2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Erken Müdahale: Sosyal ve Ekonomik Bileşenler
YAZI #3094 © Yazan Dr.Psk.Ayça ÜLKER | Yayın Ekim 2016
Çocukluk, özel bir dönem ve kavram olarak modernizmin etkisi ile ortaya çıkmış ve çocuk hakları hareketleri ile beraber önem kazanmıştır. Gelenekselden moderne uzanan süreçte çocuk, pasif bir alıcı olmaktan öte hakları olan ve hakları olduğu vurgulanan bir yurttaş olarak algılanmaya başlanmıştır (Postman, 1995; Erbay, 2013). Çocuk haklarının amacı, çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal açıdan gelişmelerini engelleyecek her türlü durumun önlenmesi ve çocukların toplumda mutlu, huzurlu, sorunlardan arınmış bir şekilde yaşamasını sağlayacak koşulların belirlenmesidir. Bu bağlamda, çocuk haklarının uygulanma biçiminin ise zaman içinde çocuğa verilen değeri ortaya koyduğu görülmektedir. Erbay’a (2013) göre, bir toplumda çocuğa verilen değer çocuk haklarının uygulanması ile doğru orantılıdır. Kağıtçıbaşı’nın yaklaşık 30 yıl ara ile tekrarladığı ve çocuğun değerini ailenin değişimi bağlamında incelediği çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre, 1975’te yüksek olan çocuğun faydacı/ekonomik değeri 2003’e gelindiğinde azalmıştır (Kağıtçıbaşı, 2005). Farklı araştırmacıların kültürlerarası düzeyde incelemeler yaparak ulaştığı bulgular Türkiye’de artık çocuğun ekonomik değerinden çok psikolojik değerinin önem kazandığını göstermiştir (Erbay, 2013). Türkiye’nin çocuk politikasına bakıldığında ise, çocuklara yönelik hizmet sağlayıcıları arasında eşgüdüm bulunmadığı, çocuklara ayrılan bütçenin yetersizliği, çocuk hakları uygulamalarının yeteri kadar iyi izlenmediği, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı, ayrımcılık yapılmaması gibi temel hakların hayata geçirilmesi konusunda önlemler alınmadığı, ülkedeki genel politika ve uygulamaların çocuk haklarını tam anlamıyla kapsamadığı, engelli çocuklara sağlanan evde bakım hizmetlerinin yalnızca ekonomik boyutta kaldığı gibi bir tablo söz konusu olmaktadır (Karataş, 2010; Erbay, 20013). Var olan durum; çocukların herkes tarafından sevilen, sempati duyulan; ancak çocuk haklarının uygulanması ve çocuğun sosyal katılımının sağlanması noktasına gelindiğinde yalnızca “sevgi” olarak kaldığı ikili bir yapıya işaret etmektedir (Erbay, 2013). Buna göre, bütüncül, çok boyutlu, kapsamlı ve dinamik bir çocuk politikasına ihtiyaç duyulmakta olduğu açıktır.
Yukarıda anlatılanlardan hareketle, bu çalışma, çocuğun değerinin irdelenmesi ve bu bağlamda erken çocukluk alanındaki yatırımların sosyal, siyasal ve ekonomik boyutlarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. İlerleyen bölümde; erken çocukluk döneminde gelişim, erken çocukluk eğitimi ve erken çocukluk eğitimine yatırım yapmanın gerekliliği ile bu alanda yapılan yatırımların sonuçları ele alınarak erken müdahalenin temel bileşenleri ve önemi ekolojik bir çerçevede tartışılacaktır.

