2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hayatımızdaki Yeni Gerçek: Organik Besinler
MAKALE #9907 © Yazan Dyt.Çağla YÜKSEK | Yayın Kasım 2012 | 4,807 Okuyucu
Hangimiz düzgün, kıpkırmızı parlak bir elma elma görünce dayanabiliriz ki? Hemen bir poşet alıp doldurmaya başlarız.

Ya da aramızdan kaç kişi yamuk yumuk elma görünce almaktan vazgeçti? Peki kaçımız düşünüyoruz ki bu besinlerin ne gibi zararları olabileceğini, besinlerdeki GDO gerçeğini kimin aklına gelir o anda.

Bugün dünyada 840 milyonun üzerinde insanın beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor. Elde edilen tarımsal ürünlerde yıldan yıla azalma meydana gelirken, insan nüfusunda hızlı bir artış gerçekleşmektedir. Bununla beraber, dünyanın her tarafında insanların beslenme tarzlarında büyük bir kayma meydana geliyor. Hatta her geçen gün basit ve çeşitli diyetler ortaya çıkıyor. Beslenmedeki bu değişime global ve bölgesel düzeyde önemli sağlık sorunları eşlik ediyor.

Tükettiğimiz besinlerin üretiminde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığındaki zararları kendini hissettirmeye başladı. Tüm bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarımsal savaş ilaçlarının hiç kullanılmaması ya da az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübrenin almasına dayanan Ekolojik Tarım Sistemi geliştirilmiştir. Böylece bu çevre dostu organik ürünlere olan talepte de bir artış meydana gelmiştir.

Organik besin; büyüme ve işlenme sürecinde sentetik kimyasallar ve pestisitler kullanılmadan üretilen besinlere verilen isimdir.

Organik tarımın amacı; Toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden çevre, insan ve diğer canlıların sağlığını azami derecede korumaktır.

Organik ürünler;
 Doğal sürdürebilir tarım olanağı sunar, toprağın yapısını bozmaz, ve doğal yaşam döngüsüne asla zarar vermez.
 Organik tarım, hava, su ve toprak kirliliğine neden olacak maddelerden kaçınır.
 Organik besin tüketimi bizi ve çevremizi kimyasal maruziyetten uzak tutar.

Pestisitler ise insanda dahil olmak üzere, yaşayan organizmalar için toksiktir. Kasıtlı olarak çevreye salınır ve heryerde çevresindeki canlıları tehlikeye sokar.

Organik (ekolojik/biyolojik) tarım, yöntemiyle; toprağı, havayı, suyu koruyarak ona zarar vermeden sürdürülebilir üretimi sağlamak, biyoçeşitliliği korumak, kontrollü ve sertifikalı üretim metodu ile tüketiciye sağlıklı ürünler sunmak mümkündür. Organik tarım ürünlerin imalinde; kimyasalların kontrollü kullanımı, hayvansal üretimde kullanılan kullanılan ilaçlar ile çevreye ve hayvan refahına minimum darbeyi vurguluyor. Klasik tarım metodunda ürün kalitesi değil, ürün miktarı daha önemli iken; organik tarımda ürünün kalitesi daha önemlidir.

Bugüne organik besinlerin konvensiyonel besinden daha sağlıklı olduğuna dair henüz bir kanıt yoksa da, organik besinlerin pestisite maruziyeti azalttığına dair güçlü kanıtlar var.
2009 yılında yayınlanan makaleye göre; yapılan çalışmalar organik olarak üretilen besinlerin, geleneksel olarak üretilen besinlere göre daha üstün bir besin kompozisyonuna sahip olduğu sonucunu gösteriyor.

Entansif tarımın yaygınlaşması ile kullanılan kimyasal gübre ve pestisit kalıntıları yeraltı ve yüzey sularına karışarak kirliliğe neden oluyor. Ancak, bu gelişme, aynı zamanda ekosistemi olumsuz etkileyerek çevre kirliliğine sebep oluyor.

Bununla beraber insanlarda toprak sağlığını geri getirmek, kokusundan hoşlanmak, ve çevre dostu tarım uygulamalarına destek için organik besinler tüketmeye yöneliyor.
Toplam 130 dünya ülkesinde organik tarım ürünleri üretilmektedir. Gelismiş ülkeler, daha çok organik tarım ürünleri alıcısı konumunda bulunuyor. Dünya’da pek çok ülke pazarında, organik tarım ürünler talebi süratle büyümektedir.

