Her insan biraz yeniktir ya hayata, bazen canından, bazen malından, bazen yakınlarından kaynaklı. Belki de hayatın cilvesi bu. yüce yaratanın kişiyi olgunlaştırmak, sağlam karakterli olmasını sağlamak için kendisine verdiği fırsatlardır belki de. Bende yenik başlamıştım... En azından öyle düşünmüştüm. Hayatın onca darbesini yemiş ve bunlarla (ALLAHın izniyle) baş etmiş ve alnımın akıyla selçuk üniversitesi sağlık yüksek okulu sosyal hizmet bölümünü kazanmıştım. Belki hayata böyle ezgin bakan yanımı kendilerinde görebileceğim insanlarla tanışma fırsatıydı bu. Ancak nedense onca sevinç ve mutlulukla geldiğim üniversiteden aradığımı bulamamış, yeşerttiğim tüm umutlarımı solmaya terk etmiş bir vaziyette okulun ilk haftalarında okulu bırakmaya karar vermiş sevecen tavırlarıyla gönlümüzü fetheden bölüm başkanımız Çiğdem hocamızla vedalaşmaya gitmiştim. Artık okulun ve okumanın gözümde bittiğini hissetmiştim. Çiğdem hocam pek bir şey söylememişti. Beklemediği bir öğrenciden beklemediği bir davranıştı çünkü. Topu odasında oturan, biraz kel, biraz asabi, biraz tebessümvari bir yüzü olan ve vakarlı duruşuyla o an kendisinin ağırlığını üzerimde hissettiğim kendisine Mustafa bey diye hitab ettiği beyefendiye atmıştı. Beyefendiden beklenebilir bir tavırdı aslıda sen bilirsin istersen bıraktığın hayata geri dönüp hayatın bundan sonrasını daha büyük zorluklara göğüs gererek yaşayabilirsin. İstersen de kalıp mücadelesini verdiğin hayatın meyvelerini toplarsın deyip kendi hayatından örnek vermişti. Kendisinin de anakarada okuduğunu ve zorluklar olsa da göğüs germesi gerektiğini bildiğini, Konya’nın da bu mücadele için elverişli bir şehir olduğunu anlatmıştı. Biraz garipsemiştim aslında Mustafa beyin söylediklerini. Ancak ne olursa olsun düşünmeye değerdi. Ve değeni yaptım düşündüm, kalmaya karar verdim. Bu bocalama döneminde girdiğim vize sınavlarımın 10 tanesinden 5 i kalır notlardı. Ancak eğer kalacaksam mutlaka iyi olmam lazımdı. Çalışmaya karar verdim artık derslerime hayat boyunca verdiğim mücadelenin meyvelerini toplama vesilesi olarak bakacaktım ve ona göre çalışacaktım. Öyle demişti Mustafa abi. (abi diyorum çünkü artık Mustafa abi olmuştu benim için) çalıştım ve dönem sonunda bütünlemeye kalan dersim olmadan geçtim tüm dersleri. Benim için gerçekten büyük bir özveri kaynağıydı bu. Sene içerisinde çok sık olmasa da görüştüm bir kaç defa Mustafa abiyle. Benim için hatırı sayılır bir insandı artık Mustafa abi. Derken birinci sınıfın sonu gelip çatmış ve bitirmiştim birinci sınıfı alttan ders kalmadan. (alttan ders kalmadığını tekrar söylememin sebebi: eğer 3 tane alttan ders kalırsa alınan burs krediye dönüşüyormuş bu benim için ciddi bir sorun.) ikinci sınıfta bazı hocalarımızdan Mustafa abinin derslerimize gireceğini duysak da pratiği nasip olmadı. Erkek yetiştirme yurdundan Murat abinin grubuna vermişlerdi beni staj için. ( Allah selamet versin kendisini çok sevdiğim ve faydasını gördüğüm, inşallah bir ömür boyu hayırla yad edeceğim bir abimdir Murat ab... [DEVAMI..]

