2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dişçi Korkusu ve Beden Dili
YAZI #22 © Yazan Psk.Ceyda ŞENEL | Yayın Ağustos 2008
Uff.. Canım çok yanıyor!

Acının her türlüsü, berbat bir şey. Psikolojik ya da fiziksel olsun, Şiddeti yüksek ya da düşük olsun insanın canı yanmaya görsün, dünyası kararıyor. Normal zamanda en çok yapmaktan zevk aldığı şeyi bile gözü görmüyor o zamanlar.

Aslında bugün özellikle diş ağrısından söz etmek istiyorum. Katlaması imkansız gibi gözüken şu ağrı var ya hani işte ondan..


Benim dişim hiç ağrımadı, diyen kaç kişi çıkar bilemiyorum ama bir insanın yaşamı boyunca en az bir kere şu müthiş sancıyı çekmiş olması gerek diye düşünüyorum.

Ağrıyı çeker ve son çare ondan kurtulmak için dişimizi çektirmeye gitmek isteriz ama bunu bir türlü başaramayız.... İşte olay o noktada başlıyor “dişçi korkusu”.

Almanya’da böyle oluyormuş;

Almanya’da diş hekimleri bu korkuyu yenmenin bence pek de yaratıcı olmasa da, yollarını bulmuşlar. Örneğin, Alman Diş Tedavisi Fobisi Kurumu Derneği, ülkelerinde beş milyon kişide bu korkunun olması nedeniyle harekete geçip genel anestezi yöntemiyle hastaları tedavi yoluna gitmişler.

Ülkemizde de böyle;

Aslında ülkemizde de bundan pek de farklı olmayan bir yöntem kullanılıyor. Yeditepe Üniversitesi Ağız- Diş-Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Şençift de hastaları yarı baygın bir şekilde “bilinçli sedasyon” yöntemiyle tedavi ettiğinden söz etmiş. Her tedavi yönteminde olduğu gibi bu yöntemde de komplikasyonlar olabilir.

Neden işi bu noktaya getirmeden önce çözmüyoruz?

Evet diş hekimiyle bir kere travmatik bir deneyim yaşamamış olabiliriz belki. Ama çocukların bu korkuyla büyümemeleri için yapacak birçok şey var.

Bilindiği gibi birçok şeyi çocukluk döneminde öğreniyor ve hayatımız boyunca aksi bir müdahale olmadıkça, deneyimlerimiz doğu bilip yaşıyoruz. Bu nokta da ise anne-babaya büyük iş düşüyor.

Sonun şöyle çözülür,

İlk yapılacak şey çocuğu belirli periyotlarla diş kontrolüne götürmek. Çocuğun hem alışkanlık kazanması hem de, sadece sancılar içinde kıvranıp gidilen korkutucu bir yer olmadığını öğrenmesi için faydalı bir yol olacaktır.

Onları neden korkutuyorsunuz?

Çocuğun bu dönemde desteğe ihtiyacı vardır, bazı anne-babaların yaptığı gibi kösteğe değil. Çocuğunuzun ileride fobi geliştirmesini istemiyorsanız eğer, “Ödevini yapmazsan seni dişçiye götürürüz dişini çeker” ya da “doktor teyze sana iğne yapar” ya da “polis amcalara veririm seni” gibi anlamsız cümlelerden kaçının.

Evet, size bütün bunlar yapılmış olabilir aileniz tarafında benzer şeylerle korkutulmış olabilirsiniz, ama siz bilinçli birer anne-baba olduğunuzu söyleyip durmuyor musunuz hep.

O zaman siz yapmayın!

Çocuklarınızı korkutmayın!

*******

Hitler, Çiller ve eller!