Organik besinler aynı zamanda maddi anlamda biraz zorlayıcı olabiliyor. Romanya’da yapılan bir araştırmaya göre organik besin alışverişi yapan bireyler sebzelere %30-40 oranında fazla ücret ödüyorlar. Avrupa ülkelerinde ise organik et ücretleri 2 kat daha yüksek . Norveç’te hamile kadınların organik besinleri tercih etmeme sebeplerinin başında ekonomik nedenler vardır.

Bütün bunlara bağlı olarak, tükettigimiz gıdaların güvenligine iliskin sorgular artıyor. Bugün genetik olarak degiştirilmiş organizma (GDO) içeren bir ürünün herhangi bir gıda maddesinde katkı maddesi olarak kullanılıp kullanılmadıgı bilinmiyor. Diğer yandan ekim alanlarında da GDO’lar organik ürünleri etkilemektedir. ABD 'de GDO’lu unsurlar içermeyen 20 ürün üzerinde yapılan arastırmada, 11 üründe GDO maddeleri izi bulunmus ve besinde bunun önemli oranlarda oldugunu ortaya koymustur.

Uygulanmakta olan entansif hayvan yetiştirme sistemleri ile hayvanların yeni sağlık problemleri arasındaki ilişkiye Deli Dana Hastalığı (Bovine Spongiform Encephalopathy:BSE) önemli bir örnektir. Organik hayvancılık, zararsız ve hastalıklardan arınmış insan ve hayvan gıdası üretmektedir.

Araştırmalara göre: Gıda katkı maddeleri, duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonlara, hiperaktiviteye, migrene, baş dönmesi, çarpıntı ve gut hastalığının alevlenmesine; kimyasallar ise vücudumuzda birikerek toksik etki yaratmakta ve bunun sonucunda bağışıklık sitemi ve birçok organ etkilenmekte, konstrasyon bozukluğu, hafıza kaybı meydana gelebilmektedir. Pestisit maruziyetinin; Akciğer, pankreas, rektal, lenf, Non-Hodgkin Lenfoma, Multiple Myeloma, meme, prostat, melanoma, mesane ve çocukluk kanserleri gibi kanser çeşitleriyle bağlantılı olabileceğini savunuluyor ve düşük seviyede OP pestisitlerine maruz kalma; okul öncesi çocuklarda nörolojik fonksiyonları, beyin gelişimini ve büyümeyi etkilediği gözlemlenmiştir.

Yapılan bir çalışmada okul çağındaki 23 çocuk, sabah uyandıklarından akşam yatana kadar 15 gün boyunca takip ediliyor. Bunun sonucunda ortalama idrar konsantrasyonlarına bakıldığında, zirai ve çiftlik hayvanlarını zararlı böcek vb korumak için kullanılan kimyasal ve pestisitlerde azalmalar meydana geliyor. Çocukların idrar konsantrasyonlarındaki pestisit kalıntıları ise, güz mevsimine göre daha fazla. Bunun nedeninin de yazın daha çok taze meyve ve sebze tüketmeleri, güz mevsiminde meyve ve sebzeyi çok tercih etmemelerindendir. Burdan yola çıkarak anlaşılıyor ki; Kullanılan yaygın tarımsal ürünler çocukların maruz kaldığı OP etkilerine karşı organik ürün tüketiminin heyecan verici ve doğrudan koruyucu etkileri var. Çalışmanın sonucunda ortaya çıkan sonuçlarda görülüyor ki; Organik besinler çocuklarda OP pestisitlerine maruz kalma ve sağlık risklerini minimuma düşürüyor. Fakat çocuklar tat veya görünüm nedeniyle organik besin öğeleri reddediyor ve bu nedenle; kendilerini organik diyet aşamasında oldukça basit ve daha az çeşitli diyet kısıtlayabiliyor.

Yapılan bir çalışmada pestisit gibi kimyasalların çocuklarda öğrenme ve kavrama yeteneklerini etkiledikleri bulunmuştur.

Pediatristler de sağlıklı bir ruh hali için organik gıda tüketilmesi gerektiğini savunuyor. Organik besin alımı vücudu kimyasal atıklardan özgür bırakmak için en iyi yol. Vücutta serotonin gibi nörotransmitterlerin üretimi için besin seçimi önemlidir. Bireyler kendilerini daha mutlu ve zinde hissediyor.

Harvard School of Public Health’de öğretim görevlisi olan Prıfesör Melissa Perry; organik diyetle beslenen çocukların idrar metabolitlerinde geleneksel diyetle beslenen çocuklara göre önemli ölçüde azalma olduğu durumuna dikkat çekiyor.
Başka bir literatür de, zamanında toksinli patates 30 kişinin ölümüne ve binlerce hastalığa sebep olduğunu vurguluyor.

