Tükenmişlik
Artık kaldıramıyorum.’, ‘Çok yoruldum, bittim, tükendim.’, ‘Tatile ihtiyacım var.’ gibi söylemler yaşamımızın bazı dönemlerinde artabilmekte, uzun çalışma ya da ilişki, evlilik yaşamımızda fazlasıyla kullanabilmekteyiz. Enerjinin bitmesi, yorgunluk ve halsizliğin çoğalması ile ortaya çıkan, bazen iş yaşamının monotonluğuna verilen bir tepki olarak tükenmişlik duygusu ortaya çıkabilmektedir. İlişkilerde tükenmişlik ile; yaşanılan çatışmaların çözüme varmamasıyla, tartışmaların artmasıyla ve kişilerin pes etmesi sonucu bir tepki olarak karşılaşabilmekteyiz.
Maslach, tükenmişliği; ‘Fiziksel bitkinlik, kronik yorgunluk, çaresizlik ve ümitsizlik duyguları yaşayan bireyde olumsuz bir benlik kavramının gelişmesiyle beraber bireyin is yaşamına ve diğer insanlara karsı olumsuz tutumları ile belirginleşen fiziksel, duygusal ve zihinsel bir sendrom’ olarak tanımlamaktadır. Tükenmişlik duygusunun yoğunlaşmasıyla fiziksel, psikolojik ya da davranışsal etkiler görülebilmektedir. Ruhsal kötülük ve bıkkınlık hissinin çoğalması, duyarsızlaşma, tahammülsüzlüğün, öfkenin artması ve mutsuzluk belirebilmekte ya da iş ya da ilişkiyle alakalı davranışların artık tepkisel olmaya başladığı, engellenme ya da ertelenmeler ya da yüzeysel, mesafeli iletişimler görülebilmektedir. Bazı meslek gruplarında tükenmişliğin daha fazla görüldüğü belirlenmiştir. Çatışmaların yoğun olduğu, iletişimin az ya da olumsuz olduğu ilişkilerde de tükenmişlik hissedilmektedir. Kişi kendini kullanılmış ya da amaçsız keyifsiz hissedebilir.
Kişilerarası iletişimin arttırılması, çatışma çözüm becerilerinin kazanılması, stres faktörlerinin azaltılması ya da yoğun stres altında çalışılıyor ise sosyal desteğin arttırılması, spor, yürüyüş gibi aktivitelere başlanması ve devamlılığın sağlanması tükenmişlik duygusunun azalmasına yardımcı olabilmektedir. Bazı durumlarda ise bu bitmişlik hissi çok yoğun hissedilebilir, kronik depresyon, uyku iştah azalmalarının belirmesi, işlevselliğin azalması ya da anksiyetenin çoğalmasına yol açmaktadır, bu gibi durumlarda psikolojik desteğe başvurmak sorunların çözümünde ve hayat kalitesinin artmasına yardımcı olabilmektedir.
Uzm. Kl. Psikolog Şeyma KAMA
Maslach, tükenmişliği; ‘Fiziksel bitkinlik, kronik yorgunluk, çaresizlik ve ümitsizlik duyguları yaşayan bireyde olumsuz bir benlik kavramının gelişmesiyle beraber bireyin is yaşamına ve diğer insanlara karsı olumsuz tutumları ile belirginleşen fiziksel, duygusal ve zihinsel bir sendrom’ olarak tanımlamaktadır. Tükenmişlik duygusunun yoğunlaşmasıyla fiziksel, psikolojik ya da davranışsal etkiler görülebilmektedir. Ruhsal kötülük ve bıkkınlık hissinin çoğalması, duyarsızlaşma, tahammülsüzlüğün, öfkenin artması ve mutsuzluk belirebilmekte ya da iş ya da ilişkiyle alakalı davranışların artık tepkisel olmaya başladığı, engellenme ya da ertelenmeler ya da yüzeysel, mesafeli iletişimler görülebilmektedir. Bazı meslek gruplarında tükenmişliğin daha fazla görüldüğü belirlenmiştir. Çatışmaların yoğun olduğu, iletişimin az ya da olumsuz olduğu ilişkilerde de tükenmişlik hissedilmektedir. Kişi kendini kullanılmış ya da amaçsız keyifsiz hissedebilir.
Kişilerarası iletişimin arttırılması, çatışma çözüm becerilerinin kazanılması, stres faktörlerinin azaltılması ya da yoğun stres altında çalışılıyor ise sosyal desteğin arttırılması, spor, yürüyüş gibi aktivitelere başlanması ve devamlılığın sağlanması tükenmişlik duygusunun azalmasına yardımcı olabilmektedir. Bazı durumlarda ise bu bitmişlik hissi çok yoğun hissedilebilir, kronik depresyon, uyku iştah azalmalarının belirmesi, işlevselliğin azalması ya da anksiyetenin çoğalmasına yol açmaktadır, bu gibi durumlarda psikolojik desteğe başvurmak sorunların çözümünde ve hayat kalitesinin artmasına yardımcı olabilmektedir.
Uzm. Kl. Psikolog Şeyma KAMA
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.