Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi (Addt)
Akılcı Duygucu Davranışçı Kuram (ADDK) (Rational Emotive Behavior Theory) ilk Bilişsel Davranışçı Teori'dir. Bu kuramın temellerini oluşturduğu psikoterapi uygulaması ‘Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi’ (ADDT) de ilk Bilişsel Davranışçı Terapi'dir. Dr. Albert Ellis tarafından ilk kez 1955 yılında Rasyonel Terapi adıyla bilim dünyasına kazandırılmıştır.
ADDT’yi daha yakından tanımak için, kuramının gerekçelerini ortaya koyarken Albert Ellis’in hangi düşüncelerden ve kişilerden etkilendiğine bakmak faydalı olacaktır. Ellis, teorisini oluştururken Stoizm, Epiktetus, Marcus Aurelius, Konfüçyüs, Lao Tze, Immanuel Kant, Karl Popper, Alfred Adler ve Neo-Freudçular Erich Fromm, Harry Stack Sullivan ve Karen Horney’den etkilendiğini belirtir. Sonrasında ise Ellis’in teorisi, Davranışçı ekolün kurucusu B.F. Skinner, Bilişsel Terapi’nin öncülerinden Aaron Beck’ten etkilenerek yapılanmıştır.
Ellis ve arkadaşları Rasyonel Terapi’yi geliştirmek için bilimsel araştırmalarına devam ettiler ve teorinin temellerini her zaman bilimsel kanıtlara göre oluşturmayı prensip edindiler. Öte yandan Ellis, teorisini ilk olarak cinsel terapi ve aile terapisi üzerinde uygulamaya başlamıştır. Ellis’e göre bir teori uygulanmadan gelişemez ve hiç bir uygulama da temelinde bir teorik gerekçe olmadan fayda sağlayamazdı (Ellis, 1990).
Psikolojide duygular konusunu ilk ele alan kişilerden biri olan Ellis, Rasyonel Terapi adını verdiği kuramını bu konudaki araştırmalarından sonra Akılcı (Rasyonel) Duygucu Terapi olarak değiştirdi (Jones, 1982; Corsini ve Wedding, 1989). Ardından Davranışçı Kuram’ın kurucularından B.F. Skinner’in deneysel çalışmalarından etkilenerek onun bulduğu yöntemleri psikoterapi alanında değerlendirmeye başladı. Böylelikle Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi (ADDT) ortaya çıkmış oldu (Ellis, 1995). Görüldüğü gibi Dr. Ellis teorisini sürekli geliştirmiştir. En başında sadece bir ‘bilişsel terapi’ olarak Rasyonel Terapi’yi oluşturmuşken zaman içinde duyguları ve davranışları da teorisinin içine dahil etmiştir. Ona göre düşünsel, duygusal ve davranışsal metotların kombinasyonu her açıdan tek başına bilişsel yeniden yapılandırmadan üstündür.
ADDT, pozitif psikolojiye ve 3. Dalga Bilişsel Davranışçı Kuramlara (bilinçli farkındalık temelli ve meditasyon merkezli kuramlardır) yakınlık gösterdiği gibi; Gestalt Terapisi, duygu ve çözüm odaklı terapiler, İnsancıl-Varoluşçu Terapi, Adlerian Terapi gibi birçok terapi kuramından etkilenmiştir.
Tedavi etme etkililiği üzerinde yapılan, klinik ortamlarda gerçekleştirilen bine yakın deneysel araştırmada Akılcı Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi’nin diğer tüm terapi çeşitlerinden daha etkili olduğu kanıtlanmıştır (Beck, 1991; Ellis, 1979; Hajzler ve Bernard, 1991; Meichenbaum, 1977; Lyons and Woods, 1991).
Albert Ellis Enstitüsü ADDT temelinde yürüttüğü psikoloji alanındaki araştırma, danışmanlık ve eğitim hizmetleri doğrultusunda kuramın ilerlemesine ve gelişmesine devam etmektedir.
www.rasyonelpsikoloji.com
ADDT’yi daha yakından tanımak için, kuramının gerekçelerini ortaya koyarken Albert Ellis’in hangi düşüncelerden ve kişilerden etkilendiğine bakmak faydalı olacaktır. Ellis, teorisini oluştururken Stoizm, Epiktetus, Marcus Aurelius, Konfüçyüs, Lao Tze, Immanuel Kant, Karl Popper, Alfred Adler ve Neo-Freudçular Erich Fromm, Harry Stack Sullivan ve Karen Horney’den etkilendiğini belirtir. Sonrasında ise Ellis’in teorisi, Davranışçı ekolün kurucusu B.F. Skinner, Bilişsel Terapi’nin öncülerinden Aaron Beck’ten etkilenerek yapılanmıştır.
Ellis ve arkadaşları Rasyonel Terapi’yi geliştirmek için bilimsel araştırmalarına devam ettiler ve teorinin temellerini her zaman bilimsel kanıtlara göre oluşturmayı prensip edindiler. Öte yandan Ellis, teorisini ilk olarak cinsel terapi ve aile terapisi üzerinde uygulamaya başlamıştır. Ellis’e göre bir teori uygulanmadan gelişemez ve hiç bir uygulama da temelinde bir teorik gerekçe olmadan fayda sağlayamazdı (Ellis, 1990).
Psikolojide duygular konusunu ilk ele alan kişilerden biri olan Ellis, Rasyonel Terapi adını verdiği kuramını bu konudaki araştırmalarından sonra Akılcı (Rasyonel) Duygucu Terapi olarak değiştirdi (Jones, 1982; Corsini ve Wedding, 1989). Ardından Davranışçı Kuram’ın kurucularından B.F. Skinner’in deneysel çalışmalarından etkilenerek onun bulduğu yöntemleri psikoterapi alanında değerlendirmeye başladı. Böylelikle Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi (ADDT) ortaya çıkmış oldu (Ellis, 1995). Görüldüğü gibi Dr. Ellis teorisini sürekli geliştirmiştir. En başında sadece bir ‘bilişsel terapi’ olarak Rasyonel Terapi’yi oluşturmuşken zaman içinde duyguları ve davranışları da teorisinin içine dahil etmiştir. Ona göre düşünsel, duygusal ve davranışsal metotların kombinasyonu her açıdan tek başına bilişsel yeniden yapılandırmadan üstündür.
ADDT, pozitif psikolojiye ve 3. Dalga Bilişsel Davranışçı Kuramlara (bilinçli farkındalık temelli ve meditasyon merkezli kuramlardır) yakınlık gösterdiği gibi; Gestalt Terapisi, duygu ve çözüm odaklı terapiler, İnsancıl-Varoluşçu Terapi, Adlerian Terapi gibi birçok terapi kuramından etkilenmiştir.
Tedavi etme etkililiği üzerinde yapılan, klinik ortamlarda gerçekleştirilen bine yakın deneysel araştırmada Akılcı Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi’nin diğer tüm terapi çeşitlerinden daha etkili olduğu kanıtlanmıştır (Beck, 1991; Ellis, 1979; Hajzler ve Bernard, 1991; Meichenbaum, 1977; Lyons and Woods, 1991).
Albert Ellis Enstitüsü ADDT temelinde yürüttüğü psikoloji alanındaki araştırma, danışmanlık ve eğitim hizmetleri doğrultusunda kuramın ilerlemesine ve gelişmesine devam etmektedir.
www.rasyonelpsikoloji.com
3 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.