Mustafa Hoca ile Konya ilinde üniversitede tanışma şerefine nail oldum. Konya'ya ayak bastığımda sınıf arkadaşları "Kredi Yurtlar Kurumu'da bir Sosyal Hizmet Uzmanı'nın bulunduğunu ve insanlara yardım etmek için adeta çırpındığını" söylediler. Çok geçmeden Mustafa Hoca okulumuzu ziyaret etti böylece kendisinin sevecenliğini ve yardım severliğini yakinen görme şansını yakaladım. Daha sonra üniversite 2 ve 4. sınıflarda staj danışmanlığımı yapmıştır. Okul dışında da bize ayırmış olduğu kıymetli zamanlarının yanısıra evini de bizlere açmış olması insaniyetinin, misafirperverliğinin ve yardımseverliğinin göstergesidir. Özellikle 2. sınıfta yaşadığım zor günlerde benimle bizzat alakadar olması sayesinde söz konusu kötü günleri bertaraf etmemde epeyce fayda sağlamıştır. Ayrıca benim bu türden hissiyatlarıma sahip olan sayısız öğrenci vardır. Mustafa Hoca bir nevi "öğrenci babasıdır" demem yerinde bir tabir olacaktır. Kişi istedği kadar bilgi ve birikim sahibi olsun ama Mustafa Hoca'nın insani hasletlerine sahip olmadığı takdirde müracaatçılarına özetle insanlığa pek de fayda sağlamayacağı kanaatini taşımaktayım. Mustafa Hoca'dan mesleki ve insani bağlamda yardım talep etmek için bir yakının selamına veyahut tanıdık olmaya gerek yoktur. Kendisine sıkıntınızı izah etmeniz kafidir. Bu durum insaniyete adanmış bir hayatın portresini gözler önüne sermektedir. Var olduğum sürece kendime model edindiğim Mustafa Hoca'mı hep saygıyla, minnetle, hürmetle yad edeceğim. Mesleki hayatında başarılarının devamını dilerim.

Mustafa Terkos (abim) ile 18 eylül 2000 de Tokatta tanıştım. annem beni ona emanet ederek Tokattan ailemle birlikte ayrıldık. Bir başkası olsa tanımamazlıktan gelirdi ama abim öyle yapmadı okul açılılır açılmaz beni hemen buldu. Ve bu şekilde kendisinin öğrencisi oldum. O mesleğinde bir numara dürüst ve güvenilir biri aynı zamanda domates ve kıyma soslu erişte (makarna) ustası :)) . Diğer uzmanlarlada görüştüm ama abim bir başka. Ailemin bir parçası. Bilirim ki her öğrenci evinden ayrıldığında sıcak bir yuvaya hasret kalıyor insan halıya basmak istiyor bulaşık yıkamak yemek yapmak istiyor ama bunlara yurt ortamında imkan bulunmuyor. Abim sağolsun bana evinin kapılarını açtı. Allah her zaman senden razı olsun. Seni çok seviyorum. Düşünün ki 10 yıldır hala daha görüşüyoruz fazla söze gerek yok. İnsana uzmandan ziyade abi baba ve arkadaş oluyor. Bir arkadaşım yazmış ben ondan korkarım diye gerçekten haklı meslek sahibi olmama rağmen ben bile hala ondan korkarı bir hata yapsam acaba ne der kızar mı diye düşünürüm. Başka uzmanlar hatalarınızı olabilir diye kestirip atarken Mustafa Terkos niye yaptın diye kızabilir.Abimin mesleğine olan ilgisini ve sevgisini de Nevzat Bey yeteri kadar güzel anlatmış. herkese tavsiye ediyorum ne yapın edin onunla tanışın. Size katacağı o kadar çok şey var ki siz bile şaşıracaksınız.

Mustafa Terkos ile Tokatta öğrenci iken okul ile olan bir problemim nedeniyle kendisiyle tanıştım.Mustafa Tekos diyince aklıma gelen ilk kelimeler dürüstlük, özveri, çalışkanlık,yardım severlik, dostluk ve farketmez makarnası. Ender insanlar kendine yakışan mesleği yapabilmekteler. Mustafa Terkosda bu ender insanlardan birisi kendinden çok öğrencileri için yaşayan onların derdine derman olmak için çalışan bir sosyal hizmet uzmanı.Öğrenciliğim yıllarında gece saat 02:00-03:00 lere kadar öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenip çözümler sunup tekrar sabah 07,30 da mesaiye başlayan süpermen gibi bir insandı.Odasının kapısı ve evinin kapısı herzaman öğrenciye açıktı. Onu tanıdığım için gerçektende kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü biliyorum ki nekadar uzakta olursak olalım nezaman ona ihtiyacım olsa o hep yanımda olacak....

