2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Secdeye Dönmek Ölümle Yüzleşmek
YAZI #2616 © Yazan Uzm.Psk.Esra ORAS | Yayın Temmuz 2015
Varoluşsal yaklaşıma olan ilgimi her fırsatta dile getiririm.Zira psikolojideki,bilhassa klinik uygulamalarda psikoterapi ekollerindeki açmazlara çok farklı fakat bir o kadar doğru yerden yaklaştığına inanırım.Zaten yazımın başlığını da değerli varoluşçu psikoterapist Irvin Yalom'un "Güneşe bakmak ölümle yüzleşmek" kitabının başlığından uyarladım:) Bir önceki yazımda (http://psikohane.blogspot.com.tr/2014/11/varolussal-yaklasima-capraz-bakis.html) varoluşsal yaklaşıma dair şahsi fikrimi de dile getirmiş, İslam'ın varoluşsal yaklaşımın ortaya koyduğu kaygılara kanaatimce nasıl yerinde ve ne kadar yeterli cevap verdiğini aktarmıştım. Bu yazımda da varoluşsal kaygılarımızdan biri olan ölüm kaygısı ile namaz arasındaki ilişkiye dair bir şeyler karalayacağım.

Geçtiğimiz günlerde bir hocam "namazın kaygı giderici etkisi olabilir zira namaz kılmamak kişide suçluluk uyandırıyor dolayısıyla kişi namaz kıldığında bu suçluluğun yarattığı kaygı azalır" tarzı bir şeyler söyledi. Kısmen haklı olabilir. Kendisinin baktığı pencereden kim baksa bu şekilde düşünmesi normal karşılanacaktır. Ama inanç dairesinden Allah'ın emirlerine yaklaşan bizler için namaz ibadetini bu şekilde yorumlamak oldukça sığ ve yetersiz kalacaktır. Ben sizlere varoluşsal yaklaşımın temel aldığı argümanlardan yola çıkarak namaza dair fikrimi naçizane belirtmek isterim.

Varoluşsal yaklaşıma göre insanın en temel kaygısı ölümdür. Düşünsenize an be an kaçınılmaz sona doğru yaklaşıyoruz. Çok büyük anlamlar yüklediğimiz hedeflerimiz ömür içinde günden güne anlamsızlaşıyor, tükeniyor ve ölümün varlığını eninde sonunda idrak ediyoruz. Fakat öyle bir savunma mekanizmamız var ki bizi bu gerçeğe rağmen ayakta tutuyor, bize bu gerçeği unutturuyor: "Bastırma". Bu gerçeği bastırmasaydık nasıl yaşardık ki? 5 dakika sonramızın garantisinin olmadığı gerçeği ile nasıl öyle uzun vadeli gelecek planları yapabilirdik ki? Yanımızdan cenaze aracı geçerken biz nasıl olur da otobüsü kaçırdım derdine düşüp bütün yol boyu sadece iş yerinde yaşayacağımız meseleye odaklanırdık? Yapamazdık. Hayata ve hayatın getirdiği acı tatlı hiçbir şeye odaklanamazdık. Her an ölebilirim düşüncesiyle ya evlere saklanırdık, evde de ölebilirim deyip sokaklara dalardık, sokakların kalabalığı ile nefesimiz daralırdı. Kısacası yaşayamazdık. Buraya kadar bastırma mekanizmasının gerekliliğinin altını çizmiş bulundum. Lakin şöyle birşey var:Varoluşçu ekole göre bu gerçekten ne kadar ısrarla kaçarsak ve yokmuş gibi yaşarsak psikolojik semptomlar o kadar hızlı filizleniyor ve günü geldiğinde çok farklı psikiyatrik bozuklukların maskesiyle kapımızı çalıyor. Peki o zaman ne yapalım? Yani hem bu gerçeği bastırmadan hem bu gerçekle nasıl yaşayalım? Bu noktada İslam'ın bize açtığı pencere müthiş ışık saçıyor. Bu ışığın kaynağı Hak; o Hakk'a bizi ulaştıransa namaz. Düşünsenize namaz ile her gün 5 vakitte ölümü hatırlıyor, ölümü unutmadığınızı hissediyor, ölümden sonrasına hazırlık yapıyor, ölüme kadarki sürece dair ne kadar kaygınız varsa onlardan birkaç dakikada olsa uzaklaşıyor ve kaygınızın kaynakları ile ilgili Allah'tan yardım diliyorsunuz.Ondan kaçmıyorsunuz, onu bastırmıyorsunuz, susturmuyorsunuz "ama bir gün öleceksin" sesini. Sistemli olarak her gün belli aralıklarla bu gerçekle yüzleşip, onunla hesaplaşıp , onun yarattığı çatışmayı çözme çabası veriyorsunuz. Yani "bastırılmış duygular semptom üretir" diyor ya büyük psikoloji kuramcıları (hani şu psikologların putlaştırıp neredeyse (haşa) Tanrı yerine koyduğu adamlar); işte namazla ölüm başta olmak üzere pek çok kaygıyla yüzleşmiş oluyor kişi.

Şimdi şunu diyen sesler olacaktır muhakkak: "Benim şu kadar rekat bu kadar vakit namaz kılan bir tanıdığım var peki onun neden psikolojik bozukluğu var?". Hemen açıklama getireyim ki sonradan "ah" demeyelim. Çünkü ben burada bir ekolün argümanından yola çıkarak Allah'ın bizden beklediği bir davranışın nedenine dair bir argüman üretiyorum. Salt bu yüzden insanlar psikolojik sorun yaşar demiyorum zira psikolojik bozuklukların kaynağı çok yönlüdür. Bu bir bakış açısıdır. İman ettiğim bir olan Allah'a olan muhtaçlığımızı anlama çabamın bir parçasıdır. Sizlerle de paylaşmak istedim.




Sevgiler!
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.Esra ORAS
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi99 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Esra ORAS'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Secdeye Dönmek Ölümle Yüzleşmek' başlığıyla benzeşen toplam 2 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:16
Top