Sorunlar Nasıl Sorun Haline Gelir?
SORUNLAR NASIL SORUN HALİNE GELİR?
İnsan biyopsikososyal bir varlıktır. Yaşamı boyunca en büyük gayesi büyümek ve gelişmektir. Yaşamın her döneminde en iyi olma çabası içindedir. Amaçlarımız bizim ihtiyaçlarımız haline gelir. İhtiyaçlarımızı tamamladığımızda kendimizi başarmış hissederiz ve rahatlarız. Fakat ihtiyaçlarımız tamamlanmadığı zaman bizde gerginlik oluşturur ve o alanda kendimizi eksik hissetmemizi sağlar. Kendini sürekli hatırlatır, kaygımızı arttırır. Bizim için artık sorun haline gelmiş demektir.
Sorunların giderilmesinde kişinin bunu fark etmesi, algılaması çok önemlidir. Farkındalık varsa, kişi sorununu sahiplenir yani çözüm arar, sorumluluk alır, alternatif üretir. Kişi kendini ve çevreyi düzenleyebilmeli, kendi sorumluluğunu üstlenebilmelidir. Gestalt Terapi yaklaşımına göre, yaşamı boyunca sağlıklı kişiler kendi sorumluluklarını üstlenebilen, kendine gerçekleştirebilen, kendinin ve başkalarının-koşulların farkında olarak kendini nasıl ifade edeceğini bilen, gerektiğinde kendini destekleyebilme yeteneğine sahip olan kişilerdir.
Örneğin yedi yaşındaki bir çocuk üzerinden örnek verecek olursak, sınıf içerisinde sunum yapmak isteyen fakat arkadaşları tarafından olumsuz geribildirim alan bir çocuk, bir daha ki sefere sınıf içerisinde sunum yapmak istemeyebilir. Bunun birçok nedeni olabileceği gibi burada çocuğun başarma ihtiyacı tamamlanmamış ve onda kaygıya neden olmuş olabilir. Dolayısıyla ‘başarma ihtiyacı’ konusunda yetersizlik hissetmeye başlamış olabilir. Bu ilerleyen süreçte devam ederse kişi bunu genelleyebilir ve toplum içinde kendini ifade etmekte zorlanabilir. Başarma ihtiyacı sekteye uğramış, kendisini başaramama adı altında sürekli hatırlatıp kişide kaygıya yol açmıştır. Her kızgınlığın altında utanç-üzüntü vardır. Başaramama algısı öncelikle çocuğun sınıf içerisinde utanç yaşamasıyla oluşmuş ve çözüm üretilemediği için ilerleyen yaşlarda da diğer alanlara genellenmiştir.
Buradan da anlaşılacağı gibi amaçlarımız-ihtiyaçlarımız sekteye uğrar ise sorun haline gelir ve bizim yaşamımızda yeni amaçlar oluşturmamızı engelleyebilir. Bizde bir takım şikayetler oluşmasına neden olabilir.
Unutkanlık
Depresif duygudurumu
Dikkati toplayamama
Obsesyon
Kompulsiyon
Travma
Bedensel şikayetler
Güvensizlik
Çözülmeyen sorunlar yaşamımızı etkiler, sorunlarımızın çözülmesi için ‘FARKINDA OLMALI’ ve olaylara-durumlara olan algımızı ‘BAKIŞ AÇIMIZI’ değiştirmeliyiz…
Uzman Klinik Psikolog İlayda Çevirici
İnsan biyopsikososyal bir varlıktır. Yaşamı boyunca en büyük gayesi büyümek ve gelişmektir. Yaşamın her döneminde en iyi olma çabası içindedir. Amaçlarımız bizim ihtiyaçlarımız haline gelir. İhtiyaçlarımızı tamamladığımızda kendimizi başarmış hissederiz ve rahatlarız. Fakat ihtiyaçlarımız tamamlanmadığı zaman bizde gerginlik oluşturur ve o alanda kendimizi eksik hissetmemizi sağlar. Kendini sürekli hatırlatır, kaygımızı arttırır. Bizim için artık sorun haline gelmiş demektir.
Sorunların giderilmesinde kişinin bunu fark etmesi, algılaması çok önemlidir. Farkındalık varsa, kişi sorununu sahiplenir yani çözüm arar, sorumluluk alır, alternatif üretir. Kişi kendini ve çevreyi düzenleyebilmeli, kendi sorumluluğunu üstlenebilmelidir. Gestalt Terapi yaklaşımına göre, yaşamı boyunca sağlıklı kişiler kendi sorumluluklarını üstlenebilen, kendine gerçekleştirebilen, kendinin ve başkalarının-koşulların farkında olarak kendini nasıl ifade edeceğini bilen, gerektiğinde kendini destekleyebilme yeteneğine sahip olan kişilerdir.
Örneğin yedi yaşındaki bir çocuk üzerinden örnek verecek olursak, sınıf içerisinde sunum yapmak isteyen fakat arkadaşları tarafından olumsuz geribildirim alan bir çocuk, bir daha ki sefere sınıf içerisinde sunum yapmak istemeyebilir. Bunun birçok nedeni olabileceği gibi burada çocuğun başarma ihtiyacı tamamlanmamış ve onda kaygıya neden olmuş olabilir. Dolayısıyla ‘başarma ihtiyacı’ konusunda yetersizlik hissetmeye başlamış olabilir. Bu ilerleyen süreçte devam ederse kişi bunu genelleyebilir ve toplum içinde kendini ifade etmekte zorlanabilir. Başarma ihtiyacı sekteye uğramış, kendisini başaramama adı altında sürekli hatırlatıp kişide kaygıya yol açmıştır. Her kızgınlığın altında utanç-üzüntü vardır. Başaramama algısı öncelikle çocuğun sınıf içerisinde utanç yaşamasıyla oluşmuş ve çözüm üretilemediği için ilerleyen yaşlarda da diğer alanlara genellenmiştir.
Buradan da anlaşılacağı gibi amaçlarımız-ihtiyaçlarımız sekteye uğrar ise sorun haline gelir ve bizim yaşamımızda yeni amaçlar oluşturmamızı engelleyebilir. Bizde bir takım şikayetler oluşmasına neden olabilir.
Unutkanlık
Depresif duygudurumu
Dikkati toplayamama
Obsesyon
Kompulsiyon
Travma
Bedensel şikayetler
Güvensizlik
Çözülmeyen sorunlar yaşamımızı etkiler, sorunlarımızın çözülmesi için ‘FARKINDA OLMALI’ ve olaylara-durumlara olan algımızı ‘BAKIŞ AÇIMIZI’ değiştirmeliyiz…
Uzman Klinik Psikolog İlayda Çevirici






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.