mustafa hocayıı herkes tanımalı özellikle de öğrenciler mutlaka ben kendisini 2005 yurt kayıt döneminde konyada tanıdım yurt çıkmamıştı önce beni misafir olarak aldı sonra aslımı bekledim ve çıktı dört yılımı sayesinde devlet yurdu himayesinde geçirdim kendisine çok teşekkür ediyorum bence kredi yurtlar kurumunun her bölgede mustafa terkos gibi birine ihtiyacı varrr kendisi güler yüzlü bilgili son derece güvenilir biridir onu tanıdıgım için kendimi çok şanslı hissediyorum kredi yurtlar kurumu için de çok emek harcadıgını sürekli oradan oraya koşuşturduğunu onu tanıyanlar içerisinde bilmeyen yoktur

kendisini öğrenci iken tanıdım.ilk edapta kendisinin haberi var mı bilmiyorum her zaman söylediğim bir şey söylemek istiyorum: o da kendisinden çok korkarım. :) ama bir o kadar da çok seviyorum.mesleğine aşırı düşkün biri.ülkesine bayrağına aşık biri. mustafa ağbiyi çok seviyorum.o gerçek bir vatandaş.keşke herkes onun gibi olsa.onunla tanışan öğrenciler çok şanslıdır.unutmadan mesleğinde olduğu kadar güzel yemek yapmak konusunda da çok iyidir.

mustafa bey'i 2004 yılında tanıma fırsatım oldum memleketteyken (diyarbakır)telefonda tanıştım konya' ya gidince bana kalacak yer bulma konusunda bayağı yardımcı olmuştu bence çok iyi mesleğini büyük bir aşkla yapan biri onu duymayan tanımayan yok böyle meslek aşkıyla yanan kişilere ihtiyacımız var. Hiç odası boş kalmazdı yanına her gittiğimde mutlaka birilerinin sorunlarıyla ilgilenirdi. Hani her kuruma lazım cinsinden. sanırım bugünlerde kendisini yine rahatsız edecem her ne kadar kendisini arayıp sormasamda ona herzaman duacıyım

mustafa'yı tanıdığım kadarıyla mesleğini seven, mesleğine değer veren ve özellikle mesleğin ahlaki boyutunu layıkıyla uygulamaya çalışna, bunu yaparken hiç bir bakış açısının tesirirni ve etkisini kabul etmemeyi becerebilen, son derece insancıl, tartışma ve çatışmalarında bile beyeefendi, barışçıl bir arkadaştır. Sosyal hizmet mesleğine doğuştan uygun bir meslek elemanıdır. Çevresindekilerin her türlü ihtiyaç ve sorunu onun da sorunudur; ve yardımcı olmak için çaba sarfedecektir.

Mustafa TERKOS. Terkosu öğrenci iken tanımıştım. Ankara Sokaklarında Çalışan Çocuklar Merkezinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak çalışıyordu. Bende bu kuruma stajer Uzman olarak gitmiştim. Meslek aşkıyla yanan bu arkadaş bizleri gelir gelmez sahiplenmiş, mesleğin en ince ayrıntılarını öğretmekten kaçınmamıştır.Türkiyenin Süper Çocukları organizasyonunda birlikte çalışma fırsatı bulduğum MUSTAFA TERKOS Bu anlamda ufkumun gelişmesini sağlamış, insanın istemesi halinde neleri başarabileceği hususunda önümde çok iyi bir örnek olmuştur. Organizasyon Ustası Mustafa TERKOS u herkeze kesinlikle tavsiye ediyorum.

Mustafa Terkos dediğim zaman ilk başta anlaşılacak şey özveridir bence.Kendisi çalıştığı yurtlar krediler kurumunda üniversite öğrencileri için bir danışman,bir dost ,bir arkadaş ve gerekli yerde de bir otorite olmayı başarmış,sevgisiyle doldurduğu öğrencileri için aynı zamanda bilgisi ve saygınlığıyla örnek aldıkları bir abi olmayı da nasıl yaptıysa becerebilmiştir.Gençlerin örnek aldığı bu gencecik uzman arkadaşımız şimdi de kendisinden sonra yetişmekte olan sosyal hizmet uzmanları için çalışmalarını sürdürmektedir.Mustafa umarım örnek olduğun öğrenciler de senin gibi olurlar da emeklerin boşa gitmez.