Çocuğun Gelişimi ve Erken Müdahale Kavramı
Erken müdahale, bir sorunun çözümünden çok çocuğa, aileye ve dolaylı olarak da içinde yaşadıkları topluma sosyal ve ekonomik açıdan yarar sağlayacak, etkileri uzun süreli uygulamalardır (Kartal, Özkılıç,Bilgin, Başal, Oksal ve Demir, 2011).
Her çocuğun potansiyelini en üst düzeyde geliştirme hakkı vardır. Bu hakkın korunması tüm çocukların erken eğitim programlarından yararlanabilmesiyle yakından ilişkilidir. Önceleri, dezavantajlı koşullarda doğan çocukların hayatta kalması için çaba sarf edilirken, artık hayatta kalan çocukların sayısı giderek artmış ve önceliği bu çocukların yaşamlarını tehdit eden koşullara rağmen gelişimlerini sürdürmeleri almaya başlamıştır. Dünya üzerinde bebek ölümleri azaldıkça, temel ihtiyaç çocukları yaşatmaktan erken çocukluk yıllarında gelişimin sürdürülmesine doğru kaymıştır (Myers, 1996). Çalışma hayatına atılan kadınların sayısının artması, kentleşme ve benzeri sosyal değişimler de erken çocukluk yıllarındaki bakım, gelişim ve eğitim yaklaşımlarının geliştirilmesi gerektiğini doğrulamıştır (Kağıtçıbaşı, 2005). Bu durum, erken çocukluk yıllarına yapılan yatırımların etkilerinin hem uzun erimli hem de toplumun büyük bir kesimini etkileme potansiyeline sahip olacağını göstermektedir.
Myers’a (1996) göre çocuk gelişimi, “çocuğun hareket etme, düşünme, hissetme ve başkalarıyla ilişki kurmayı gittikçe karmaşık düzeylerde idare etmeyi öğrendiği bir değişim sürecidir”. Wilmshurst’a göre ise (2013), gelişim; çocuk ve çevresi arasında devam etmekte olan etkileşimlerin bir sonucudur. Çevre ve kalıtımın ortak etkisini gerektiren; aile okul gibi toplumsal kurumların karşılıklı etkileşimi ile şekillenen, çok boyutlu bir düzeni içermektedir. Çocuğun gelişimi, büyümesi ve hayatta kalması birbirini destekleyen eşzamanlı süreçlerdir. Erken müdahale programlarının temel birleşenlerine baktığımızda aynı yapıyı görmek mümkündür. Erken müdahaleyi gelişimsel sistemler çerçevesinde açıklayan pek çok araştırmacı; erken müdahalenin çok boyutlu ve multidisipliner yönünü, aile-okul-toplumsal kurumlar- politikalar gibi geniş bağlamların birbiri ile etkileşimini ve çevre ile kalıtımın ortak etkisini ele almaktadırlar (Schankoff ve Meisels, 2000; Guralnick 2001/2011; Bronfenbrenner, 1994).
Erken eğitim ve müdahaleye neden yatırım yapılmalı?
Pek çok kültürde çocuklar geleneklerin sürekliliğini ve değişimi temsil ederler. Bugünkü çocukların hem sosyal eylem için bir hareket noktası olduklarına hem de gelecekte daha yaşanılır bir dünyanın inşa edilmesine katkı sağlayacaklarına inanılır (Myers, 1996). Öte yandan, çocukların yarının büyükleri ve daha iyi bir dünyanın habercisi olduğuna inanan iktidarlar, hükümetler ve yasa koyucular çocuk gelişimine yönelik politikaları yok denecek kadar az desteklemektedirler.
Şili, Kolombiya, Nepal, Hindistan, Güney Afrika, Bolivya gibi yüksek eşitsizlik oranına sahip ülkelerde fırsat eşitsizlikleri doğum anından itibaren kendini gösterebilmektedir. Örneğin Bolivya’da, ortalama çocuk ölüm oranı yüzde 50’yi aşarken, Guatemala’da çocukların yüzde 40’ı büyüme geriliği yaşamaktadır. Latin Amerika’da kansızlık oldukça sık görülmekte ve çocuklarda fiziksel gelişimde gerilik, zayıf bağışıklık sistemi, psikomotor gerilik gibi pek çok probleme yol açabilmektedir. Farklı araştırmalar, zayıf eğitim çıktılarının ailelerin sosyoekonomik eşitsizlikten muzdarip olmasına bağlamaktadır. Bu ailelerin çocukları genellikle temel eğitim, sağlık gibi imkanlardan yararlanamamaktadır (Myers, 1996; World Bank Group, 2009).