2009 yılında İngiltere’de kurulan bir tartışma komisyonu, yayınladığı bir makalede ; Organik besinlerin, geleneksel olarak yetiştirilmiş besinlerden daha besleyici olmadığı düşüncesini savunuyordu. Yapılan araştırmalar ve çalışmalar da kısıtlı. Fakat eldeki bazı çalışmalara göre;

Organik olarak yetişen bitkilerde; Anti-oksidant, anti-kanser, anti-yaşlanma, vücudun savunma sistemini güçlendiren maddelerde artış olmaktadır: Organik olarak yetiştirilmiş mısır, çilek ve yaban mersininde antioksidan madde daha fazla saptanmış.

Bundan sonra karar sizin ama UNUTMAYIN, İnsan kimyasal maruziyete adapte olabilen bir canlı değildir.

KAYNAKLAR

1- ATASEVER, S., ERDEM, H., Manda yetiştiriciliği ve Türkiye’deki geleceği, Samsun, 2007, OMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 2008, 23 (1): 59-64.
2- KEARNEY, J., Food consumption trends and drivers, Dublin, 2010, Department of Biological Sciences. Phil. Trans. R. Soc. B, 2010, 365, 2793-2807.
3- HEKİMOĞLU, B., ALTINDEĞER,M., Organik tarım ve bitki koruma açısından organik tarımda kullanılacak yöntemler, T.C. Samsun Valiliği Tarım İl Müdürlüğü
4- FİSHER, E. B., Organic: What's in a Name?, Environmental Health Perspectives, (1999), 107(3):150
5- BAYRAM, M., Organik tarımın faydaları, Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Organic and Functional Foods
6- REGANOLD, P., ANDREWS, P. K., REEVE, J. R., CARPENTER-BOGGS, L., SCHADT, C. W., ALLDREDGE, J. R., ROSS, C. F., DAVİES, N. M., ZHOU, J., Fruit and Soil Quality of Organic and Conventional Strawberry Agroecosystems, California, 2010, 5 (9) :1
7- YAVUZ, F., Türkiye’de tarım, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Erzurum, 2005, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
8- GÖK, S. A., Genişleyen Avrupa Birliği pazarında Türkiye’nin organik tarım ürünleri ticareti açısından değerlendirilmesi, Ankara, 2008, AB Uzmanlık tezi, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dış İliskiler ve Avrupa Birligi Koordinasyon Dairesi Baskanlığı
9- RABONTU, I. C., TUDORUT, A. I., Study on organic food product in Romania, Romania, 2010, Annals of the University of Petroşani, Economics, 10(3), 2010, 265-272
10- TEKELİ, A. Organik hayvancılık ve önemi, Adana, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bölümü Ders Notu.
11- HOOD, E., Organic Food for Thought, Environmental Health Perspectives, 2003, 111(3): 166
12- LU, C., TOEPEL, K., IRISH, R., FENSKE, A. R., BARR, D. B., BRAVO, R., Organic Diets Significantly Lower Children’s Dietary Exposure to Organophosphorus Pesticides, Atlanta, 2006, 114(2)-260
13- HOLZMAN, D., C., Next course in organic debate, Hemisphere, 2009, Environmental Health Perspectives 117 (10): 439
14- KEMPER, K. J., SHANNON, S., CAM Therapies to Promote Healthy Moods, Pediatr Clin North Am. 2007 December ; 54(6): 901–x.

15- OATES, L., COHEN, M., Assessing Diet as a Modifiable Risk Factor for Pesticide Exposure, Australia, Int. J. Environ. Res. Public Health 2011, 8, 1792-1804; doi:10.3390/ijerph8061792

16- TREWAVARS, T., Redefining “Natural” in Agriculture, Plos Biology, (2008), 6(8):199
17- DANGOUR, A., DODHİA, S., HAYTER, A., ALLEN E., LOCK, K., UARY, R., Nutritional quality of organic foods: a systematic review, Am J Clin Nutr doi: 10.3945/ajcn.2009.28041


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hayatımızdaki Yeni Gerçek: Organik Besinler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Çağla YÜKSEK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Çağla YÜKSEK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Çağla YÜKSEK'in Yazıları
► Suyun Hayatımızdaki Yeri Dyt.Deniz ŞAFAK
► Yeni Yılın Yeni Beden Detoksu Dyt.Tuğba BALDEDE
► Fonsiyonel Besinler Dyt.Turgay KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Hayatımızdaki Yeni Gerçek: Organik Besinler' başlığıyla benzeşen toplam 55 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Metabolik Sendrom Kasım 2012
◊ Ortoreksiya Nervosa Kasım 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:28
Top