Taciz
Hemen her yaşta karşımıza çıkabilen ve maruz kaldığımız, bizi kadın-erkek fark etmeden tüm düşünce ve davranışlarımızı değiştirecek kadar etkili bir durumdur. Genelde hemen herkesin ergenlik dönemine kadar tacize uğradığını görüyoruz. Bu dönemde yaşanan ve görmezden gelmeye çalıştığımız küçük veya ilerideki yaşlarda basit diye adlandırabileceğimiz tacizler aslında tüm yaşamımızı etkileyebilecek kadar ağırdır.
Tacize uğrayan kişi bununla baş edebilmek için pek çok savunma mekanizması geliştirir. İlerideki yaşlardaki cinsellikle ilgili problemlerin altında taciz aranabilir. Aşırı cinsel istek ya da isteksizlik, dokunamama, ereksiyon problemleri, vajinismus gibi pek çok cinsel veya davranış bozukluklarına sebep olabilir.
Tacizi olmadan engelleyebilmek için ebeveynler olarak önce çocuklarımıza “hayır” demeyi öğretmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Biz ebeveyn olarak belki de en büyük hatayı en başta yapıyoruz. “Büyüklerimize saygı ve sevgi duymalıyız” ı öğretirken aslında büyüklere karşı gelmemeyi öğretirken, aile içinde ve dışında tüm büyüklerin söylediği ve yaptığı her davranışın doğru olduğunu baştan onaylıyoruz ve çocuklar kendi istekleri dışında anlamlandıramadıkları söz ve davranışlar karşısında ne yapacaklarını bilemez halde kabul etmek zorunda kalıyorlar. Tacize uğradığında da bunun farklı, rahatsız edici, kötü bir şey olduğunu görüp büyüklerinden saklama mecburiyeti hissedebiliyorlar.
Hepimizin doğuştan getirdiği üç çeşit tepkinin olduğunu biliyoruz. Bir korku veya beklenmedik olay, durum davranış karşısında kalakalmak, kaçmak ve saldırmak bize özgü davranış şekilleri. Aynı olayla karşı karşıya kalan üç kişide üç ayrı tepkinin görülmesi de bu nedenle normal. Saldırgan davranışlarda bulunma becerisine sahip olan bir kişi, taciz durumunda daha rahat kendini koruyabilirken, diğer ikisi bu konuda savunmasız kalmaktadırlar. Bunun dışında kişilik özellikleri her kişiye göre farklılık gösterdiği için tacize uğrayan kişilerin her biri üzerinde bıraktığı olumsuz etki de farklı olmaktadır. Bazıları bunu bir travma olarak yaşarken, bazıları daha hafif atlatabilir. Daha hafif atlatanlar daha çok hayır diyebilme becerisi edinmiş olanlardır. Aile içerisinde çocukların konuşma özgürlüğünün olmaması, çocukların kararlarına saygı duyulmaması onların bir birey olarak kabul edilmemesi çocukların kendilerini ifade etme becerisi kazanmalarına engel olmaktadır. Taciz karşısında da “hayır” demeyi öğrenemediklerinden yoğun bir travma yaşayabilirler. Olan olmuştur, taciz gerçekleşmiştir ve sürekli geriye dönüp sorgulamalar başlar. Bu sorgulamalar sonucu genelde kız çocuklarında utanç ve suçluluk duyguları ağır basarken erkek çocuklarında ağır kırılmalar ve kişilik bozuklukları ortaya çıkabilir. Özellikle karşı cinsle iletişim ve etkileşimler arttıkça ve bir partner karşılarına çıktığında ne yapacaklarını şaşırırlar. Güven duyguları zedelenmiş olduğundan karşılarındaki kişilerde, kendileri de zor duruma düşerler. Normal olmayan davranış örüntüleri göstermeye başlarlar. Karşılarındaki kişiler bunu anlayamazken aslında kendileri de hangi davranışta nasıl tepki vereceklerini bilemezler ve bir türlü sağlıklı ilişkiler kuramazlar.
Çocuklarımızla iyi bir iletişim kurma becerisi geliştirirsek onları gerçekten dinlersek ve konuşmalarına izin verirsek onların her yaşta birer birey olduğunu kabul edersek çocuklarımız bizimle yaşadıkları olayları paylaşabilme cesaretini gösterebilecek ve daha güçlü bir kişiliğe kavuşacaklardır. Yitirilen özgüvenin, çaresizlik duygusunun, “ben kötüyüm” düşüncesinin değiştirilebilmesi için mutlaka profesyonel bir destek alınması şarttır.