Yeterli oranda erken müdahale; düşük gelirli ailelerin çocukları için fırsatların eşitlenmesini sağlayarak bu çocuklar için daha iyi bir gelecek vaat edebilecektir. Çocuk ile çevresi arasında olumlu bir etkileşim geliştirecek, yetersiz bakım ve beslenmenin negatif etkilerini ortadan kaldıracak, zengin uyarılma sağlayarak erken beyin gelişimine katkıda bulunacak müdahale programlarının geliştirilmesi bilişsel becerilerin gelişmesini ve sağlık sorunlarının azalmasını sağlayarak uzun vadede hem ülke ekonomisine hem toplumsal refah seviyesinin yükselmesine fırsat verecektir. Fakat, dünyanın az gelişmiş ya da gelişmekte olan pek çok bölgesinde bu müdahale hareketleri birbirinden bağımsız ve kısıtlı çabalardan oluşmaktadır (Myers, 1996). World Bank Group verilerine göre (2009), Latin Amerika’da var olan programlar kapsamı dar ve küçük ölçekli projelerdir; örneğin Rio de Janeiro’da belediye kreşlerinde yaklaşık 11.000 aileye hizmet sunulurken; olması gereken sayı bundan yaklaşık on kat daha fazladır.
Oysa ki, bireylere yatırım yapmanın iyi bir fikir olduğu pek çok araştırmacı tarafından ortaya konmuş durumdadır. Mincer (1985) ilk kez deneysel olarak eğitimdeki farklılıkların ilerleyen süreçte ücretler arasındaki farklılıklara da yansıdığını kanıtlamıştır (World Bank Group, 2009). Benzer şekilde, Schultz (1961) da ABD’deki eğitim farklılıklarının üretimin büyümesinde büyük bir önemi olduğunu ortaya koymuştur (World Bank Group, 2009). Becker (1964), ise “İnsan Sermayesi Kuramı” ile insan sermayesine yapılan yatırımın uzun vadede üretimi arttırdığını açıklamaktadır (Erdoğan, 1999). İnsan Sermayesi Kuramı, eğitim sağlık sosyal güvenlik gibi alanlarda insanlara yapılan yatırımların bireysel kazanç, toplumsal refah, yaşam kalitesinin artışı gibi pek çok alanda geniş çaplı etkilere değinmektedir. İnsan sermayesi oluşturmanın yaşamın ilk yıllarında başlayan ve devamlılık gösteren dinamik bir süreç olduğu fikrini ortaya atan Heckman (2006), erken çocuklukta etkin olan faktörlerin yaşamın ilerleyen yıllarındaki gelişimsel çıktılarını ortaya koymaya çalışmıştır (World Bank Group, 2009). Yapılan çalışmalar, çocukların sahip olduğu fırsatlar arasındaki uçurumların azaltılmasının yoksulluk ve eşitsizliğin kuşaklararası geçişini önlemede önemli bir politika aracı olacağını ortaya koymaktadır (Myers, 1996). Benzer şekilde, çocuklarda erken dönemde geliştirilmeye çalışılan bilişsel sosyal duygusal becerilerin okul başarısı ve daha uzun vadede işgücü piyasasındaki üretkenlik için önem taşıdığı belirtilmektedir (Cunha ve Heckman; Word Bank Group, 2009).
Çocuklara erken yaşlarda eşit fırsatlar sağlamayı amaçlayan erken müdahale programları onların sadece yaşıtları ile eşit düzeye gelip okul başarısı göstermeleri ile kalmaz; aynı zamanda ilerleyen yıllarda başarısız olup sınıf tekrarı yapan öğrencilere yönelik telafi programlarına duyulacak ihtiyacı da azaltmış olurlar (Myers, 1996). Bu nedenle, erken müdahale programları ortaya çıkan aksaklıkları çözmeye ya da düzeltmeye çalışan müdahalelere göre daha az maliyetlidir (Bekman, Koç ve Taylan, 2004).
Özetle, erken çocukluk yıllarında çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve öğrenme olanakları sağlayabilecek bir çevrenin çocuğun gelecekteki başarısını olumlu yönde etkileyeceği bilinmektedir bu bağlamda erken eğitim ve müdahale programları gelişimsel yetersizlikleri olan ya da bu riski taşıyan çocuklar ile yetersiz beslenme ve sağlıksız koşullar altında bir çok olanaktan yoksun çevrelerde yetişen çocuklar açısından oldukça önemlidir.

