yağlanmalar görülmeye başlandı.
Şimdi ne tür bir yağlanmaya sahip olduğunuzu biliyorsunuz. Harekete geçebilirsiniz.
YAĞ DAĞILIMINI ÖLÇMEK
Yağlanmayı en hassas düzeyde ölçen ve gösteren CT veya MRI yöntemleridir. Tabi çok daha basit yöntemler var. Bir mezura alıp ayaktayken ve dik şekilde durarak belinizin ve kalçanızın ölçülerini alın. İdeal bel ölçümü göbek deliği altından yapılmalıdır. Kadınlarda bel ölçüsü 80 cm, erkeklerde ise 94 cm ve altında olmalıdır, eğer kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm’den fazla ise kiloya bağlı olarak sağlık sorunları yaşama olasılığı belirgin şekilde artmaktadır.
Bel bölgesini ölçtükten sonra kalça bölgesini de ölçerek oranın erkeklerde 1,0’dan, kadınlarda 0,8’den fazla olması organ çevresinde yağlanmanın fazla olduğunu gösterir. Bu ölçüm sonucuna göre vücut tipinizi de belirleyebiliriz. Yağlanma kalça bölgesinde fazla ise “ armut tipi”, gövdede fazla ise “elma tipi” yağlanmaya sahipsiniz demektir. İşte burada elma tipi vücuda sahip olanların sağlığına daha çok dikkat etmeleri gerektiğiniz söyleyebiliriz.
NASIL BİR YOL İZLEMELİYİZ?
Karın bölgesindeki yağ oranını yönetmenin dört önemli noktası var.
Egzersiz, ilk basamaktır. Viseral yağ birikimini yavaşlatmada egzersiz oldukça önemlidir. Duke Üniversitesinde yapılan araştırma sonucu haftanın 4 günü 30 dakika yürüyüş gibi dinamik spor yapmak vücut yağ oranını dengelemek için yeterli oluyor. Dinamik sporlar arasında yürüyüşün yanı sıra bisiklete binmek, kürek çekmek hareketlerini kapsayan aletlerde çalışmak da bulunuyor.
Beslenme bir diğer önemli noktadır. Her ne kadar Türkiye’de yaşayan kilolu ve obez kişilerin diyetisyene gittiklerinde ilk yakındıkları ve çözüm aradıkları konu karın bölgesindeki yağlanma olsa da bölgesel olarak sihirli bir deynek yoktur. İyi tarafı ise diyet sırasında kilo vermeye başlanılan ve ilk yağ kaybını görüldüğü yerler karın bölgesidir. Beslenmede bol lifli gıdalarla beslenmek karın bölgesi yağlanmayı engelleyici özelliktedir ancak tam olarak çözüm değildir. Diyet yaparken ilk basamakta bahsettiğimiz gibi egzersizle beraber bu işi ele almak karın bölgesi yağları eritmenin en güzel yoludur.
Özellikle karın bölgesindeki yağlar için detaylı kan tahlili yaptırmak da gerekir. Diyabetin basamakları olan insülin direnci ve hipoglisemi bu bölgede yağ birikimine neden olur. Beslenmeniz de buna göre düzenlenmelidir. Yaptığınız diyet size kilo verdirebilir ancak insülin direnci veya hipogliseminiz varsa ve tedavi edilmeden, beslenmeniz ona göre düzenlenmeden verilen kilolar hemen geri alınır. Böyle bir durum da kesinlikle göz ardı edilmemelidir.
Uykunuzun düzenli olması da yağlanmanın azalmasını sağlar. Yapılan bir çalışmada gecelik uykunun 6-7 saat düzeyinde olması kişilerde 5 yıl içerisinde viseral yağ oranını düşürdüğü görülmüştür. Bu araştırmada 5 saat ve altı, 8 saat ve üstünde uyuyanlarda bu oran artmıştır. Uyku en önemli koşul olmayabilir ancak bu resmin bir parçasıdır.
Stres ise hayatımızda en çok yaşadığımız sorunlardan biridir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların %90 oranında maruz kaldığı bir problemdir. Genelde stresli dönemlerimizde yanlış besinlere yöneliriz. Kocaman bir dilim pasta, bolca makarna, çikolata gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek besinlere yöneliriz. Özelikle kronik strese maruz isek bu çok daha büyük bir problem demektir. En güzel çözümlerinden biri egzersizdir. Yani ikinci önemli noktadır. Egzersiz ile stresinizi kontrol ettiğiniz gibi tokluk hissi de verdiğinden iştah kontrolünüzü de sağlayabilirsiniz.
Son olarak: Karın yağlarından kurtulmak ve sağlıklı yaşamak için mucizevi yöntemleri denemek ve de beklemek size çok zaman kaybettirebilir. Sadece zaman da değil, sağlığınızı da geri döndüremeyeceğiniz şekilde kaybedebilirsiniz. Bu nedenle sihirli diyetinizi beklemek yerine sağlıklı yaşam için bir adım atmalısınız.
DYT. ERİNÇ ATAY
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bel Bölgesinde Yağlanma ve Beslenme Çözümleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Erinç KUTLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Erinç KUTLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
karında yağlanma, bel bölgesi, armut tip, elma tip, bel kalça oranı, yağ oranı, vücut yağ oranı, yağ oranını ölçmek, karın bölgesinde yağlanma, bel bölgesinde yağlanma, vücutta yağlanma, yağ birikimi, yağlanma, gizli şişmanlık, karaciğerde yağlanma, karaciğer yağlanması, yağ dağılımını ölçmek, yağ ölçüm yöntemleri, ct yöntemi, mri yöntemi, bel kalınlığı, karın kalınlığı, basende yağlanma, karın yağları
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