Çoğu zaman, sözlerin tıkandığı yerde vücut devreye girer ve çevremize duygu ve düşüncelerimiz hakkında mesajlar veririz. Bu mesajları bilinçli vermeyiz, fakat karşımızda beden dilinden anlayan biri varsa olayı hemen çözer. Düşüncelerimizi en etkili ellerimizle dünyaya yansıtırız. İletişimin %93'ünü sözsüz iletişimin oluşturduğu düşünülürse bedenimize çok iş düşüyor demektir.

Dua eden eller

Dua ederken, avuçlar yukarı doğru bakar. Bu davranış, açıklığın dürüstlüğün ve doğruluğun göstergesidir. Bir topluluk karşısında konuşurken avuç içleri topluluğa karşı ise bu iletişim kurmaya çalıştığınız mesajını verir. Dilenciler de bu mesajı verirler.

Hayl Hitler!

Dua eden eller modelinin tersine bir bakalım, burada avuç içi yere bakıyor. Yani, ciddi bir otorite söz konusu demek. Hitlerin Nazi selamını bir hatırlayın milyonları peşinden sürükleyen selamı. Aslında uzağa gitmeye gerek yok, Tansu Çiller de, beden diliyle, özellikle ellerini kullanış şekliyle otoritesini net bir şekilde ortaya koyan siyasetçilerimizdendi. Onun da konuşmalarında avuç içi hep yere bakardı. Özellikle sağ eli.

Eziyete dönüşen tokalaşmalar

Başarılı bir iş görüşmesi yaptınız. Ardından, memnuniyetinizi, ilginizi ve kendinize ne kadar güvendiğinizi anlatmanın yollarından biri olan, tokalaşma tekniğinizle etkili bir final yapmak istiyorsunuz. Aman dikkat! Kaş yapayım derken göz çıkartmayın. Karşınızdakinin elini "mengene" gibi sıkarak özgüveninizi gösteremezsiniz. Sadece itici olursunuz! Hatta sizinle bir daha karşılaşmamak için köşe bucak kaçabilirler bile. İletişim kurmanın uzağından bile geçmeyen bir diğer itici davranış ve kişisel favorim, "Bez bebekler modeli". Dokunmaya korkarlar. Kazayla dokundu diyelim, elinizi parmak uçlarınızdan belli belirsiz tutar ve hemen bırakırlar. Bir an için, dokunduğunuz kişinin canlı olup olmadığı hakkında endişe edersiniz. Ruhsuz mu ruhsuz bir tokalaşma! Bu davranışın tek sebebi, kendine ve karşısına duyduğu güvensizlik ve motivasyonsuzluktur Bir de, "Uyanıklar modeli" var. Samimiyetsizliğin diz boyu olduğu modelde kişi, bir eliyle elinizi sıkarken, diğeriyle de elinizin açıkta kalan kısmını kapatır. Geçmiş olsun! Elinizi kaptırdınız, sırada kolunuz var. Arkadaşınızla bu şekilde tokalaşmak samimiyetin ve dostluğun göstergesi iken, daha önce hiç karşılaşmadığınız birisi tarafından bu şekilde el sıkışmak, samimiyetsizliğin ve sahte bir ilginin göstergesidir. Genelde politikacıların kullandığı bir tarzdır.

Toplum olarak, bir çok konuda abartmayı seviyor olabiliriz ama bir orta yol bulma vakti gelmedi mi artık?

Unutmayın gri de renktir!
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ceyda ŞENEL Fotoğraf
Psk.Ceyda ŞENEL
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ceyda ŞENEL'in Makaleleri
► Beden Dili Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
► Beden Dili ve Yalan Psk.Dnş.Ömer AKTÜRK
► Etkili İletişimde Beden Dili Psk.Dnş.Ömer AKTÜRK
► Beden Dili: Vücudumuz Konuşuyor Psk.Meral YÜNCÜLER
► Beden Dili Bizi Ele Veriyor Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Dişçi Korkusu ve Beden Dili' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kompleksler Mayıs 2008
► Andropoz ve Panik Atak Nisan 2008
► Kişilik ve Dayak Nisan 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:52
Top