Erken Çocukluk Yıllarında Gelişim Sağlayabilecek Politika ve Yaklaşımlar: Bütüncüllük, Etkileşim ve Ortaklık

Erken çocukluk gelişiminin desteklenmesine ilişkin politikalar ve uygulamalar aşamasına gelindiğinde, “çocuk” birbiri ile ilişkili fakat tamamen farklı küçük parçalara bölünmektedir. Erken müdahale alanının çok disiplinli bir alan olması ve yaşadığımız uzmanlık çağının da etkisi ile konu akademik ve bürokratik uçlar arasında kalmaktadır (Myers, 1996). Konu ile ilgilenen paydaşlar; doktorlar, psikologlar, eğitmenler, sosyologlar, beslenme uzmanları, ekonomistler ve siyasetçiler konuya farklı bakış açıları ile yaklaşmakta ve her biri planlama- programlama aşamasında çocuk gelişiminin farklı noktalarına yoğunlaşabilmektedirler. Bu noktada Myers’in (1996) önerdiği ve Bronfenbrenner’in (1991) da altını çizdiği “toplum kalkınması modeli” incelenmelidir. Toplum kalkınması modeli üçe ayrılır ve ilk basamakta uzmanlık ve liderliğin tamamen dışarıdan geldiği “zorla kabul ettirilen kalkınma” yer alır. İkinci basamakta topluluk kendi kaynaklarını kullanarak kendi girişimini başlatmaktadır (Kendi kendine gerçekleştirilen kalkınma). Toplum kalkınması modelinin üçüncü ayağında ise “ortaklık” yer alır. Erken çocukluk gelişimine dair uygulama ve politikalarda benimsenmesi ve etkili sonuçların gözlenme olasılığını arttırıcı olan, ortaklık modelidir. Ortaklık, toplumsal grupları ilgilendiren sorunların çözümünde toplumsal kurumlarla “birlikte” çalışmayı gerekli kılar; liderlik ve sorumluluk paylaşılır; karşılıklı saygı ve eşitlik söz konusudur. Yüksek düzeyde katılım gerektirir.
Erken çocukluk alanında yapılacak yatırımlar da bu şekilde bir ortaklık içermeli, çocuk gelişimi ve eğitimini bütüncül ve dinamik bir sistem dahilinde değerlendirmelidir. Çünkü, tamamlayıcı ve örtüşen bakış açıları birlikte ele alındığında çocuklardaki ilerlemenin farklı noktalarına ulaşılabilir. Disiplinler arasında ortak bir dil ve anlayış geliştirilerek kavramsal bir bütünlük sağlanır (Guralnick, 2001; Myers, 1996).

