Duygularımız ve Düşüncelerimiz
Düşünün ki, iş görüşmesine gittiniz ve görüşmeye gittiğiniz işe kabul olursanız, maddi açıdan büyük ferahlığa kavuşacaksınız ve uzun zamandır süren iş arayışınız bitmiş olacak. Bir hafta sonra telefon geliyor ve başka bir arkadaşın işe alındığı haberini veriyorlar. Ne yaparsınız, hangi ruh hali içinde olursunuz?
Böyle bir durumda iki kişi düşünelim. Birincisi, bu haberin ardından 3 gün yataktan çıkamıyor ve kimseyle görüşmek istemiyor. Bu işin olmamasından dolayı perişan olduğunu, üzüntüden, umutsuzluktan muzdarip olduğunu anlatıyor. “Bir daha bunun gibi bir iş bulamayacağım”, “ İşi kaybettiğim için değersiz ve başarısızım” ifadelerini kullanıyor.
Diğer bir kişi ise, haberi aldıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup, dertleşmek istiyor. Bir yandan özgeçmişini başka nerelere gönderebileceğini düşünüyor ve gelecek günler için iş arama planları yapıyor. “Bu iş olmadı çok üzgünüm ama belki beni bekleyen daha iyi bir iş vardır”, “İş bulmak ve işe kabul olmak zor bir süreç, bundan dolayı kendimi suçlamamalıyım” ifadelerini kullanıyor.
Bu iki kişiden biri, umutsuz ve mutsuz hissederken; diğer kişi üzgün olduğunu ama umutsuz olmaması gerektiğini hissedip kendini motive etmeye çalışıyor. Peki, olumsuz bir yaşam olayı karşısında ne oluyor da insanlar farklı duygulara ve farklı davranışlara sahip olabiliyorlar.
-Umutsuz olduğu için mi, bir daha iş bulamayacağı düşünüp, yataktan çıkmıyor
yoksa
-Bir daha iş bulamayacağı düşüncesi yüzünden mi umutsuz olup, yataktan çıkmıyor
Düşünce ve duygu birbirini takip eden iki süreçtir. Yaşantılarımızı algılama biçimimiz, yorumlama şeklimiz o yaşantı ile ilgili duygularımızı ortaya çıkartmaktadır.
İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran temel fark, bu düşünme kapasitesidir. Kısacası, Düşüncelerimiz duygularımızı meydana getirmektedir.
Düşüncelerimiz, duygu ve davranışlarımıza neden olmaktadır. Duygulardaki çeşitlilik, düşüncelerdeki farklılık nedeniyle olmaktadır.
Psikoterapide esas amaç, işlevselsiz olan düşünceleri işlevsel düşünceler haline getirmek ve hissettiğimiz duyguların dolaylı olarak değişmesini sağlamaktır.
Shakespeare “İyi ya da kötü yoktur, bunu düşünce yapar.”
Uzm. Klinik Psikolog Merve Ekşi
Böyle bir durumda iki kişi düşünelim. Birincisi, bu haberin ardından 3 gün yataktan çıkamıyor ve kimseyle görüşmek istemiyor. Bu işin olmamasından dolayı perişan olduğunu, üzüntüden, umutsuzluktan muzdarip olduğunu anlatıyor. “Bir daha bunun gibi bir iş bulamayacağım”, “ İşi kaybettiğim için değersiz ve başarısızım” ifadelerini kullanıyor.
Diğer bir kişi ise, haberi aldıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup, dertleşmek istiyor. Bir yandan özgeçmişini başka nerelere gönderebileceğini düşünüyor ve gelecek günler için iş arama planları yapıyor. “Bu iş olmadı çok üzgünüm ama belki beni bekleyen daha iyi bir iş vardır”, “İş bulmak ve işe kabul olmak zor bir süreç, bundan dolayı kendimi suçlamamalıyım” ifadelerini kullanıyor.
Bu iki kişiden biri, umutsuz ve mutsuz hissederken; diğer kişi üzgün olduğunu ama umutsuz olmaması gerektiğini hissedip kendini motive etmeye çalışıyor. Peki, olumsuz bir yaşam olayı karşısında ne oluyor da insanlar farklı duygulara ve farklı davranışlara sahip olabiliyorlar.
-Umutsuz olduğu için mi, bir daha iş bulamayacağı düşünüp, yataktan çıkmıyor
yoksa
-Bir daha iş bulamayacağı düşüncesi yüzünden mi umutsuz olup, yataktan çıkmıyor
Düşünce ve duygu birbirini takip eden iki süreçtir. Yaşantılarımızı algılama biçimimiz, yorumlama şeklimiz o yaşantı ile ilgili duygularımızı ortaya çıkartmaktadır.
İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran temel fark, bu düşünme kapasitesidir. Kısacası, Düşüncelerimiz duygularımızı meydana getirmektedir.
Düşüncelerimiz, duygu ve davranışlarımıza neden olmaktadır. Duygulardaki çeşitlilik, düşüncelerdeki farklılık nedeniyle olmaktadır.
Psikoterapide esas amaç, işlevselsiz olan düşünceleri işlevsel düşünceler haline getirmek ve hissettiğimiz duyguların dolaylı olarak değişmesini sağlamaktır.
Shakespeare “İyi ya da kötü yoktur, bunu düşünce yapar.”
Uzm. Klinik Psikolog Merve Ekşi
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.