İlerideki yaşlarda yaşanan tacizlerde kişi hala hayır demesini öğrenemediyse genellikle tecavüzle sonuçlanır.
Tacize uğrayan kişi bununla baş edebilmek için pek çok savunma mekanizması geliştirir. İlerideki yaşlardaki cinsellikle ilgili problemlerin altında taciz aranabilir. Aşırı cinsel istek ya da isteksizlik, dokunamama, ereksiyon problemleri, vajinismus gibi pek çok cinsel veya davranış bozukluklarına sebep olabilir.
Tacizi olmadan engelleyebilmek için ebeveynler olarak önce çocuklarımıza “hayır” demeyi öğretmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Biz ebeveyn olarak belki de en büyük hatayı en başta yapıyoruz. “Büyüklerimize saygı ve sevgi duymalıyız” ı öğretirken aslında büyüklere karşı gelmemeyi öğretirken, aile içinde ve dışında tüm büyüklerin söylediği ve yaptığı her davranışın doğru olduğunu baştan onaylıyoruz ve çocuklar kendi istekleri dışında anlamlandıramadıkları söz ve davranışlar karşısında ne yapacaklarını bilemez halde kabul etmek zorunda kalıyorlar. Tacize uğradığında da bunun farklı, rahatsız edici, kötü bir şey olduğunu görüp büyüklerinden saklama mecburiyeti hissedebiliyorlar.
Hepimizin doğuştan getirdiği üç çeşit tepkinin olduğunu biliyoruz. Bir korku veya beklenmedik olay, durum davranış karşısında kalakalmak, kaçmak ve saldırmak bize özgü davranış şekilleri. Aynı olayla karşı karşıya kalan üç kişide üç ayrı tepkinin görülmesi de bu nedenle normal. Saldırgan davranışlarda bulunma becerisine sahip olan bir kişi, taciz durumunda daha rahat kendini koruyabilirken, diğer ikisi bu konuda savunmasız kalmaktadırlar. Bunun dışında kişilik özellikleri her kişiye göre farklılık gösterdiği için tacize uğrayan kişilerin her biri üzerinde bıraktığı olumsuz etki de farklı olmaktadır. Bazıları bunu bir travma olarak yaşarken, bazıları daha hafif atlatabilir. Daha hafif atlatanlar daha çok hayır diyebilme becerisi edinmiş olanlardır. Aile içerisinde çocukların konuşma özgürlüğünün olmaması, çocukların kararlarına saygı duyulmaması onların bir birey olarak kabul edilmemesi çocukların kendilerini ifade etme becerisi kazanmalarına engel olmaktadır. Taciz karşısında da “hayır” demeyi öğrenemediklerinden yoğun bir travma yaşayabilirler. Olan olmuştur, taciz gerçekleşmiştir ve sürekli geriye dönüp sorgulamalar başlar. Bu sorgulamalar sonucu genelde kız çocuklarında utanç ve suçluluk duyguları ağır basarken erkek çocuklarında ağır kırılmalar ve kişilik bozuklukları ortaya çıkabilir. Özellikle karşı cinsle iletişim ve etkileşimler arttıkça ve bir partner karşılarına çıktığında ne yapacaklarını şaşırırlar. Güven duyguları zedelenmiş olduğundan karşılarındaki kişilerde, kendileri de zor duruma düşerler. Normal olmayan davranış örüntüleri göstermeye başlarlar. Karşılarındaki kişiler bunu anlayamazken aslında kendileri de hangi davranışta nasıl tepki vereceklerini bilemezler ve bir türlü sağlıklı ilişkiler kuramazlar.
Çocuklarımızla iyi bir iletişim kurma becerisi geliştirirsek onları gerçekten dinlersek ve konuşmalarına izin verirsek onların her yaşta birer birey olduğunu kabul edersek çocuklarımız bizimle yaşadıkları olayları paylaşabilme cesaretini gösterebilecek ve daha güçlü bir kişiliğe kavuşacaklardır. Yitirilen özgüvenin, çaresizlik duygusunun, “ben kötüyüm” düşüncesinin değiştirilebilmesi için mutlaka profesyonel bir destek alınması şarttır.
İlerideki yaşlarda yaşanan tacizlerde kişi hala hayır demesini öğrenemediyse genellikle tecavüzle sonuçlanır.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.