2015 yılı içerisinde bir anne çocuğu ile ilgili bana başvurdu. 17 yaşındaki çocuğunun "asosyal" olduğunu, sınıfta derse katılmadığını, tüm gün boyunca sırasından hiç kalkmadan beklediğini, teneffüslere dahi çıkmadığını, kendi kendine zaman geçirdiğini, internet üzerinden arkadaş edindiğini, evde odasından dışarıya çıkmadığını ve anesi dahil kimse ile zorda kalmadıkça iletişim kurmadığını belirtti.
tecrübe edindiğim kadarıyla bu tür vakalarda ailenin sorgulanması önemlidir. bu nedenle anneye birkaç soru sordum. aldığım cevaplar ise tüyer ürperticiydi.
- çocuğunuzla birlikte mi uyuyorsunuz? - evet
- yemeğini siz mi yediriyorsunuz? - evet
- giyinmesine siz mi yardım ediyorsunuz? - evet
- öz bakımını siz mi yapıyorsunuz? (banyo, tırnak kesme vb.) - evet
- evde herhangi bir iş yapması için görev veriyor musunuz? - hayır
tüm bu cevaplardan sonra annede herhangi bir suçluluk ifadesi olmaksızın çocuğu için elinden geleni yaptığını, onu çok sevdiğini ve cefakar bir anne olduğunu söylemeye devam etti.
Anneye öncelikle çocuğunun bir genç olduğunu kabul ettirmekle başladım. yaklaşık 2 aylık görüşmelerimizin sonucunda gençte gözle görülür ilerleme olduğunu okuldaki öğretmenleri, çevresindeki arkadaşları belirtmeye başladı.
İŞİN İLGİNÇ OLAN KISMI TAM DA BURADA BAŞLIYOR...!
anne çocuğundaki ilerlemenin farkına varmaya başladığı andan itibaren görüşmelerimizi kesti. çünkü o bir "BAĞIMLI"
kendi çocuğuna bağımlılık geliştirmişti. bu sebeple çocuğunun yeni sosyal alanlar kazanmasını, keşfetmesini, kendi kendine zaman geçirmesini ve bireyselleşmesini istemiyor, yalnız kalmaktan korkuyordu. Bağımlılıktaki kısır döngü bu vakada da karşımıza çıkıyor. anneye çocuğu ile birlikte uyumamasını, yemeklerini yedirmemesini telkin ettiğimde "BİR SEFERDEN BİR ŞEY OLMAZ" mantığı ile danışma sürecimizi baltalıyordu.
Çünkü anne çocuğunda kendisini ifade edebildiğini, onun sorunlarını çözdükçe, onun ihtiyaçlarını karşıladıkça, onun için maddi harcamalar yaptıkça annelik görevini yaptığını ve bu şekilde kendini tatmin ettiğini, başarı, kabul görme, işe yarama ve hatta sosyalleşmesinin hep çocuğu üzerinden kazandığını fark edemiyordu. kendisine bu farkındalığı kazandırmaya çalışsam da psikolojik danışma "İSTEĞE BAĞLI" olduğunda sonuç verebilen bir olgudur.
SONUÇ OLARAK; anne desteğini alamadığımız bu danışma sürecimiz yarıda kesilmek zorunda kaldı.umarım bu anne kendisi için psikolojik bir yardım almayı kabul eder.
Bu yazıya atıf yapmak için yazının internet adresine link verilmelidir. Yazı yazarının izni olmaksızın başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
* Yayın Tarihi : 29-03-2016 - 12:57 (3180 gün önce),
* Ortalama Günde 1.04 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 2559, Kelime
Sayısı : 317, Boyut : 2.50
Kb.
Lütfen Dikkat :
Sitemizde yayınlanan mesleki anıların telif hakkı tamamen
yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı
olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle
başka mecralara aktarılamaz.
Bu metinden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya
"ÇOCUK BAĞIMLILIĞI" başlıklı yazının tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Murat ÇAKIR'e aittir ve yazı, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) Mesleki Anılar Kütüphanesinde yayınlanmıştır. ibaresi eklenmelidir.
Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
Sitemizde sayfası bulunan site üyemiz profesyoneller
üye
sayfaları içinden, Mesleki Anılarınız bölümü altında, YENİ
ANI GÖNDERİN linkini izleyerek bu sayfaya
mmesleki anılarını ekleyebilirler.