SONUÇ
Dünyanın pek çok noktasında, binlerce çocuk doğumlarından hemen sonra hayatlarının geri kalanını büyük ölçüde etkileyecek yetersizliklere maruz kalarak zihinsel sosyal ve duygusal açıdan dezavantajlı olarak büyümeye başlamaktadır. Bununla birlikte çok sayıda bilimsel araştırma, bu dezavantajlı koşulların etkilerinin aza indirilebileceğini ortaya koymaktadır. Bu türden erken müdahale programlarına olan ihtiyaç değişen dünya düzeninin de etkisi ile artmaktadır. Tüm bunlar, erken çocukluk gelişimi alanında yatırımlar yapılması için önemli belirleyicilerdir. Aynı zamanda bu alanda gerekli yatırımların yapılması için sosyal, politik, ahlaki, kültürel dayanaklar da bulunmaktadır. Sağlıklı, çok boyutlu ve bütüncül bir çocuk gelişiminin teşvik edilmesi için pek çok araştırmacı tarafından geçerli nedenler ortaya konmuş ancak gerekli ortaklıklar ve aktif katılım tam olarak sağlanamamış görünmektedir. Bu durumun getirdiği ve ileride yaratacağı olumsuz etkilerin en aza indirilmesi; yerelden başlayarak dünya geneline yayılacak kapsamlı bir strateji oluşturulması, bu konuda güçlü bir talep oluşturulması ve toplumun bilinçlendirilmesine bağlıdır. Çocukların yaşatılması, büyümesi ve sağlıklı gelişmesi için acil, uzun erimli ve toplumsal katılıma bağlı kararlı bir mücadele gerektiği düşünülmektedir.
























Kaynakça

Bekman, S., Koç, A. & Taylan, E. (2004). Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Bir Erken Müdahale Modeli: “Yaz Anaokulu” Pilot Uygulaması. Yayınlanmamış Araştırma Raporu. http://www.acev.org/kaynaklarimiz/arastirmalarimiz-ve-yayinlarimiz adresinden 08.11.2013 tarihinde indirilmiştir.

Bronfenbrenner, U. (1994). Ecological models of human development. In International Encyclopedia of Education. 3, 37-43.
http://www.psy.cmu.edu/~siegler/35bronfebrenner94.pdf adresinden 30.11.2013 tarihinde indirilmiştir.

Erbay, E. (2013). Çocuk Hakları. Yeni İnsan Yayınevi. Ankara.

Erdoğan, S. (1999). Temel insan sermayesi modeli: seçilmiş illerde ekonomik yaklaşım. Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 14(1), 75-95.

Guralnick, M. J. (2001). A developmental systems model for early intervention. Applied Developmental Theory. Infants and Young Children,14 (2), 1-18.

Guralnick, M.J. (2011). Why Early Intervention Works: A System Perspective. Infants and Young Children, 24 (1), 6-28.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2005). Value of children and family change. A three decade portrait from Turkey. Applied Psychology, 54 (3), 317-337.

Kartal, H., Özkılıç, R., Başal, H ve ark. (2011). Hollanda’ya göç etmiş Türk ailelerin çocuklarına yönelik destek projesinin etkileri. 2nd International Conference on New Trends in Education and Their Implications. Antalya.

Myers, R. (1996). Hayatta Kalan On İki. Erken Çocukluk Programlarının Güçlendirilmesi. AÇEV. İstanbul.

Postman, N. (1995). Çocukluğun Yokoluşu. İmge Yayınevi. Ankara.

RAND Labor and Population. (2005). Proven Benefits of Early Childhood Intervention.
www.randorg/pubs/research_briefs/RB9145 adresinden alınmıştır.

Schankoff, J. & Meisels, J. (2000). Handbook of Early Childhood Intervention. 2nd Ed. Cambridge University Press. UK.

Wilmshurst, L. (2013). Clinical and Educational Child Psychology. An Ecological-Transactional Approach to Understanding Child Problems and Interventions. Wiley Blackwell. UK.

World Bank Group. (2009). Erken Çocukluk Gelişimi Latin Amerika ve Karayipler’e Neler Vaat Ediyor? Yönetici Ozeti.
http://siteresources.worldbank.org/TURKEYINTURKISHEXTN/Resources/455687-1290587570663/WB_YoneticiOzeti.pdf adresinden 28.11.2013 tarihinde indirilmiştir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayça ÜLKER Fotoğraf
Dr.Psk.Ayça ÜLKER
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Ayça ÜLKER'in Yazıları
► Çocuklarda Krize Müdahale Psk.Tuğçe ŞAHİN
► Psikososyal Müdahale Hizmetleri Psk.Dnş.Tuncay GÜLEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Erken Müdahale: Sosyal ve Ekonomik Bileşenler' başlığıyla benzeşen toplam 29 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:00
Top