GEBELİK VE GRİP
Sonbaharın yaklaşmasıyla beraber gribal enfeksiyonlar daha sık görülmeye başlar. Üstelik bu durum gebelik varken daha da rahatsız edici bir hal alır. Grip, üst solunum yollarını etkileyen viral bir hastalıktır. Sebep olan İnfluenza tipi virüslerdir. Bu virüsler tüm dünyada salgınlara sebep olabilirler.
Gribin belirtileri:
Ateş
Kas ağrısı
Öksürük
Burun tıkanıklığı, nefes almada güçlük
Burun akıntısı
Boğaz ağrısı
Baş ağrısı
Halsizlik, yorgunluk
İştahsızlık,
Olarak sayılabilir. Bazen bu virüsler zatürreye kadar ilerleyen hastalıklara sebep olabilirler. Hastalık genellikle ateş ile başlar, ardından diğer belirtiler görülür. Ateş genellikle 2-3 gün sürer. Öksürük dışındaki belirtiler 1 haftada kendiliğinden geçer ama bazen öksürük birkaç haftaya uzayabilir.
Bu enfeksiyon damlacık yoluyla bulaşır. Yani gripli bir kişinin hapşırmasıyla havaya milyonlarca virüs saçılır. Bu virüslerin göz, burun veya ağızdan alınmasıyla kişi hasta olabilir. Aynı zamanda hasta olan kişiyle yakın temasla da hastalık bulaşabilir.
Hamilelik normal şartlarda gribe yakalanmak için ek bir risk oluşturmaz. Ancak hamilelik sırasında değişen bağışıklık sistemi, solunum sistemi ve dolaşım sistemi nedeniyle gribe bağlı komplikasyonların artmasına neden olur. Ayrıca doğuma yakın bir zamanda grip geçiren annenin, bunu bebeğine bulaştırma ihtimali çok fazladır. Hamilelik sırasında gribal enfeksiyon geçirdiğinizde, bu anne karnındaki bebeğe bulaşmaz. Ancak geçirilen enfeksiyonun şiddeti, bazen ardından gelişen zatürre durumu ve yüksek ateş nedeniyle erken doğum tetiklenebilir. Bu durum da premetüriteye yol açarak bebeği etkileyebilir.
Neyse ki grip hastalığı aşı ile önlenebilir. Grip aşısı gebelik ve emzirme döneminde uygulanabilir. Genellikle gebeliğin ilk 3 ayını geçirdikten sonra yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Aşı için en ideal dönem ise ekim-kasım aylarıdır.
Grip hastalığı için etkili bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak hastayı rahatlatacak ve şikayetleri azaltacak destek tedavileri uygulanabilir.
Grip hastalığına yol açan virüslere antibiyotikler etkili değildir. Başka bir enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılmamalıdır.
Hastalıktan korunmak tedaviden daha önemlidir. Bu nedenle kış aylarında kapalı yerlerde çok uzun kalmamak, ortamları sık sık havalandırmak, elleri sık sık yıkamak önerilir.
En iyi tedavi istirahattir, eğer mümkünse yatak istirahati uygun olur.
Yattığınız odanın iyi havalandırılması ve havanın nemli tutulması gereklidir.
Bol miktarda sıvı alımı (çok sıcak ya da soğuk olmamalı) çok önemlidir.
Tuzlu su gargaraları boğazınızı rahatlatabilir.
Bol C vitamini içeren yiyecekler bağışıklık sistemini kuvvetlendireceğinden, daha fazla tüketilmesi önerilir.

Bütün bunlara dikkat edilmesine rağmen durumunuzda birkaç gün içinde bir düzelme olmazsa hemen doktorunuza başvurmalısınız. Ayrıca aşağıdaki durumlarda da doktorunuza başvurmanız gereklidir:
-yüksek risk grubundaysanız (diyabet, astım, hipertansiyon gibi kronik hastalıklar)
-38,5 dan yüksek düşmeyen ateş olursa
-nefes darlığı, soluk almada güçlük olursa
-göğüs ağrısı olursa
-kanlı veya yeşil balgam çıkartırsanız